27.08.23, 15:05
|
|
Dost Üye
|
|
Üyelik tarihi: 12.06.22
Bulunduğu yer: ev
Mesajlar: 5,954
Etiketlendiği Mesaj: 132 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Bir gün padişah Vezire sorar, “Vezirim İstanbul’da evliya var mı?. Vezirde şöyle cevap verir; “Aman padişahım, İstanbul Evliya yatağı olarak bilinir. Evliya Olmaz mı hiç”. Padişah “Öyleyse Birkaç tanesini ziyaret edelim”. Vezir “Sultanım arzu ederseniz tepkili kıyafet ile şehri dolaşalım” dedikten sonra Kılık değiştirip Yola çıkarlar.
Önce mısır çarşısına giderler, Orada bir kumaşçı dükkanına girip Selam verirler. Dükkan sahibi Büyük bir edep ile Selamı alır ve müşterilerini iltifatta bulunarak; “Hoş geldiniz, Sefa geldiniz, Maşallah, Allah’ın en güzel kulları var. Buyurun efendim” der. Vezir; “Biraz kumaş lazım olduğunu Ve kumaş almaya geldiklerini söyler. Şu topu, şu topu indirin” diyerek, Kumaş toplarının yarısından fazlasını indirtir. Sonra da “Şundan Yarım metre, Şundan 1 metre, Şundan 2 metre kes” diyerek, indirdiği bütün kumaş toplarından biraz biraz kestirir.
Kumaşçı; “Allah’ın ne güzel kulları var, Yarabbi Sana şükür” diyerek, Kesti kumaşları paket yapar. Ücretlerini hesap ederek Miktarı yazılı olan kağıdı Vezire uzatır. Bu sefer vezir “bizim Kusurumuza bakmayın biz bunları almaktan vazgeçtik, Çünkü kumaşları beğenmedik” der. Kumaşçı büyük bir teslimiyetle; “Hay hay Olur efendim, Allah’ın ne güzel kulları var fark etmez Efendim güle güle” diyerek müşterilerini uğurlar. Paketlenmiş kumaşlarını bir tarafa koyar.
Padişah ve Vezir Bu sefer Beyazıt Meydanı’na çıkarlar orada elinde sopasıyla, Karpuz karpuz diye bağıran, Karpuz satan Heybetli birisini görürler. Vezir padişaha “Şimdi bu adamdan karpuz alacağız, Ama hemen almayın, Karpuzları bastırın, Birini alıp diğerini koyun, Kolay kolay karpuz beğenmeyen bir kimse gibi Uzun zaman onu meşgul edin” der. Padişahın vezirin dediği gibi, Birini alır Birini bırakır, Öbürünü sıkar, Diğerinin kabuğuna el vurarak Olup olmadığını kontrol eder, Ama bir türlü karpuz alamaz. Karpuzcu Göz ucuyla müşterisini takip etmektedir. Bakar ki sıkmadığı karpuz kalmamış müşteriye elindeki sopayı Göstererek; “Bana bak alacaksan 1 tane al git, Karpuzları yaralayıp Durma, Beni de kumaşçı gibi zannetme, Padişah olduğuna da güvenme, Şu sopa ile Kafanı kırarım”.
Padişah; “Sus sus, bizi Deşifre etme” der, ve Alelacele, Bir karpuz alır adamın Parasını ödeyerek Hızlıca oradan ayrılır.
Vezir; “Şimdi de Süleymaniye’ye gidelim, Orada Daha size nice Allah dostları göstereceğim” der. Padişah; “Vezirim, Bu kadar yeter, Karpuzcusu kumaşçısı evliya olan yerde Daha neler vardır Kim bilir. Şimdi Gidelim kumaşçının paralarını verelim, Adamcağız zarar etmesin” der, ve Tekrar kumaşçıya gidip Selam verirler, Kumaşçı yine aynı Teslimiyet ve Vakar içinde Selamlarını alır; “Buyurunuz Efendim Allah’ın ne güzel kulları var, Buyurun efendim” der. Vezir; “Biz yeniden karar verdi, Kestirdiğimiz kumaşları Alacağız , Parasını vereyim. kumaşçı ile Veda alışırlar, Dükkandan çıkarken kumaşçı ellerini kaldırıp; “Yarabbi, Sana hamdolsun, Bugün 2 defa dükkanıma padişahı gönderdin” diye Allah’a şükür eder.
Padişah bu hal karşısında şaşırır ve; “Vezirim, Anlamadım bu iki Zaten ikisi de evliyadır ama Acaba hangisi Üstün” diye sorar. akıllı Vezir şöyle cevap verir; “Padişahım Ben hangisinin üstün olduğunu bilmem, Ama herhalde laftan anlayanlara Kumaşçı gibisi, laftan anlamayanlara da Karpuzcu gibi birisi lazımdır” der.
__________________
Unutmayasın.Elindeki Sırrı Saklayamayana.
Yeni Sır Vermez.Sırların Sahibi.
Şeyh-ül Ekber Muyhiddin İbn’ül Arabi KS
|