İslâm dininin eşsiz görüşlerinden birisi de çocukların, Müslüman olmayan anne ve babaya karşı iyi davranmaları gerektiği görüşüdür. Buna göre anne ve baba müşrik ve kâfir olsalar, hatta bu şirklerinde ve küfürlerinde aşırı gitseler bile, söz gelişi küfrü yaymak için uğraşsalar ve kendi Müslüman çocuklarını dinlerinden vazgeçirmeye çalışsalar bile; çocuklarının onlara karşı gelerek gönüllerini kırması haramdır. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Biz, önce bana, sonra da ana babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş yalnız banadır. Şayet anan ve baban, hakkında bilgin olmayan bir şeyi körü körüne bana ortak koşman için seni zorlarlarsa; onlara itaat etme, fakat onlarla dünyada iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonunda dönüşünüz yalnız banadır. O zaman size, yapmış olduklarınızı haber veririm.”(Lokman suresi 14-15.ayet) bu iki âyet-i kerime ile yüce Allah, evlâtlarını harama sürüklemek isteyen anne ve babaya itaat edilmemesini emretmiş, fakat aynı zamanda gönüllerini kıracak bir söz de kullanılmamasını tavsiye etmiştir. Çünkü “yaratıcıya isyan konusunda hiçbir yaratığa itaat olmaz”. Hal böyle olunca, yüce Allah’a ortak koşmaktan daha büyük bir isyan düşünülebilir mi? Fakat buna rağmen yüce Allah, dünya hayatında ana baba ile iyi ve hoş geçinmeyi, onların durumundan etkilenmemek için imanı koruma konusunda dikkatli olmayı, doğru yoldan sapmadan bu şekilde inançsız anne ve baba hakkında kimsenin kimseye fayda veremeyeceği kıyamet gününde yalnız yüce Allah tarafından verilebilecek hükmü yüce Allah’a havale etmeyi ve onlara karşı saygısızlık etmemeyi emretmiştir. İşte bu, İslâm dininin, hiçbir dinde eşine rastlanmayan eşsiz hoşgörü anlayışıdır.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|