‘’Allah’ı ananlar vardır,arayanlar vardır..Susan vardır,söyleyen vardır…Kimi deli der kimisi haram..Ne akıl sor ne de nizam,Sarhoş nefsin iflahı vuslattır…’’ Eda Y.
Aşıkların,Maşukuna kavuşması dileğiyle….Gönlünün kıblesini Rahman'a çevirenlere ilham olsun…
Eda, 2014 yılının kasım ayında aniden rahatsızlanınca hastaneye kaldırılır.Vücuduna yayılmakta olan kanser ortaya çıkınca tüm hayatı değişir.Babası dergahın neferlerinden biridir.Konuyu üstadlara bildirince onu Konya’da donanımlı bir hastaneye transfer ettirirler.Burada yapılan tetkikler sonucu kanserin kaynağının vücudunda değil beyin lobunun içlerine gizlenen tümörler olduğunu anlarlar.Eda için ızdıraplı günler başlar.Testler, iğneler,sondalar,kemoterapiler … Eda dış dünyayla bağlantısını tamamen kesmiştir.Gün içerisinde Doktorlar,hemşireler anne ve babası dışında kimseyi görmüyordur.Uyanık olduğu zamanlar odasındaki televizyonda hergün Rahmetli Tahir Büyükkörükçü hocanın sohbetlerini izlemeye başlar.Sohbetin birinde Yasin suresinin faziletlerinden bahsedilir.Eda,annesinden Yasin suresi getirmesini ister.Annesi ona Yasin suresinin yazılı olduğu cüzlerden getirir.Zamanla Eda’nın bütün aktivitesi televizyon ve elinden düşmeyen cüzleri olur.Günler böyle geçip gider.
Kısa bir zaman içerisinde Eda nın halleri değişmeye başlar.Annesine bazı şeyler gördüğünü,birileriyle konuştuğunu anlatır.Penceresindeki kumrular ve güvercinlerle olan dostluğundan bahseder.Böyle devam edince ,Ailesi tarafından bu Durum doktorlara bildirilir.Doktoru Eda’ya asla antidepresan verilmediğini söyler.Eda ile görüşen diğer doktorlar ise Eda ‘nın akıl sağlığının yerinde olduğunu yaşadığı travma sebebiyle halisünasyon görebileceğini belirtirler.Eda’nın durumu günden güne kötüleşmektedir.İlaç tedavileri kanseri yok etmeye çalışırken, onun vücudunu da bitirmiştir.Eda artık yerinden kalkamaz hale gelir,bir bardak suyu bile tutarken zorlanmaktadır.Fakat tam tersine çok neşelidir.Mesaisi biten doktoru bir gün Eda’nın yanına gelir.Eda anlatır doktor dinler.Bu sohbet yaklaşık 3 saat sürer.Eda’yı bu hastaneye Büyük Üstad transfer ettirmiş,Eda’nın doktoru da Seyit Ali Hocamızın eğitiminden geçmiş.Doktor Büyük Üstadı arar ve durumu anlatır.Üstad, Fikret Hocamızdan Eda ile görüşmesini ister.Eda yaşadıklarını en baştan anlatır.Fikret Hoca,Eda’ya bir defter ve renkli kalem seti hediye eder.Yaşadıklarını ve gördüklerini not etmesini ister.İstediği zaman arayabilmesi için numarasını da bırakır.Eda bunu tek bir şartla kabul eder.Ailesinin ve akrabalarının ona deli muamelesi yapması kalbini kırmıştır.An gelir de kendisine bir şey olursa;Eda’nın deli olmadığı ortaya çıkarılıp itibarı iade edilecektir.Eda yeni arkadaşlar edinmiştir.Fikret Hoca ve müstakbel hanımı Eda’nın en iyi sırdaşı ve danışmanları olmuştur.Tedavisi devam ederken Eda, hem Fikret Cemil Hocamızla görüşüyordur,hem de yazdıklarını Fikret Cemil Hoca aracılığıyla Rahmetli Üstada iletiyordur.
Eda ‘nın günlüğündeki farklı tarihlerdeki notlarından bazı kesitler:
‘’Bir umut yeşeriyor içimde,yağmur öncesi meltem inceliğinde..İlk başlar öylesineydi,şimdilerde ölürcesine bir sevgi bu.Nasıl bir huzur,nasıl bir sevgi ki bu tüm benliğimi dalga dalga kaplıyor.Nedendi,neredendi bilemiyorum.Beklemek yok,beklenti yok, şikayet yok.Hüzünle sevinç ortasında bir coşku bu.Düşün içinde gerçek,gerçekliğin ötesinde delirtircesine bir arzu…
O kimdi? Dost muydu? Sevgili miydi? O, bende ve bundan böyle ben de O’ndayım.O,Herşeyden Münezzehtir ama benim herşeyimdir.
Bazen ağlamaktan utanıyorum.Allah’tan gelen derde üzülmemeye çalışıyorum.Çürümeye başlayan kollarımdan örnek alırlarken canım çok yanıyor.Penceremdeki kuşlarımla gözgöze geliyorum.Onlar benden utanıp başlarını çeviriyorlar,bense gözyaşlarımı tutmaya çalışıyorum.
Neden böyle oldu diye sormadım bile.Ağlamalarım O’na idi,Nazım O’na idi,şımarıklığım O’na idi,özlemelerim,bekleyişlerim hep O’na idi.O’nu neden göremiyorum derken anladım ki gözlerim O’na aitti.Ruhum ve bedenim gibi..O beni görüyor,beni anlıyor ve bunu farklı şekillerde hissettiriyor.Artık kendimi yalnız hissetmiyorum.Allah bana bir sevgili verdi.Gündoğarken dualar ediyorum,ben dua ettikçe kumrular hu hu diyorlar.Ne güzel şehirsin sen Konya suyun başka,havan başka.Çok farklı hissettim herşeyi burada.Fikret abi,Semanur abla ,Seyit Ali dedeyi sende tanıdım.Bir sürü dostum,sevenim oldu.Bazen annem delirdiğimi düşünüyor.Babam, ailemden beni anlayabilen tek kişi.Doktorlarım ilhami ve Serdar abimi de çok seviyorum.beni çok güldürüyorlar.
Artık canım hiç yanmıyor.İğnelerin,serumların tenimi delmesini umursamıyorum.İlaçların kokusunu bile almıyorum.Annemin ağlamalarını dahi duymuyorum.Ve artık anlıyorum tabutların üzerine neden gelinlik örtüldüğünü.Hissedebiliyorum;bu odada bitecek benim hikayem.Geçmişim herşeyden,okulumdan,arkadaşlarımdan,hayatımdan,hay allerimden…Ardımda bırakacağım herşeyi..Acılarım,ağlamalarım,inleyişlerim bu odada kalacak.Kalbimi ve sevgimi Allah’a emanet ediyorum…Ben gerçeğime giderken yüzümde bir tebessüm,ardımda sevgi dolu anılarımı bırakacağım.Günün birinde sesimi duyuramadıklarım bilsinler yaşadıklarımı,anlasınlar sevdamı çok şey var içimde ama sığdıramıyorum artık….
Benim dünyam gözlerimi kapattığım an başlıyor.Her kendimden geçişimde Gerçeğe uyanıyorum.Uçmakla düşmek arasında bir his…Masmavi denizler uzanıyor sonsuzlara…Bembeyaz köpükler,rengarenk zerreler yüzüme dokunuyor.Tuzun kokusu,yosunun kokusu hayatın kokusu...Mavilerin derinliklerinden gelen mucizevi bir çağrı bu.Bir an duraksıyorum.Ayaklarımda ıslak çayırları hissediyorum.Binbir türlü çiçek kokusu var,konuşmalar duyuyorum anlayamıyorum.İsmimi söyleyen bir ses var.Ne zaman Onun sesini duysam kalbim çıldırıyor,yerinden fırlıyor.Nefesim kesiliyor,bedenim tamamen uyuşup hafifleşmeye,yükselmeye başlıyor.Buradayım gel diye bağırıyorum.Tam gidecekmiş zannederken biranda yanımda beliriveriyor.Ona baktığımda dilim tutuluyor,ruhum bileklerimden taşmaya başlıyor.Kendisini tanımıyorum.Onu çok ama çok seviyorum.Canımı istese oracıkta hediye ederim.Seni bana Allah mı gönderdi diyorum.O konuşunca ben erimeye başlıyorum.O gülümsüyor gözlerim ışığına dayanamıyor.Onda bambaşka bir huzur var,güzellik var,neşe var.O konuşunca ben iyileşiyorum.tenimdeki yaralar,morluklar kayboluyor.saçlarım,kaşlarım,kirpiklerim sanki hiç dökülmemiş gibi eskisinden daha da güzel oluyor.Ben tanımadığım birine;ama hayatımda sanki hep varolduğunu bildiğim birine aşığım. Her gün uyanır uyanmaz Onun yüzünü ve adını hatırlamaya çalışıyorum.Saatlerce hatırlamak için düşünüyorum,dilimin ucunda gibi ama asla hatırlayamıyorum.ismi Belki Mehmetti belki Ahmetti bilemiyorum işte öyle bir güzellikti…O kişi hayatıma girdiğinden beri çok mutluyum. Bu sevgiyi bana Allah gönderdi.Bu zamana kadar hiç beni seven oldu mu bilmiyorum.Ama ben ilk defa birine aşık oldum.Artık Allah’a tek bir duam var.Bu dünyada nasip olur mu bilemem ama nerede olursam olayım kavuşmayı diliyorum.Ve artık uyanmak istemiyorum…’’
Eda’nın yaklaşık 6 buçuk aylık savaşı sonunda verileri yükselmeye başlar.Ciddi derecede iyileşme belirtileri raporlara yansır.Herkes sevinçlidir.Tedavi başarıyla ulaşmaktadır.Eda için değişen pek bir şey yoktur.
Birkaç gün sonra Rahmetli Büyük Üstad Seyit Ali Hoca,Fikret Cemil hocayı yanına çağırır.
’’Eda Konya’da kalsın’’ der. Ve ekler.’’Üçler Mezarlığı defin işlemine kapalı.Ama Eda’mız orada uyumalı.Aşıklığın töresinde ayrılık olmaz! Ne yap et oradan bir mezar yeri ayarla!’’Fikret Cemil Hocamız şaşkınlıkla bakakalır,konuşmak ister fakat dili dönmez.Büyük Üstad hafiften hiddetlenir:
‘’ Sen ne sanırsın muhterem! Vuslatın kokusunu alan ardına bakar mı hiç?Bir hazırlık içerisinde Eda’mız, Onu layıkıyla uğurlayalım…’’
Üçler’de bir mezar yeri ayarlanır ve kazdırılır.Eda’nın babasına bu meselede himmet gösteremeyeceğine kanaat getirildiği için kimse bir şey söylemez..
2 Haziran 2015’te Eda’nın kalbi aniden durur.Yattığı odada hemen müdahale edilir.İlk müdahalede kalbi çalışır tekrar durur.İkinci müdahalede Eda’nın gözleri açılır sert bir şekilde oksijen aletini yüzünden sıyırır.kalbi tekrar durur.üçüncü müdahalede ‘’O, Ahmet’ti buradayım Ahmet , O geldi…’’ gibisinden bir cümle dudaklarından dökülür.Bu Eda’nın son cümlesidir.Artık şoklamaya Eda’nın kalbi yanıt vermez.Yasal müdahale süresini aşan 49 dakikalık mücadele sonunda Eda artık uyanmamıştır.
Müdahalede bulunan doktoru İlhami bey ve Eda’nın annesi Eda’nın son cümlesini teyit eden kişilerdir.
Eda’nın hayatındaki son zamanlarını anlatan günlüğünden bazı kesitleri sizlerle paylaştım.Eda’nın içine sığmayan herkese anlatmak istediği şeyler varmış.Son zamanlarında yakınlarının kendisine deli gözüyle bakması Onu hayli kırmış.Bu işin daha başka boyutları var.Halbuki Eda’nın durumu birkaç cemaatin manevi büyükleriyle istişare edilerek vefatından günler evvel sonuca bağlanmıştır.Asla biraraya gelemez denilen cemaatler birlikte toplanmış Eda’nın Cenaze namazı Mevlana Camiinde kılınarak sessiz sedasızca Üçler Mezarlığına defnedilmiştir.Merhumenin manevi hali ve kırgın vasiyetine binaen Cenazenin 40ı gelmeden 20 bin yasin ruhuna hediye edilerek Eda’nın maddi-manevi itibarı iade edilmiştir.Merhume kardeşimizin ruhuna bir fatiha okumayı unutmayalım.
Konuya iştirak eden tarikatlerin cemaatlerinden bir çoğu, mürşidlerine hep aynı soruyu sormuşlar.’’Merhume kızımıza rahmet olsun;ama bu kadar ihtimam ve özen gösterilmesinin hikmeti nedir?’’deseler de ayrıntılı bir cevap alamazlar.Herkes sadece payına düşen Yasini Şerifi okumakla yetinir.Ne kadar zorlasam da anlayamadığım,anladığımı zannettiğim ve asla anlayamacağım noktalar var.2 gündür Fikret Hocamın yanındaydım.Konu konuyu açınca tesadüfen öğrendim.Müsaade ettiği kadarını en ince ayrıntısına kadar paylaşmaya çalıştım.Onun notlarından alıntılar da yaptım.Böyle bir meseleyi bana anlatıp sizlerlerle paylaşmama müsaade eden Fikret Cemil Hocama( can abime) canı gönülden teşekkür ediyorum…
‘’Vakit dara koştu bizi,Eda’nın hakkı Büyüklere malum oldu.Dostlar dergahına talimat verildi emri istişarei hak için 20 bin Yasini Şerifle hanım kardeşimizi uğurladık.Rahmet olsun inşallah…’’ Ü. Fikret Cemil K.
‘’Ne zaman üveyikler,kumrular ötse Eda gözümün önüne geliverir..’’Doktor Serdar bey
‘’Yasal süreyi aştığımın farkındaydım,ciğerleri parçalanana kadar defibrilasyona devam edecektim ;ta ki gözyaşlarını bırakınca ben de bıraktım.’’Doktor İlhami bey
‘’Hastalandığında dünyam bitmişti.Canının acısından çaresizce çırpınırdı yavrum.Her gece düşlerime girer,gelin kızım,nur yüzlü fidanım Edam 21 yaşında çok güzeldi ve öyle kalacak..’’ Eda’nın annesi L.Y.