Yani tirmizi kenara koy madem Senin için özel uğraş kaynağını sorma nasıl bulduğumu incele tek aramada çıkanlar.
-------------------
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 400 : -"Allah'ın Kitabı (na uymak)dır. O'nda sizden önceki (milletlerin ahvâliyle ilgili) haber, sizden sonra (kıyamete kadar) gelecek fitneler ve kıyâmet ahvâli ile ilgili haberler mevcut. Ayrıca sizin aranızda (iman-küfür, taat-isyân, haram-helâl vs. nevinden) cereyân edecek ahvâlin de hükmü var. O, hak ile batılı ayırdeden ölçüdür. O'nda herşey ciddîdir, gâyesiz bir kelâm yoktur. Kim akılsızlık edip, O'na inanmaz ve O'nunla amel etmezse, Allah onu helâk eder. Kim O'nun dışında hidâyet ararsa Allah onu saptırır. O Allah'ın sağlam ipidir. O, hikmetli olan zikir dir, O dosdoğru yoldur. O, kendine uyan hevaları koymaktan, kendisini (kıraat eden) delilleri iltibastan korur. Alimler ona doyamazlar. Onun çokca tekrarı usanç vermez, tadını eksiltmez. İnsanı hayretlere düşüren mümtaz yönleri son bulmaz, tükenmez, O öyle bir kitaptır ki, cinler işittikleri zaman şöyle demekten kendilerini alamadılar: "Biz, hiç duyulmadık bir tilâvet dinledik. Bu doğruya götürmektedir, biz onun (Allah kelâmı olduğuna) inandık" (Cin 1). Kim ondan haber getirirse doğru söyler. Kim onunla amel ederse ücrete mazhar olur. Kim onunla hüküm verirse adaletle hükmeder. Kim ona çağrılırsa, doğru yola çağrılmış olur. Ey A'ver, bu güzel kelimeleri öğren."
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 400 : Ebu Dâvud, Salât 349, 1455. H; Tirmizî, Kırâ'at 3, 2946 H.; Müslim, Zikir 38, 2699 H; İbnu Mâce, Mukkaddime 17, 225. H.
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 1400 : "Dileyen telbiye getirirdi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) müdâhale etmezdi. Dileyen tekbir getirirdi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)ona da mudâhale etmezdi! Dileyen de tehlil getirirdi, ona da müdâhale etmezdi. Bizden kimse, (farklı zikir ler de bulunduğu için) arkadaşını ayıplamazdı. "
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 1400 : 1481 - Nübeyşe (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biz sizleri, kurbanların etinden üç günden fazla yemenizi, birçoğunuza kurban eti ulaşsın diye yasaklamıştık. Şimdi, Allah Teâla bolluk verdi. Artık yiyin, biriktirin ve ücret isteyin. Haberiniz olsun, bu bayram günleri yemek, içmek ve zikir günleridir."
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 1500 : 1523 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhisslâtu vesselâm) ilerledi, Mekke'ye girdi. (Doğru Beytullah'agiderek) Haceru'1-Esved'e geldi, (ilk iş) onu istilâm buyurdu. Sonra Beytullah'ı (yedi şavtta) tavaf etti. (Tavaf tamamlanınca) Safâ tepesine geldi, oradan beytullah'a baktı. Ellerini kaldırıp Allah'ı (tekbir, tehlil, tahmid ve tevhitle zikretmeye başladı ve Allah'ın zikretmesini dilediğince zikretti, dua etti. Bu sırada Ensâr (radıyallahu anhüm) da onun aşağısında (aynı şekilde zikir ve duada bulunuyordu)."
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 1800 : "Ey Allah'ın Resülü! dedi, bu zikir Allah içindir. (O'nu senâdır), kendim için dua olarak ne söyleyeyim?"
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 2800 : 2847 - İbnu Mes 'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) teşehhüd okuyunca şu mealde zikir de, duada bulunurdu: "Hamd Allah'adır, O'na sığınır, O'ndan mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden de O'na sığınırız. Allah kime hidâyet verirse onu kimse sapıtamaz, kimi de sapıtırsa onu kimse hidayete götüremez. Şehâdet ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Resûlüdür. O'nu hak ile, Kıyametten önce müjdeleyici ve korkutucu olarak gönderdi. Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse doğru yolu bulmuştur. Kim de o ikisine isyan ederse, (bilsin ki) sadece kendisine zarar verir, Allah'a hiç bir zarar verermez."
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 3200 : Müslim, Zikir 95, (2738).
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 4400 : "Yani Allah Teâla Hazretleri benim ismimi size zikir mi etti?" diye sual etti. Aleyhissalatu vesselam:
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 4600 : "Namaz, oruç ve zikir Allah yolunda infak üzerine yediyüz misli katlanır."
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 5800 : - Konuşma halimin zikir olmasını,
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 5800 : "Ademoğlu'nun, emr-i bi'l-ma'ruf veya nehy-i ani'l-münker veya Allah Teâla hazretlerine zikir hariç bütün sözleri lehine değil, aleyhinedir."
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 6100 : 6198 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Müslüman bir kimse, namaz ve zikir için mescidi vatan edindiği (çokca gitmeyi alışkanlık haline getirdiği) zaman Allah'ın onun bu halinden duyduğu sevinç, tıpkı gurbette adamı olan kimselerin onun yanlarına dönmesiyle (kavuşmaktan) duydukları sevinç gibidir."
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 6200 : 6272 - Hz. Cabir İbnu Abdillah radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gün) bize hitap etti ve dedi ki: "Ey insanlar! Ölmezden önce Allah'a tevbe edin. (Musibet hastalık, yaşlılık gibi) ağır meşguliyetlere düşmezden önce salih ameller işlemede acele edin. Çok zikir ederek, gizli ve açık çok sadaka vererek Allah'a karşı üzerinizdeki borcu ödeyin ki bol rızka, ilahi nusrete ve ıslah-ı hale mazhar olasınız. Bilesiniz Allah, benim içinde bulunduğum şu makamda, şu günde, şu ayda, bu yıldan Kıyamet'e kadar devam etmek üzere Cum'a namazını farz kıldı. Kim bunu, benim sağlığımda veya ölümümden sonra adil veya zalim bir imam oldukça, istihfaf ederek veya inkar ederek terkedecek olursa Allah onun iki yakasını biraraya getirmesin, işine bereket vermesin. Haberiniz olsun! O kimsenin tevbe etmedikçe ne namazı, ne zekatı, ne haccı, ne orucu, ne de makbul bir iyiliği vardır. Kim de tevbe ederse Allah onun tevbesini kabul eder. Haberiniz olsun! Bir kadın bir erkeğe imamlık yapamaz. Bir bedevi de muhacire imamlık yapamaz. Facir de mü'mine imamlık yapamaz. Ancak fasık zor kullanır mü'min de onun kılıncından ve kamçısından korkarsa bu durumda imama uyar."
Kütüb-ü Sitte - Hadisler 6800 : 6866 - İbnu Abbas radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselam Akabe cemresine taş attığı zaman hemen geçiyor (orada dua ve zikir için) durmuyordu."
----------------------------
Sahih-i Buhari - Bölüm 4 : BÂBU BED'İ'L-EZÂN İMAMA UYAN KİMSENİN, İMAMIN SELÂMINI MÜTEÂKİP SELÂM VERMESİNE DÂİR ITBÂN HADÎSİ Abdullâh b. Abbâs Şöyle demiştir: Halk farz namazdan çıkınca yüksek sesle zikretmek (tâ) Nebiyy-i Ekrem salla'llâhu aleyhi ve sellem'in zamânında var idi. (Aynı sened ile) İbn-i Abbâs radiya'llâhu anhümâ:
"Ben bu sesi işitir işitmez bununla (yâni zikir seslerinin yükselmesiyle) namazdan çıktıklarını anlardım" der. 465
Sahih-i Buhari - Bölüm 10 : Hz.Ali'nin fazîleti RESÛL-İ EKREM'İN ALÎ İLE FÂTIMA'YI TALTÎFİ;PEYGAMBERİMİZİN KIZI FÂTIMA'YI ESİR İSTİHDÂMINDAN MEN'İ VE BUNDAKİ YÜKSEK GÂYE Alî b. Ebî Tâlib Rivâyete göre, Fâtıma radiya'llahu anhâ bir ara değirmen çevirmekten eline hastalık gelmişti. O sırada Nebî salla'llahu Aleyhi ve sellem'e getirilen esirlerden bir hizmetçi istemek üzere gelmişti. Fâtıma Resûla'llah'a gittiğinde onu bulamadı. Yalnız Âişe'yi buldu ve ona derdini anlattı. Nebî salla'llahu aleyhi ve sellem geldiğinde Âişe, Fâtıma'nın geldiğini haber verdi. Hazret-i Alî der ki: Bunun üzerine Nebî salla'llahu aleyhi ve sellem bize geldi. Ve bizi yatağımızda yatarken buldu. Hemen ben kalkmağa davranırken Resûlullah bize: - Yerinizde durunuz! buyurdu. Ve ikimizin arasına oturdu. Hattâ ben göğsümün üstüne dokunan iki ayağının serinliğini hissettim. Sonra Resûlullah: - İyi dinleyiniz! Sizin benden istediğiniz esir hizmetçiden daha hayırlı size bir şey öğreteyim mi? Siz (gece) yatağınıza girdiğinizde otuz dört def'a Allahu Ekber; otuz üç kere de Sübhâna'llah dersiniz, otuz üç def'a da El-Hamdü li'llah dersiniz.
Bu yolda zikir size hizmetçiden hayırlıdır! buyurdu. 1498
şu anda zikir çekiyorum hadi iyi geceler.