Okunanları bilmiyorum. Ancak büyük babam ben 5 yaşlarımda iken yapmıştı. Kale kapısı anahtarı gibi eski kilitlerdeki dev asa boyutta olan anahtar kullanılıyordu. anahtarın kilite giren uç kısmı kuranın içinde, el tuutma sapı kuranın dışında olcak şekilde kuranın içine arasına konuyor. Hangi sayfada olduğunu unutmmak için arasına konan cetvel gibi. sonra anahtar ve kuran dört yönden hediye paketi gibi ortalı bir şekilde iple bağlanıyor. öyle bir bağlama şekli vardıki anahtar ucu kuranın sayfaları arasında tutma el tutacak kısmı dışında ama sabit oluyor kuran la birlikte. ipin ucu tek ip olarak anahtardan geçip dışarı yukarı doğru tutularak kuran ve yarısı içinde olan anahtar havaya askıya alınıyor. okunacaklar okunduktan sonra okuyan kişi soruyor. " ey kuranı azimüşşan parayı çalan ( şüphelinin anne ismi ), oğlu yada kızı ( şüpheli kişi ismi ) / aysel oğlu murat mı ? "
Şüphelenilen isimler tek tek ayılıyor. İsim kısmından emin değilim. isim soyisim yada baba adı olabilir. galiba isim soyisim olma ihtimali yüksek.

Şüphelenilen isimler tek tek küçük aralıklar ile sorulurken elde tutulan ip keisnlikle sabit olup, hareket etmicek ve oynamıycak. doğru kişi söylenmediği müddetçe kuranı kerimde sabit duruyor. çalan kişinin ismi söylendiğinde ipin sabit durmasına rağmen kuranı kerim sanki biri el ile çeviriyormuş gibi dönüyor.
Kendi gözlerimle gördüm . ancak çocuk olduğumdan okunnalar aklımda kalmadı. zamanla unutup gittim değerini ve önemini çocuk yaşta bilmediğimden.

uygulama esnasından en başından sonuna kadar ortamda hava cereyanı olmaması için kapı ve pencereler kapalı olup açılmıycak, içerde çalışır hava akımı yapan vantilatör, klima, ısıverip ortmaı ısıtırken hava akımı oluşturacak kalarifer veya ısıtıcı olmamamlı.
hava akımı olursa rüzgardan dolayı kuranı sabit tutamazsınız.