Ledün kelimesi, Türkçe’de “nezdinde, yanında” mânâsını taşıyan Arapça “inde” kelimesi ile eş anlamlıdır. Kur’an’da pekçok yerde geçen bu kelime, Kehf sûresinde Hz. Mûsâ-Hızır kıssasında da geçmektedir: “Biz ona katımızdan (ledün) bir ilim öğrettik.” Âyette geçen ledünnî ilim, gaybî ilim ve ilâhî esrârı kavrama anlamındadır. Mûsâ’ya Hakk katından peygamber olması sebebiyle verilen ilim, dînî hükümlerdi. İbâdet, muâmelât ve ahlâk bilgisiydi. Hızır’a verilen bilgi ise olayların ve eşyânın sırlarını kavrama bilgisiydi. Nitekim bu olayları anlatan bir hadîs-i şerîfte Hızır’ın Mûsâ’ya şöyle dediği rivâyet olunur: “Yâ Mûsâ, ben Allah’ın bana öğrettiği bir ilme sâhibim ki, sen onu bilmezsin. Sen de Allah’ın sana öğrettiği bir ilme sâhipsin ki ben onu bilemem.” Ledünnî ilim, melek veya peygamber aracılığı olmaksızın doğrudan Cenâb-ı Hakk tarafından öğretilen bir ilimdir. Ledünnî ilmin varlığı, kitap ve sünnetle sâbit olan boyutu ile sınırı, tartışma konusudur.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|