Alıntı:
Aheste Nickli Üyeden Alıntı
Değerli Hocalarım , Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker gereğince etrafımızda ki arkadaş, dost dediğimiz insanlara dilimizin döndüğünce nasihatta bulunmaya çalışıyorum. Ve bir çok hocanın ve dinimizi yaşayan insanın namaz kılmayan kötü alışkanlıkları olan kişilere karşı bir takım nasihatleri oluyor.
Namaz kılıyorsumun diye sorduklarımız var mesela, çok büyük tepki veriyorlar.İnsanların lafzına şöyle bir söz dolanmış durumda "Hocam (kardeşim, dostum) bana, ALLAH'IN soracağı soruları sorma, bana acmısın tokmusun diye sor"
Ben bu sözü duyunca çok sinirleniyorum ve karşımdaki insanın kalbini çok fena kırmaya meyil ediyorum. Çünkü bu sözde şer akıyor, ve insanı dinden çıkaracak nitelikte görüyorum. Bu insanlar demek istiyor ki, bana Allah'ın emrettiği namazı sorma, ama Allah'ın verdiği rızkı sor diyor. Kulun kula rızık verdiği nerde görülmüştür. İnsanlar rızık konusunda sadece vesiledir. Rızkı veren hüda'dır.
Şunu sormak istiyorum bana bu lafı diyen birinin kalbini kırmadan söylediği sözün hatalı olduğunu ona nasıl izah edebilirim.?
|
Hz Hasan ve Hüseyin r.a. kendilerinin küçük olduğu zamanda rivayet edilir bir yaşlı adam abdesti yanlış almış. Bunu görünce ikisi de abdest almışlar sonra aralarında tartışır gibi yapmışlar olur mu abdest böyle alınır diye sonra o adama demişler ki amca bize bakar mısınız abdesti hangimiz doğru alıyor derler. Sonra yaşlı adam bakar ki abdesti kendisinin yanlış aldığını anlayınca der ki ikinizde doğru alıyorsunuz ben yanlış alıyormuşum der.
Bu misal tebliğ çeşidi elbette farklı farklı. Önemli olan karşı tarafın doğruyu gönlünün kabul edecek mi etmeyecek mi öyle ya kör için ışık da birdir karanlıkta. Tebliğ çeşidi, yöntemler çok. Fakat en önemlilerinden biri de hâl ile olan tebliğ dir.