Eğer biri Fatiha’yı biliyorsa işi öğrenmiş demektir..
Eğer biri Fatiha’yı biliyorsa işi öğrenmiş demektir. Örneğin; “iyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn” derken ne demiş oluruz?
İyyâke na’budu dediğimizde Allah’a; “yalnız sana âbd oluyoruz; yani yalnız seni seviyoruz, yalnız senin peşinden koşuyoruz” demiş oluruz. İyyâke nesta’in derken de; “yalnız seni istiyoruz, sevdiğimiz için seni istiyoruz, âbd olmamızın karşılığını; yani seni sevmemizin karşılığını istiyoruz” demiş oluruz. Sevmek sadece kula ait değildir, kul aynı zamanda rabbinin sevgisini ister. O yüzden “iyyâke na’budu ve iyyâke nesta’in” dediğimizde Allah’tan kulluğumuzun karşılığı olan sevgisini istemiş oluruz.
Aslında hayat baştan sona âşık ile maşuk arasında yaşanan imtihandır. Onun için biz de yirmi sene önce rabbimizi anlatmaya başlayınca aşktan başlamıştık. Önce aşkı anlatmaya çalışmamızın sebebi; kulun kendisini tanıması, nerden geldiğini bilmesi ve maşukundan ayrıldığını anlaması içindi. Öyle ki kul yola koyulup işi öğrenmeye ve anlamaya çalışabilsin.
Allah bizi ilk yarattığında aşktan yaratmıştır. Dünyaya gönderdikten sonra da bizi ilk yaratıldığımız yere davet eder; yani yolun başı da, sonu da aşktır ve insanın kendisi âşık, rabbi de maşuktur.
__________________
Ne senle yaşanıyor
Ne de sensiz oluyor
Şu garip bomboş dünyada..
|