Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Hastalıklar... Teşhis, Tanı, Tedavi.!
Tekil Mesaj gösterimi
  #37  
Alt 19.02.17, 22:35
SiLence SiLence isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,466
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

KATARAKT


Normal göz mercekleri saydamdır. Göz merceklerinin dumanlanmasına katarakt adı verilir. Normalde siyah olan gözbebeğinin grimsi beyaz ya da dumanlı bir görünüm a1dığı katarakt doğma1ık ve sonradan kazanılan katarakt olmak üzere ikiye ayrılır. Sonradan kazanılan kataraktların nedenleri yaralanmalara ışın zedelenmelerine (aşırı sıcak röntgen ışınları şimşek kaynak ışığı) ya da göz merceklerinin yetersiz beslenmelerine (yaşlılık şeker hasta1ığı) bağlanabilir.

Belirtileri:

Yaşlılıkta gözbebeğinin hafif bulanık olması normaldir. Görme güçlükleri başladığı andan itibaren katarakttan söz edilir. Yaşlılık kataraktı yanlardan başlayarak gözbebeği bölgesinde ilerlemeye başlar ve bulanıklık giderek artarken buna bağ1ı olarak görme yeteneği de azalır. Sonunda bulanıklık bulut şeklini alır ve bütün göz merceğini kaplar. Bu durumda hasta açık ve koyu ayrımını yapamaz.

Seyri:

Kataraktın ilerlemesi hastanın yaşına bağ1ıdır. Has ta1ığın son evresi birkaç yıl durumunu korur. Fakat zamanla çözülme ve göz merceğinin kenarlarında sıvılaşma görülür.

Tedavi:

İlaç tedavisiyle başarılı sonuçlar alınamamaktadır. Bunun için yalnız ameliyat yöntemine başvurulmaktadır. Mercek mercek kapsülünün yırtılmasından sonra çıkartılır. Eğer mercek parçaları kalırsa kataraktın tekrarlama olası1ığı vardır ve ikinci bir ameliyatı gerektirir. Ameliyattan altı hafta sonra katarakt göz1üğüy1e gerekli keskin görüş yeniden sağ1anabilir.

---------- Post added 19.02.17 at 23:05 ----------

KATARAKT KAHVERENGI GOZLULERDE DAHA SIK GORULUYOR


Kahverengi gözlülerde katarakt olma riskinin daha fazla olduğu bildirildi.

Sydney Üniversitesinden Christine Younan ve ekibinin yaptığı araştırmada kahverengi gözlülerin katarakt olma risklerinin mavi ve yeşil gözlülere oranla yüzde 80 fazla olduğu saptandı. American Journal of Ophthalmologyde yayımlanan araştırmada 49 yaş ve üstündeki 3 bin 654 kişinin göz sağlığı incelendi.

Beş yıl sonra bu kişilerden hayatta olanların 2 bin 335 inde katarakt olup olmadığına bakıldı. Araştırmanın yapıldığı 5 sene içinde kahverengi gözlülerde katarakt oluşması olasılığının mavi ve yeşil gözlülere oranla çok daha yüksek olduğu belirlenirken kahverengi gözlülerin ameliyat olma gereğinin de 2.5 kat yüksek olduğu saptandı.

Araştırmacılar göz rengiyle katarakt arasındaki bağlantının biyolojik açıklamasının yapılması için araştırmaya ihtiyaç olduğunu hatırlattılar.

---------- Post added 19.02.17 at 23:06 ----------

KIL DÖNMESİ


Kıl dönmesi kılların kuyruk sokumu ve nadiren göbekte cilt altına geçip yara abse ve fistül oluşturmasıdır. Kıl dönmesi yani DERMOİD KİST veya PİLONİDAL SİNÜS cilt altı kıl yuvası demektir. Sırt ve baştan dökülen kılların kuyruk sokumundaki iki kaba et arasında kıllı ve terli oluğa takılıp sürtünmelerle oluğun en dibindeki ter bezi deliklerinden vida gibi dönerek cilt altı yağ dokusu içine hissettirmeden girmesi labirentler açması peşinden labirentlere giren bakterin de katkısı ile etrafı iltihaplandırması; cerahatlı veya kanlı pis kokulu akıntılar ve abseler oluşturmasıdır. Sert büro koltuklarında ve bilgisayar başında özellikle kaykılık pozisyonda uzun süre oturanlarda veya uzun süre jip sürenlerde veya uzun süre otobüs yolculukları yapanlarda daha sık olur. Kıl dönmesi 16 ila 30 yaş arası kıllı ve gürbüz genç erkeklerde nadiren de genç bayanlarda oluşur. Oluş şekline gelince; kıllar yılan derisindeki gibi yivli veya pullu olup dar ve sıkışık veya sürtünmeli ortamlarda kıpırdandıkça tek yönde ilerler. Saç telini iki parmak ile tutup hafifçe oğuşturunca bu hareketi açıkça görmek mümkündür. Benzer şekilde iki kaba et arasındaki herhangi bir serbest kıl sürtünme itelenme ve dönme mekaniği ile oluğun dibine doğru hareket eder. Hiperkeratoz ve aşırı terleme nedeni ile genişlemiş bir ter bezi ağzından deri içine girebilir peşinden başka bir kıl geçebilir. Giderek bu minik ağız kılların minik zorlaması ile genişler deri hücreleri ter bezinin ve deliğin içine doğru yürür ve deliklerin iç yüzeyi cilt epiteli ile döşenerek minik bir tünel oluşur ve peşpeşe kılların buraya girmesi kolaylaşır. Uzun saç kılları bile girebilir. Bazan bir kaç kıl girdikten sonra tünel girişi iyileşip kapanabilir. Ama tünel içindeki kılların ve bakterilerin cilt altında derinlere doğru ilerlemesi ve iltihaplanmalar devam eder. Günün birinde mutlaka abseleşme ve fistülleşme olur. Fistül ağızlarının % 78 i oluğun sol kenarında ve % 82 si kıl giriş deliklerinin yukarı tarafında yer alır.


Kıl dönmesinde Kuyruk Sokumu Neden Tercih Nedeni?


Kuyruk sokumunu tercih nedeninde


1. teori; sırttan dökülen kılların kaba etler nedeni ile oluşan derin olukta birikmesi; iki kaba etin birbirine veya oturulan zemine veya sert ve dar giysilere sürtünmesi ile kılların yürüyebilmesi; kapalı ortam nedeni ile oluktaki cildin incelmesi ve kolay delinip tahriş olması ve sert kuyruk kemiğinin baskısı nedeni kılların daha da kolay ilerlemesidir.


2. teori; insan vücuduna ana rahmindeyken cilt elbisesi pelerin şeklinde yukardan aşağıya giydirilir; cilt pelerinin fermuarı gibi kuyruk sokumunda kapatılır. Kapanma sırasında bir kısım cilt dokusu kıl olarak altta kalabilir. Kıllanma yaşına gelince bu bölgede kıllar büyüyerek dermoid kist oluşturabilirler. Kıl dönmesinin bir başka görüldüğü yer göbek çukurudur. Göbek çukuru derin ve kişi kıllı ise akıntı ve apse olabilir. Buraya da kıllar yürüyerek pis kokulu akıntılar hatta nadiren göbek etrafında veya karın içinde abse ve fistüller oluşturabilir.


Kıl Dönmesinin Belirtileri Nelerdir?


Kuyruk sokumunda veya anüsün arka yukarı tarafında az hassas küçük şişlikler kaşıntı akıntı veya akıntısız kıllı kılsız milimetrik delikler ve bazan de abse oluşmasıdır. Muayene ve tetkiklerde içi iltihabi granülasyon dokusu ve kıl dolu kese ve fisütller ve olayı çepe çevre sınırlayan ve kılların daha derinlere gitmesini önemli ölçüde önleyen kalın fibrotik kılıf görülür. Abselerin hacmi 1 cc den 100 cc ye kadar değişir ve kendini lokal ısı ve ağrı sistemik ateş ve halsizlik ile belli eder.


Kıl Dönmesi Doğuştan Olabilir Mi?


Son yıllardaki araştırmalar 16 yıllık tecrübemiz ve histopatolojik incelemeler hastalığın doğuştan değil sonradan kazanıldığını göstermektedir. Tedavi ve takiplerini yaptığımız 1000 den fazla hastanın hiç birinde kıl ve iltihabi tahriş ile oluşan granülasyon dokusu dışında farklı dokuya örneğin kıl ve ter üreten follikül ve ter bezlerine müstakil deri dokusuna rastlanmamıştır. Bu bulgular hastalığın doğuştan olmadığını gösterir. Ancak kuyruk sokumunda doğuştan kalan çukur ve delikler varsa bunlar kıllanma dönemi gelince az da olsa risk teşkil eder.


Tedavi Edilmezse Ne Gibi Sorunlar Gelişebilir?


Kuyruk sokumunda abse ve akıntılar eksik olmaz. İkide bir ağrılı abseler nüks eder. Hastalık sağa sola genişler bölge köstebek yuvasına dönüşür. Yani; dermal epitel denilen deri hücreleri kılları peşinden kıl kesesinin ve deliklerin içine girip yeni yeni tüneller veya labirentler oluşturur; daha çok yatay nadiren dikey yönde çok yönlü olarak deri dokusu içinde ilerler. Labirentler içine giren kıl sayısı da tahriş de artar; hastalık durmadan genişler pek çok delikten zuhur eden pis kokulu akıntılar dayanılmaz olur. Yıllarca süren kronik iltihabi akıntılar nihayette epidermoid kanser geliştirebilir. Veya hastalık nadiren de olsa derinleşerek kalın bağırsak rektum ve mesane içine ilerleyebilir hatta mesane kanserine dahi yol açabilir. Haliyle bu durumda tedavi zorlaşır ve olaya multidisipliner yaklaşmak gerekir.


Kıl Dönmesi Nasıl Tedavi Edilir?


Bu güne değin fazla uygulanmış olan tedavi şekli cerrahidir. Cerrahi tedavi şeklileri çoktur ve hemen hepsinde sağlam çevre doku ile birlikte hastalıklı dokular genişçe çıkarılır yara açık bırakılarak aylar süren pansuman ile kapanbası beklenir. Ya da yara çeşitli tekniklerle kapatılır. Kapalı yöntemlerden Limberg in tarif ettiği derin olduğu düzleyici flep rotasyonu en radikal yöntemdir. Ancak 2 - 3 günü hastanede olmak üzere 5 ila 10 gün yatak istirahati iki gün süreli hemovak dren geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi on gün yüz üstü yatılması ve üzerine oturulmaması bir hafta su değdirilmemesi ve operasyon sırasında en ufak bir kıvrım gamze veya oluk bırakılmaması gerekir. Değilse nüks riski %10 u bulur. Bu nedenle alternatif yöntem araştırmaları devam etmiş ve Fenol ile oldukça etkili tedaviler yapılmıştır.


KIL DÖNMESİNDE ALTERNATİF TEDAVİ: GÜMÜŞ NİTRAT ve FENOL


Kıl dönmesinde alternatif tedavi olarak tarafımızdan geliştirilen sklerotik ve litik bir kimyasal ajan olan fenol ve ondan daha güçlü olan gümüş nitrat uygulamalarımız klasik cerrahi yöntemlere göre çok daha etkili olmuştur. Bu yöntemde eritilen gümüş nitrat aynen veya fenol fistül ağızlarından veya foliküllerden içeriye verilir. Kılların yuvalandığı piyojenik granülasyon dokuları ve diğer patalojik dokular; ilaç etkisi ile hızla erir ve gri bulamaç halinde dışarıya akar. Mikro enstrümantasyonla labirentler ve fistüllerin içi temizlenir. Fistül girişleri gerekirse eksize edilir ve tekrar kıl girmemesi için sütüre edilir. Bu işlemler 15 dakikada tamamlanır. Hastalığın çok ilerlediği bazı hastalarda gerekirse labirentler kısmen veya tamamen açılır kılların ilerde sorun çıkartabileceği gamzemsi çukurluklar ve kıvrımlar varsa küçük plastik ve estetik müdahale ile düzeltilir. Ama eskiden beri mevcut ve pilonidal sinüs oluşturmamış geniş çukurlara müdahale tavsiye edilmez. İşlem bitince labirentler antibiyotikli pomatla doldurulur ve hasta evine gönderilir. Günlük pansuman ve temizlik ve 1 hafta sonunda kontrole gelmesi öğütlenir. İyi kürete edilmiş labirentler genellile 1 haftada iyileşir. Ancak tavanı açılmış labirentelerin ve sinüslerin tamamen kapanması pansuman yardımı ile 2 ila 3 haftayı bulur. Bu sürenin illa da kısaltılması isteniyorsa fistüllerin fibrotik duvarları lokal anestezi altında kürete veya eksize edildikten sonra sütüre edilir. Bu durumda işlem süresi 30 dakikayı bulur.


Alternatif Tedavide Tam Başarı Şansı Nedir?


Her işte olduğu gibi başarı dataylarda gizlidir. İşin püf noktalarını iyi bilmek titizlik yakın ilgi hasta ve hekim işbirliği başarıyı belirleyen başlıca faktörlerdir. Sadece labirentleri kıldan arındırmak yetmez. Yeni kıl girişimlerine yol açacak mikro girişleri en küçük şüphe arzeden gamzeleri potansiyel çukurları gidermek şarttır. Kurallara uyulursa başarı tamdır.


Nüks İhtimali Nedir?


Kıl dönmesinin alternatif tedavisinde kurallara uyulduğu takdirde nüks (tekrarlama) ihtimali sadece % 3 - 5 tir. Sebebi de gözden kaçabilecek bazı mikroskobik kıl girişlerinin kalabilmesi veya hijyenik bakım kusuru sonucu oluşabilecek yeni kıl giriş delikleridir. Çaresi dikkat ve hijyenik bakımdır. Nüks halinde metodu değiştirmeye gerek yoktur. Hatta verilen eğitim sayesinde henüz başlangıç halinde iken yakalanacağı için çözüm daha basit ve sonuç kesindir.


Nüksü Önlemek için Hastanın Uyması Gereken Kurallar ve Hijyenik Bakım Nedir?


Hijyenik bakım ince sıhhi temizlik demektir; şöyle ki; 1 - Hekimin önerdiği şekilde hastalar temizlik ve pansumanlara riayet etmeli. Yara veya kıl giriş delikleri iyileştikten sonra kuyruk sokumu oluğu hergün taharetlenirken yıkanıp silinerek boşta gezen kıllar temizlenmeli. 2 - Kuyruk sokumu sabah akşam giyinirken el ile 3 - 5 saniye fırçalanıp kıl hav yün ne varsa uzaklaştırılmalı 3 - Çok kıllı olanlar 30 yaşına kadar kuyruk sokumu oluğunu haftada bir kez kıl dökücü krem ile veya cımbızla temizlemeli kaba etlerini genişçe traş ettirmeli. Otuz yaşından sonra kuyruk sokumu cildi nispeten daha az terler ve kurur giderek sertleşip kalınlaşır ve delinme riski kalkar. İster ameliyatla ister ilaçla tedavi olsun tedavi sonrası hijyenik bakım tedavisinin uzun süreli başarı şansını doğrudan etkiler.


Alternatif Tedavilerin Yan Etkileri Nelerdir?


Fenol ve gümüş nitrat; labirent dışında kaçırılmadığı sürece hiç bir yan etki oluşturmaz. Kaçırıldığında birkaç gün içinde aynı yerde enflamasyon ağrı ve akıntı yaparsa da tedavisi lokal anestezi altında debridmanla sağlanır. İlaç hiç bir zaman damar içine verilmediği için sistemik etki oluşturmaz; dokulardan damar içine geçiş veya emilim olmaz; harici yan etki olmaz.


Kıl Dönmesinde Alternatif Tedavinin Avantajları Nelerdir?


1- Narkoz yani genel anestezi gerektirmeyen az invaziv konservatif ve pratik bir küçük operasyondur.


2- Hastanede veya evde yatmayı veya istirahati; tahlil ve tetkik gibi bir ön hazırlık gerektirmeyen günübirlik uygulanabilen bir tedavidir.


3- Nüks ihtimali çok düşük olup nüksetse bile aynı yöntemle hem de çok daha kolay bir şekilde tedavisi kesinliğe kavuşturulabilir.


4- Müdahale iz bırakmaz ve çok iyi estetik sağlar anatomi bozulmaz.


5- Hastaların bu alternatif müdahale için hekime yarımşar saatten birer gün arayla 2 veya 3 kez uğraması yeterlidir; işten ve yolculuktan alıkoymaz.

---------- Post added 19.02.17 at 23:06 ----------

KIZAMIK KABAKULAK KIZAMIKCIK


(MMR)


Kızamık
Kızamık ates döküntü nezle öksürük ile gözlerde agrı ve kızarıklıga neden olan ciddi ve çok bulasıcı bir viral hastalıktır. Kızamık bazen zatürree gibi tehlikeli komplikasyonlara neden olabilir. Hastalıga yakalanan 2000 çocuktan yaklasık bir tanesinde beyin iltihabı görülmektedir. Bu sekilde etkilenen her on çocuktan birisi yasamını kaybetmekte ve dördünün beyninde kalıcı hasar olusmaktadır.
Kızamık hasta olan kisinin öksürme ve aksırması sırasında çıkan tükürük damlacıkları aracılıgıyla geçebilir.
Çocuklarda kızamık hastalıgından birkaç yıl sonra SSPE olarak adlandırılan ender bir saglık sorunu ortaya çıkabilir. Hızlı bir sekilde beyni tahrip eden SSPE her zaman öldürücüdür.

Kabakulak
Kabakulak ates basagrısı ve tükürük bezlerinin iltihaplanmasına neden olur. Bazen beyni çevreleyen zarda iltihaplanmaya yol açar. Ancak hastalıgın kalıcı yan etkileri ender olarak görülmektedir. Bu hastalık ayrıca kalıcı sagırlıga da neden olabilir.
Kabakulak hasta olan kisinin öksürme ve aksırması sırasında çıkan tükürük damlacıkları aracılıgıyla geçebilir.
Hastalıga yakalanan bes ergin ya da yetiskin erkekten yaklasık birisinde erbezlerinde (testislerde) agrılı iltihap ve sislik görülmektedir. Bu durumdaki erkekler genellikle tamamen iyilesmekte ancak bu komplikasyon ender olarak kısırlıga yol açabilmektedir.

Kızamıkçık
Kızamıkçık hafif bir çocukluk dönemi hastalıgıdır. Ancak ergenlik çagındaki gençleri ve yetiskinleri de etkileyebilir. Hastalık lenf bezlerinde sisme eklem agrısı ile yüzde ve boyunda iki üç gün süren döküntüye neden olur. Hasta her zaman hızla ve tam olarak iyilesir.
Kızamıkçık hasta olan kisinin öksürme ve aksırması sırasında çıkan tükürük damlacıkları aracılıgıyla geçebilir.
Kızamıkçık kadınların hamileliklerinin ilk 20 haftasında hastalıga yakalanmaları durumunda çok tehlikelidir. Bu bebekte ciddi olusum bozukluklarına neden olabilir. Ísitme ve görme özürlülügü ile kalple ilgili olusum bozuklukları ve zihinsel özürlülüge yolaçabilir.
Kızamıkçık çok bulasıcı bir hastalık olup hamile kadınları ve bebeklerini korumanın en uygun yolu kadınların hamile kalmadan önce ası olmalarını saglamak ve hastalıgın yayılmasını önlemek için tüm çocukları asılamaktır.

Dogurganlık yasında olan ve özellikle hamile kalmayı düsünen kadınların doktora basvurmaları ve kızamıkçık kan testi yaptırmaları gerekir. Kan testi baska bir MMR asısının gerekip gerekmedigini gösterecektir. Bir diger MMR asısı yapılmasının gerekmesi halinde asının koruma sagladıgından emin olmak için asının ardından bir kan testi daha yapılmalıdır. Hamile olan veya iki ay içinde hamile kalmayı planlayan kadınlara ası yapılmamalıdır. Kadınların her hamilelikten önce koruma düzeyinin halen yeterli olup olmadıgının belirlenmesi için kızamıkçık kan testi yaptırmaları önemlidir.

MMR ’nin Olası Yan Etkileri
MMR asısının yan etkileri hastalıkların komplikasyonlarından çok daha az sıklıkta görülmektedir. En yaygın yan etkiler kisinin kendisini iyi hissetmemesi hafif ates ve muhtemelen asıdan sonra yaklasık altı ile onbir gün süren döküntülerdir. Bu süre içinde döküntüleri olan kisiler hastalıgı baskalarına bulastırmaz.
Ası olan kisilerde bazen asının bilesimindeki kabakulak virüsü nedeniyle asıdan yaklasık üç hafta sonra tükürük bezlerinde hafif sisme görülebilir.
Beyin iltihabı gibi asının en önemli yan etkisi çok ender olarak görülmekte ve muhtemelen milyonda bir ya da daha az sıklıkta olusmaktadır.
Yaygın Yan Etkiler asagıdaki uygulamalarla azaltılabilir:
• Fazla miktarda sıvı içilmesini saglama.
• Fazla kalın giyinmeme.
• Ası yapılan yere soguk ıslak bir bez parçası koyma.
• Herhangi bir rahatsızlıgı azaltmak için parasetamol alma (ya da çocugunuza verme)(yasa göre uygun dozda vermeye dikkat ediniz).
Yan etkilerin ciddi olması veya geçmemesi ya da kaygı duymanız halinde doktorunuza ya da hastaneye gidiniz.

Aşı Öncesi Kontrol Listesi
Sizde ya da çocuğunuzda aşağıda belirtilen durumların olması halinde aşı olmadan önce bunları doktor ya da hemşireye iletiniz:
. Son bir ay içinde başka bir a. ı olunması.
. A. ı yapılacağı gün hasta olunması.
. Herhangi bir aşıya karşı ciddi yan etkilerin olması.
. Herhangi bir ciddi alerjinin olması.
. Herhangi bir tür steroid ilaç kullanılması (sözgelimi kortizon gibi).
. Son üç ay içinde gamaglobulin a. ısı veya kan nakli yapılması.
. Bağışıklık sistemini zayıflatan bir hastalığın olması ya da tedavinin uygulanması (sözgelimi kan kanseri kanser HIV/AIDS radyoterapi ya da kemoterapi gibi).
. Halen ara. tırmaları süren merkezi sinir sistemiyle ilgili bir hastalığın olması.
. Hamile olmanız veya aşıdan sonra iki ay içinde hamile kalmayı planlamanız.
Aşının farklı bir şekilde yapılması gerekebileceğinden yukarıda
belirtilen durumların doktor ya da hemşireye iletilmesi gerekir.

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147