İsra 79. Ayetin Semerkandi tefsirindeki izahatı aynen harfine dokunmadan iktibas ettim. (Kaynak: Tefsiru’l Kur’an (6 Cilt) Semerkandi Tefsiri Ebül-Leys es Semerkandi)
«Gecenin bir kısmında, uykuyu bırakarak gece namazı kıl. Bu senin için ayrı bir ibadettir. Belki Rabbîn seni yüce ve şanlı bir makama yükseltir.»
Bu âyet-i celile beş vakit namazın farziyetine delâlet etmektedir. Allahü teâlâ sevgili Peygamberine şöyle buyuruyor.- «Ya Muhammed, namazı güneşin zevalinden gecenin karanlığına kadar, vaktinde, gereği gibi kıl.» Âyette geçen öğle, ikindi namazlarına, akşam ve yatsı namazlarını ifade eder, âyetin bu kısma ise, sabah namazında gece ve gündüz meleklerinin hazır bulunduğunu ifade eder. Sabah namazında gece ve gündüz melekleri hazır bulundukları gibi, birbirlerine de devir teslim yaparlar. Gece melekleri görevi gündüz meleklerine teslim ederler, onlar da teslim alırlar. Gece melekleri görevi teslim ettikten sonra, gece yapılan ibadetleri alıp Allah katına çıkarlar ve «Ey Rabbimiz, işte kullarının yapmış olduğu ameller, biz onları şu anda ibadet halinde bırakıp geldik- derler. Allahü teâlâ melekleri, kullarının yapmış olduğu ibadetlere böylece şahit tutar. Bu bakımdan sabah namazı çok ehemmiyetli bir namazdır, dolayısıyla mü’minlerin sabah namazını gaflet içinde geçirmemesi gerekir. Diğer bir ifade ile sabah namazı orta namazdır, gece ve gündüz meleklerinin buluştuğu bir vakittir. O vakti gafletle geçirmek, mü’min için en büyük kayıptır. Yüce Allah bu âyet-i celilede beş vakit namazı zikrettikten sonra, Peygamberine gece namazını emretmiş ve şöyle buyurmuştur: «Ya Muhammed, gecenin bir kısmında, uykuyu bırakarak gece namazı kıl. Bu senin için ayrı bir ibadettir. Belki Rabbin seni yüce ve şanlı bir makama yükseltir.» Bu, Peygambere mahsus bir ibadettir. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in gecenin bir kısmında kalkıp namaz kılması, Rabbine ibadet etmesi, onun görevidir. Bu ibadet ümmetine de sünnettir. Buna «Teheccüd» namazı denir. Peygamberler Allah'ın sevgili kulları olduğu için, ümmetlerine emredilmeyen bazı ibadetler onlara emredilmiştir. Peygamberimiz'e gece namazı emredilmesine rağmen, ümmetine emredilmemiştir. Ancak kılmak sünnettir, kılanlar sevap kazanır, kılmayanlar bir mesuliyete girmezler.
Âyette geçen Makam-ı Mahmud, şefaat-ı kübra makamıdır. Ebû Saidil-Hudri, Makam-ı Mahmud hakkında Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şöyle rivayet eder: «Peygamberimiz, Makam-ı Mahmud, odur ki, Allahü teâlâ kıyamet günü iman ehlinden bir kavmi benim, şefaatımla cehennemden çıkarır. Onları hayvan ismi verilen bir nehre koyar, orada bütün vücudları yenilenir. Sonra bu nehirden çıkarır, cennete koyar ve ellerine de «bunlar Allahü teâlâ'nın cehennem azatlılarıdır" yazılı bir belge verir. Fakat onların üzerinde yine de cehennem lekeleri bulunur. Cennet ehli onların üzerindeki lekeleri görünce rahatsız olurlar ve bu alâmetlerin kendilerinden giderilmesini isterler. Yüce Allah cennet ehlinin bu isteğini kabul ederek, sonradan cennete girenlerin üzerindeki lekeleri yok eder, onlar da cennete ilk girenler gibi olur. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), kıyamet günü zerre kadar imam olana şefaat edecektir. Bundan dolayı zerre kadar imanı olan cehennemde ebedî kalmayacaktır.
.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|