MULTIPLE SKLEROZ HASTALARI ICIN BESLENME ONERILERI
1. Günlük olarak tükettiğiniz protein miktarını azaltın; günlük kalori gereksiniminizin %10 unu proteinlerden temin edin. Hayvansal proteinler yerine mümkün olduğunca bitkisel proteinler tüketin (mercimek soya gibi).
2. Süt ve süt ürünlerini azaltın bunların yerine diğer kalsiyum kaynaklarını kullanın.
3. Mümkün olduğunca suni gübreler kullanılmadan ve mevsiminde üretilen (sera olmayan) meyveler yiyin. Ekmek ve benzeri yiyeceklerin hammaddelerinin de bu şekilde üretilmiş olmasına özen gösterin.
4. Poliunsature (çok zincirli doymamış) bitkisel yağları margarinleri tüm hidrojenize yağları kısacası tüm yağları diyetinizden çıkarın. SADECE SAF ZEYTİN YAĞI KULLANIN (mümkünse doğrudan bahçesinde zeytin üreten ve bundan yağ elde edenlerden alın).
5. Omega-3-yağ asitlerini düzenli olarak tüketin (balık keten tohumu yağı kenevir yağı).
6. Daha çok sebze ve meyve tüketin.
7. Zencefil ve zerdeçal ı düzenli olarak yiyin.
---------- Post added 19.02.17 at 23:42 ----------
MULTIPLE SKLEROZ VE D-VITAMINI
ABD li bilim adamları D vitamininin multiple sclerosis (MS) hastalarında pozitif etki yaptığını saptadı.
Günde 1000 ünite D vitaminini 6 ay kullanan hastalarda D vitamininin kandaki kimyasal etkiyi değiştirerek hastalarda pozitif etki yarattığı gözlendi.
Yapılan araştırmanın küçük boyutta olduğuna değinen araştırmacılar 6 ay sonra hastaların kanlarında yapılan araştırmada büyüme faktörü olan beta-1 in (TGF-Beta) değişiminin yükseldiğini belirledi. Beta-1 in vücudun bağışıklık sisteminin eksilme ve sindirilmesinde önemli rolü olduğu biliniyor.
Araştırmada vitamin D kullanan hastalarda interleuken-2 oranının da düştüğü gözlendi. İnterleuken-2 nin hücrelerle ilişkili olarak multiple skleroza neden olduğu biliniyor.
Fareler üzerinde yapılan araştırmalarda ise D vitamininin MS hastalığının oluşmasını önlediği belirlendi.
D vitaminini vücudun cilt vasıtasıyla güneş ışınlarından aldığına değinen araştırmacılar multiple skleroz hastalığının ekvator ülkelerinde sıfıra yakın oranda olduğunu açıkladı.
Güneş ışınlarının yüksek bölgelerde cilde daha iyi etki yaptığına değinen bilim adamları bu yüzden MS hastalığının rakımı düşük bölgelerde daha çok görüldüğüne işaret ediyor.
D vitamininin bağışıklık sisteminde olduğu gibi kemik sağlığında da yararlı olduğu biliniyor.
---------- Post added 19.02.17 at 23:43 ----------
MUSKULER DISTROFI
Müsküler distrofi ilerleyici bir hastalıktır. BU hastalıkta kas dokusu küçülür ve zayıflar. Bu ender görülen hastalığın en yaygın tipine Duchenne müsküler distrofisi denir. Bunun en duyulmuş eş anlamlısı alancı hipertrofik müsküler distrofıdir.
Belirtiler
- Belirgin bir koordinasyon yokluğu ile karakterize adale zayıflığı yürüme bozukluğu ve kolları başın yukarısına kaldıramamak ilerleyen rahatsızlık sonuçta hareket yeteneğinin kaybına varır.
Henüz anlaşılmamış olan nedenlerden bu hastalığa tutulan kişilerde adale fonksiyonu için şart olan temel bir protein yoktur. Bu proteinin yokluğunda adaleler gittikçe zayıflar yine de normalden büyük görülebilir çünkü kaybedilen adalenin yerini yağ dokusu alır.
Bu ender görülen hastalığa yatkınlık kalıtımsaldır. Genellikle erken yaşta (çoğu zaman 5 yaşından önce) başlar ve yalnız erkeklerde görülür.
Teşhis
Küçük çocukta hareket güçlüğü -yürüme tırmanma merdiven çıkma elleri başın üzerine kaldırma zorluğu- Duchenne musküler distrofisi bulunduğunu gösterebilir. Doktor büyük ihtimalle adale dokusunun biyopsisini isteyecektir.
Müsküler Distrofi ilerleyici bir hastalıktır. Çoğu vakalarda kollar bacaklar ve belkemiği gittikçe deforme olur. Çoğu hastaların yirmi yaşına gelmeden tekerlekli sandalyeye ihtiyaçları olur. Göğüs enfeksiyonuna yatkınlıkları nedeniyle birçok hastalar yetişkin çağa gelmeden ölür bunun sebebi genellikle zatüre veya diğer bir göğüs enfeksiyonudur.
Tedavi
Tedavisi yoktur. Yapılacak en iyi tedavi fizik tedavi yoluyla şekil bozukluklarını en aza indirmeye çalışmaktır.
Korunma
Tedavisi hakkında pek bir şey bilinmemekle birlikte vakaların yarısından fazlasında hastalığın kalıtımsal olduğu açıktır. Etkilenen genler bayanlar tarafından taşındığı için ailesinde müsküler distrofi bulunan herhangi bir bayan. hamileliği düşünmeden önce doktora danışmalıdır. Taşıyıcının erkek çocuğunun bu hastalığa tutulma ihtimali % 50 dir.
---------- Post added 19.02.17 at 23:43 ----------
MİDE YANMASI (EKŞİMESİ)
Mide yanması 20 ile 50 yaş arasında birçok insanda görülen çok yaygın bir rahatsızlık. Midede yanma hissi yemekten önce yemek sırasında ya da yemekten 2-3 saat sonra hissediliyor. Besinler sindirim işlevinin bir gereği olarak midede ilk değişikliklere uğrayarak bağırsaklara gönderilmek için hazırlanıyor. Mide bu işlevi yerine getirirken iç yüzeyini kaplayan zarın altındaki salgı hücrelerini besinlerin gerekli değişimini sağlamak üzere uyarıyor. Bu sırada oluşan bir dengesizlik aşırı asit ortamına ve midenin kendini koruyamamasına yol açarak yanma hissine neden oluyor.
Büyüklerimiz midede yanma hissi duydukları zaman hemen bir lokma ekmek içi çiğnermiş. Ekmek içinin değil ama ağıza birşey atmanın doğru bir yöntem olduğunu belirten günümüz doktorları da az ama sık yemeyi öneriyorlar. Öğünleri küçülterek sık sık yemenin şikayetleri azaltacağını söylüyorlar.
Yemeğe daha fazla zaman ayırın. Ayaküstü değil sofrada oturarak yiyin. Acele yemek mide işlevine zarar veriyor. Kendinize daha fazla zaman ayırıp yemek yemeyi bir zorunluluk değil de bir keyif anına dönüştürün.
Ağzınıza küçük lokmalar almak midenin sindirim için gerekli salgıları daha kolay üretmesine yardımcı olur. Lokmaları uzun uzun çiğneyin. Bu midenizde şişkinlik ve ağırlık hissetmemenizi sağlar.
Sofradan tıkabasa doymadan kalkın. Mide boş bir torba olduğu için yemek yerken çiğnediğimiz besinler buraya ulaştıkça mide sürekli genişler. Eğer kemerinizi çok sıkmışsanız yanma hissi duymanız çok doğal. İçi dolu bir plastik torbayı düşünün. Tam ortasından bir ipi kemer gibi sıkıca bağlayın. Torba sağa ya da sola çekecek ya da aşağıya doğru sarkacaktır. Mide de aynı böyle... Bu nedenle ölçülü miktarda yemek yiyin.
Akşam öğününden hemen sonra damak kaçamakları yapmayın. Aksi takdirde mide gece boyunca çalışıp yorulur. Akşam yemeği ile uyku arası en az üç saat olmalı. Yani yemek yedikten en az 3 saat sonra yatın. Gece yatarken sağ yana dönerek yatmayın. Besinin mideye girişi sağ taraftan gerçekleştiği için yedikleriniz yeterince hazmedilemeyip mide borusunda yanma hissi oluşabilir.
Yemek yedikten sonra yere eğilmeniz gerekiyorsa dizlerinizi bükerek eğilin. Aksi takdirde mide işlevini gerektiği gibi yapamaz.
Yiyecek ve içeceklerin çok sıcak ya da soğuk olması mide sıvısına zarar verebilir. Bu nedenle yiyecek ve içeceklerin ılık olmasına özen gösterin.
Sigaradan uzak durun.
Yemekten sonra uzanmayın. Unutmayın mide sıvısı yatay pozisyonu sevmez ve yanma hissi mide borusu yoluyla ağzınıza kadar gelebilir.
Bunlardan Uzak Durun
Hazmı kolay olmayan kızartmaları ve yağlı yiyecekleri sofranızdan uzaklaştırın. Ağır yağlı fazla kremalı ya da soslu besinleri yemeyin. Çikolata içerdiği yüksek dozdaki yağ ve kafein nedeniyle hassas mideye zarar vererek yanma hissine yol açıyor. Sütlü çikolata daha az yağ içeren bitter çikolataya oranla daha tehlikeli olduğundan çikolata sevenler genelde sütsüz olanını tercih etmeli.
Kafeinli içecekler mide için çok zararlı. Kahve çay ve kola gibi içecekler hassas mideyi yorar. Eğer mide yanmasından şikayet ediyorsanız ve kahve içmeden duramıyorsanız kafeinsiz kahveyi tercih edin.
Gazozlu içecekler ve asitli meyve sularını dikkatli için. Domates veya portakal suyu asitli olduğu için mide yanmasını şiddetlendirebilir. Bu nedenle sulandırarak ve balla tatlandırarak için.
Et suyu ile hazırlanmış çorbalardan uzak durun. Diğer çorbaları ise çok sıcak içmeyin. Ilınmasını bekleyin.
Alkol midedeki yanma hissini artırır. Hele mide boşken alkol kesinlikle almayın.
Çiğ soğan ve çiğ meyve de mide asidini artıran etkenlerdendir.
Şeker yemeyi seviyorsanız naneli olanları seçmeyin.
Mide ağrılarınıza son verecek sağlıklı ve dost besinlerle yemek yemenin keyfini çıkartabilirsiniz...
Karnabahar : Haşlanmış karnabahar mideyi asit saldırılarından koruyarak tüm sorunları giderebilir. İçeriğinde bulunan gefarnato maddesi ülser ilacının hammadesi olarak kullanılıyor.
Lahana : Lahanayı çiğ olarak yemeyi tercih edin. İnce şeritler halinde doğrayıp salata yapın. Meyve presinde lahananın suyunu sıkıp aynı miktarda elma suyu ile karıştırın ve için. Lahana ülser ve gastrit ilacı olarak biliniyor. Dörtte bir lahanayı yıkayıp kalın şeritler halinde doğrayın. 1 kerevizi soyup doğrayın. 1 havucu temizleyip dilimleyin. Lahana kereviz ve havucu katı meyve presinde sıkıp sabah akşam suyunu için.
Patates : Çiğ patates suyu mide yanmasının doğal ilacıdır. Patatesi soyup katı meyve presinde suyunu sıkın. Suhavuç suyu ya da kereviz suyu ile karıştırıp için.
Elma sirkesi : Salatalarda ya da mezelerde elma sirkesi kullanın.
Maden suyu : Mide asidinin büyük bir bölümünü etkisiz hale getiriyor.
Ispanak : Ispanağı buharda pişirin ya da haşlayarak tüketin. Taze yapraklarını salata olarak yiyin.
Zeytinyağı : Çiğ olarak kullanıldığında besinlerin midede kalma süresini azaltıyor ve yağların sindirimi için safra salgısını artırıyor.
Baklagil : Fasulye bezelye ve mercimekte bulunan bioflavionid maddesi midenin koruma faktörünü artırıyor.
Muz : Mideyi seven meyvelerin başında geliyor. Ara öğünlerde birer muz yemek midedeki yanma hissini ortadan kaldırabilir. Muz mide enzimleri ve hücrelerinin üretimini de artırıyor.
Kızarmış ekmek : Midenin salgıladığı aşırı asidi kurutarak yanma hissini gideriyor.
Meyankökü : Güçlü bir mide koruyucusu.Yapılan son araştırmalara göre midedeki aşırı asitlenmeyi azaltıyor.
---------- Post added 19.02.17 at 23:43 ----------
NASIR
Nasırlar cilt üzerine sürekli basınç veya tekrarlanan sürtünme sonucu oluşur. Sıklıkla ayaktaki nasırların nedeni iyi uymayan ayakkabılardır. Ellerdeki nasırlar genellikle tekrarlanan işlerin yarattığı basınç ve sürtünmeden meydana gelir. Eğer her gün kürek veya diğer bir el aleti kullanıyorsanız zaman geçtikçe ellerinizin nasır kaplandığını farkedersiniz.
Belirtiler : Sıklıkla ayak parmakları arasında görülen kalınlaşmış deri tabakası.
Nasır yaygın olarak görülür ve nadir olarak hafif bir rahatsızlık duygusu yaratmanın ötesi-ne geçer. Bununla birlikte şeker hastalarında enfeksiyon ve diğer komplikasyonlar gelişebilir bu nedenle uygun bakımın yapılması gereklidir. Nasır ağrılı olmaya ya da üzeri ülserleşmeye başlarsa doktorunuza başvurun.
Tedavi
Çoğu kimselerde nasır tedavisi nedeni ortadan kaldırmak meselesidir. Eğer nasırın nedeni uygun olmayan ayakkabı giymekse yumuşak deriden uygun biçimde ayakkabılar giyiniz. Birkaç haftada nasıl kaybolmalıdır. Eğer problem devam ederse doktorunuz sizi dokuyu cerrahi olarak çıkartabilecek olan bir podiatriste gönderebilir.
Banyodan sonra nasırınız yumuşadıktan sonra üzerindeki kalınlaşmış deriyi bir havluyla ovalayarak aşama aşama inceltebilirsiniz. Suyla birlikte sabunun alkalen özelliği deriyi yumuşatacaktır böylece üst tabakayı soyabilirsiniz.
Banyo sırasında ya da sonrasında nasır dokusunun kalınlığını azaltmak için bir sünger taşı kullanın. Bununla birlikte şeker hastalığı ya da dolaşım bozukluğunun olduğu durumlarda bu yöntem önerilmemektedir
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|