Lateks allerjisi ne demektir?
Lateks %99 oranında Brezilyada yetişen tropikal kauçuk ağacının özsuyundan üretilir. Kauçuk içeren ürünler allerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Bilhassa hekimlerin bizar olduğu bu durumda cerrahide kullanılan lateksten mamül eldivenler, bu eldivenlerin giyilip çıkarılması sırasında ortama yayılan toz, elastik yapışkan bantlar, çeşitli sonda ve kateterler, lastik ayakkabılar, plastik halı arkaları, spor malzemeleri, yolda aşınan oto lâstiklerinden ortama dağılan kısımlar ya cilt ile temas veya solunum yoluyla vücuda girmekte ve takiben kurdeşen, burun nezlesi, göz nezlesi, nefes darlığı, dilde boğazda şişme gibi değişik reaksiyonlar ortaya çıkmaktadır.
Temas egzaması ne demektir?
Cildin herhangi bir madde ile genellikle uzun süreli ve tekrarlayan temasları sonrası ciltte allerjik tabiatlı bir hastalığın gelişmesidir. Buna neden olan maddeler arasında öncelikle sabun ve deterjanlar, lastik eldivenler, kemer, kolye vb aksesuarlar, gömlek, kaşkol gibi giysiler sayılabilir. Temas edilen cilt alanında kızarıklık, kabarıklıklar, kalınlaşma, çatlaklar, soyulma, kaşıntı, sulanma ve kabuklanmalar görülebilir.
Böcek ve arı allerjileri hakkında bilgi verir misiniz?
Hamam böcekleri, kalorifer böcekleri, tahtakurusu, sivrisinek, at sineği ve pire gibi haşerelerin ısırmasıyla, tükrük ve dışkılarının solunum veya cilt yoluyla vücuda girmesine, yabani veya bal arılarının sokmaları sırasında zerk ettiği zehirlerine karşı bazı kişilerde allerjik reaksiyonlar gelişebilmektedir. Böcek allerjenleri allerjik burun nezlesi ve astıma neden olabilmekte; arı sokmalarını takiben ise 10-15 dakika içinde sokma yerinde sınırlı veya tüm vücutta hafif veya ağır bir reaksiyon gelişebilmektedir. Bu olay tehlikeli olabilir. Arıya karşı allerjisi olanların yanlarında arı soktuğu taktirde acil müdahale için iğne, sprey, hap türü ilaçları devamlı taşımaları ve bunları kendi kendilerine kullanmayı öğrenmeleri gereklidir. Özel aşı ile tedavi de etkili olmaktadır.
Allerji yapan maddeler (allerjenler) nelerdir? Allerjenler nerede bulunur?
Ev tozu, küf mantarları, kedi, köpek, kuş tüyleri, çeşitli ağaç, ot ve çayır polenleri, böcek ve haşereler, bazı parazitler, bazı gıdalar, penisilin gibi bazı ilaçlar, güneş, rüzgar, soğuk, kirli hava ile çeşitli kimyasal maddeler gibi çok fazla sayıda madde allerjenik özellik taşır. Havada, kullandığımız gıda, ilaç ve giyim eşyalarımızda, çevremizdeki eşyada çok sayıda allerjen bulunmaktadır.
Ülkemiz ve yöremizde allerjenlerin durumu
Yapılan çalışmalarda Ülkemizin 9 000’i aşkın doğal bitki türünden oluşan zengin bir florası vardır. İklim ve coğrafi değişkenlere bağlı olarak bölgelerimize göre bitki örtüsü farklıdır. Karadeniz ve Marmara bölgesinde Avrupa ve Sibirya florası, Batı ve Güney Anadolu'da Akdeniz florası, İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ise İran-Turan florası özellikleri hakimdir. Karadeniz Bölgemizde ılıman iklim, yüksek nem ve zengin bitki örtüsü havayla taşınan aeroallerjenler için son derece elverişli koşullar sağlamaktadır.
Allerjenlere karşı reaksiyon ne zaman ortaya çıkar?
Çevremizde çok sayıda bulunan allerjenler solunum yolu, sindirim kanalı, cilt ve mukozalar ile enjeksiyonlar sırasında damar yoluyla vücuda girebilir ve sadece hassas kişilerde duyarlılaşma periyodunu takiben önemli sorunlara yol açar.
Allerjinin mevsimlerle ilgisi var mıdır?
Evet. Bazı allerjenlerin yoğunluğu belirli mevsimlerde artmaktadır. Diğer bazıları ise her mevsimde sabit olarak bulunurlar. Polenler mevsimsel allerjinin en sık rastlanan nedenleridir. Ancak iklime bağlı olarak hava sıcaklığının ve nispî nem oranının değişmesine paralel ev tozu akarları, küf mantarları gibi diğer havayla taşınan allerjenlerin yoğunluğu da değişmektedir. Nisan-Mayıs, atmosfer havasında polen yükünün en fazla arttığı aylardır. Bu mevsimde allerjik yapılı kişilerde astım, saman nezlesi, göz nezlesi gibi allerjik hastalıklara bağlı yakınmalar ortaya çıkabilir veya artar.
Bahar nezlesi, mevsimsel astım ne anlama gelir?
Bazı allerjik kişilerde yılın diğer zamanlarında hiçbir önemli sorun yaşanmazken sadece belirli bir iki ayda her yıl tekrarlayan yakınmalar görülebilir. Bunlar çoğu zaman polene bağlı yakınmalardır. Kişilere göre değişmekle birlikte en sık bahar veya güz aylarında rastlanır.
Allerji ile meslek arasında bir ilişki var mıdır?
Evet. Allerjik hastalık bazen bir meslek hastalığı şeklindedir. İşyeri ortamında bulunan bir allerjenle temasa bağlı olarak ortaya çıkar. Yakınmaların işe girdikten sonra başlaması, işyerinden uzakta olunduğu zamanlarda (tatil ve seyahatlerde) gerilemesi, aynı işyerinde birden çok kişide benzer yakınmaların görülmesi meslek hastalığını düşündürmelidir.
Hangi mesleklerde allerjik hastalıklar daha sık görülür?
Çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlar (sığır, kuş, kümes hayvanı besleyenler, veterinerler, deri, yün işinde çalışanlar ..), biyolojik ajanlarla çalışanlar (laborantlar, besin, deterjan sanayiinde çalışanlar, kimyagerler ..), tozlu işlerde çalışanlar (keresteciler, marangozlar, fırıncılar, değirmenciler ..), kimyasallar ile teması olanlar (boyacılar, kimyagerler, plastik endüstrisi işçileri ..), lastik eldiven kullananlar (sağlık personeli, temizlik işinde çalışanlar ..) ve daha bir çok iş kolunda allerjik hastalıklara sık rastlanmaktadır.
Teknoloji ile allerji arasında bir ilişki var mıdır?
Allerjik hastalıkların sıklığı teknolojinin gelişimine paralel olarak artmaktadır. Kişilerin kapalı ve dar alanlarda topluca yaşamaları, açık sahada çalışmaktan büroda çalışmaya dönüş, halı döşemeler, ev içinde kedi, köpek, kuş vb hayvanların beslenmesindeki artış, sigara alışkanlığının yayılması, katkı maddesi içeren hazır gıdaların tüketilmesi, yaşamımıza giren ilaç ve kimyasal maddelerin giderek fazlalaşması, hava kirliği gibi nedenlerle allerjik hastalıklar endüstrileşmiş yörelerde ve kırsal kesime göre kentlerde daha sık görülmektedir.
Allerji tedavi edilebilir mi?
Tedavi ile allerjik bünye değiştirilemez. Ancak, allerjik hastalıklar kontrol altına alınabilir ve hastanın yakınmaları giderilip, normal yaşamına dönmesi sağlanabilir. Hastalığa bağlı olarak yaşanımı kısıtlanması önlenebilir.
Allerjik hastalıklardan tam şifa mümkün değil midir?
Mümkündür. Bazen bir süre devam eden hastalık tablosu tedavi ile veya spontan olarak tamamen ve bir daha geri dönmemek üzere düzelebilir. Ancak yakınmalar çoğu kez devam etme ve tekrarlama eğilimindedir.
Allerjik hastalıkların tedavisi nasıldır?
Tedavi kişiye göre değişir. Öncelikle allerjiye neden olan madde veya maddeler belirlenmeli, hastalığın tipi, ağırlığı, komplikasyonları saptanıp uygun tedavi şekli kararlaştırılıp başlanmalı, hasta yakın izlemede tutulup alınan cevaba göre tedavi değiştirilmelidir. Öncelikle korunma esastır.
Komşumun ilaçlarını kullanabilir miyim?
Bunu asla yapmayın. Hastalık aynı olsa bile hiçbir hastanın tedavisi diğerinin aynısı değildir. Tedavi edilmesi gereken hastalık değil, hastadır. Ve her hasta başka bir kişidir.
Allerjenlerden nasıl korunabiliriz?
Allerjiye neden olan madde her kişide aynı değildir. Kişilerin duyarlı olduğu allerjen ayrı ayrıdır. Öykü ve testlerle spesifik allerjen saptandığında hasta mümkünse bundan uzak tutulmalıdır. Örneğin bu bir ilaç ise bu ilacı kullanmamalıdır. Gıda ise bu gıdayı almamalıdır. İşyeriyle ilgili bir madde ise iş değişikliği gerekebilir ya da iş yerindeki allerjen yoğunluğunu azaltacak önlemler yararlı olabilir. Ancak havada bulunan allerjenlerden kaçınmak oldukça güçtür. Polen allerjisinde kıra, ağaçlık, çiçeklik alana girmek veya rüzgarla polenlerin taşındığı alanda bulunmak yakınmaları başlatabilir. Ev tozundaki allerjenleri azaltacak önlemler yararlı olabilir. Evde dip bucak emiş gücü yüksek vakumlu cihazlarla sık sık tozların alınması, toz kaldırmayacak şekilde temizlik yapılması (yaş bezle toz alınması, çırpma, silkeleme şeklinde temizlik yapılmaması ..), haftada bir en az 60 derece sıcaklıkta su ile çarşaf, kılıf ve örtülerin yıkanması, halı döşemeler yerine vinlex vb türü suni döşemelerin kullanılması, allerjen barındırmayan çarşaf ve kılıfların kullanılması allerji hastalarında önerilen tedbirlerdir. Küf mantarlarının üremesinin önlenmesi, ev içi nemin azaltılması yararlı olabilir. Allerjenleri temizlediği söylenen cihaz veya deterjanların, hava filtrelerinin bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış değildir. Kedi, köpek, kuş gibi hayvanların ev içinde barındırılmaması, hamam böceği, kalorifer böceği gibi haşerelerle mücadele edilmesi gerekmektedir. Yün battaniye, yorgan, kazak, hırka yerine sentetik kumaş ve dokumaların kullanılması önerilmektedir. Sigara içilmemesi, pasif olarak sigara dumanına maruz kalmaktan sakınılması, ev içinde veya atmosferde hava kirliliğinin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması dikkat edilmesi gereken diğer hususlardır. Kimyasal katkılar içeren fabrikasyon gıdalardan uzak durulması, deterjan, boya ve çeşitli temizlik malzemelerinin kullanımında ortama yayılan keskin koku ve dumandan kaçınılması gerekmektedir. Ancak bu önerilerin uygulanması hiç de kolay değildir ve kişinin yaşamını çık sınırlayabilir.
Bu tedbirleri alınca allerjik hastalığım geçer mi?
Kuşkusuz bu önlemler çok işe yarar, hastalığınızın kontrolü kolaylaşır, şikayetleriniz azalır, tedavinizin etkinliği artar. Ancak bunları yapınca hastalık ortadan kalkacak diye bir garanti söz konusu değildir. Bu önlemleri almakla birlikte veya allerjenlerden kaçınılamıyor ise onların zararlı etkilerini önleyen veya düzelten ilaçlarla tedavi gerekebilir.
---------- Post added 19.02.17 at 00:40 ----------
Allerji tedavisi ne kadar devam eder?
Tedavi çoğu kez devamlıdır. Ancak bu ömür boyu ilaç kullanılacak anlamına gelmez. İlaçlar kullanıldığı gibi, zaman zaman ilaçlar kesilip ilaçsız kontrol ve korunma önlemleri ile izlenebilir. Sorunlar ortaya çıktığında tekrar tedavi gerekebilir. Mevsimsel allerjilerde sadece sorunların yaşandığı aylarda bir kaç aylık tedavi yeterli olur.
Allerji tedavisinde hangi tür ilaçlar kullanılır?
Bu sorunun tek bir cevabı yoktur. Hastalığın yerleştiği organa, tipine, ağırlığına ve hastanın özelliğine göre farklı bir çok ilaç kullanılabilir. Bazen aynı hastada farklı zamanlarda değişik ilaçları kullanmak gerekebilir.
Allerji tedavisinde kullanılan ilaçların zararlı etkileri var mıdır?
Her ilacın istenmeyen bazı yan etkileri olabilir. Bir hastaya bir ilacı verirken kar-zarar hesabı yapılıp beklenen yarar daha ağırlıklı ise başlanır. Gereksiz yere hiçbir ilaç kullanılmamalıdır. Mümkün olan en düşük dozda ve en kısa sürede kesilecek şekilde ilaçlar kullanılmalıdır. Bunlara dikkat edilirse önemli bir sorun olmaz. Hekim kontrolü olmadan, kendi başına ilaç kullanmak, ve başlanan tedaviyi kontrolsüz sürdürmek doğru değildir ve yan etkilerin görülme riskini artırır.
Bu yan etkiler arasında en önemlileri nelerdir?
Allerji tedavisinde kullanılan ve antihistaminikler olarak adlandırılan bir grup ilacın bazıları uyku, dalgınlık, dikkat azalmasına neden olabilir. Buna bağlı olarak kişi araba veya makine kullanıyorsa kazalara neden olabilirler. Aktif çalışan kişilerde bu tür yan etkileri olan ilaçlar tercih edilmemeli veya kullanılması gerekiyorsa kişi önceden uyarılmalı, bu tür tehlikeli işlerden uzak tutulmalıdır. Yine bu tür ilaçlar bazen iştah artışına yol açıp kilo alımına sebebiyet verebilirler. Kortizon türü ilaçlar da allerji tedavisinde kullanılmaktadır. Bunlara bağlı olarak da önemli yan etkiler gelişebilir.
Aşı tedavisine dikkat!
Halk arasında aşı tedavisi olarak bilinen immünoterapi sanıldığı gibi allerjik hastalıkların tedavisinde temel tedavi biçimi değildir. Sadece böcek sokmaları ve bazen de allerjik nezlede etkili olabilen bir tedavi biçimidir. Çoğu astım hastası için bu tedavi biçimi doğru bir yaklaşım olarak kabul edilmez. Bir çok gelişmiş ülkede astım tedavisinde kullanılmamaktadır. Aynı zamanda, ölümcül olabilen riskler taşır. Üstelik etkinliği de ispatlanmış değildir. Etki mekanizması da bilinmez. Gerekli bir çok koşula uyan çok az sayıda hastaya asıl tedaviler uygulandıktan sonra, bütün riskler göz önüne alınarak, bu işin uzmanı olan kişi denetiminde ve acil durumda yaşama geri döndürmeye yönelik müdahalenin yapılabileceği her türlü donanım ve ekipmana sahip bir ünitede denenebilir. Fakat maalesef yanlış lanse edildiğinden ve suiistimale açık olduğundan gereğinden sık olarak uygulanmaktadır. Yıllarca bir ümit uğruna aşı olmaya devam eden hastalar vardır.
Allerjik bir anne ve/veya babanın çocuklarının allerjik olmaması için neler yapılabilir?
Anne veya babadan birisi allerjik ise çocukta allerjik hastalığa rastlanma olasılığı %40 dolaylarında iken hem anne hem de babanın allerjik olduğu durumda çocukta bu oran %70’e çıkmaktadır. Allerjik bünyeli ebeveynlerin almaları gereken tedbirler şunlardır: gebelikte ve doğumu takiben ev içinde sigara içilmemesi, gebelik ve emzirme döneminde anneye yumurta ve inek sütü gibi allerjenik gıdalardan arındırılmış bir diyet uygulanması, bebeğin mutlaka anne sütünü emmesi ve yukarıda korunma ile ilgili kısımda anlatılan tedbirlerin doğumdan itibaren dikkatlice uygulanıp çevresel allerjenlerle temasın azaltılması yararlı olacaktır.
Arı poleni, bıldırcın yumurtası, hatme çiçeği vb gibi doğal ilaçların tedavideki yeri nedir?
Bu ilaçların etkili olduklarını gösteren bilimsel çalışmalar maalesef yapılmamıştır. Bu nedenle bu konuda olumlu yada olumsuz bir şey söylemek mümkün değildir
---------- Post added 19.02.17 at 00:40 ----------
ATOPİK DERMATİT-2-
1. Atopik dermatit nedir, nasıl bir hastalıktır?
Atopik dermatit, bebeklik ve çocukluk döneminde oluşan, ancak yetişkinlerde de görülebilen, yinelemelerle karakterize, kronik, kaşıntılı bir deri hastalığıdır. Çocukluk döneminde başlayan atopik dermatit, hastaların %90’ından fazlasında, ergenlik dönemi sonrasında da devam eder. Sıklıkla kişisel ve ailesel atopik dermatit, alerjik nezle ya da astım hastalığı öyküsü ile birlikte bulunur.
2. Semptomları nelerdir?
Atopik dermatitin klinik görünümü ve belirtilerin dağılımı hastanın yaşına ve hastalığın şiddetine göre değişiklik gösterir. Akut belirtiler kızarıklık ve kaşıntı şeklindedir. Akut atopik dermatit sıklıkla bebeklerde görülür ve yüzü, saçlı deriyi ve kol ve bacakların dış yüzeylerini etkiler. Büyük çocuklar ve yetişkinlerde, deride kalınlaşma ve deri çizgilerinde belirginleşme ile karakterize, kronik atopik dermatit ile karşılaşılır. Belirtiler boyun, göz kapakları, dirsek önü ve diz arkası gibi bölgelerde yoğunlaşır. Hastalığın her döneminde deri kuruluğu mevcuttur. Atopik dermatitli hastalarda virus, bakteri ve mantar hastalıkları daha sık gelişir. Kaşıntı olmaksızın atopik dermatit tanısı konamaz. Atopik dermatitli hastalarda kaşıntı gün boyu aralıklı seyrederken, genellikle akşamları ve geceleri daha şiddetlenir. Bu durum hastaların uyku düzenlerinin bozulmasına neden olabilir.
3. Atopik dermatitin ortaya çıkma sebepleri nelerdir?
Atopik dermatitin oluşmasında genetik, immünolojik ve çevresel etkenler rol oynamaktadır. Hastaların %80’inde ev tozu allerjenleri, polenler, küf mantarları gibi hava yolu ile alınan allerjenlere ve gıdasal allerjenlere karşı antikorlar bulunur. Bakterilerin de atopik dermatitin gelişimine katkıda bulundukları düşünülmektedir.
4. Atopik dermatitin tedavi yöntemlerinden söz eder misiniz? Kesin tedavisi mevcut mu? Yeni gelişmeler var mı?
Atopik dermatitin tedavisinde farklı güçte değişik yerel kortikosteroid preparatları yaklaşık yarım yüzyıldan beri derideki kızarıklığın, ödemin ve kaşıntının tedavisinde kullanılmaktadır. Bu grup ilaçların deride incelme, deri enfeksiyonları, deri çatlamaları, kılcal damar genişlemeleri, deri içi kanamaları gibi yan etkileri vardır ve geniş yüzeylere sürüldüklerinde deriden emilip kana geçerek sistemik yan etkiler oluşturabilirler. O nedenle kortikosteroid kremlerinin geniş deri yüzeylerinde, göz çevresinde ve boyun, yüz, koltuk altı ve kasıklar gibi derinin ince olduğu bölgelerde doktor kontrolünde dikkatlice kullanılması gerekir. Deride infeksiyon varsa yerel kortikosteroidler uygulanmamalı, kullanım için hekimin direktiflerine dikkatle uyulmalı ve hekimin önerisinden daha uzun süre kullanılmamalıdırlar.
Atopik dermatit tedavisinde tıbbın her alanında olduğu gibi yenilikler ve yeni tedavi olanakları ortaya çıkmaktadır. Örneğin steroid (kortizon) içermeyen bu nedenle de yukarıda sözü geçen yan etkileri bulunmayan yeni ilaçlar geliştirilmiştir. Bu preparatların deriden emilimi çok az olduğundan özellikle bebeklerde ve erişkinlerde hassas bölgeler ve geniş alanlarda bile güvenli bir şekilde kullanılabilmektedir.
5. Hastalığın ilerlemesini önlemek için hastalar günlük yaşamlarında nelere dikkat etmelidir? Ne gibi önerileriniz olabilir?
Duştan hemen sonra, krem ya da merhem şeklindeki nemlendiriciler uygulanmalıdır. Banyoda ılık su tercih edilmeli sabun kullanımı sınırlanmalı ya da daha iyisi sabun içermeyen temizleyiciler kullanılmalıdır. Kurulama hafifçe bastırılarak yapılmalı, havlu ile kuvvetle ovarak kurulama işleminden kaçınılmalıdır.
Çocukların tırnakları kısa ve temiz olmalıdır.
Atopik dermatitin alevlenmesine yol açan, sabun ve deterjanlar, kimyasal çözücüler, beyazlatıcılar, boyalar, yün ve sentetik kumaşlar, alkol içeren deri bakım ürünleri, kozmetikler ve parfümler gibi irritanlarla temastan kaçınılmalıdır.
Soğuk havalarda deriyi en fazla koruyacak şekilde giyinilmeli, Yazın ince ve pamuklu giysiler tercih edilmelidir.
Yataklarda, halk arasında ev tozu böcekleri olarak bilinen akarları geçirmeyen kılıflar kullanılmalı, koltuk kanepe gibi özel kılıfla kaplanmayan yerlerde uyumaktan kaçınılmalı, çarşaflar her hafta 65o C’de yıkanmalıdır. 6-12 ayda bir halı, koltuk ve kanepeler için akarları öldüren temizlik ürünleri kullanılmalıdır. Evde hayvan, çiçek, bitki bulundurulmamalı, kuştüyü yastık, yorgan ve yünlü giysiler kullanılmamalıdır.
.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|