ANAL KASINTI
Pruritus ani de denen anal (makat bölgesi) kaşınma sık rastlanan bir sorundur.
İnatçı anal kaşınma çocuklarda ve yaşlılarda daha sık görülen bir durumdur. Çocuklarda bu durum sık rastlanan bir parazit olan kılkurdunun varlığına bağlı olabilir. Yaşlılarda ise neden yaşlanan deri-nin kurumasıdır.
Doktorunuz anal kaşınmanızın nedenini araştırırken sedef hastalığı gibi bir deri hastalığının deri kanserinin ve bir mantar enfeksiyonunun işaretlerini de arayacaktır. Kaşınmaya ve tahrişe neden olan hemoroid anal fissür ve anal fistül yönünden de muayene edilebilirsiniz; bu hastalıklar anal kaşınmanın nadir nedenleridir. Çoğu kez kaşınmanın kesin nedeni bulunamaz.
Aşırı Bakım
Bazı kişiler anüs bölgesini sert bir sabun bezi ve sabunla iyice temizlemeye çalışırlar. Bu durum bölgenin kaşınmasına yanmasına ve tahriş olmasına yol açabilir.
İlaç Reaksiyonları
Bazı kişilerin kaşınmayı geçirmek için kendi başlarına kullandıkları ilaçlar tahrişe yol açarak kaşımayı ve yanmayı artırabilir.
Stres
Bazı doktorlar kanıtlanmamış olsa da stresin kaşınmaya yol açabileceğine inanmaktadır.
Anal Kasların Gevşemesi
Normalde anal kanalı kapalı tutan kaslar gevşediğinde dışkı dışarı sızarak bu bölgedeki deride tahrişe yol açabilir.
Kötü Bakım
Eğer dışkılamadan sonra uygun temizlik yapılmazsa anüs bölgesindeki dışkı artıkları tahrişe ve kaşınmaya neden olabilir.
Eskiden kronik anal kaşınması olanlarda anüs bölgesine ışın tedavisi alkol enjeksiyonu ve hatta bu bölgedeki deri ve sinirleri çıkarmak için ameliyat yapılırdı. Artık bu tür uygulamalar ortadan kalkmıştır.
Eğer böyle bir sorununuz varsa aşağıdakileri deneyin.
1-Kaşımayı kesin. Sürekli kaşıma tahrişe yol açar. Ne kadar çok kaşırsanız o kadar çok kaşınırsınız. Bölgeye soğuk uygulamayı de-neyin.
2-Bölgeyi temiz tutun. Gece gündüz ve her dışkılamadan sonra bölgeyi tahriş etmeden nazikçe temizleyin.
3-Dışkı sızıntısının deride yaptığı tahrişi engellemek için bu bölgeye bez koyun ve gerektikçe değiştirin.
4-Kaşınmayı azaltmak için yatarken antihistaminik bir ilaç da alınabilir.
Eğer kaşıntınız sürerse tam bir muayene için doktorunuza baş-vurun.
---------- Post added 19.02.17 at 22:25 ----------
ANKILOZAN SPONDILIT
Spondilit kelimesi belkemiğinin (omurga) inflamasyonu anlamına gelir; ankiloz kelimesi ise iki kemiğin kaynaşarak tek bir kemik haline gelmesi anlamına gelir. Birlikte alındığında ankilozan spondilit ifadesi; kronik sakroiliak eklemin (omurga ile leğen kemiği arasındaki eklem) romatizmal hastalığını ifade eder ancak diğer omurga kemikleri de iltihaplı eklemlerle kaynaşma gösterebilir (özellikle alt omurga kemikleri). Ankilozan spondilit spondiloartropatiler adı verilen hastalıklar grubuna dahildir. Oldukça nadir görülmesine rağmen ankilozan spondilit son derece önemli bir hastalıktır çünkü genelde başka her hangi bir sağlık problemi olmayan genç erkeklerde gözlenir.
Hastalık gövde sırt boyun kalça kaburga ve omuzlarda ağrı ve sertliklere (spazmlar) neden olur. Omurgalar ve omurgaları destekleyen yapılar kasıldığından dolayı (sertleşme) ankilozan spondilitli hastalarda öne eğik durma eğilimi meydana gelir. Zamanla tedavi edilmeyen hastaların omurgaları birbiri ile kaynaşır ve tek bir kemik gibi görünür; son derece sert ve katılaşmış bir omurga meydana gelir. Bu durum kolların ve göğüsün hareketlerini engelleyebilir.
Ankilozan spondilitiniz varsa özellikle sabahları ve bir süre hareketsizlik sonrası genelde belinizde ağrı veya sertlik hissedebilirsiniz. Ağrılar genelde sakroiliak eklemde başlar ve gittikçe yukarı doğru ilerleyerek boyun omurlarını etkiler. Diz ve ayak bileği eklemleri de etkilenebilmekle birlikte genelde omurgalar dışında tutulan eklem sayısı 3 veya 4 ü geçmez. Egzersiz yapmak sertleşmeleri azaltır bu nedenle düzenli egzersiz yapmayan ankilozan spondilitli hastalar gittikçe kötüleşir. Kaburgalarla kaburga eklemleri de hastalıktan etkilenebileceğinden dolayı hastalar derin nefes alırken veya öksürürken rahatsız olurlar-zorlanırlar.
Şikayetleriniz azalma ve artışlar gösterebilir ancak hastalık kronik ve ilerleyicidir. Omurga civarındaki kemikler eklemler ve diskler hasara uğrar ve kaynaşır bu nedenle aralıklar daralır. Kemiklerde sindesmofit adı verilen çıkıntılar sıklıkla meydana gelir. Bu durumda hareketler sırasında aşırı bir ağrı meydana gelir. Bel bölgesindeki ağrı ve sertlikler yürüme problemlerine neden olabilir. Ancak çoğu durumda hastalık hafif seyreder ve genelde hastalık başladıktan yıllar sonra tanı konur. Çok nadiren kalp akciğerler ve gözler hastalıktan etkilenebilir ve bu durumda ciddi bir tablo ortaya çıkar.
Ankilozan spondilitin nedeni bilinmiyor. Ancak genetik (kalıtımsal) faktörlerin etkili olduğunu gösteren bulgular bulunmaktadır. Hastalık en sık 20-40 yaşları arasında ortaya çıkıyor bununla birlikte 10 yaşın altında bile görülebiliyor. Hastalık 10.000 de bir kişide ve genelde erkeklerde gözlenir. Erkeklerde kadınlardan 10 kat daha fazladır.
Belirtiler
- Sırt baldır kalça ve diğer sırt eklemlerinde ağrı ve hassasiyet
- sırt bölgesinde özellikle sabahları belirgin olan ve hareket etmekle azalan katılık ve hareket kısıtlılığı
- göğüs bölgesinde rahatsızlık hissi
- diz ayak bileği ve diğer eklemlerde şişme ve ağrı
- halsizlik ateş
- iştahsızlık kilo kaybı
- gözde inflamasyon
- kambur veya düzleşmiş sırt görünümü
Tanı
Normal muayene ve radyolojik tetkiklerin yanı sıra hastalığın genetik özellikleri bulunduğundan genetik test tanıya yardımcı olabilir. Ancak genetik bulguların saptanması tanıyı kesinleştirmez.
Tedavi
Tedavinin amacı; eklem ağrılarını azaltmak ve omurgalarda meydana gelen veya gelebilecek hasarları geciktirmek / düzeltmektir.
Ağrıyı sertleşmeleri ve inflamasyonu gidermek için nonsteroidal anti-inflamatuvar ilaçlar kullanılır (aspirin naproksen gibi). Bu ilaçlar hastaların normal faaliyetlerine devam etmesine yardımcı olur ve ağrıları azaltır. Nonsteroidal anti-inflamatuvar ilaçların yetersiz kaldığı durumlarda sulfasalazin veya metotreksat gibi ilaçlar kullanılabilir. Ancak bu ilaçların yan etkileri oldukça fazladır ve çok iyi kontrol edilmeleri gerekir.
Eğer hastada sinirlerinde bir hasar meydana gelmiş ise veya eklem hasarı çok ciddi ise ameliyat yapılır.
Sizin Yapabilecekleriniz
Eğer düzenli postür (duruş) ve solunum egzersizleri yapıyorsanız rahatlıkla normal bir hayat sürebilirsiniz. Fizik tedavi ve egzersiz tedavinin temelidir. Yapmanız gereken hareketler için bir fizyoterapistten bilgi almanız yerinde olur.
Yüzme sizin için en iyi sporlardan birisidir. Sık sık yüzün.
Sırtınıza ve belinize yük getirecek hareketlerden ve yaralanmaya neden olabilecek sporlardan uzak durun.
Sıcak su banyoları (kaplıcalar) ve sıcak ortamda yapılacak masajlar ağrılarınızı azaltır. Uyuma pozisyonunuzu düzeltin. Düz bir zeminde sırt üstü ve yastıksız yatın (veya çok ince bir yastık kullanın).
Sigara içiyorsanız kesinlikle bırakın. Aksi halde akciğerlerinizin kapasitesi azalacağından son derece güç nefes alıp-verirsiniz.
İlerlemiş durumlarda sırt desteği sağlayan aletler kullanmanız gerekebilir.
Bu hastalık şu an için tedavi edilemiyor. Ankilozan spondilit hayat boyu sürecek bir problem olduğu için onunla yaşamayı öğrenmelisiniz. Şikayetleriniz hiç beklemediğiniz şekilde azalıp çoğalabilir ancak hastalığınızın gittikçe ilerleyeceğini kabul etmelisiniz; bununla birlikte gerekli önlemleri alır ve bakım sağlarsanız hastalığınız ilerlediği halde şikayetleriniz fazla ilerlemeyebilir; daha doğrusu siz onlarla başa çıkmanın yollarını bildiğinizden hayatınızı aşırı etkilemez. Arada şiddetli dönemler olabilir ancak bunların zamanla azalabileceğini unutmayın. Tedavi ve bakım sizin normal bir hayat sürmenizi sağlayacaktır.
---------- Post added 19.02.17 at 22:25 ----------
ANKSIYETE BOZUKLUKLARI
Kişinin sebebini tam olarak ortaya koyamadığı iç sıkıntısı haline anksiyete (bunaltı) adı verilir. Anksiyete psikiyatri uzmanına müracaat eden hastalar arasında en sık ve yaygın olarak görülen bir belirtidir. Genelleşmiş veya yaygın aksiyete bozukluğu olarak adlandırılabilecek hastalıkta kişi yaşadığı aksiyeteyi korku endişe dehşet kaygı gibi terimlerle ifade edebileceği gibi sürekli olarak tetikte bekleyiş gerginliği bilinmeyen ve ayırt edilemeyen bir tehlike veya kötülük duygusu olarak da ifade edebilir.
Kisinin yasami boyunca anksiyete bozuklugu geçirme orani % 25 dolayindadir. Saglikli kisilerde korku ve kayginin nedeni bellidir. Hastalik durumunda ise nedensiz korku ve kaygi duyulur. Bu duygulanımlara ilave olarak bazı hastalarda; başdönmesi ağız kuruluğu vücudu soğuk kaplaması irkilme huzursuzluk titreme gibi belirtiler de olabilir. Bazen de tüm bunların bir karışımı olabilir. Fiziksel şikayetleri daha yoğun olan hastalar genelde kaygı korku ve dehşet duygularını inkar ederler.
Hastalik yüksek bir oranda alkol ve uyusturucu madde kullanimi ile gitmektedir. Kisiler baslangiçta kaygilarini azaltmak için bu maddeleri kullanmakta ancak sonra bunlar hastaligin gidisini daha kotu bir sekilde etkilemektedir.
Stresle baglantili baska hastaliklar (gastrit irritabl kolon gerilim tipi bas agrilari gibi) da buhastaliga eslik edebilmektedir.
Baska ruhsal hastaliklarla birlikte bulunma orani yüksektir (saplanti-zorlanti bozuklugu depresyonsosyal fobipanik bozukluk gibi). Bu hastaliklara ilerleyen dönemlerde dönüsebilme olasiligi bulunmaktadir.
Kisinin endiseleri nedeniyle çevresindekileri kisitlamasi sonrasinda ailesel ve mesleki sorunlar olusabilmekte kisi sosyal ortamlardan uzaklasabilmekte ve ayriliklarbosanmalar eriskin-çocuk uyusmazliklari olusabilmektedir.
Ansiyete bozukluklari çesitlidir:
- Panik bozuklugu
- Yaygin anksiyete bozuklugu
- Sosyal fobi ve diger fobiler
- Obsesif kompulsif bozukluk
- Travma sonrasi stres bozuklugu
Endişe duyan yaşadığı anksiyete belirtilerini ifade eden ve belirgin olarak sıkıntı çektiğini hissettiren hastalar bile altta yatan nedeni tam olarak ortaya koyamayabilirler.
Tedavi hekimin oyacağı anksiyete bozukluğunun alt tiplerine göre değişiklik gösterir. Tedavide mutlaka gerekli değilse ilaç kullanılmamalıdır. Genelde psikoterapi uygulanması daha iyi sonuç verebilir.
---------- Post added 19.02.17 at 22:26 ----------
ANOREKSIA NEVROZA
Kişinin ruhsal nedenlere dayalı olarak beslenmesini azaltması veya beslenmeyi reddetmesi nedeniyle ve/veya zorla kusarak (parmak atıp kusarak) aşırı kilo kaybetmesidir. Bunun yanı sıra mide bulantısı ile birleşik mide şikayetleri kabızlık (bazen fazla miktarda müshil kullanma) da bulunur. Anoreksia nevroza çoğunlukla erken ergenlik ve ergenlik sonrası çağındaki genç kızlarda görülür.
Bu tip insanların kişiliğinde istisnasız ya histerik ya da çocuksu genital gelişim basamağına yakın) bir yapı bulunup her iki halde de belirgin oral takıntı vardır. Bu nevrotik özelliklerde psikogenetik açıdan yeterli sevgi göstermeyen veya cinsel düşman olarak görülen bir ana figürü rol oynamıştır. Bunun sonucu olarak büyümenin psikoseksüel yönleri karşısında yoğun korkularla birlik kuvvetli bir puberte çatışması meydana gelmiştir Özellikle kadın rolü ile kadınsı beden biçimini ve cinsel problemleri reddetme söz konusudur.
Anoreksia nevroza hastalarının tipik özelliği hastalık bilincinin bulunmamasıdır. Kendilerindeki korkunç zayıflamayı ve acil tedavi gereksinimini kabul etmez yadsırlar. Kendi kendilerine zorlamalı kusmaları da inatla yadsınır bu yadsıma ya bilinçli bir yalan şeklinde ya da yarı bilinçli bir kabul etmeme türündedir. Bu hastaların hepsinde aşırı bir ilişki bozukluğu vardır.
BELİRTİLERİ
- Kızlarda erkek bedenine benzer biçimde beden görünümü
- Aşırı hareketlilik
- Cinsel kimliğini reddetme
- Normal beden ağırlığı olması gerekenin çok altındadır.
- Cinsel ilgide eksiklik vardır.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|