Hazzın peşinde koşan insan, evlilik sorumluluğunu yürütecek olgunluğa ulaşmamış demektir. Haz peşinde koşan insan mutlu olmaz, aksine doyumsuz olur. Haz duygusuna yenik düşen insan manevi değerlerden ve soyut ideallerden yoksun insandır. İnsanı gerçek mutluluğa eriştirecek olan soyut ideallerdir. Somut ve gündelik zevklerin yanı sıra, soyut idealleri de dikkate alarak yaşayan insan, hata yapsa da pişman olur, hatasını tekrarlamaz. Bu nedenle evlenecek kişilerin dünya görüşlerinin, kültürlerinin ve hayata bakış açılarının ve ideallerin birbiriyle örtüşmesi çok önemlidir. Dünya görüşü sadece dünyevi zevklere odaklı insanların evliliklerinde aldatmalara daha sık rastlanır. Bu tür evliliklerde iş hayatı ve bireysel zevkler aile değerlerinin önündedir. Manevi duyguları zayıf insanlar, kırklı yaşlara doğru biraz da maddi birikime ve çevreye sahip olununca “Dünyaya bir daha mı geleceğim” düşüncesiyle cinsel zevkin peşine düşebilmektedir. Daha çok erkeklerde görülen bu tip davranışların sonucunda, kadının tepkisine göre, evlilik ya devam eder ya da biter. İnsan, evliliğin sadece cinsel beraberlik anlamına gelmediğine, kutsal bir yönünün de olduğunu inanıyorsa, aldatmaya tenezzül etmez. Zaaflarına yenilip buna yönelse bile, eşi olayı duymadan, hata yaptığını anlayıp pişman olur, evliliğini kurtarmak için kendini yeniden toparlar.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|