Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Şeriatı öğrenmek için bir kaynak varmı//
Tekil Mesaj gösterimi
  #6  
Alt 13.08.23, 14:28
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
☆Yusufiyeli Yusufiyeli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,419
Etiketlendiği Mesaj: 272 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Geniş anlamda şeriat, “Allah’ın kulları için bildirdiği bütün dinî hükümler” olarak tanımlanmıştır. “Sonra seni de bir din/şeriat yoluna koyduk. Onu izle, bilmeyenlerin arzularına uyma!” (el-Câsiye 45/18) ayetinde şeriat, bireysel ve toplumsal hayatı düzenleyen dinî kurallar bütünü manasına gelmektedir. Bu yönüyle “şeriat” kelimesi din ve millet kavramlarıyla eş anlamlı olup hem itikadî hem de amelî ve ahlaki hükümlerin tamamını kapsar. Şeriat bu geniş anlamıyla kullanıldığında amelî hükümleri ifade eden fıkıh, şeriatın bir parçasını oluşturmaktadır. Zira dinî hükümler sadece davranışlara ilişkin olanlardan ibaret değildir. Dar anlamda şeriat ise bir peygamber tarafından tebliğ edilen hukuki-amelî hükümleri ifade eder. “Hz. İbrâhim’in şeriatı, Hz. Mûsâ’nın şeriatı, Hz. Muhammed Mustafa’nın şeriatı” derken bu anlam kastedilmektedir. Dinin itikat ve ahlaka ilişkin hükümleri bütün peygamberlerin öğretilerinde aynıyken hukuki hükümler ihtiyaca göre zamanla değişim gösterebilir. Ebû Hanîfe’nin dinin tek, şeriatların çeşitli olduğuna dair ifadesi bu ayrımı destekler mahiyettedir. Bu dar anlamda kullanımıyla şeriat fıkıhla aynı manaya gelmektedir. Bu yüzden fıkhî hükümler “şer‘î amelî hüküm” olarak da adlandırılır. Şer‘î amelî hükümler ya bizzat dinin temel kaynaklarında bulunmakta ya da fakihin bu kaynaklara dayanarak gerçekleştirdiği ictihad sonucu elde edilmektedir. Her ikisi de şer‘î nitelikte olan bu hükümlerden Kitap ve sünnetle bildirilenlere “şer‘-i münezzel” (indirilen şeriat), yorumlama faaliyetinin ürünü olanlara ise “şer‘-i müevvel” (yorumlanan şeriat) denilmiştir. Fıkıh ile İslâm hukuku ilişkisine bakıldığında İslâm hukukunun fıkha göre daha dar bir kapsama sahip olduğu söylenebilir. Fıkıh ve İslâm hukuku arasında hem düzenledikleri alanlar hem içerdikleri kuralların türü bakımından fark bulunmaktadır. İslâm hukuku kavramı fıkhın öncelikli konusu olan ibadetleri içermediği gibi subjektif ahlak kurallarının konusu olan insanın sadece kendisine yönelik yükümlülüklerini de kapsamaz. Buna göre örneğin; intihar etmek fıkıh tarafından haram kabul edilmekte ve subjektif ahlak kuralları açısından kınanmaktayken böyle bir eylem hukukun konusunu teşkil etmez. Öte yandan fıkıh kuralları emredici (bir fiilin yapılmasını veya terk edilmesini kesin biçimde isteyen), tavsiye edici (bir fiilin yapılmasını veya terk edilmesini bağlayıcı olmayan şekilde isteyen) ve tecviz edici (bir fiilin yapılması veya terk edilmesi hususunu kişilerin yetkisine bırakan) olmak üzere üç kategoriye ayrılmaktadır. İslâm hukuku ise sadece emredici ve tecviz edici kuralları içermektedir. Netice itibariyle İslâm hukuku, fıkhın geniş alanı içinde hukuka karşılık gelen bölümü temsil etmekle birlikte günümüzde bu iki kavramın sıklıkla birbirinin yerine kullanılması da söz konusudur.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147