Alıntı:
ulubatlihasan Nickli Üyeden Alıntı
Çok güzel açıklamışsın ama anlamadığın bir şey var, evet bazi ayetlerde "bu kitap apaçıktır" manasina gelen ayetler var ama bu açıklık ne açıklığı neye göre açıklık ? Şimdi şunu soracağım madem apaçık neden namazın ve abdestin nasıl alınacağı tam ve kesin şekilde yazmıyor ? Namazın kaç rekat vakit olduğu detaylıca belirtilmiyor ? Bu konu neden hadislerden öğreniliyor? Meal okumak 1400-1300 yıllık emeği bilgiyi bırakıp, yeni yeni çevirilmiş eksikli çeviriye bakmak demektir. Çünkü meal demek "Tercüme" demek değildir. Arapça geniş, derin bir dildir şöyle dersek arapçada 200 kelime var diyelim türkçede ise 100 kelime var. Arapça metni türkçeye çevirirken arada türkçe anlamı olmayan 100 kelime var bunun izahı nasıl olacak ? Işte tefsirde bu konuyuda ele alınır. "Mealde anlamadığimız yeri tefsirde bakarız" demek çok yanlış olur, sen anladığını sanarsın ama daha ne anlamlar vardır, tefsir ile meal kıyaslanamaz. Meal okuyarak (sadece) yoldan çıkan çok vardır. Şimdi ayette diyor bu kitap apaçıktır, sen anladığını zannediyorsun tefsire bakma gereği duymuyorsun ama bu kitap açık derken neyi kast etmiş ? Sonra kendine soruyorsun madem kitap apaçık neden herşey yazmıyor ? Namazı abdesti zekat mikatırı neden direkt ve kesin olarak yazmıyor ? Diyorsun sen demiyorsan da umuma açık meal ile yanlış yönlendirme yaptığın için millet diyor meal okuyalım anlamadığımız yerde tefsire bakarız. sonra böyle sorular soruyor. Belki yoldan sapıyor. Sana anlatmaya çalıştığım sen meal okuyorsun belki sen bir şüpheye düşmüyorsun ama sen burada meal hakkında yanlış bilgi verdiğin için başkası senin önerin yüzünden doğru yoldan sapabilir. Sende vebale girersin adamda yoldan sapabilir bu yüzden ne yazdığına dikkat etmen gerek. Mesela sen burada demiştin mezhepler fitne çıkartıyor diye, belki bunu bir başkası gördü ve mezhebini terk etti, tamam belki sen mezhebe uymayacak kadar ilim sahibisin hüküm koyabiliyor fetva verebiliyor ve neredeyse kendi mezhebini kuracak kadar ilim sahibi birisin. Ama burada yorumunu gören senin gibi ilimsiz kişiler de var o yüzden bu tür şeyleri söylerken yazarken alacağın vebali göz önünde bulundur.
|
Evet Kur’an Mübin ama hangi anlamda Mübin: ‘’Ey insanlar! Allah’ın uluhiyet ve rububiyette eşsiz/ortaksız olduğunu anlamak için izaha gerek var mı? Allah’a saygı bilinciyle yaşayın tevhid inancından ayrılmayın, ana babanıza iyi davranın adaletten şaşmayın, yalan dolandan, gıybet iftiradan, ayıp kusur aramaktan kaçının. Elinizde bir dilim ekmeğiniz varsa yarısını aç ve muhtaç insanlarla paylaşın. Kısaca adam olun ve benim huzuruma adam gibi, yüzünüz ak olarak çıkın. Sizden isteklerim ve beklentilerim gayet açık ve anlaşılır değil mi?
Hiç şüphesiz Kur’an bu ana mesajlar açısından mübindir. Gerçek bir mümin ve Müslüman olma noktasında Kur’andan daha açık bir kitap yoktur. Ama eper siz Kur’an baştan sona her kelimesi ve her ayetiyle mübindir derseniz. O zaman size şehadet ayetleri (Maide suresi 106-108 ayetler), Harut Marut kıssası (Bakara suresi 102.ayet) gibi birçok Kur’an pasajının deve dişi gibi müfessirlere saç baş yoldurduğunu hatırlatmak isterim. Eğer biri çıkıp Kur’an baştan sona mübindir diyorsa ben bu sözü sıkıntılı bulurum. Öte yandan, Kur’an’ın nüzul sürecindeki sosyal ve kültürel matristen, özellikle de Hz. Peygamber’in siret ve sünnetinden bağımsız bir metin olarak doğru anlaşılıp yorumlanacağı iddiasını ise cahillik olarak nitelerim.
Bununla birlikte hadislerin Kur’an’a arzı hususunda bazı hadislerin iyi tetkik edilmesi gerçeğini inkâr edemem. Kur’an’da, ‘’Diri diri toprağa gömülen kız çocuğu hakkında ‘Bu çocuğun suçu neydi de Diri diri toprağa gömüldü?’ diye hesap sorulacağı zaman’’ diye buyurulurken Ebu Davud ve Ahmed b. Hanbel gibi muhaddisler HZ. Peygamber’den ‘’Kız çocuğunu diri diri toprağa gömen kişi de toprağa gömülen çocuğun kendisi de cehennemdedir’’ (Ebu Davud, ‘’Sünne’’ 17; İbn Hanbel, el-Müsned, 3. 478) diye hadis nakledebiliyor.
Kur’an’ın bu ‘’Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin’’ (Enam suresi 151.ayet; İsra suresi 31.ayet) mealindeki kesin hükümlerine rağmen Hz. Peygamberin böyle bir söz söylemesi mümkün müdür?
Kuranı nebevi siret ve sünnetten bağımsız olarak doğru anlayıp yorumlama imkânı yoktur. Bu noktada hadislerden istifade etmek zorunludur. Lakin yukarıda anlattığım gibi bazı hadis metinlerinin ciddi problemler içerdiği de malumdur. Bu konuda karşımıza çıkan problemi kısmen de olsa halledebilmek için, sadece hadis metinlerine değil, siyer ve tarih bilgilerini Kur’an metniyle karşılaştırmalı biçimde kullanmak gerekir diye düşünüyorum.