CEKIC PARMAK
Ayak baş parmağını etkileyen bunyonun tersine çekiç parmak herhangi bir ayak parmağında oluşabilir (en sık ikinci parmak). Ayak parmağı kıvrılır ve ağrır. Genel olarak ayak parmağındaki her iki eklem de etkilenerek parmak pençeye benzer bir görünüm alır. çekiç parmak küçük ayakkabı giymenin sonucu oluşabilir ancak kas ve sinir hasarı oluşmuş şeker hastalarında da meydana gelir.
Belirtiler
- Ayak parmağında sıkılmış pençeye benzer görünüm
- Ayak parmağında ağrı ve hareket zorluğu;
Çekiç parmak ağrılı olabilir ve yürüme ve diğer hareketleri güçleştirebilir.
Tedavi
Doktorunuz ya da bir ortopedist ayak parmağınızı uygun pozisyonda tutmak ve ayak parmağına binen yükü ve ağrıyı azaltmak için ortopedik bir alet verebilir. Ayağınıza tam olarak uyan bir ayakkabı giyin. Bazı vakalarda şekil bozukluğunu düzeltecek bir ameliyat yapılabilir
---------- Post added 19.02.17 at 22:41 ----------
CICEK HASTALIGI (SMALLPOX)
Çiçek hastalığı uygulanan aşılama programları sayesinde 1977 yılında tüm dünyadan kaldırılmıştır. Çiçek hastalığı Variola virüsü tarafından meydana getirilmektedir.
Hastalığın kuluçka süresi virüs alındıktan sonra ortalama olarak 12 gündür ancak bu süre 7-17 gün arasında değişebilir.
Hastalığın başlangıcında görülen şikayetler ve bulgular yüksek ateş halsizlik baş ve sırt ağrısıdır. Hastalarda tipik olarak kırmızı döküntüler görülür: Döküntüler en çok yüz kollar ve bacaklarda ortaya çıkar. Döküntüler düz (kabarık olmayan) ve kırmızı lekeler şeklinde başlar ve genelde tüm hepsi aynı zamanda başlar. İkinci haftada bu düz-kırmızı lekelerin içi püy (cerahat) ile dolmaya ve kabuk bağlamaya başlar. Üç dört haftanın sonunda da döküntüler kabuk bağlar ayrılır ve düşmeye başlar. Hastaların çoğunda tamamen iyileşme görülmesine rağmen %30 kadar hastalık ölümle sonuçlanabilir.
Hastalığın kişiden kişiye geçişi hastalıklı kişiden çıkan virüs içeren tükrük parçacıkları ile olur. Çiçek hastalığı olan kişilerde bulaştırıcılık hastalığın ilk haftasında en yüksek düzeydedir: çünkü bu ilk hafta içerisinde tükrükte çok miktarda virüs bulunmaktadır. Ancak bulaşıcılık döküntüler tamamen dökülüp ortadan kalkana kadar da devam edebilir.
Çiçek hatalığına karşı uygulanan rutin aşılama programları 1972 yılında sona erdi. 1972 yılından önce veya 1972 yılında çiçek aşısı yapılmış olan kişilerin şu an bu hastalığa karşı dayanıklılıkları (bağışık olup olmadıkları) tam olarak bilinmemektedir yani belirsizdir. Dolayısı ile şu an herkesin çiçek hastalığına karşı duyarlı olduğu kabul edilmektedir.
Çiçek hastalığına karşı toplumun aşılanması şu an için önerilmediğinden çiçek aşısı üretimi yapılmamaktadır.
Çiçek virüsüne maruz kalan kişilerde; eğer aşılama 4 (dört) gün içerisinde yapılırsa hastalığın şiddeti azalabilir veya hastalık hiç görülmeyebilir. Çiçek aşısı vaccinia adı verilen ve variola dan farklı canlı virüs içeren bir aşıdır. AŞI VARİOLA (ÇİÇEK) VİRÜSÜ İÇERMEMEKTEDİR.
Çiçek hastalığının tedavisi bulunmamaktadır ancak şu an için aşı üretimi faaliyetleri ve tedavi edici ajanların geliştirilmesine yönelik çalışmalar bulunmaktadır.
Çiçek hastalığına yakalanan kişilere destekleyici tedaviler önerilmelidir (serum takılması ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaç verilmesi gibi). Çiçek hastalığının üzerine bakteriyel bir enfeksiyon gelişmememesi için antibiyotik kullanılabilir.
---------- Post added 19.02.17 at 22:41 ----------
CILTTE PIGMENT DEGISIMLERI
Cildimizin rengini deri hücrelerince üretilen "melanin" pigmenti belirler. Bazen bu renklendirme mekanizmasına bir şey olur ve cildin bir bölgesi çok fazla melanin üreterek rengi koyulur (chloasma).
Bunun tersi de olur; cildin bir bölümünde hiç melanin üretilmeyince orası beyazlaşır. Beyaz bir leke periyodik olarak geliştiğinde "vitiligio" denen hastalığınız var demek olabilir.
Belirtiler
-Deride yavaş yavaş büyüyen beyaz lekeler
-Deride koyu kahverengi lekeler.
Chloasma lekeleri en sık yüzde görülür ve pek uzaklara yayıldığı nadirdir. Bunlar en çok hamilelikle veya doğum kontrol hapı kullanmakla bağlantılıdır. Fakat hem kadınlar hem erkekler görünüşte hiçbir neden yokken rahatsızlığa tutulabilir.
Vitiligo en fazla 2 ile 30 yaşlarında ilk olarak ortaya çıkarsa da herhangi bir yaşta başlayabilir. Yüzünüzde gözlerin yukarısında veya boyunda koltuk altı kasık el veya dizlerde başlayabilir. Bunlar çoğunlukla simetriktir ve bütün vücuda yayılabilir. Kalıtım faktörü sıklık-la söz konusudur.
Neden melanin üreten hücrelerin bağışıklık sistemi tarafından tahrip edilmesi olabilir; bazı durumlarda tiroid sorunları veya pernisiyöz anemi gibi bağlantılı hastalıklar vardır.
Vitiligo da chloasma da hayatı tehdit etmez. Lekeleri gizlemek için kozmetikler veya cilt boyaları kullanılır. Vitiligo lekeleri güneşte kolayca yandığı için güneş yağı kullanmak gerekir.
Tedavi
Cildin düzenli rengini geri getirmek için repigmantasyon ve depigmantasyon tedavileri yapılır. Vitiligo lekelerinin repigmantasyonu o bölgeyi lokal veya ağızdan alınan ilaçlarla (psoralen) duyarlı hale getirdikten sonra güneşe veya ultraviyole ışınına tutmakla yapılır. Bu 2 ile 3 yıl süreyle haftada 2-3 kere kullanıldığında 10 kişiden 6 sında işe yarayabilir. Ancak yan etkileri olabilir.
Depigmantaspyon chloasma lekelerinin rengini açan veya eğer vitilogonuz varsa geriye kalan cildin rengini açan losyonlar (benoquine veya hydroquinone) kullanarak yapılır.
---------- Post added 19.02.17 at 22:41 ----------
CROHN HASTALIGI
İltihaplı barsak hastalığı terimi genelde nedeni bulunamamış (gastro entestenial bölgeyle ilgili) iki hastalığın tarifinde kullanılır. Bu hastalıklar Crohn hastalığı ve ülserleşmiş kolittir. Sık sık ileitis veya bölgesel enteritis diye de geçen crohn hastalığı barsağın kronik iltihaplanmasıdır. Daha çok bağırsağın alt kısmında (ileumda) görülür. Fakat kolonunuzu veya hazım yolları-nın diğer bir bölümünü de etkileyebilir. Sık sık iltihap bağırsak duvarının tüm kalınlığını sarabilir. Crohn hastalığı oldukça seyrek görülür. Aşağı yukarı her 50.000 insandan birinde ortaya çıkar. Tipik hasta beyaz ırktandır ve 15 ila 30 yaşları arasındadır.
Belirtiler
- Uzun süreli ishal
- Düşük tansiyon
- Yorgunluk
- Kilo kaybı
- Karın ağrıları ve göğsün etrafında veya karnın sağ tarafında ağrılar
- Kas ağrıları
- Deri lezyonları.
Baryumlu radyografik tetkik Crohn hastalığını belirler.
Crohn hastalığının seyri bir insandan diğerine farklılık gösterir. Crohn hastalığına yakalanmış birçok hasta da başlangıç safhasında çıkan bir iki hadiseden sonra hiçbir belirti görülmez. (asemptomatik Semptomsuz) Fakat diğer bir çoğunda tekrar tekrar karın ağrısı ishal ve düşük tansiyon olayı yaşanır. ishal o derece sulu olur ve gitgide artan bağırsak tıkanmasının getirdiği karın ağrıları o kadar şiddetlenebilir ki yemek yememeye başlayabilirsiniz. Crohn hastalığının komplikasyonları çok ve çeşitlidir. Gitgide artan özellikle ince bağırsakta görülen bağırsak tıkanması Crohn hastalığında cerrahi müdahalenin en sık rastlanan nedenidir. Tıkanma belirtileri uzun zaman içinde gelişir. Anal ve rektal (anüs ve rektumla ilgili) bölgelerin içinde ve çevresinde sık sık fistül ve fısür görülür. Fistül bağırsağın iki bölümü veya bağırsak-la deri arasında oluşan anormal geçittir. Bir anal fisur anüsde veya etrafındaki deride olan çatlak veya yarıktır. (Anal Fisürler ve Fistüller). Fistüller oluştuğunda yemek buradan olduğu gibi gerekli özümleme yapılamadan geçer. Crohn hastalığında kanama da olabilir. Ancak çok miktarlarda kanama görülmez. Ekseriyetle artan tıkanma iltihaplı doku veya fistül ilaçla tedaviye cevap vermez ve cerrahi müdahale gerekebilir. Crohn hastalığında bağırsakla ilgisiz belirtiler ve işaretler de olabilir. Artrit özellikle büyük mafsallarda veya gözün veya cildin iltihaplanması ve nadiren de safra kanalındaki iltihaplanma crohn hastalığı ile ilgili olabilir. Ayrıca böbrek taşları oluşmasına da sık rastlanır. Crohn hastalığı ilerleyen bir rahatsızlıktır.
Tedavi
İlaç Tedavisi. Crohn hastalığı belirtisiz ya da hafifleme dönemindeyse tedavi gereksiz olabilir. Belirtiler hafifse örneğin günde birkaç kez gevşek dışkı söz konusuysa doktorunuz ishale karşı bir hap ya da bitkisel lifler içeren bir katılaştırıcı yazabilir.
Hastalığınız daha aktifse doktorunuz sulfasalazine ve kortikosteroidler gibi iltihaba karşı ilaçlar vermeyi düşünebilir. Kolon da rahatsızlığa dahilse sulfasalazine özellikle etkilidir.
İltihap rektumla sınırlıysa bir kortikosteroid lavmanı iltihabın kontrol altına alınması ve belirtilerin hafiflemesi için yararlı olabilir. Son yıllarda rektumdaki iltihabı kontrol altına almak için aspirine benzer ilaçlar içeren yeni lavman preparatları kullanılmaktadır. Bunlar yararlı görünmektedirler.
Kortikosteroidler hastalığın daha önemli alevlenmelerine saklanır. Hastalığa kolonun ve ince barsağın dahil olduğu durumda etkilidirler. Bazı doktorlar azathioprine gibi antikor oluşmasını önleyen bir ilaçla tedavi önerebilirler. Genellikle bu ilaçların etkili olması aylar sürmektedir.
Özellikle anüs bölgesinde fistüller ya da çatlaklar varsa metronidazol etkili olabilir. Genellikle bu ilacın yalnızca fistül ya da çatlak iyileşene kadar değil tekrarlamayı önlemek için sürekli alınması gerekir. Bazen kolondaki Crohn hastalığı için metronidazol kullanılır. Metronidazol uzun bir süre kullanılırsa bacak-ta uyuşmaya ve yanmaya yol açabilir. Böyle bir şey olursa doktorunuzla görüşün.
Bu ilaçlardan hiçbiri Crohn hastalığını tedavi etmez. Bu ilaçlar belirtilerin azalmasını sağlamak için iltihaba karşı maddeler olarak kullanılırlar.
Bugün araştırmacılar ağızdan verilebilen ve ince barsak tarafından emilmeyen aspirine benzer bileşiklerin kullanımı üzerinde çalışmaktalar. Böylelikle bu bileşiklerin iltihaba karşı özellikleri doğrudan iltihap bölgesinde etkili olabilir. Başka ilaçlar da araştırılmaya başlanmıştır.
Beslenme
Yeterli besin özümseme kabiliyeti özellikle hastalık ince barsağın büyük bir kısmını etkiliyorsa ya da ince barsağın büyük bir kısmı ameliyatla alınmışsa Crohn hastalığı olan insanlarda sınırlıdır.
Doktorunuz yetersizlik kanıtları varsa bazı vitaminler ya da mineraller önerebilir. Crohn hastalığı olan kişilerde ince barsağın alt kısmında (ileum) emilen B12 vitamini eksikliği seyrek görülen bir durum değildir. Böyle bir durum varsa B12 vitamini deriden aylık enjeksiyonlarla kolayca verilebilir.
Safra tuzları da ince barsağın alt kısmında emilir. Bu emilim zayıflarsa doktorunuz düşük yağlı özel bir diyet önerebilir. Safra asitleri ince barsakta emilmezse kolonda su emilimine müdahale ederek ishale neden olabilirler. Bazen kolestiramin gibi safra asidi bağlayanbir ilacın kullanımı dışkı miktarını azaltmakta etkili olabilir.
Bazı doktorlar özellikle aktif Crohn hastalığı için basit şekerler amino asitler ve mineraller içeren sıvı preparatlardan oluşan temel besinlerin kullanımını savunmaktadırlar. Bu beslenme biçiminin etkililiğine ilişkin uzun dönemli kanıtlar olmadığı halde bazen besinlerin daha fazla emilmesini sağlamak üzere barsaktaki iltihabı azaltabilmektedir. Hastalıktan etkilenen bazı kişilerin Crohn hastalığının şiddetli nöbetleri sırasında haftalar hatta aylar boyu damardan beslenmesi gerekmektedir. Ağızdan gıda almaktan kaçınılması barsağa dinlenme olanağı sağlamaktadır.
Ameliyat
Crohn hastalığı olanların yaklaşık yüzde 70i hiç değilse bir kez ameliyata ihtiyaç duyarlar. Bu ameliyatlar genellikle tıkanma abse ya da delinme gibi komplikasyonlar için yapılır. Cerrahi müdahale yıllar boyu belirtileri hafifletebilse de bir tedavi değildir ve hastalığın tekrarlaması çok yaygındır.
Hastalığın kolon bölgesiyle sınırlı olduğu insanlarda özellikle ilaçla tedavi başarısız olursa kalın barsağın alınması tavsiye edilebilir. Bu ameliyatta tüm kolon rektum ve anüs alınır ve ileumun (ince barsağın son kısmı) ucu dışkının geçmesi için karın duvarından çıkarılır. Deliğin üzerine dışkının boşaltılacağı bir torba takılır Hastalık ince barsakla sınırlı olduğu zaman cerrahi müdahale barsağın hastalıklı kısmının alınmasından ve sağlıklı barsağın iki ucunun birleştirilmesinden ibarettir
---------- Post added 19.02.17 at 22:42 ----------
CUSHING SENDROMU
Bu türden bir hastalık aşırı miktarda glukorkortikoid hormonlar kanda dolaşmaya başladığı zaman ortaya çıkar. Bu türden bir aşırılığın ortaya çıkması adrenal bezlerde fazla üretimin olması veya bir başka rahatsızlığı tedavi etmek için steroid ilaçların uzun süreyle kullanılmasının sonucu olabilir. Bu hastalık adını 20.ci yüzyılın başlarında ortaya çıkan Amerikalı bir cerrah olan Harvey Cushing den alır.
Belirtiler
- Birkaç ay ile yıllar arasında değişen bir süreden sonra yüz yuvarlaklaşır ve daha kırmızı bir görünüm alır.
- Omuzlar arasında ve üstünde kambura benzer yağ birikimi
- Gövdenin alt kısmında cilt üzerinde çatlaklar
- Bitkinlik ve kaslarda zayıflık
- Su toplanması (ödem)
- Hipertansiyon
- Aşırı kıllanma
- Ruhsal sarsıntı
- İktidarsızlık veya adetten kesilme
- Özellikle omurga ve leğen kemiklerinde osteoporoz
- Şeker hastalığının başlaması
- Çürüklerin çok kolay bir şekilde ortaya çıkması
Teşhis
Doktorunuz fizik muayenede omuzları ve başınızı Cushing e özgü değişiklikler açısından dikkatlice inceleyecektir. Yüzde yuvarlaklaşma ve kızarma boyun kemikleri ve omuzlar arasındaki yağ dokusunda artış teşhis açısından önemli bulgulardır. Bunlara sıklıkla kol ve bacaklarda morluklar da eşlik eder. Herhangi bir hastalığınızın tedavisi için (romatoid artrit astım ya da bir deri hastalığı) kortikosteroid kullanıyorsanız cushingin teşhisi oldukça kolay olacaktır. Ancak hastalık böbrek üstü bezlerinizde aşırı hormon artışına bağlıysa bazı testler için hastaneye yatmanız gerekebilir. Bu hormon artışı böbreküstü bezi tümörü her iki bezde aşırı büyüme ya da bu bezlerin aşırı uyarılmasına yol açan bir hipofiz tümörüne bağlı olabilir.Karaciğerin ya da bazı başka organların habis tümörleri de Cushlng sendromuna yol açabilirler. Kan ve idrar testleri yapılarak steroid hormonların düzeyinin artıp artmadığı anlaşılabilir. Hipofiz ve böbreküstü bezlerinin bilgisayarlı tomografisi de alınabilir.
İyi huylu bir hipofiz bezi tümörünün veya böbrek üstü bezi (adrenal) tümörünün veya böbrek üstü bezi (adrenal) tümörünün başarılı bir şekilde alınması tam bir iyileşme ile sonuçlanabilir. Ancak uzun süreli hormon tedavisi gerekebilir. Kalp krizleriyle birlikte ortaya çıkan hızlı bir ateroskleroz (damar sertliği) ve omurgada çatlaklar sık sık görülür. Eğer tedavi edilmezse bu rahatsızlık ölümle sonuçlanabilir.
Eğer nedeni steroidin aşırı dozda kullanımı ise steroid hormonların dozajı azaldıkça belirtiler yavaşça kaybolur.
İlaç Tedavisi
Eğer belirtiler bir ilaç tedavisi olarak steroid hormonların alınması nedeniyle ortaya çıkıyorsa tedavi bunların kullanımı durdurmayı veya dozajı azaltmayı içerir. Ancak bu türden bir ilaç tedavisini doktorunuza danışmadan kesmeyin. çünkü steroid tedavisinin aniden durdurulması söz konusu olan hastalığı hızlandırabilir (astım veya steroidin önerildiği diğer hastalıklar). Doktorunuz steroid dozajında kademeli bir şekilde giden bir azaltmayı önerecektir. Bazı durumlarda ilk başta önerilen steroidin yerine başka bir ilaç kullanılabilir: Stereoid ilaç tedavisinin dur-durulmasından bir yıl kadar sonra yaralanma enfeksiyon veya ameliyat gibi fiziki bir stres adrenal hormonun üretilmesinde tehlikeli bir yetersizliği ortaya çıkarabilir ve bu da acil tedaviyi gerektirebilir (Addison hastalığına bakın).
Cerrahi Müdahale
Cushing sendromu adrenal bezlerde hipofiz bezlerinde veya karaciğerde bir tümörün sonucu olarak ortaya çıkıyorsa tümörün alınması veya hatta eğer adrenal bezlerde ise bezlerin hepsinin alınması en iyi tedavi şekli olabilir. Hipofiz bezlerindeki bir tümör için radyasyon tedavisi bir çözüm olabilir.
Eğer tedavi sonucunda adrenal bezler vücudun gerektirdiği hormonları temin edemez hale geliyorsa doktorunuz eksik hormonları karşılaması için ağızdan bazı ilaçların alınmasını önerecektir.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|