DEPRESYONUNUZUN SEBEBI KENDINIZ OLMAYIN
Depresyon vak alarının büyük ekseriyetinde sebep üç temele dayanıyor:
1. Beyaz güneş ışığı eksikliği
2. Şeker ağırlıklı beslenme
3. Tatmin edici bir beraberlikten uzak kalma Eskiden birçok insan günlerinin önemli bir kısmını açık havada gün ışığında çalışarak geçirirdi. Köylüler ve işçiler çiftliklerde inşaatlarda yol yapımlarında çalışırlardı. Tezgâhtarlar memurlar iş adamları da uzun uzun yürür ya da ata binerlerdi. Kısacası hergün muazzam bir egzersiz içerisindeydiler. Yalnızca zenginler eve kapanırdı. Zengin ev hanımları depresyon ve sıkıntı içerisinde ömürlerini tüketirken köylü hanımlar dinç sağlıklı ve üretken konumda idiler. Zenginlerin bu durumunu bakın şu olay nasıl anlatıyor:
Zengin bir ailenin şoförü bu ailenin çocuğunu hergün lüks arabaya taşır nereye götürecekse götürür sonra kucağına alıp eve taşırmış. Bu adamın birinin dikkatini çekmiş. "Hanımefendi! Çocuğunuz yürüyemiyor mu?" diye sormuş. Kadın "Elbette yürüyebiliyor ama çok şükür öyle bir zorunluluğu yok" diye cevap vermiş.
Rafine şeker kullanımına gelince: Köylüler asırlardır dünyanın dört bir yanında pancardan kuru üzümden tatlı meyvelerden doğal şeker elde ediyor damak tadına uyan değişik tür tatlandırıcılardan faydalanıyorlardı. Rafine şeker zenginlerin seçimiydi.
Bugün tıp dünyası şeker ağırlıklı beslenmenin gut böbrek hastalıkları şeker hastalığı ve hipoglisemin (kan şekerinin düşmesiyle oluşan karbonhidrat metabolizması bozukluğu) gibi hastalıkların önemli bir sebebi olduğunu bildiriyor.
Zenginler eskiden eti öğün için temel besin olarak görüyorlardı. Ete parası yetmeyen ve zenginlerin topraklarında avlanmaları yasak olan köylüler ise balık sebze ve meyvelerle besleniyorlardı. Sonuçta sağlığı korumak için çok yönlü beslenmenin uzağına düşen zenginler tek boyutlu beslenme tarzıyla guatr başta olmak üzere çeşitli metabolizma hastalıklarına kolayca yenik düştüler.
Üçüncü depresyon kaynağı son yıllarda ortaya çıktı. Artık toplumun her kesimindeki insanlar toplumdan ve sosyal ilişkilerinden kopar hale geliyorlar. Kalabalıklar arasında bir tür yalnızlık yaşıyorlar.
Yaşlılar arasında yapılan incelemelerde emekli olduktan sonra pasif bir hayatın içine düşenlerin işten ayrılmalarının üçüncü senesine ulaşmadan hayata veda ettikleri kaydediliyor. İşlerinden nefret etseler emekliliklerini iple çekseler ve pasif hayatı özleseler de aslında çalışma hayatı onların vazgeçemeyecekleri birşey.
Problem ortada. Peki çözüm ne?
Yaşam tarzımızı değiştirmek.
Cep telefonu çalınca açan kişinin tansiyonunun bir derece yükselmesi iş hayatının baskıları bizi ilâç kullanmaya yöneltiyor. Kullandığımız bu ilâçlar ise kimyasal madde özelliği taşıyor.
Kendimizi mi kandırıyoruz? Kitleler halinde dünyanın parasını vererek sağlık kulüplerinde oksijenden mahrum "adale sporu" yapıyoruz gün ışığında koşmak dururken.
Binaları yüksek yaparken havalanmayı ihmal ediyor "air condition" kullanıyor ve mikrop polen ve allerjen maddeleri solumaya başlıyoruz.
Kimyasal işlem gören yiyeceklere bayılıyoruz.
Mahalle pazarı yerine ithal besinlere yöneliyoruz.
İçme suyumuz başlı başına bir mesele.
Her zaman pişirmeye kızartmaya doğal yiyeceklerin doğallığını bozmaya çalışıyoruz.
Canımız sıkılınca doktorumuz bize bir mutluluk hapı yazıyor. Bu bir müddet kendimizi iyi hissettiriyor ama içme suyumuzu oturma şeklimizi uykumuzu siyah ekmeğimizi iş ortamımızı güneşimizi nereye kadar ihmal edeceğiz?
Depresyonumuzun sebebi kendimiz olmamalı.
---------- Post added 19.02.17 at 22:43 ----------
DIABETES INSIPIDUS (SEKERSIZ DIYABET)
İsim ve belirtilerdeki benzerliğe rağmen bu rahatsızlık şeker hastalığı ile karıştırılmamalıdır. İnsülin (hücrelere enerji temin etmek için vücudun glikozu kullanmasını ve korumasını temin eden hormon) yetersizliği nedeniyle ortaya çıkan şeker hastalığının (diabetes melitus) aksine şekersiz diyabet (diabetes insipidus) antidiüretik hormon (ADH) yetersizliği nedeniyle ortaya çıkar. Bu hormon hipofiz bezinin arka lobu tarafından salgılanır.Eğer antidiüretik hormon yetersizliği varsa vücutta su dengesini kontrol olayı kaybolur. Uygun sıvı seviyesini korumak için gerekli olan suyu yeniden emmenin yerine böbrekler suyu dışarı atar.
Belirtiler
- Aşırı susama
- idrar miktarının artışı
- Su kaybı fiziki çöküntü ve düşük tansiyon koma halini ortaya çıkarabilir.
Şekersiz diyabet hastalığı olanların yaklaşık yarısında rahatsızlığın nedeni bilinmez. Ancak belirtilerin ortaya çıkmasından birkaç yıl sonra bir hipofiz tümörü açıkça görülebilir. Kafada herhangi bir yaralanma veya hipofiz tümörleri için herhangi bir yaralanma veya hipofiz tümörleri için herhangi bir ameliyat nedeni ile hipofiz bezlerinde ortaya çıkan zararlar tanımlanabilen nedenler arasındadır.
Teşhis
En önemli bulgu idrar artışıdır. 24 saatte 5 ila 20 litre idrar çıkarılabilir. Gece ve gündüz her yarım saatte bir idrara çıkılır. İdrardaki bu artış aşırı su kaybına yol açar sonuçta deri kuruluğu ve aşırı susama hissi ortaya çıkar.
Eğer doktorunuz şekersiz diyabetten kuşkulanıyorsa susuzluk testi yapacaktır. Bu testte şahıs birkaç saat susuz bırakılır. Bu süre içersinde çıkardığı idrar ölçülür. Bu testte antidiüretik hormonu normal düzeyde olan birinde idrar miktarı azalırken şekersiz diyabeti olan-da ise idrar miktarı azalmaz. Doktorunuz ayrıca su ve tuz dengesini saptamak için kan testleri yapacaktır.
Şekersiz diyabet hormon takviyesi ile etkili bir şekilde tedavi edilebilir. Belirlenen nedenin (bir tümör veya hastalık) sorunları ortaya çıkardığı durumlar dışında şekersiz diyabet hastalığı olan bir kişinin normal bir yaşam sürmesi beklenir.
Tıbbi Tedavi
Bir burun spreyi şeklinde veya sentetik bir hormonun enjekte edilmesi ile antidiüretik hormon verilecektir. Bu hormon tedavisi genellikle yaşam boyunca sürer. Ancak bilinen nedenin baştaki bir yaralanma veya herhangi bir ameliyat olduğu durumlarda bir kaç ay ile bir yıl arasında değişen bir süre içerisinde bez normal fonksiyonunu yeniden kazanır hale gelebilir. Bu durumda ilaç tedavisi kesilmelidir.
Thiazid grubundan diüretik bir ilaç da önerilebilir. Diüretiklerin aslında idrar miktarını artırmak için kullanıldığı gerçeğinin yanı sıra thiazidler bazı kişilerde şekersiz diyabetin tedavisinde etkilidir.
Cerrahi Tedavi
Neden hipofız bezindeki bir tümör ise ameliyat veya radyasyon terapisi uygun olabilir.
Beslenme
Bazı durumlarda sodyumun kısıtlanmasına yardımcı olduğundan yemeklerde tuz miktarının sınırlandırılması tavsiye edilebilir.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|