Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı
Ben bu bilgiyi Prof.Dr. Erdem Yeşilada'nın ''İyileştiren Bitkiler'' adlı kitabından iktibas ederek aldım ve yazdım hülasa işkembe-i Kübradan sallamadım.
|
İskembeden salladın demedim. Zaten yazdığın verilerden kullandığın terimlerden alıntı olduğu belli oluyor. Ama işin bir de uygulanabilirlik ve gıda tarafı var. Vaktiyle yağlar üzerine araştırma yaptığım için cla nedir, bitki ekstraktlari nedir, nasıl ayristirilir, özellikleri nedir, ne kadar vardır ve kullanılır bildiğim için yazma gereği duydum. Ben etki etmez demiyorum. Ama hastayı çözüme kavuşturacak kadar bir etkiye sahip olmaz. Şöyle izah edeyim :
Bir nar kabugunu aldın. Evet çok sifalidir. Ama nar kabuğunda pektinden tut antiyosinler, polifenoller, proteinler, yağ asitleri, organik asitler vs bir dünya hatta daha bulunamamış bir sürü madde bileşen var. Ve biz bu maddeleri evde nar kabugunu rondadan geçirip bir tatlı kaşığı içerek " ben hepsini içeyim nar sonuçta ne kadar zararı olacak, yararı olur ancak" deyip icersek gözle görülür bir şifa saglayamayiz. Etki eder ama ne kadar? Çünkü :
1 tek adet narda bize şifa gelecek kadar lipid koruyucu yoktur. Bu koruyucular ppm düzeyinde kalır. Ve o nardan siz 5 ml içiyorsunuz. Ve bunu sindirim yoluyla kana karışmasını istiyorsunuz. Acaba kişi bunu ne kadar sindirdi? Kanına ne kadarı geçti? Bu da ayrı bir araştırma konusu. Mesela yumurta kabuğu da kalsiyum açısından çok zengindir. Ama onu direkt toprağa atarsınız o toprak kalsiyum ile zenginlesmez. Önce o kabukların zarlarinin ayrılması gerekir. Daha sonra o kabuklar firinlanir. Firinlandiktan sonra ogutuler yüzey alanı genişletilir. Sonra şad bir sirkeyle muamele edilerek yakma işlemi gerçekleştirilir. Sonra sirkeden arındırmak için yikanilip tekrar kurutursunuz. Elinizde saf kalsiyum kalır.
Ama bu bahsettiğiniz çalışmalar hep yapiliyor. Aromatik bitkiler grubunda çok değerli meyveler sebzeler otlar var. Bir çoğu da gelecek vaad ediyor. Bunlardan fayda sağlamak için fabrika veya işletmeler gerekiyor. Bir iki ton nar kabuğu işleyip, gereken bileşikleri kabuktan çekilip bunları tablet veya sıvı formda depolayip piyasaya sürmek gerekir. Bu bahsettiğiniz çalışmalar da o tarz girişimlerin on çalışması olarak referans oluyor. Yanlıştır yalandır diyemem, demem ama pratikte umut baglayip üzülmesin kimse.