Psikiyatrik Sözlük L
L
Lanugo
Bazı anoreksia nervosa vakalarında, sırtta görülen ince tüyler.
Latah
Ekopraksi, ekolali ve irkilme reaksiyonu gibi karakteristikler gösteren, kültüre-bağlı bir sendromdur. Güneydoğu Asya'da görülen bu sendrom akut katatonik şizofreniyi andırır. Çok kere şiddetli bir korkuyu izler.
Lezbien
Klasik çağlarda homoseksüel alışkanlıklar sürdüren bir kadınlar grubunun yaşadığı bir Yunan adasının adı olan Lesbos sözcüğünden türetilmiş bu terim, kadın homoseksüeller için kullanılmaktadır. Bu sapıklığın en sık rastlanan biçimi, emosyonel bağlılıkla birlikte karşılıklı fizik tatmin ve heteroseksüel koitus sırasında frijiditedir. Dış genital organların uyarılması (tribadizm), kunnilingus ya da suni fallus kullanımı gibi erotik stimülasyon yolları, erkek homoseksüeller arasında olduğundan daha az yaygındır.
Kinsey, kadınlardaki homoseksüelliği, erkeklerde yaptığı gibi, bir süreklilik içinde değerlendirmiştir. Kinsey'in bulgulaina göre, 30 yaşındaki kadınlardan % 25'i başka kadınlara karşı duydukları erotik tepkileri kabul etmişler, % 17'si ise cinsel temas eyleminde bulunmuşlardır. Yalnızca homoseksüel temas ise evli kadınların ancak % l'inde, bekâr kadınların ise % 4'ünde görülmüştür. Lezbienizmi açıklayan birkaç teori bulunmakla birlikte hiçbiri yeterli değildir. Bu durum, sadece toplumca hoşgörülmediğinden, tedaviye ender olarak başvurulmaktadır; psikiyatrik semptomlar mevcut olduğu zaman da, bunlar genellikle Lezbien kadının yaşantısına reaktif niteliktedir.
Libido
Doğuştan olan ve biolojik olarak belirlenen cinsel zevk dürtüsü anlamında Freud'un ortaya çıkardığı bir terimdir. Freud, yetişkinlerin davranış motivasyonlarının birçoğunda libido'nun etken olduğunu ileri sürmüştür. Bebeklerde, libido enerjisi önce ağız çevresinde yoğunlaşır ve daha sonra giderek anüse ve dış genital organlara yönelir. Latans döneminde Oidipus çatışmalarının çözümü sonucunda libido bastırılır ve adolesans döneminde açık cinsel dürtü biçiminde yeniden ortaya çıkar. Jung, libido terimine «yaşam gücü» karşılığı olarak daha geniş bir felsefi anlam vermiştir. Libido'nun yönünü (yani heteroseksüel, homoseksüel ya da otoseksüel olmasını), birkaç faktör (genetik, yapısal ve ortamsal) belirler. Libido'nun yoğunluğu ise hayvan türlerine göre değişkenlik gösterir, ama insanlarda toplumsal şartlanmanın etkisi büyüktür.
Lobektomi, Anterıor Temporal
Entraktabl temporal lob epilepsisinde, anterior temporal löbektomi uygulanabilir. Yapısal bir lezyon (örneğin vasküler bir anomali yahut tümör) bulunan vakalarda son derece olumlu sonuçlar elde edilmektedir; ama harabiyetin hipoksik ve daha yaygın olduğu vakalarda bile bu ameliyat, muhtemelen epileptik aktivitenin kısır döngüsünü bozarak, başarılı olabilir. Nöbetler giderilemese bile, genellikle azalır, davranış bozukluğu, entellektüel performans ise düzelebilir. Bilateral temporal löbektomi, hafızada derin hasar yarattığından, bu ameliyat beynin yalnızca bir tarafında yapılabilmektedir. Ameliyatın komplikasyonları arasında öbür gözle ilgili görsel alanda hafif bir üst kuadrant bozukluğu, geçici disfazi ve diplopi, ender olrrak da hemiparezi vardır. Ablasyonun, dominan hemisferde olması durumunda ortaya çıkan işiterek öğrenme bozukluğuysa, ciddi bir kusur yaratabilir.
Logore
Aşırı ve çabuk konuşma. Bu duruma normal kimselerde de rastlanmakla birlikte, çok kere gerilim ve manik durumlara eşlik etmektedir.
|