Böbrek nakli
Genel Bilgiler
Böbrek nakli ( transplantasyon ) son dönem böbrek yetersizliğinin en başarılı tedavi şeklidir. Böbrek nakli için gereken böbrek 2 kaynaktan sağlanabilir.
Canlı vericiden
Kadavradan.
Gerek canlı vericiden gerekse kadavradan yapılan başarılı böbrek transplantasyonlarında diyaliz tedavilerinde olduğu gibi böbrek fonksiyonlarından bazıları değil tamamı yerine getirilir. Buna ek olarak hem tüm böbrek fonksiyonları yerine getirildiğinden hem de hastalar için sürekli diyaliz işlemlerinin oluşturduğu fiziksel ve psikolojik zorluklar ortadan kalktığından dolayı yaşam kalitesi daha iyidir. İnsan dışında bir canlıdan transplantasyon şu anda mümkün olmamakla birlikte çalışmalar ümit vericidir iyimser bir tahminle 2020 li yıllarda mümkün olabilir. Türk Nefroloji Derneğinin verilerine göre Türkiye’de bugüne kadar yaklaşık 4000 böbrek nakli yapılmıştır. 1998 yılında 382 böbrek nakli yapılmıştır ve ne yazık ki bunların yaklaşık 1/3’ü kadavra kaynaklıdır. Kadavra kaynaklı böbrek nakli oranı Batı ülkelerinde yaklaşık % 80’dir. Bunun nedeni ülkemizde organ bağışlarının henüz istenilen seviyeye ulaşamamasıdır.
Uygun böbrek seçimi:
Böbrek transplantasyonu yapılabilmesi için alıcı ile verici arasında ABO kan grubu sisteminde uyum olmalıdır; uyum kuralları kan naklindeki gibidir ( O grubu genel verici AB grubu genel alıcı ); yani O kan grubu herkese böbrek verebilir AB kan grubu herkesten böbrek alabilir. Rh sisteminin ise bir önemi yoktur; yani Rh negatif bir kişi Rh pozitif bir kişiden böbrek alabilir.
Alıcı ile verici arasında uyum aranan ikinci sistem doku grubu olarak bilinen HLA sistemidir. HLA sistemi 6. kromozomun kısa kolu üzerinde yerleşmiş doku uygunluk antijenlerini içerir. HLA bölgesindeki antijenler 1. sınıf ( ABC ) ve 2. sınıf ( DDRDPDQ ) olmak üzere ikiye ayrılır. Böbrek transplantasyonunda önemli olan A B ve DR antijenleridir ve her insanda ikişer tane bulunur. Böbrek transplantasyonunda en iyi sonuç doku uygunluk antijenlerinde tam uyum olduğu durumlarda alınmaktadır; vericide alıcıda olmayan DR B A antijenleri arttıkça alıcının böbreği reddetme olasılığı artmaktadır.
Bazı durumlarda böbrek transplantasyonu yapılması sakıncalıdır.
Böbrek transplantasyonun sakıncalı olduğu durumlar:
İleri veya tedavi edilmemiş kanser
Aktif bulaşıcı hastalık varlığı
İleri karaciğer hastalıkları
Ciddi kalp hastalıkları
İdrarın akımına engel bir hastalığın varlığı
Aktif mide ülseri
Tedaviye uyumsuzluk
Tedavi edilemeyen ağır akıl hastalığı.
Böbrek Nakli
Gerekli hazırlıklardan sonra vericiden alınan böbrek koruyucu sıvıdaki işlemi takiben alıcının sağ veya sol kasığına ( iliak fossa ) yerleştirilir. Günümüzde böbrek nakli cerrahisinde büyük ilerlemeler sağlanmış ve işlem sıradan bir ameliyat haline gelmiştir. Türkiye’de bugüne kadar yaklaşık 4000 böbrek nakli ameliyatı gerçekleştirilmiştir.
Böbrek naklinden sonra hastanın yeni takılan böbreği reddetmemesi için bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanılır. Bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar modern tıbbın en popüler konularından birisidir. Günümüzdeki ilaçlar hastaların önemli bir kısmında başarılı böbrek nakline olanak vermektedir. Geliştirilecek yeni ilaçlarla hayvanlardan organ nakli mümkün olabilir veya genetik bilimindeki gelişmeler yapay organ üretmeye yol açabilir.
Canlı Vericiler
Canlı vericilerin yakın akraba olması tercih edilir. Yakın akrabalarda (kardeş anne baba çocuk) uyumlu böbrek olma olasılığı daha fazladır. Akraba olmayan kişilerde uyumlu böbrek olma olasılığı çok düşüktür. 18 yaşından küçükler böbrek vericisi olarak kullanılamazlar. Bir insanın böbrek vericisi olması için gönüllü olması lazımdır hiç kimseden zorla organı alınamaz. Uygun verici olduğu saptanan kişi çok ayrıntılı bir inceleme döneminden geçer ve böbrek vermesinin kendisinde bir sorun oluşturup oluşturmayacağı araştırılır. Zaten bir insanı iyileştireyim derken diğerini hasta etmenin bir mantığı da yoktur.
Canlı vericide ameliyattan sonra olabilecek sorunlar
Vericide oluşabilecek sorunlar anestezi ve ameliyatla ilgili erken dönemde ortaya çıkan sorunlardır. Ancak tıptaki gelişmeler bu sorunları büyük oranda azaltmıştır. Uzun dönemde ise tek böbrekli olmanın önemli bir zararı yoktur. Toplumda yaklaşık 1000 kişinin bir tanesinde tek böbrek olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenlerle insanın bir yakınına böbrek vermekten kaçınmaması gerekir.
Kadavra Vericiler
Beyin ölümü gerçekleşmiş hastalar böbrek kalp karaciğer gibi organlarını bağışlayarak başka hastalara hayat verebilirler. Ülkemizde organ bağışları henüz istenilen seviyeye ulaşamamıştır. Beyin ölümü gerçekleşmiş hastalarda adından da anlaşılabileceği gibi beyin fonksiyonları tamamen ve geri dönmeyecek biçimde kaybolmuştur. Yani bu kişilerin bilinci yerinde değildir ve ancak solunum makinesi desteği ile yaşamlarının sürmesi mümkündür. Kişilerin ben gerçekten ölmeden organlarımı alırlar korkusu yersizdir çünkü beyin ölümüne karar verecek ekip ile organ naklini yapacak ekip ayrı doktorlardan oluşur
Organ ticareti: Kesinlikle yasaktır ve ahlak dışıdır.
Organ ve Doku Alınması Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun (Resmi Gazete 3 Haziran 1979 Sayı 16655).
Madde 3- Bir bedel veya başkaca çıkar karşılığı organ ve doku alınması ve satılması yasaktır.
Canlı Vericiler ile İlgili Maddeler
Madde 5- Onsekiz yaşını doldurmamış ve mümeyyiz olmayan kişilerden organ ve doku alınması yasaktır.
Madde 6- Onsekiz yaşını doldurmuş ve mümeyyiz olan bir kişiden organ ve doku alınabilmesi için vericinin en az iki tanık huzurunda açık bilinçli ve tesirden uzak olarak önceden verilmiş yazılı ve imzalı veya en az iki tanık önünde sözlü olarak beyan edip imzaladığı tutanağın bir hekim tarafından onaylanması zorunludur.
Madde 8- Vericinin yaşamını mutlak surette sona erdirecek veya tehlikeye sokacak olan organ ve dokuların alınması yasaktır.
Kadavradan Nakil ile İlgili Maddeler
Madde 11- Bu kanunun uygulanması ile ilgili olarak tıbbi ölüm hali bilimin ülkede ulaştığı düzeydeki kuralları ve yöntemleri uygulanmak suretiyle biri kardiolog biri nörolog biri nöroşirürjiyen ve biri de anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanından oluşan 4 kişilik hekimler kurulunca oy birliği ile saptanır.
Madde 12- Alıcının müdavim hekimi ile organ ve doku alınması saklanması aşılanması ve naklini gerçekleştirecek olan hekimlerin ölüm halini saptayacak olan hekimler kurulunda yer almaları yasaktır.
Madde 13- 11 inci maddeye göre ölüm halini saptayan hekimlerin ölüm tarihini saatini ve ölüm halinin nasıl saptandığını gösteren ve imzalarını taşıyan bir tutanak düzenleyip organ ve dokunun alındığı sağlık kurumuna vermek zorundadırlar. Bu tutanak ve ekleri ilgili sağlık kurumunda on yıl süre ile saklanır.
KAYNAK:
İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Tekin Akpolat
---------- Post added 18.02.17 at 23:30 ----------
Böbrek taş hastalığı
Böbrek ve idrar yolları taşları
Böbrek ve idrar yolları taşlarının %35 i kalsiyum oksalat taşları %30-35 karışık kalsiyum oksalat ve fosfat %15-20 magnezyum amonyum fosfat %5-10 ürik asit taşlarıdır. Kalsiyum fosfat %5 sistin taşları ise %2 oranında görülür. Yani taşların %70 i kalsiyum oksalat içerir.
Taş oluşumunda genetik çevresel ve beslenme faktörleri söz konusudur. Genetik olarak; sistinüri renal tübüler asidoz azalmış böbrek aldolaz aktivitesi ve anormal pürin metabolizması gibi faktörler etkendir. Çevresel etkenler; aşırı sıcaklık ve nemde aşırı sıvı kaybı. Beslenme faktörleri ; aşırı çiğ yeşil sebzelerin tüketimi kalsiyum oksalat taşlarına aşırı protein ve hayvansal yağ tüketimi ise ürik asit taşlarına neden olabilir.
Kalsiyum taşlarının oluşumunda barsaktan aşırı kalsiyum emilimi önemli rol oynar. Böylece idrarda fazla kalsiyum çıkar ve kalsiyum içeren taşlar oluşur. Kalsiyum taşları oluşumunda diğer önemli bir etken de renal hiperkalsiüri denilen bir durumdur. Burada böbreklerden kalsiyum emilimi bozulur ve idrarla kalsiyum kaybı olur.Böylece kalsiyum taşları oluşabilir. Bu hastalarda paratiroid hormon ve D vitamini artar. Bu durum kan tahlili ile belirlenebilir.
Ürik asit taşlarının oluşumunda ise asidik idrar az miktarda idrar ve idrarda ürik asit artışı gibi etkenler rol oynar. Gut hastalığı uzun süreli ishaller kanda ürik asit yüksekliği ve aşırı protein alımı ürik asit taşlarına neden olabilirler.
Bu durumun aksi olarak asit olmayan (alkali ) idrar ise struvit veya infeksiyon ( triple fosfat ) taşlarına neden olabilir.
Taş hastalığı; ağrı kanlı idrar bulantı-kusma ve ateş-titreme ile kendini gösterir. Böbrek taşlarında ağrı genellikle böğürdedir ve bu bölge hassastır. Üst idrar yolu taşlarında ise ağrı böğürden kasığa ve aynı tarafta yumurtalıklara veya kadınlarda genital organa yayılır. Mesane ( idrar torbası ) taşlarında ise ağrı penise vurur ve şiddetli idrar şikayetleri görülür. Ateş-titreme enfeksiyona işarettir. İdrar kültürü alınmalı antibiyotik tedavisi başlanmalıdır.
Tanı Ultrasonografi ve radyografik olarak konulur. İntravenöz ürografi üriner sistemde tıkanma olup olmadığı fonksiyon kaybı veya gecikmesi olup olmadığı hakkında fikir verir. Taş böbrekler ve idrar yolları hakkında bilgi verir ve yapılacak girişimin şeklini planlamada yardımcı olur. Bilgisayarlı tomografi taş hastalığında nadiren gerekir.
TAŞ HASTALIKLARINDA TEDAVİ
6 mm çapından küçük taşlar genellikle kendiliğinden düşerler. Daha büyük taşlara ise yerine ve büyüklüğüne göre tedavi açık veya kapalı cerrahi taş kırma veya ilaç tedavisi olabilir.
CERRAHİ TEDAVİ
Başlıca açık cerrahi metodları;
pyelolitotomi (böbrek taşlarının pelvis renalisten alınması)
nefrolitotomi (böbrek taşlarının böbrek parankimi açılarak çıkartılması)
üreterolitotomi (üreterden taş alınması)
sistolitotomi (mesaneden taş çıkartılması) .
perkütan nefrolitotomi ( böğür bölgesinden yaklaşık 1 cm lik bir kesi ile girilen bir alet ile böbrek taşı çıkarılır)
üreterorenoskopik litotripsi ( idrar yolundan sokulan endoskopik cihaz ile taş kırılır veya basket ile alınır)
TAŞ KIRMA ( ESWL )
Şok dalgaları; su ve yumuşak doku içinden minimal enerji kaybıyla ve çok az hasar yaparak geçerler hedeflenen materyal üstünde mekanik etki yaparlar. Taşın önce genleşip sonra küçük parçalara ayrılmasına yol açar. ESWL pek çok hasta tarafından iyi tolere edilmesine karşın bazı yan etkilere yol açabilir. Bunlar arasında böbrekte kanama ve pıhtı oluşumu pankreas enfeksiyonu hipertansiyonun şiddetlenmesi kalpte ritm bozuklukları bilirübinde artma vs. görülebilir. Özellikle çocuklarda akciğer kanamalarına yol açabilir mide ve duodenum ve kolon yaralanmasına neden olabilir. 2 cm. çap büyüklüğüne kadar olan taşlar ESWL ile tedavi edilir . ESWL ile taşkırma uygulaması ortalama 30-45 dakika sürüp genellikle 1000-2000 şok uygulanır. . Taş büyüdükçe tatbik edilen şok dalgası sayısı da artar. Taş boyutu arttıkca ESWL nin başarısı düşer. Taşlar tam kırılamaz veya taş caddesi denilen ( kırılan parçalar üst üste dizilirler) tıkanmaya yol açan bir durum görülür.
İLAÇ TEDAVİSİ
Hastada mevcut bozukluğa göre bir kısım taş hastalıklarında uygulanabilir medikal tedaviler vardır.
Hiperürikozüri olan hastalarda allopürinol 300-600 mg/gün kullanılabilir. Sistin taşlarında idrar pH sını 7.8 in üstünde tutmaya gayret edilmelidir. 12 gr/gün sodyumbikarbonat idrar alkalinizasyonu için yeterlidir ayrıca günde 3-4 lt. sıvı almaları önerilir. İnfeksiyon taşlarında uygun antibiyotik tedavi yapılır. Hiperparatiroidizm sözkonusu ise paratiroidlerin cerrahi eksplorasyonu gibi nedene yönelik tedavi uygulanabilir. Kalsiyum taşlarının medikal tedavisinde; düşük kalsiyum düşük oksalat içeren diyet bol sıvı alınması yanında tiazid grubu diüretikler önerilir. İdrarda sitrat eksikliği sözkonusu ise sitrat oral yolla yerine konulabilir.
Op.Dr. Erdal KALCI
Üroloji Uzmanı
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|