Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Gavsı Sani vefat etmiş.
Tekil Mesaj gösterimi
  #40  
Alt 09.09.23, 14:45
fuumaster fuumaster isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 05.05.23
Bulunduğu yer: Gebze / Kocaeli
Mesajlar: 75
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
ata103 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sen mübarek dediğin adamı o kadar ilahlaştırmışsın ki sana ne kadar hüccet getirsem bile düşüncenden vazgecmeyeceksin
cenazedeki kalabalık hakkı gösteriyor ise İngiltere kraliçesi 2. Elizabeth'in cenazesindeki kalabalığa bak onun dini de hak o zaman değil mi ACİZKUL ! sana soru soracağım sadece sorduğum soruya cevap istiyorum

Madem tarikatcılar ehli sünnet Allahtan başkasından yardım istemek, Birinin yüzü suyu hürmetine dua etmek,Şeyhin tövbe dağıtması,Rabıta yapmak Bunlardan birisi bile ehli sünnette yok bidat ve şirkten ibaret siz ehli sünnet değilsiniz ehli bidat ehli tarikatsınız eğer sünnette bu saydıklarım var ise bana delil getir eğer getiremezsen Allahın laneti senin üzerine olsun

Yazdıklarınızın hepsini, tartışmaların hepsini okuyamadım bile. hitap şeklimden ve cevabımın yönünden sebebini herkes anlar zaten.
Özcelikle dinimizde asla ama asla ölünün, vefat etmiş olan birinin arkasından kötü konuşulmaz. Önelikle bunu hatırlatırım. Tartışmalardan gördüğüm şey se ne t bir şekilde şu. ayağınızı diretmişsiniz ispat istiyorsunuz sözde. size hiç bir şeyi ispatlamak zorunda değil kimse. Ben nasıl kendimce kendimi aciz, bilinçsiz, hidayeti az, ,imanı zayıf bir kul olarak görüyorsam kendimi sizide aynı görüyorum üzülerek ne yazıkki. siz ve ben görmediğinizi, bilmediğinizi, inkar edicek düzeyde nefsi ispatttayız. Şimdi bununla ,ilgili şöyle bir örnek vereceğim . bunu inkar etmeye kalmayın çünkü dünya genelinde kabul görmüş büüyk islam alimleir aktarmıştır ki Hz ali rada-yallahu and efendimiz şöyle buyurmuşlar. " Görmediğim Allaha inanmam. " bunu açmaya kalmayın sakıın anlamassınız. görmediğiniz içindir. bunu çok görmem ne size ne kendime. size ikinici bin yılın mücedditi tüm dünya islam alimlerinde örnek laınmış, doğruluğuı, mücedditliği onaylanmış imamı rabbani hazretlerinin mektubatından öyle kelimeler, öyle c
ümleler aktarırım ki ilim ehli olmayan dini inkar eder ve imanındna olucak seviyeye gelir. burda kimsenin imanına sebbe olmamak için açmayacağım aklım agelen bir örneği mektubattan. oynamayı kesin lütfen. siz görmediğinize inanmamaya şuan olduğu gibi devam da etseniz yada yerine kendinize başka yolarda bulsanız aslında arkadaşlardan biri size verilecek cevabı vermiş. " lekim diniküm veliye din." gene anlamamışsınız. insanlara, düşüncelerine, yaşam tarzlarına tüm toplumlarda, tüm inanaçlarda hak olsun veya olmasın saygı duyulur. sizde kimseye, hiç bir fikra saygı yok anlaşılan. sebbei çok basit kaldırmayorsunzu ne ağırınıza gidiyor bilmiyorum. Ancak şunu bilir şunu söyleirm Hidayet ancak ve ancak sadce allahtandır. allah hidayetimizi artırsın. imam maturudi üzere, ehli sünnet vel cemaat olarak dosdoğru bir itikad versin biz acizlere inşaallah.
Şöyle bir örnek daha vereceğim. seyyid abdul kadir geylani hazretleri zamanıda allah dostunun birtanesi mübarek ismini unututm affetsinler inşallah kendin kutupülarifin ve gavstam sanmaya başlamış. konu bu şekilde anlatılıyor orjinal kaynakta. Makam mertebe sahibi allah dostu büyük bir zat. derken bir gün seyyid abdulkadir geylani hazretleri ziyaret eder kendisini. ve nazik bir uslupla kendisine kendisinin kutbul arifin yada gavs olamsığını izah eder, söyler. kendisi inanmaz burada sizin abdubaki hazretlerinnin makamına inanmadığınz gibi. bunu üzerine abdulkadir geylani hazretleri mecbur kalır ve sırırı açıklar kendisine. serki. size şu zamanda, şu günde, şu saatte duvarın içinden elimizi uzatıp el veren bizidik. mübarek anlar ki el aldığı kii abdulkadi r geylani hazretleridir. dolayııs ile kendisinden daha büyük irşad makamından olanda abdulkadir geylani hazretleri oalcağındna kendisinin gavs yada kutbul arifin olamı mümükün değildir. Gavslık sizin bahsettiiğiniz şekli ile esmaül hüsnada kisıfatlardan isimlerden "El mugis " ismi şerifi ile sizin bahsettiğiniz şekilde bağlantılı değldir. allah tarafından yer yüzünde yaşamakta olan allah dostlarına verilenmanevi bir makamın bizim dilimizdeki şeklidir.
şunu untmayın ki bununla beraber ayeti kerimede buuyruyor ki allahü teala " yer yüzünde öyle dostum vardır ki onun tutan eli olurum, gören gözü olurum, duyan kulağı olurum. " işte allah bu şekilde dostlarına, velilere, evliyalara bu yönde yetki veiri dilerdiği zaman diladiğine keramet şeklinde görerek, duyarak yada manevi eli aracılığı i,le yardım ettirtir. buna öyle bir örnek vereceğim.sahihtir. adana yüreğir ileçesi merkez köyleirndne birinde köyünismini unutum bir allah dostunun türbeis var. ismin unutum affetsinler. öle bir dost ki osmanlı padişahı bğadatı fethe giderken bizza ordunu yolunu uzatıp ordusuyla birlik uğrayıp bu zata sağlığında kendinden bagdatın fethi için dua istemişitr. mübarek duamız sizinledir elbette padişahım.ancak bizimde sizden bir isteğimiz olacak. yanımızda osman isimli bir seyyid mevcut. çok genç. istanbula yeniçeri ocağına girmek için üç defa gititi ancak bıyığında tarak durmadığı çin alınmadı. muradı yeniçeri ocağına alınmaktır. kendisni yeni çeri ocağına alırmısnız der. padişah emir veriri osman izimli seyyid yeni çeri ocağıan alınır ve sefere öyle gidilir. herks duymuştur genç osmanın haikayesini. mehteeranda geçer. " allah allah deyip geçer genç osman" , " bağdatın içine girilmez yastan." işbu mehter marşı istanubulun fethinde ulubatlı hasan gibi şehid düşümüş, ulubatlı hasan gibi nam salmış ve savaşın kaderini değiştirecek büüy kahramanlıklar göstermiş ve orada şehid düşmüş bir seyiddir. padişah sonrasında mehter marşı yazılıp namının yaşatılmaıns ister. gelelim alsıl konuya. adanadaki buzatın türbesinin önünden geçen bir yahudinin arabası çamura saplanır. çıkaramaz ne yapsa. ve bir komşusundna müslüman bir komşusundna duyduğu şekli ile nida eder. aklından tereddüt etmez. olup olmayacağını aklına bile getirmez. gayri ihtiyarı bir nidadır bu. " yetiş ya seyyid abdulkadir geylani " der ve o an arabanın arkaasında bir zat beliriri. arabayı itmesine yarıdm eder ve arabayıçıakrırılar çamurdan . araba düze çıkmıştır. yahudi geir dönertma teşekkür edecektirki şunu duyar. " burada mu mübareğin türbesi varken neden bizi o kadar uzaktan çağırır yorarsın. bizi çağırmana gerek yok. " şimdi işin özü. allah dilediği kuluna dilediği dostuna dilediği zman ve erde dilediği şekilde keramet veiri. bun sizin veya benim görmemem inkar etmemizi gerktirme.zşeytana gözünü kırpana kadar geçen sürede ( 0, 25 salise ) dünyanın ertrafında bir tur atıp geri gelecek ve bunu karşısındakine hissettirmeden yapacak kadar ilim, hız evren dostuna neler vermez. ister zahiren yaşasın ister vefat etmiş olsun Allah dostlarının kerametlerini inkar etmek ince düşünüldüğünde haşa bir nevi allahın ilmini, allahın kudretini, allahın dilediğine dilediği zamnada dilediğini dilediği şekidle bahşedebileceğini red etmek gibidir.
ben görmeidm diye, ben zahiren şahid olamdım diye hiç kimsenin her ne olursa olsun hiç kimsenin kerametini inkar edemem. ancak şüphe edersem o şüpheyi dile de getirmem. en fazla yapacağım şahsen orda uzak durmak olur en çok. nefsin oyununa gelmeke için elbette.

kimsenin kimseyi ilahlaştırdığı falan yok. taikatte tövbe allaha dır. el alarak tövbe etme ise alalhın dostu olduğu , mürşidi kami l olduğukişinin yol göstermesi. dua etmesi yardımı ile allaha, doğru tövbeye ulaşmada yardım almakatır. zira tasavvufta ehli tarikata tövbe aldıkalrında mürşidinin ervahı allah atarafından yaratılıp o müridin yanına verilir. inanıp inanmamakta serbestsizzi elbette. ancak şunu belirteyim ki o ervah müridin mürşid ile ilişkisini organize etmeye, ona allah ulaşma yolunda yardımcı olmaya, onun mimanını korumaya yardımcı olur. mürid belirli bir makama geldiğinde ulvi ruhları, melekleri, ve bu ervahı kendi gözü ilede görebilir. kendi yaşadığım bir örnek anlatacağım size. çoğumuz duymuşuzdur aşık sefai ismini. ariftir, ozanlarımızdan aşık sefai allah rahnet eylesin büyük kitlelerce tanınan bir ozandı.alakasız birşekidle çarşıda gezerken kendisi yakaşık 6 yada 7 metre emsafeden bana seslendi. kendisi beni hiç görmemişti. ilk defa karşılaşıyorduk. bense kendisini televizyondan tanıyordum. televizyonda görmüütüm bir programda. seslendiğinde başka tarafa bakıyorudm ancak nasıl olduğuunu bilemeidğim bir şekidle bana hitaben söylediğini duyup direk ona döndüm . göz göze geldiik. oona dönmeme ona bakmama sebeb olan cümle şuydu. "bizede dua ediniz ilnşallah " söylemeye başladığında bir şekidle bana söylendiğini hissedip ona döndüm. ve cevap verdim. " dini islamın büyüklerinin duası olsun inşalalah" ve fırsattan sitidfade edip bende ekeldim. " sizde bize dua ediniz inşallah. " kimi gördü, ne gçrdü bilmem. beni tanıamdığın ilk karşılaştığıjjmızı biliyorum keisn oalrak. ancak iiltisaplı olduumdan ötürü görüp görebileceği şeyin sadece ama sadece yanımda hazır olan ervah olduğunun bilincindeyim.
bununlşa ilgili bir anlatı daha var tasavvufat. bir gün hz ali efendimiz peygamber efendimizn yanıan gelir. ağlamaklıdır, yaknız, sızlanı ve derki.
" ya resulallah nereye gitsem, ne iş yapsam hep yaımdasınız. hep yanımda görüyorum sizi " Peygamber effendimiz cevap verir. " çok güzel maşallah. " ali efendimiz kendini tekrar der. " ama günah işlerkende, hacet görürüken de ya resulallah, utanıyorum. "
neyse kısa keseyim. burada gördüğünüz gibi sahabede özzelliklede hz ali efendimizde tazavvuf kaynaklarında aktarılana göre peygamber efendimzin ervahını görmekte ve sürekli an be an o ervah ile birlikte olduğunu beyan etmekteydi. şimdi sormuyorum, cevapta istemiyorum. tek isteği bunları okuyan kişilerin, okumak nasip olanların kedilerini tartıp, neye inanıp inanmıyacaklarını kendileri karar vermeleri. bahsettiğim gibi hidayet ancak allahtandır. kimin neye inanıpinanmadığı bu babda beni bağlamaz. istesemde elimden bişi de gelmez zaten.


Alıntı:
ata103 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster






Birisi budizm diğeri ise yaşadıkları SÖZDE İSLAM !
En doğrusunu allah bilir. her insan her kul kendi yolunda kendi hidayeti derecesinde kendi imanı ile sorumludur. yalnız uyarabilir yada bildiklerimizi yaplaşabiliriz. ancak bu eleştiri yönünde olmamamlı, kavga şeklinde olmamalı, mümükünse bilgi paylaşımı şekilden olmalıdır. amacım sizi yada başka ca hiç kimseyi krımak değil. asla da olamaz. ve her ne olursa olsun benim siizn inandıklarınıza, inancınıza, yaşayışınıza dil uzatma hakkım olmadığı gibi siznde veya başkalarıın hakkı yoktur. bunu unutmamk gerek ki bu nktada sizi kınıyorum. çünkü taziye mesajları arasıdna ayzdığını bu dil uzatmalar haklı da olsa haksız da olsa yersiz vede yapılmamaıs gereken bir yerde yapılmamış durumda. tepkimi ise şu şekilde sınıflandırmaya çalışacağım.
yanıma geçmiş zman yılalr önce bir arkadaş aldım. müsafir. ebnde misafir oalrka kalıyordu. allah biliyor hiçbi r şey istemeidm ondan abartılı oalbilecek. hiç bir şeyinede karışmadım elimden geldiğince. ama haşa eleman tam bir dengesiz çıktı. haşa allaha küfrediyorcasıan önüne gelen " allahını ......" şeklidne küfür ediyordu. benim yanımda etmesede fısıltı duyar gibi duyuyor ama konduramıyordum. yanlış duymuş olabilceğimi. nefsimin oyun olduğunu düşünüyordum. bir sabah uyandım onun gürültüsüne. net bir şekilde duydum küfrünü. kaltım hışımla çıtım odadan. yanına gidip defolup gitmeisni , asla geri gelmemesini söyledim. özür diledi. dedim ki bendne özür dileme . bana küfür etmedin. hatrına seni misafir olarka evime alıp ağırladığıma küfür ediyorsun. küfür ettiğin yerden özür dile. gayri ihtiyari inanıpta imanı oluta biliniçsizce adiyorsa tövbe eder diye düşündüm. iamnı yoksada kendi bilir. yapabilceğim bişi yok. olayı anlattığımda benide bildiklerinden anlattığım kişiler hangi hastanede yatıyo yoksa öldürdünmü dediler . uzak doğu sporlarıda yaptığım için geçlikte bulaşması zor biriydim kısacası. ama elmi bile kaldırmadım o hiddetime ve sinirime ragmen. ama ödü koptu onunda altına edicekti korkudan az kalsın. öleki korkudan tir itr ittredi tüm bedeni ile bacaklarından başlayıp. onu dövsemde faydası yoktu. ama esas aklıma gelen şu kıssa idi. hz musa aleyhisselamı örnek aldım. musa aleyhisselam bir mağarada yalnız başıan yemek yapar. ocakta yemek pişerken düşünür ve yalnız yemese bir misafiri olsa ne iyi olur. bereketi artar vesaire. derken zuakta biri beliriir. musa elyhisselam o kişiyi çağırırı yanıan davet eder sofrasına. yaşlı 85 yaşında birleinde baston bir ihtiyardır adam. otutur muhabbete koyulurlar. musa aleyhisselam sorar. buralardamusa diye biri varmış. allahı elçisi ve peygamberi olduğnu söylüyorlar. tanıyormusun. diye sorar adam cevap veriri allah a inanmıyorum ki musaya inanıyım. musa aleyhisselam kızar alalh ansıl inanmassın. defol git. adamı tartaklayarak dövercesien kovar. defolup gitmeisni ona verecek yemeği olmadığını söyler. adam gititikten sonra cebrail aleyhisselam gelir. " bak görüyormusun musa adam iki dakika sabredemedin. kovdun yemeğini paylaşmadın. oysa o beni inkar etti. bana inanmadı. 85 yaşında bana 85 yıldır küfür ediyor. ben buna ragmen onca yıl onu hiç aç bırakmadım. hiç bir ihtiyacını eksik etmedim. o ban inanmıyordu. " bunun üzerine musa aleyhisselam adamın peşine koşar.özür diler geri yemek yemesi için sofraya davet eder. adam sorar. o çok sevdiğin allahına inanamaıdğım için beni kovdun. şimdi neden özür diliyorsun. şimdi ne olduda geri çağırıyorsun beniöldürecekmisin. onun içinmi geri mağaraya çağırıyorsun. musa elyhisselam cebarail aleyhiseelam aracılığı ile gelen vhaiyi anlatır. adam derkisana yaşımı söylemeidm. ben kısa anlattım orda cebrail aleyhiiselama dma hakında kismenin bilmediği bilgilerde aktarır. addam bunları kimsenin bilmeidğini. hiç kimsenin bilemiyeceğini fark eder ve musa aleyhisselam şimdi inanıdm alalhına. ban ögret, öğrenmek sitiyorum diyerek iman sahibi inançlı biri olur. aklın yolu birdir. herkes bildiğince yaşayıp bildiğince inanır. umlur i rabbisi hidayet etsin, itikad dımızı düzltipimanımızı güçlendirsin.
tüm bu anlattıklarımın sonunda bir arkadaşın daha önce dediği gibi eger genede inanamaz sanız inandıklarımıza, illada inanmak zorunda değilsiniz ama cevap sizde kalsın. paylaşıma ve tartışmaya devam etmeyecek ve hiç bir şekidle cevap vermeyeceğim çünkü. vereceğiğm tek cevap " leküm diniküm veliye din " olur ve olacaktır.
tartışmaya devame tme yolunda olur daha da uzarsa tartışma ben katılmamakla birlikte tartışmaya.

Men lem akvâlüna terdeuh
Fezâke an sudûdinâ tedfeuh.

Ve kad mekerû mekerahum ve
indallâhi mekruhum ve in kâne mekruhum li tezûle minhul
cibâl.

Eve men kâne meyten feahyeynâh.

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147