Psikiyatrik Sözlük N
N
Naevoıd Amentıa (Sturge-Weber Sendromu)
Fakomatozlar grubundan, seyrek rastlanan bir durumdur. Çok kere şiddetli olabilen akıl geriliği eşlik eder. En belirgin fiziksel tezahürü, genellikle ünilateral olan, bazan da yüzün öbür yanına da yayılan, yüz hemangiomasıdır. Meninkslerdeki genişlemiş kan damarları, yaş ilerledikçe kireçlenir. Epilepsi yaygındır ve kontralateral hemipleji görülür. Şiddetli vakalarda hastalar erken yaşta ölürler, ama bazı hastalar daha uzun, hattâ normal bir süre yaşarlar. Tedavi akıl geriliği derecesine göre değişir; gerektiğinde, epilepsi için semptomatik tedaviye; paraliz için ise fizyolojik rejimlere başvurulmalıdır.
Narko - Analiz
ikinci Dünya Savaşı sırasında görülen savaş nevrozlarında yaygın olarak kullanılan bir tedavi biçimidir. Yöntem, genellikle kısa sürede etki gösteren tiopenton ya da metoheksiton sodium gibi bir barbi-türatla yavaş i.v. enjeksiyon tekniğidir. İ.v. sodium amilobarbiton da kullanılabilir. Enjeksiyon yavaş ve subhipnotik dozlarda uygulanmalıdır. Hasta tam bir gevşeme durumuna girer, rahatlık ve huzur duygusuyla birlikte düşüncelerini dile getirme arzusu ve ifade kolaylığı hisseder. Bastırılmış anıları, duyguları ve çatışmaları dile getirebilir. Yakın zamanda önemli ve şiddetli bir travma geçirmiş hastalarda, özellikle histerik konversiyonların giderilmesinde bu teknikle başarı sağlanır. Psikojen amnezi de giderilebilir; oysa organik kökenli amnezinin bu teknikle şiddetlenmesi ihtimali vardır ve bu gibi hastalarda ölüm rapor edilmiştir.
Narkolepsi
Doğal uykuya dalma eğiliminin artmasıdır. Normal olarak uyku getiren sıkıntı, gevşeme ve monotonluk gibi durumlar kadar, cinsel heyecan gibi emosyonlar dauyku yaratır. Ancak narkoleptiklerde yürüme, iskambil oynama, yemek yeme gibi eylemler sırasında da uyku egemendir ve yalnızca utanca değil, çalışmanın aksamasına da yol açabilir.
Semptomların başlamasıyla birlikte, obeziteye yol açan bir kilo alma görülebilir. Habis bir intraserebral bozukluğu andıran ek semptomlara rağmen, nörolojik incelemeler negatif bulgu verir. Semptomlar arasında katapleksi, uyku paralizi ve hipnagojik hallüsinasyonlar vardır. EEG normaldir ve nöbet sırasında uykuya özgü değişimlerin yanısıra, hastanın REM safhasına olağandan daha çabuk ulaştığını gösterir. Uyanıklığı artırmada amfetamin tedavisi başarılı olmakla birlikte, gereken yüksek dozlarda akut paranoid psikozların egemen olması tehlikesi mevcuttur.
Narkoz
Bugün envolüsyonel melankoli gibi durumlarda 2-3 haftalık sürekli narkoz yerine daha etkin başka tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Ancak, 5-7 gün süreyle, daha değiştirilmiş bir sürekli narkoz tedavisi, reaktif anksiete ve gerilim durumlarının tedavisinde, özellikle hasta kilo kaybetmişse, başlangıç safhasında sık sık yarar sağlamaktadır.
Bazı anksiyöz ve gerilimli hastalar, özellikle çok acı bir yaşantı geçirmişlerse, sorunlarını anlatmada güçlük çekerler. Bu gibi hastalarda tiopenton gibi bir ilaçla oluşturulan yarı narkoz durumu, çok kere güçlü bir katarsis eşliğinde duygularını ve yaşantılarını dile getirmelerini sağlar ve bu yöntemin yarattığı bağımlı ilişki yerinde kullanıldığı zaman ileride uygulanacak terapide de yararlı olabilir. Savaş sırasında sık görülen tipte çok akut ve acı veren bir yaşantı, amnezi durumuna yol açabilir; narkoz altında yeniden bilince ulaşabilen bu yaşantıyı, hastanın çok kere büyük bir emosyonel deşarj eşliğinde yeniden yaşaması terapötik bakımdan çok yararlıdır.
Narsisizm
Bebeğin psikolojik gelişiminde yer alan primer narsisizm safhasında libidosu yada zihinsel enerjisi kendi bedenine yönelir; sekonder narsisizm safhasında da bu öz-sevgi ebeveynine ve öteki otorite kişilere karşı takındığı tutumları yansıtır. Yetişkin yaşamdaysa, sevgi objeleri kendi benliğini yansıtabilir-bu narsisist bir obje seçimidir. Bazı homoseküeller bu tip «eş» ler seçerler.
Nefrojenik Dıabetes Insıpıdus
Kadın taşıyıcılar yoluyla yalnızca erkekleri etkileyen ve bebeklikte poliüri semptomu gösteren, cinsiyete bağlı bir bozukluktur. Çok kere aynı zamanda akıl geriliği mevcuttur.
Negativizm
Negativizm en karakteristik olarak kata-tonik şizofrenide görülür ve hastanın itaate direnç veya aktif karşıt eylem göstererek karşı koyması biçiminde tezahür eder. Hasta ağzına koyulan besini Tutmamakta direnir ya da sorulara hiç cevap vermez ve görüşme bittiği zaman konuşmaya başlar.
Nekrofili
Bir ölüyle cinsel temasta bulunma yoluyla cinsel tatminin elde edildiği bir cinsel sapıklık biçimidir. Birçok vakada sözkonusu sapık kişi, şizofreniden mustariptir. Ancak, yakın zamanlarda bazı gençler arasında gelişen psikopatik karakterdeki bir ölüm kültünün de nekrofilik aktiviteye yol açması muhtemeldir.
Neolojizm
Neolojizmler, şizofreni hastalarında görülen, düzensiz düşünceyi yansıtan konuşma bozukluğunun bir bölümünü oluşturur. Bunlar basit bir «abuksabuk» konuşma, bazan da yoğunlaştırılmış bir düşünce ifadesi ya da bir çeşit yersiz söz oyunu biçiminde olabilir.
Nevrasteni
Bu terimi ilk olarak 1867 yılında kullanan Beard, nevrasteninin sinir hücresi yorgunluğundan ileri gelen bir durum olduğuna inanıyordu. Klinik tablonun karakteristikleri, birçok psikosomatik şikâyetin eşliğinde, şiddetli halsizlik, güçsüzlük duyguları ve sinirlilikti. Bu teşhis bugün ender kullanılmakla birlikte, bazan tek semptom olarak hiçbir etkeni bulunamayan ve hiçbir tedavinin işe yaramadığı inatçı bir halsizliğin mevcut olduğu hastalara rastlanmaktadır. Gerçekten nevrastenik bir hastaya yanlış olarak kolayca depresyon vakası teşhisi koyulabilir.
Nihilistik Delüzyonlar
Nihilistik delüzyonlara tipik olarak şiddetli ajite depresyonlarda-özellikle envo-lüsyonel melankolide rastlanır. Hasta hiçbir duygusu kalmadığı, öldüğü, kendisini her gün ziyarete gelen eşinin de öldüğü, dünyanın varolmadığı gibi düşüncelerinde diretir. Şiddetli retarde depresyonlarda ve bazan organik yahut şizofrenik hastalıklarda da benzer delüzyonlar görülmektedir. Bunların geçmişe kıyasla bugün daha az yaygın olmalarının nedeni muhtemelen şiddetli depresyonların artık bu gibi aşırı semptomlar gelişmeden önce etkin biçimde tedavi edilebilmeleridir.
Nöbetler
Epileptik bozuklukların görüntüsel davranış tezahürlerini tanımlamak için kullanılan birçok terimden biridir. Aslında karakteristik olarak bir epilepsi nöbeti görünümüne tekabül eden davranış sendromudur. Bu durumda da, ayırıcı teşhis için bir temel oluşturan şikâyeti yansıtır. Ayırıcı teşhiste aşağıda kaydedilen durumlar ele alınır: Serebral olaylar Kökeni bilinmeyen epilepsi; konjenital serebral bozukluklar; intrakranial tümörler (sekonder birikimler dahil); serebrovasküler bozukluklar; serebral travma; serebral enfeksiyonlar; serebral dejenerasyonlar. Sistemik olaylar Entoksikasyonlar ve ilaç abstinansı; üremi; hipoglisemi; kardiovasküler bozukluklar; sistemik enfeksiyonlar. Histerik nöbetler
Noktürnal Enürez
Geceleri yatağı ıslatma. Bu yaygın bozukluğun çocukluk döneminde taşıdığı önem «ENÜREZ» de ele alınmıştır.
Noradrenalin ( Norepinefrin )
Noradrenalin, postganglionik adrenerjik sinirlerin ileticisidir ve ayrıca muhtemelen beyinde de bulunmaktadır. Periferide, öncelikle sempatik sinir sistemindeki alfareseptörlerini uyararak sonucunda kan basıncının yükselmesine ve periferik vasküler direncin artmasına yol açar. Serebral kan dolaşımı yavaşlar. Beyindeyse, noradrenalin muhtemelen ruhsal durum, öğrenme reaksiyonları ve ödül sinyal sistemlerinin temelindeki mekanizmalardan sorumludur. Adrenerjik s'napsta, «yoğun -çekirdek» vesiküllerinde ATP (adenosin trifosfat) ile bir kompleks halinde depolanır ve eksositozla salgılanır. Reseptördeki etkisinin sona ermesi, presinaptik terminale geri-akımına (re-uptake) bağlıdır. Kokain, amfetamin ve imipramin gibi ilaçlar bu geri-alımı bloke ederek reseptörlerdeki etkin serbest amin düzeylerini yükseltirler. Bu maddelerin ruhsal durumu canlandırıcı etkileri muhtemelen bundan ileri gelmektedir. MAOI'ler de ana enzim olan ve noradrenalini yıkıma uğratan monoamin oksidazı bloke edip beyindeki serbest noradrenalin düzeyini yükselterek ruhsal durumu canlandırırlar. Bu bileşiklerden bazıları ayrıca depolardaki noradrenalini de serbest bırakabilir ya da noradrenalin reseptörlerinde başlı başına etki gösterebilirler. Re-serpin hem katekolaminlerin, hem de serotoninin depolarını yıkarak beyin ve periferideki düzeylerde önemli düşüşlere yol açar. Bunun sonucunda klinik depresyon tablosu gelişebilir. Noradrenalin metabolizmasında rol oynayan ikinci bir enzim de, noradrenalini Or-to pozisyonunda metilliyerek normetadrenalin ve vanil mandelik asit (VMA) üretimini gerçekleştiren katekol-O-Metil transferazdır.
Nöro - İleticiler
Sinir impulsunun bir hücreden öbürüne iletimi sinapsta ve yalnızca bir yönde gerçekleşir. Pre-sinaptik fibrilden gelen impuls, yaklaşık 200 Angström ünitelik sinaptik boşluktan geçerek, ikinci nöronun
post-sinaptik membranma ulaşır. Sinaptik iletimde, presinaptik membrandan salgılanan spesifik bir madde aracılık eder. Bu madde (nöro-iletici), aksonun ucundaki çok ufak sinaptik veziküllerde depolanır. Nöro-iletici, bitişik sinir hücresi membranıyla reaksiyona girerek, onu ya eksite ya da inhibe eder. Eksitasyon durumunda, madde hücreyi, ikinci bir impulsun iletimini olanaklı kılan bir duruma getirecek biçimde etki gösterir. İnhibisyondaysa, madde bu aktiviteyi önleme etkisi gösterir. Periferik sinir sisteminde etkinlik gösteren nöro ileticilerin nitelikIeri bilinmektedir; bunlar çeşitli sinapslardaki asetilkolin ve noradrenalindir. Santral sinir sistemindeki nöroileticilerin nitelikleriyse daha az bilinmektedir. Etki gösteren maddeler muhtemelen asetilkolin, noradrenalin, dopamin, serotonin
( 5-hidroksitriptamin ), gamma-aminobütirik asit (GABA), glisin ve glütamik asittir.
Nörofibromatoz
(Von Recklinghausen hastalığı) Ciltte pigmentasyon, sübkütan fibromata, periferik ve kranial sinirlerde nörofibromata gibi karakteristikler gösteren bu durum, düzensiz bir dominan genden ileri gelir. Cilt ve sinir tümörlerinde, ayrıca beynin içinde habisleşme gelişebilir.
Nıemann pıck hastalığı
Bebeklikte görülen, sinir sisteminde kalıcı bozukluğa ve karaciğer-dalak büyümesine yol açan, kalıtsal bir lipoidozdur.
|