Bediüzzaman hazretleri bu durumu için çok güzel bir paragraf kaleme almıştır. Hastalar için 25 deva içeren 25. Lem'a adlı eserinde 5. Deva
Beşinci Devâ: Ey maraza mübtelâ hasta! Bu zamanda tecrübelerimle kanâatim gelmiştir ki; hastalık bazılara bir ihsân-ı İlâhîdir, bir hediye-i Rahmâniyedir.
Bu sekiz dokuz senedir, liyâkatsiz olduğum halde, bazı genç zâtlar, hastalık münâsebetiyle duâ için benimle görüştüler.
Dikkat ettim, hangi hastalıklı genci gördüm ise, sâir gençlere nisbeten âhiretini düşünmeye başlıyor. Gençlik sarhoşluğu yok. Gaflet içindeki hayvânî hevesâttan, bir derece kendini kurtarmış. Ben de bakıyordum, onların tahammül dâhilindeki hastalıklarını, bir ihsân-ı İlâhî olduğunu onlara ihtâr ediyordum. Ve derdim ki; “Kardeşim! Ben senin bu hastalığının aleyhinde değilim, hastalık için sana karşı bir şefkat hissedip acımıyorum ki, duâ edeyim. Hastalık seni tam uyandırıncaya kadar sabra çalış.
Hastalık, vazîfesini bitirdikten sonra, Hâlik-ı Rahîm inşâallâh sana şifâ verir.” Hem derdim; “Senin bir kısım emsâlin sıhhat belâsıyla, gaflete düşüp, namazı terk ediyor, kabri düşünmüyor, Allah’ı unutup, bir saatlik hayat-ı dünyeviyenin zâhirî keyfiyle, hadsiz bir hayat-ı ebediyesini sarsıyor, zedeliyor, belki de harâb ediyor. Sen hastalık gözüyle, herhalde gideceğin bir menzilin olan kabrini ve daha arkasındaki menzilleri görürsün ve onlara göre davranırsın. Demek senin için hastalık, bir sıhhattir. Bir kısım emsâlindeki sıhhat, bir hastalıktır.”
|