Lütilerin Cezası (Lut Kavmi)
LÛTÎLERİN CEZASI
Haberlerde geldi ki, İblis ihtiyar kılığında Lut kavmine geldi ve bir yıl onların arasında ibadetle meşgul oldu. Bir an ibadetten geri durmadı. Herkes etrafına toplandı ve: "Bu bir melektir, insan bu kadar ibadet edemez." dediler. Sonra ondan kendilerine vaaz ve nasihat etmesini istediler. "Ederim" deyip konuşma meclisi kurdu. Bu konuşma sırasında "Bir kimse hanımından ayrı kalsa yahut cima etmek arzu etse, bir başka erkekle veya hayvanla cima etsin. Bu meşru bir yoldur." dedi. Oranın halkı daima ticaretle meşgul olurlardı. Bir sene eve dönmezlerdi. Bu sözü çok beğendiler. Bu işi meslek edindiler. İş oraya vardı ki, artık kadınlara bakmaz oldular. İblis ise aniden ortadan kayboldu. "Gördünüz mü, ya melek ya da bir veli idi, birden kayboldu." dediler.
Bir yıl sonra yine geldi. Bu sefer acuze ihtiyar bir kadın suretinde idi. Eskisi gibi bir yıl ibadetle meşgul oldu. Bütün kadınlar etrafına toplandı. Kadınlar için bir vaaz meclisi kurdu. Kadınlar kendisine şikayette bulunup "Erkeklerimiz bize bakmıyorlar ama biz cima etmeyi arzu ediyoruz." dediler. İblis onlara: "Siz de birbiriniz ile biraraya gelin, oynayın ve bu arzularınızı kendi aranızda yerine getirin." dedi. Bu sefer kadınlar kendi aralarında meşgul olup arzularını tatmin eder oldular. Öyle ki, hiç biri çocuk doğurmaz oldu ve nesilleri kesilecek duruma geldi.
Allah Teâlâ Lut aleyhisselam'ı onlara gönderdi. Bu çirkin habis işten onları ne kadar men etmek istediyse de dinlemediler. Allah Teâlâ Cebrail aleyhisselam'ı bir grup melek ile onları helâke gönderdi. Onlar Cebrail aleyhisselam ile gelmiş on iki melek idiler. Hepsi genç oğlanlar şeklinde idi. Lut aleyhisselam onları tanımadı. "Sana misafir geldik." dediler. Lut aleyhisselam kavminin duyacağından korktu. Ve kavmi duyup geldiler. Lut aleyhisselam Cebrail aleyhisselam ve melekleri bir odada sakladı ve kapının önüne durdu. Nihayet zorla kapıyı kırıp girdiler. Cebrail aleyhisselam bir kanadını onların yüzüne doğru tuttu. Hepsi görmez oldular. "Ey Lut, sen büyücüler getirdin evinde tuttun da bize böyle yaptılar! Biz de bunun karşılığını sana yaparız." dediler. Lut aleyhisselam 'kork Allah'tan korkmayandan' sözü gereğince endişelendi. Melekler "Ey Lut, biz senin Rabbinin melekleriyiz." dediler.
Cebrail aleyhisselam Lut aleyhisselam'a "Ev halkını, hayvanlarını ve malından götürebileceklerini topla, seni Sa'r şehrine götüreceğim." dedi. Bu şehir Lut aleyhisselam'ın şehirlerinden olup, halkı kafir idi. Lakin livata yapmazlardı. Allah Teâlâ onları helak eylemedi. Cebrail aleyhisselam "Neyin varsa topla." dedi. O da herşeyi bir yere topladı. Cebrail aleyhisselam kanadıyla onları kaldırıp şehirden çıkardı. Lut aleyhisselam geri bakıp "Peşimizden gelmesinler." dedi. Cebrail aleyhisselam "Sizden hiç kimse geri bakmasın, ben onları helak edeceğim. Siz onların halini görmeye dayanamazsınız." dedi.
Lut aleyhisselam ve ehli Sa'r şehrine gidince Cebrail aleyhisselam döndü ve kanadı ile o dört şehri alt üst etti. Bu şehirler Silâm, Davudma, Sabvayım ve Gamora idi. Cebrail aleyhisselam bu şehirleri dünya göğüne kadar kaldırdı. Öyle ki, gökte olanlar bunların horoz ve köpeklerinin seslerini işittiler. Sonra o şehirleri çevirip alt üst etti.
Allah Teala bu helâki ayet-i kerimede şöyle anlatır:
"Artık emrimiz geldiği zaman onu (o şehri) alt üst ettik (onu yükseltip alçalttık). Onların üzerine, istif edilmiş (dizilip hazırlanmış) siccilden (pişirilip sertleştirilmiş kerpiçten yapılmış) taşlar yağdırdık." (Hûd suresi, 82)
Bunun içindir ki, livata edeni o kavmin gökten yere atıldığını haber veren Allah kelâmına uygun olarak yüksek bir yerden atarlar.
Livatanın haddi (cezası) zinanın haddi gibidir. Bazıları demişlerdir ki, livata yapanı bir duvarın altına oturtup duvar üzerine yıkılır. Bazısı ise, çok pis kokulu bir yere bırakılır orada ölür dedi. Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddîk r.a. livata eden öldürülür sonra ateşte yakılır buyurdu. Bazısı, zamanın halifesinin reyine bırakılır, o bu cezalardan diledigini verir dedi. Ama esas olan birinci kavil olup, yüksek bir yerden atılmasıdır.
Ya Rabbi, bizi bu çirkin işten ve diğer kötü hallerden koru, dünya ve ahirette rezil eyleme..
《Riyadü'n-Nâsihîn, 489)
|