Türkiye'de 20-30 milyon tiroid hastası var
Tiroid bezi çeşitli nedenlerle büyüdüğünde 'guatr' adı verilir. Tiroid bezi boynun hemen ön kısmında bulunan kelebek şeklinde hormon üreten bir bezdir. Tiroid bezi ürettiği hormonlarla vücuda adeta bir pil gibi enerji sağlar. Tiroid kanserinde son yıllarda kaydedilen çok önemli gelişmelerden biri, medüller tipte tiroid kanseri olan anne veya babanın kanında yapılan genetik bir araştırma ile çocuğa bu hastalığın geçip geçmeyeceğinin anlaşılabilmesidir.
Acıbadem Maslak Hastanesi Tiroid Hastalıkları Kliniği Sorumlusu Prof. Dr. Mete Düren, guatr ve tiroid hastalıkları hakkında çeşitli bilgiler verdi:
Tiroid bezinde hormonların fazla ya da az salgılanmasıyla iki çeşit hastalık ortaya çıkar.
Kişide 'hipertiroidi' varsa, tiroid hormonları normalden fazla salgılanır. Hipertiroidili hastalarda şu belirtiler görülür:
Aşırı hareketlilik
Çarpıntı
Kalbin hızlı atması
Aşırı iştaha rağmen kilo kaybı
Sinirlilik
Titreme
Terleme
Kişide eğer 'hipotiroidi' varsa, tiroid hormonları normalden az salgılanır. Hipotiroidili hastalarda ise şu belirtiler ortaya çıkar:
Hareketlerde yavaşlama
Kilo artışı
Vücutta su tutulması
Ciltte kuruma
Kabızlık
Tiroid bezinin fonksiyonu ile ilgili bozukluklarının yanı sıra yapısal bozukluklar ile de karşılaşılır. Tiroid bezinin tamamının veya bir kısmının büyümesi ile karakterize olan hastalıklara “nodüler guatr” denir.
Türkiye’de nüfusun yaklaşık yüzde 40'ında tiroid bezinin çeşitli hastalıkları bulunuyor. Buna göre yaklaşık 20-30 milyon tiroid hastası olduğu kabul ediliyor.
Guatr oluşumunda değişik faktörler etkili olmakla beraber üç etken önemli rol oynar:
İod eksikliği ve diğer çevre faktörleri
Irsi faktörler
Bünyesel faktörler
Türkiye'de Halk Günlük İhtiyacının Dörtte Biri Kadar İod Alıyor…
Özellikle iod eksikliği faktörü büyük önem taşıyor. Yapılan araştırmalar Türkiye’de kişilerin günlük almaları gereken iodun ortalama olarak dörtte birini aldıklarını gösteriyor.
İod eksikliği olan Orta Avrupa ülkelerinde fırınlarda pişen ekmeğe ve sofrada kullanılan tuza eklenen iod ile iod eksikliği ve buna bağlı olarak gelişen guatr sorunu büyük ölçüde çözülmüştür. Türkiye için önemli bir konu bu iodun guatrı olmayan kişilerce korunmak amacı ile alınması gerektiğidir. Aksi takdirde guatrı olan hasta bundan kurtulmak amacı ile iod aldığı taktirde bunun faydadan çok zararı olmaktadır.
Kanserli Hastalarda Yüzde 95 Doğru Teşhis
Tiroid nodülleri özellikle ultrasonografi boyunda sık kullanılmağa başlandıktan sonra daha çok görülmeye başlandı. Tiroid ultrasonografisinde nodül görülen hastalarda sintigrafi dediğimiz bir yöntemle tiroid bezinin fonksiyonel bir haritası çıkartılmakta ve buna göre nodüllerin çalışıp çalışmadıkları anlaşılmaktadır.
Çalışmayan nodüllere soğuk nodül denmekte ve bu nodüllerde kanser gelişme olasılığı artmaktadır. 100 nodülün 5-15'inde kansere rastlanmakta iken her hastanın kanser fobisi ile ameliyat edilmemesi için ince iğne aspirasyon biopsisi (İİAB) dediğimiz bir yöntemle kanserli hastalarda yüzde 95 oranında doğru teşhis koyabiliyoruz. Dolayısı ile geri kalan hastalar tiroid hormonu alarak güvenli bir şekilde takip edilebiliyor ve ancak US ile nodüllerinin büyüdüğü gösterildiğinde ameliyat ediliyorlar. Bununla birlikte ince iğne aspirasyon biyopsisi ile yüzde 5 yanılma payı olduğunu vurgulamak gerekir.
Tiroid Kanserinin Büyük Çoğunluğu İyi Huylu
Tüm bu bilgilerin yanında tiroid kanserlerinin büyük çoğunluğunun çok selim tabiatlı kanserler olduğunu da vurgulamak gerekir. Tiroid kanserinden bir hastanın ölmesi, A.B.D. de by-pass ameliyatlı bir hastanın yaşam şansı ile aynı tutuluyor. Bizde ise hastanın trafik kazalarından yaşamını yitirme olasılığı daha yüksek görülüyor.
Genetik Test, Çocuğa Geçip Geçmediğini Saptayabiliyor
Tiroid kanserinde son yıllarda kaydedilen çok önemli gelişmelerden biri de medüller tipte tiroid kanseri olan anne veya babanın kanında yapılan genetik bir araştırma ile çocuğuna bu hastalığın geçip geçmeyeceği anlaşılabiliyor.
Çocuklarında da bu test pozitif çıkarsa o çocuğun 25-30 yaşına kadar tiroid kanserine yakalanacağı yüzde 100 olduğundan bu çocuklarda koruyucu olarak tiroid bezi tamamen alınıyor ve yüzde 100 şifa sağlanıyor. Bu genetiğin tıbba uygulama alanında yapmış olduğu en önemli katkılardan biri olarak kabul ediliyor. Bizim de böyle hastalarımız ve ailelerimiz var, ancak çocuklarında hiç bir hastalık yokken annelerini çocuklarını ameliyat ettirmeye ikna etmek oldukça zor görünüyor.
Tiroid ameliyatlarının diğer ameliyatlardan önemli bir farkı da hastanın hastalığı ile ilgili olarak sadece cerrahı ile değil birden fazla uzman hekimle ilişkide olmasıdır. Zira tiroid bezinin hastalıklarını sadece cerrah tedavi etmiyor ve bir ekip olarak: endokrinolog, nükleer tıp uzmanı, patolog, radyolog ve cerrahın birlikte çalışmaları ve her hastayı birlikte değerlendirerek, hasta için en faydalı yönteme birlikte karar vermeleri gerekiyor.
|