Sembol halinde görülen rüyaların
mânalandırılmasını kolaylaştırmak maksadıyla Muhiddin-i Arabî
tarafından ayrıca bir tâbirname (rüyaların mânalandırılması) özeti
yapılmıştır. Bu özete göre görülen rüyalardaki şahısların, eşya ve
manzaraların isimlerine ve yapılan hareketlere dikkat edilecek ve
bunların ilk harfleri bulunmak suretiyle rüya mânalandırılacaktır.
Meselâ, rüyada o insan bir ata binmiş ise atın başındaki «a» harfi,
derecesinin yükseleceğini, binmenin başındaki «b» harfi ise bu
tâbirname özetine ait cedvele göre rahat bulup geçineceğini
gösterdiğinden, o kimsenin yakında derecesinin yükseleceği ve bu
derecede rahata kavuşacağı anlaşılır ve rüyası bu şekilde tâbir
olunur. Fakat ruhî hadiseler bedenimiz
içindeki organlarımızın ve dış âlemin etkilerinden kurtulmamış
bulunduğu cihetle rüya tâbirlerinin, ruhî degajmanı ve bu itibarla
ruhî duyuları kuvvetli kimseler tarafından yapılması gerekir ve
ancak bu takdirde ve degajmanın derecesine ve derinliğine göre
tutarlı bir tâbir elde etmek mümkün olabilir. Rüyaların ruhu ve kalbi temiz
insanlara tâbir ettirilmesinin de önemi büyüktür. Zira, rüyaların
fena tabir edilmesi, tâbir edenin tesir derecesine ve ikna
kudretine göre fena neticeler verebilir. Muhiddin-i Arabi'nin yaptığı
özet tâbirname Mustafa Ertuğrul Kaan'ın «Ruh ve Ölüm Ötesi»
eserinde mevcuttur. Ancak bunların, deneye dayanmakla beraber,
kesin ve ilmî bir mahiyetleri olmadığını da gözden uzak tutmamak
gerekir.