Menopozda Cinsel Sorunlar Yaşanır Mı?
Cinsel istek menopozdan etkilenmez. Cinsellik kadında öğrenilebilen bir davranıştır. Genel olarak gebelik korkusunun ortadan kalkması, profesyonel hayattan (kariyer, para kazanma vb) kaynaklanan kaygıların azalması, çocuklarının büyümüş olmasıyla azalan fiziksel bağımlılık, yılların oluşturduğu deneyimler, eşlerin birbirini daha iyi tanımaları sonucu kadının menopozdaki cinsel hayatının daha da renklenmesi son derece doğaldır. Menopoza girerken ortaya çıkabilecek depresyon ataklarında ve uyum döneminde cinsel istekte (libido) bir miktar azalma olacağını bilerek paniğe kapılmadan uygun danışma ve tedavilere başvurmak en akılcı yoldur. Aksi takdirde eksik kadınlık, değersizlik, hastalıklı olma duygularıyla cinsel istek azalmaları uzun sürebilir veya kalıcı olabilir. Cinsel istekte azalma menopozda vajen girişi ve vajinada çekilme (atrofi) ve kuruluk nedeniyle ağrılı ilişki ve buna bağlı bir isteksizlik ortaya çıkabilir. Bu tür durumlarda lokal hormon veya kayganlaştırıcı jel uygulamalarıyla sorun çözülür. Unutmayınız "Hayat kırkında başlar".
Menopozda Aile İçi Sıkıntılar Ve Destek
Menopoz kadının tek başına üstesinden gelmesi zor bir problemdir. Eş ve çocuklar bu dönemde kadına yardımcı ve anlayışlı olmalıdır. Bir kadın menopozu en kolay yakınlarının destek ve telkinleriyle karşılar. Bu destek ve telkinler psikolojik, bilgilendirme veya tedaviye devamı sağlamak şeklinde olabilir.
MENOPOZ HAKKINDA EN SIK SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI
"ATEŞ BASMASI"
"Ateş basması şikâyetiyle doktora baş vurmam hayli güç oldu. Arkadaşlarım beni neredeyse doktora gitmekten vaz geçirecekti Her kadın bu şikâyetlere katlanmalı diyorlardı"
Ateş basması şikâyetiyle doktora baş vurmak çok isabetli bir davranıştır. Ateş basmaları, vücudumuzun hormon (iç salgı) dengesinin değiştiğinin bir işaretidir. Doktorunuz bu durumu tanıyıp size gerekli tedaviyi uygulayacaktır.
Bu durumda, en uygun tedavi, eksileni yerine koyma şeklinde olacak, diğer bir deyimle, size vücudunuzun artık ; yapamamakta olduğu kadınlık hormonlarından östrojen verilecektir. Ates basmalarına katlanmanızı öğütleyenler, eskiye ait bir düşünceyi önermektedir. Aynı öğüdü annelerinden ve büyükannelerinden dinlemişlerdir. Oysa, doktorunuzun tavsiye edeceği östrojen tedavisiyle ateş basmalarından kurtulmak artık sizin elinizdedir.
"KAŞlNTILAR BENİ DELİ EDlYOR"
"Her zaman vücut temizliğine özen gösterir ve özellikle Adet zamanlarında dikkatli olurdum. Adetlerim iki yıldır kesildi. O zamanlar ,ateş basmalarından yakınmadım, fakat bir yerde okuduğuma göre, kaşıntı ve akıntım menopoza bağlı olabilirmiş. Acaba bu doğru mudur?
Sizi böylesine rahatsız eden probleminiz, menopoza bağlı olabilir. "Yas dönümü" esnasında, vücudunuzun kadınlık hormonları yapımı giderek azalır. Bu hormonların en önemlileri olan östrojenler, aynı zamanda haznenizin (vagina'nızın) iç yüzünü döşeyen ince derinin nemliliğini ve kalınlığını sağlayarak, bu bölgenin mikroplardan korunmasını da temin ederler. Oysa, "yaş dönümü"nde bu hormonlar artık yapılmamakta ve sizin kaşıntı ve akıntı şikâyetleriniz ortaya çıkmaktadır. Doktorunuzun uygulayacağı tedaviyle bu yakınmalarınız kaybolacaktır.
"HER SEY CANIMI SIKIYOR. MORALIM DEVAMLI BOZUK"
Çocuklarım evdeyken, bazı olaylara daha rahat tahammül etmekteydim. Bu günlerde, en ufak şey sinirimi bozuyor. Ayrıca, iyi uyku uyuyamamaktayım. Bütün bu durumlar, "yaşdönümü"ne bağlı olabilir mi?"
Şimdi artık çocuklarınız büyümüş ve bir anlamda sizden kopmuş olduklarından, zaman ve enerjinizi başka biçimlerde harcayabiliyorsunuz ve böylece ufak şeylere dikkat verebilip gereksiz yoruluyor; bunun yanısıra uyuyamıyorsunuz. Şayet önceden edindiğiniz meraklarınız, hobileriniz -örneğin, bir müzik aleti çalmak, resim ' yapmak, v.b.- varsa, bu durumunuzu biraz hafifletebilir, fakat yine de tam çözüm sağlayamaz.
Gerçekten, endişe hali ve sinirlilik, "yaş dönümünün sık rastlanan belirtilerindendir ve bunlara katlanmak gereksizdir.
Doktorunuz,sizi, eksileni yerine koyma tedavisiyle, rahat ettirecektir.
"BAZEN KOCAM BENİ İSTEMİYORMUŞ GİBİ DAVRANIYOR"
Benim artık görünüşüme aldırmadığımı, evime eskisi gibi bakmadığımı söylüyor."
Kocanızın dediğinde doğruluk payı olduğunu kabul etmelisiniz. Fakat, o da, sizin bu içinde bulunduğunuz asabi durumun halen var olan fiziksel durumunuza bağlı olduğunu ve en kısa zamanda doktorunuzca tedavi edilebileceğini anlamalı. Kocaların çoğu, kendilerine karılarının bu özel durumu izah edildiğinde, anlayış göstermekte ve durum tedaviyle düzelene kadar, eşlerini desteklemektedir.
"HAYATIMDA BU KADAR SIKILMAMISTIM"
"Öteden beri gezmekten hoşlanırdım, fakat simdi evden dışarı çıkmaya cesaret edemiyorum. Bunun saçma olduğunu anlıyorum, ama elimde değil, aynen gebeliğimde olduğu gibi, sık sık idrara çıkmak ihtiyacını hissediyorum ve hatta bazen de idrarımı kaçırıyorum."
Mesane kontrolünün kaybı menopozda rastlanan bir durumdur. Doktorunuz bunu defalarca tedavi etmiştir; şikayetinizi çekinmeden kendisine anlatmalısınız.
"BU DÖNEMDE DOĞUM KONTROLU UYGULAMAK GEREKLİ MİDİR ARTIK?
"Yaklaşık sekiz aydır adetlerim düzenini yitirdi ve son üç aydan beri de tamamen kesildi. Şimdi, artık doğum kontrolü uygulamasam olmaz mı?"
Hayır. Doktorlar ,son adetin üstünden bir yıl geçmeden, doğum kontrolü uygulamasını bırakmamanızı öğütler.
"TEDAVİ, DOĞUM KONTROLU HAPI GİBİ BİR İLAÇLA MI OLMAKTADIR?"
"Bazı doktorların, menopozdaki kadınlara östrojen hapları verdiğini duydum. Bu yöntem, doğum kontrolü hapı yutmaya benzer mi?"
Her iki ilaç da hormon ilacı olduğu halde, tabletlerdeki hormonların tip ve miktarları ve ayrıca tedavinin amaçları değişiktir. Doğum kontrol haplarındaki hormonlar, kadının gebe kalmasını önler.
Menopozda kullanılan östrojen tedavisiyse , kadın vücudunun giderek az östrojen yapabildiği bir dönemde, ona eksilen östrojeni dışardan vermek demektir.
"ÖSTROJEN TEDAVİSİ CİLDİME İYİ GELİR Mİ?"
"Doktorum, ateş basmalarının tedavisi için bana östrojen hapları verdi. Bir kadın mecmuasında da, östrojenlerin cildi güzelleştirdiğini okudum. Bu doğru mudur?"
Kadının kendi vücudunun yaptığı östrojenlerin, onun cildini yumuşak ve esnek yaptığı, bilimsel bir gerçektir. "Yaş dönümü" devresinde, kadın vücudu giderek azalan miktarda östrojen yaparken, bazı kadınlar ciltlerinin de giderek kuruyup esnekliğini yitirdiğine dikkat eder.
Böylece, östrojen tedavisi, cildinize iyi gelebilir. Mamafih, burada, tedavinin esas amacı bu değildir.
---------- Post added 19.02.17 at 22:16 ----------
"KOCAM ANLAMIYOR"
"Ortak yaşamımızda, kocam daima anlayışlı ve olgun davranırdı. Son zamanlardaysa, cinsel birleşmede canım çok yandığından, sonunda münakaşa ediyor ve hatta, bazen, bir kaç gün dargın duruyoruz. Bunun yaşıma bağlı olduğunu ve beni artık böyle kabul etmesini anlatmaya gayret ediyorum"
Hem haklı, hem haksız olduğunuz söylenebilir. Sizin sorununuz çoğunlukla menopoza bağlı hazne (vagina) kuruluğundan doğmaktadır. Bu durum da östrojen eksikliğinden ötürü ortaya çıktığından, tedavisi mümkündür. Doktorunuza baş vurup gereken biçimde tedavi edileceğinizden emin olabilirsiniz. Bu probleminizi açıklamaktan çekinmeyiniz; iyi tanımlanmış, tedavisi kabil bir tıbbi durumdur sizinki.
"NİCİN BAZI KADINLAR BU DÖNEMDE ÇOK SİNİRLİ OLURLAR?".
"Benimle yaşıt arkadaşlarımdan biri, son zamanlarda aşırı sinirli oldu. Kocasına ve kızına ,sebepsiz bağırıyor, onları azarlıyor. Ateş basmalarından hiç şikayet etmedi. Bu davranışı menopoza bağlı olabilir mi?"
Büyük ihtimalle, evet. Kadınlar, östrojen eksikliğine çeşitli şekillerde cevap vermektedir. Bazılarınca, baş dönmeleri ve terlemeler en baskın şikayetlerken, diğerleri, arkadaşınız gibi, aşırı sinirli olmaktadır. Onun da, sizin gibi, doktoruna görünüp tedavi edilmesini öğütleyebilirsiniz.
"BU ÖSTROJENLER, MÜSEKKİN HAPLAR GİBİ MİDİR?
"Ablama, menopoz devresinde, doktoru müsekkin vermişti. Bunlar, östrojenlere benzer mi?"
Östrojenlerle müsekkinler, ne kimyasal ne de tedavi biçimi bakımından birbirine benzer. Gerçi, geçmişte, "yaş dönümü"ne özgü endişe halini tedavide, müsekkin ilaçlar kullanılmaktaydı, fakat günümüzde, doktorlar artık, şikayetin kaynağını, esas nedenini tedavi ederek yani eksilen östrojeni vererek, daha etken tedaviyi tercih etmektedirler.
Zaten, müsekkinler ,esasında "yaş dönümü" ile hiç ilgisi olmayan, her zaman ortaya çıkabilecek endişe halinin ilâcıdır yaş dönümünün ana tedavisini oluşturamaz.
"LÜTFEN, HAYAT KIRKINDAN SONRA BASLAR DEMEYİN ARTIK"
"Belki bu deyim, menopozdaki diğer kadınlara, bana olduğu gibi ters etki yapmaz ama ben bu lafa çok sinirleniyorum. Tabii ki hayat kırkında başlamaz ve bunu iddia etmek saçmadır".
Evet, ama; Erken evlilik ve annelik devrelerinin sıkıntılarını geçirdikten ve bunlardan kurtulduktan sonra, evlilik hayatı daha rahat olabilir. Çevrenize bakın ve kendisine iyi bakan, gereken tedaviyi görmüş ve uyumlarını sağlamış orta yaşlı kadınların sakin güzelliğini görün.
Bu kadınların bazıları, bu devrede, hayat tecrübeleri ve güzellikleriyle, sıklıkla etraflarını etkilemekte, hayranlık uyandırmaktadır.
Menopozun Tanısı Nasıl Konur?
Menopozun olumsuz etkilerinin en aza indirgenmesinin en önemli ön koşulu tanısının en erken aşamada konulup erken tedaviye başlanmasıdır. Çünkü menopozdaki kayıplar ilk yıllarda en fazladır. Menopoz temel olarak yumurtlamanın durması (doğal) veya yumurtalıkların alınması (cerrahi) veya çalışamayacak kadar hasar görmesine bağlı olarak ortaya çıkar. 40 yaşından sonra 1 yıl süreyle adet görmeyen ve yakınmaları da olan bir kadın başka araştırma yapılmaksızın menopozda kabul edilebilir. Menopoza geçiş döneminde, gebelik ve düzensiz kanamaya neden olan kötü huylu hastalıklar ayırt edilmelidir. Bunun için seyrek adet gören, ateş basması, çarpıntı, terleme ve psikolojik değişiklikleri olan bir kadının adetin 3. günü alınan kanında, yumurtalıkları uyaran hormon (FSH,LH) düzeyleri artmışsa tanı daha kesin ve erken konmuş olur ve tedaviye de hemen başlanabilir. Düzensiz (genellikle seyrek) adet gören bir kadında FSH 40 pg/ml üzerinde ise menopoz tanısı kesinlikle konur. FSH değerinin 25-40 pg/ml arasında olması halinde menopoza giriş sürecinin başladığı ancak seyrek de olsa yumurtlama ve gebelik de olabileceği düşünülür. Ancak her durumda gebelik ve düzensiz kanamaya neden olan diğer hastalıklar gebelik testi, ultrasonografi ve endometrial biopsi (küretaj) vb ile araştırılmalıdır.
Menopoz Tedavisinde Neler Uygulanır?
Menopozun olumsuz etkilerinin en aza indirgenmesinin en önemli ön koşulu tanısının en erken aşamada konulup erken tedaviye başlanmasıdır. Çünkü menopozdaki kayıplar ilk yıllarda en fazladır. Menopoz temel olarak yumurtlamanın durması (doğal) veya yumurtalıkların alınması (cerrahi) veya çalışamayacak kadar hasar görmesine bağlı olarak ortaya çıkar. 40 yaşından sonra 1 yıl süreyle adet görmeyen ve yakınmaları da olan bir kadın başka araştırma yapılmaksızın menopozda kabul edilebilir. Menopoza geçiş döneminde, gebelik ve düzensiz kanamaya neden olan kötü huylu hastalıklar ayırt edilmelidir. Bunun için seyrek adet gören, ateş basması, çarpıntı, terleme ve psikolojik değişiklikleri olan bir kadının adetin 3. günü alınan kanında, yumurtalıkları uyaran hormon (FSH,LH) düzeyleri artmışsa tanı daha kesin ve erken konmuş olur ve tedaviye de hemen başlanabilir. Düzensiz (genellikle seyrek) adet gören bir kadında FSH 40 pg/ml üzerinde ise menopoz tanısı kesinlikle konur. FSH değerinin 25-40 pg/ml arasında olması halinde menopoza giriş sürecinin başladığı ancak seyrek de olsa yumurtlama ve gebelik de olabileceği düşünülür. Ancak her durumda gebelik ve düzensiz kanamaya neden olan diğer hastalıklar gebelik testi, ultrasonografi ve endometrial biopsi (küretaj) vb ile araştırılmalıdır.
HORMONLA TEDAVİ
Başlıca bozukluk veya eksiklik östrojen hormonun azalması olduğundan, temel tedavi de östrojen hormonu vermektir. Tanı konur konmaz eğer hasta için sakıncaları yoksa;
Ağızdan
Cilte yapıştırılan bantlar veya sürülen jellerle
Vajinal yolla
östrojeni yerine koyma tedavisine başlamak esastır.
Hormon kullanımına engel oluşturan durumlar:
Yeni kalp krizi(miyokard enfarktüsü) geçirmiş olanlar
Geçici iskemik atak
Geçirilmiş inme (serebrovasküler olay), beyin damar tıkanıklıkları
Karaciğer fonksiyonlarının bozuk olması
Östrojen ile ilerleyen tümör varlığı (Meme ,rahim)
Tromboemboli (damariçi pıhtılaşma ile damar tıkanıklığı)
Dikkatli ve kontrollü kullanılacak durumlar:
Kalpte iskemik hastalık (damar sertliğine bağlı beslenme bozukluğu)
Hipertansiyon(yüksek tansiyon)
Safra kesesi hastalıkları ve taş
Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı)
Hiperlipidemi (kanda yağ,kolesterol, oranının yüksek olması)
Migren tipi başağrıları
Miyom (rahimde tümör)
Hormon tedavisine başlanmadan önce, bu ilaçların olası yan etkileri ve uzun yıllar kullanılmasına bağlı ortaya çıkabilecek durumlar hasta tarafından bilinerek, ön hazırlıklar yapılmalıdır.
Ön araştırmalar:
Genel vücut ve jinekolojik muayene, tansiyon, kilo,ağırlık ölçümü
Karaciğer fonksiyonları (kandaki karaciğer enzimleri,yağlar,kolesterol ölçülür)
Kan ve idrar tetkiki (genel kontrol)
Servikal smear (Rahim ağzı kanserini araştırmak için alınan sürüntü)
Mammografi (Meme kanseri taraması)
Endometrial biopsi ve/veya vajinal ultrason ile endometrial kalınlık ölçümü (rahim kanserini tarama)
Açlık Kan Şekeri (Şeker hastalığı araştırılması)
Elektrokardiografi (Kalpte kriz veya beslenme bozukluğu araştırılması)
Gerekirse kemik yoğunluğu ölçümleri (kırıkları önlemek ve diğer ilaçların gerekliliğinin araştırılması için)
Bu tetkikler hastanın durumuna göre en az 1 yıl aralıklarla tekrarlanır.
HORMONSUZ TEDAVİ
Genellikle direkt olarak menopoza karşı değil, oluşturduğu hastalıklara (osteoporoz vb ) karşı kullanılan ilaç ve yöntemleri içerir.
Kalsiyum desteği
Bifosfonatlar
D Vitamini
Diyet
Kalsiyumdan zengin diyet esastır. Süt, yoğurt, peynir vb diyetle kemik kaybı önlenmeye çalışılır.
Egzersiz
Her gün 30 dakikalık yürüme ve basit ağırlık kaldırma, kas güçlendiren hareketler, ilaçlar kadar önemlidir. Yaz aylarında güneş ışığından (ultra-viole) faydalanmak için düzenli güneşlenme yararlıdır.
OLUŞAN HASTALIKLARIN TEDAVİSİ
Amaç hastalıkların önlenmesi olmakla beraber önlenemediği zaman uygun tedaviler yapılır.
Kemik Erimesi
Kırık oluşmuşsa uygun tedavi yapılır ve fizik tedavi ile rehabilitasyon sağlanır. Kırıklara bağlı ortaya çıkan kamburluk nedeniyle oluşan ağrı ve solunum sıkıntısı için fizik tedavi ve uygun atellerle hastaya yardımcı olunmaya çalışılır. Kırıkların oluşumunun önlenmesi için ev, hastaya göre yeniden düzenlenmelidir. Merdiven kenarlarına, banyo ve tuvalete tutunacak kollar yapılır. Elektrik kesilmesi anında oluşabilecek çarpma ve düşmeleri önlemek için özel pilli veya jenaratörlü lambalar merdivenlere yerleştirilebilir. Yerlerdeki kaygan örtü malzemeleri (halı, kilim vb.) sabit hale getirilebilir.
İdrar Kaçırma
Mesane boynunun sarkmasına veya mesane aktivitesinin artmış olmasına (detrusor instabilitesi) göre değişir. Mesane boynu harekeliliğinin arttığı durumlarda cerrahi; mesane kasının zamansız kasılmasına bağlı idrar kaçırmalarda ilaç,fizik tedavi ve/veya mesanenin elektrik simulasyonuna dayalı tedaviler uygundur. Hangi tedavinin yapılacağına konunun uzmanı bir hekim tarafından yapılan muayene, labaratuar ve ürodinamik (mesanenin dolum, işeme ve kaçırma basınçlarını bilgisayarla kaydı) gibi çalışmalarla karar verilmelidir. İyi seçilmemiş hastalarda tedavi idrar kaçırmayı düzeltmeyeceği gibi artışına neden olabilir.
MENOPOZUN DA HAYATINIZIN DOĞAL BİR DÖNEMİ OLDUĞUNU UNUTMADAN, GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALARAK MUTLU YILLAR GEÇİREBİLECEĞİNİZİ BİLİNİZ
---------- Post added 19.02.17 at 22:17 ----------
Mol Hidatifrom üzüm gebeliği
Gestasyonel trofoblastik hastalıklar başlığı altında incelenen bu hastalıklar grubu embryonik dönemde bebeğin plasentasını ve zarını oluşturan hücrelerden köken alan hastalıklardır. Molar gebelik yada hidatiform mol olarak adlandırılan formu en sık görülen şeklidir.Komplet ve inkomplet olmak üzere 2 türü vardır.
Komplet Mol Haditiform
Burada gelişen gebelik ürününde 46 kromozom olmasına rağmen bunların tamamı babadan gelmektedir ve anneden gelen yumurtada genetik materyal yoktur. Embryo bulunmaz. Plasentayı oluşturan hücrelerde şişme ve genişleme saptanır. Kan damarları olmadığından fetal dolaşım gelişmez.
Görülme sıklığı 2000 gebelikte birdir. Çok genç ya da geç yaşta gebe kalanlarda daha sık görülür. Tekrarlama olasılığı düşüktür ancak literatürde arka arkaya 9 kez mol gebelik geçiren bir kadın mevcuttur.
Belirtileri
Erken belirtileri gebeliği taklit eder. Adet gecikmesi ilk bulgudur. Yapılan gebelik testleri pozitif sonuç verir. Bundan sonra en sık saptanan şikayet vajinal kanamadır. Kanamanın miktarı lekelenme şeklinde ya da belirgin kanama boyutunda olabilir. Rahim olması gerekenden çok daha büyüktür. Bulantı ve kusmalar çok şiddetli olur. Gebelik ilerlemesine rağmen fetus hareketleri hissedilemez. 20. haftadan önce preeklempsi ortaya çıkar ise bu molar gebeliği özellikle düşündürmelidir. Rahim içeirsinde üzüm tanesi şeklinde kesecikler mevcuttur. Bu kesecikler vajinal yola dışarı atılabilir.
Tanı
En önemli tanı aracı ultrasondur. İncelemede tipik görüntü saptanır. Gebelik hormonu olan bhCG kanda çok yüksek oranlarda saptanır.
Tedavi
Tedavi iki aşamalıdır. İlk planda rahim içi biran önce boşaltılmalıdır. İkinci aşama ise takiptir. Çünkü bu dokular vücutta var olduğunda habset potansiyeli taşırlar.Ne kadar erken yakalanır ve boşaltılırsa işlemin riski o derece azalır. İşlem normal kürtajdan çok daha farklıdır ve tecrübeli ellerde yapılmalıdır. Çok şiddetli kanamalar görülebilir. Nadiren rahimin tamamen alınması gerekli olabilir.
Habaset poatnsiyeli taşıdığından takip son derece önemlidir. En az 1 yıl süreyle gebelik yasaklanır. İlk planda 2 haftalık aralarla kanda bhCG ölçülür. kan düzeyleri normale indikten sonra 6 ay süreyle ayda bir daha sonra da en az 6 ay süreyle 2 ayda bir bhCG düzeyleri tekrar bakılır. Bu sürenin sonunda düzeyler normal seyrediyorsa takip sona erdirilir ve gebeliğie izin verilir.
Eğer ilk başlangıçta kan bhCG düzeyleri düşmez ya da aynı kalırsa veya birsüre düştükten sonra yeniden artmaya başlarsa kemoterapi uygulanır. Hastada beyin tomografisinden akciğer filmine kadar pekçok tetkik yapılarak metastatik odak aranır. Gerekli olduğu hallerde rahim alınır.
Komplet Mol
Burada fetus mevcuttur ancak kromozom olarak anormallik vardır. Komplet molde 46 tane babadan 23 tanede anneden olmak üzere toplam 69 kromozom vardır. Kanser potansiyeli taşımaz. Fark edildiğinde gebelik sonlandırılır.
GESTASYONEL TROFOBLASTİK NEOPLAZİ
Habis (malign) olarak seyreden ve mol ile aynı hücrelerden köken alan bir tür kanserdir.Hemen hemen daima bir tür gebeliği takiben görülür.% 50 vakada mol gebeliği, % 25 vakada düşüğü, % 25 vakada da normal gebeliği takiben ortaya çıkar. Tanısı kan bhCG düzeylerinin yüksekliği ile konur. Tedavisi kemoterapi ve rahimin alınmasıdır. Kemotarapiye çok iyi yanıt verir.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|