Yırtıcı bir hayvan görünce, bir patlama duyunca, yüksek bir yerden düşme tehlikesi hissedince ve benzeri durumlarda ölüm korkusu duymak doğaldır. Nihayetinde, ölüm korkusu her canlının hayatta kalma şansını artırmak için var olan doğal bir savunma mekanizmasıdır. Savaş ya da kaç tepkisi dediğimiz bu mekanizma hemen her canlı türü gibi bizde de mevcuttur. Yaşamımızın tehdit altında olduğu hissine kapıldığımızda ortaya çıkan bu tepki bizi ya tehdit ile çarpışmaya ya da ondan kaçmaya yöneltir.
Diğer yandan, kişinin günlük yaşantısını pençesi içine alan, tavırlarını etkileyen, sürekli bir endişe ve olumsuzluk hali getiren bir ölüm korkusunun arkasında artık bir anksiyete aramak gerekir. Davranış biçimi ve yaşam kalitesini direkt etkileyen bu tür durumlarda, artık ölüm korkusu kişinin çözmek için harekete geçmesi gereken bir probleme dönüşür. Eğer günlük yaşantınızda durup kendinize baktığınızda “sürekli ölüm korkusu yaşıyorum” diyorsanız çözüm arama vakti gelmiş demektir.
Günlük yaşantıda tanatofobinin etkilerini azaltmak için yapabileceğiniz birtakım eylemler mevcut. Ancak sorunun tam anlamıyla çözülebilmesi, arkasında yatan sebeplerin ortadan kaldırılabilmesi için bir psikoterapi süreci en sağlıklı yaklaşım olacaktır.