Gripten Korunma Yolları
Grip virüsünün vücuda girmesi ile başlayan bulgular genellikle 7-10 günde iyileşme ile sonuçlansa da, bazen sinüzit, bronşit veya zatürre gibi bazı ciddi enfeksiyonlara yol açabilirler. Bu nedenle gripten korunma çok önemlidir. Özellikle grip salgınlarının yaygın olduğu sonbahar ve kış aylarında alacağınız basit önlemler ile gripten korunabilirsiniz:
Dengeli beslenin
Vücudun ihtiyacı olan protein, karbonhidrat, yağ ve vitaminler yeterli olarak alınmazsa, vücut direnci düşer ve solunum organları mukoza hücreleri de bu durumdan etkilenir.
Yeterli miktarda su için
Solunum mukoza hücrelerinin nemli olması, virüs taşıyan damlacıkların etkisine karşı direnci sağlar. Bu nedenle özellikle su içme ihtiyacının azaldığı kış mevsimi de dahil olmak üzere, her dönemde günde 8-10 bardak su içilmesi faydalıdır.
Düzenli spor yapın
Sağlıklı yaşamın bir parçası olan spor, gripten korunmak için de çok önemlidir. Yetişkin biri için haftada 3 gün, günde 1 saat olmak üzere spor yapılması faydalıdır.
Stresten uzak durmaya çalışın
Stres, vücut direncini azaltarak hastalıklara davetiye çıkaran en önemli etkenlerdendir. Bu nedenle, çeşitli yollar ile stresten uzaklaşmak sağlıklı kalmayı da beraberinde getirecektir.
Sigara içmeyin
Sigara da aynı stres gibi vücut direncini azaltır. Ayrıca virüs yüklü damlacıklar, sigara içilen ortamlarda, dumana yapıştıkları için hastalık yapıcı özellikleri artar.
Kalabalık yerlerde kendinizi korumaya çalışın
Toplu taşıtlar, sinema, tiyatro gibi kalabalık yerlerde grip olan bir kişinin aksırması ile virüsler büyük bir hızla ( 160 km/saat ) hareket ederek 3- 4 metre uzağa yayılabilir. Bu nedenle özellikle bu tür yerlerde havalandırmanın iyi olmasına dikkat etmek, temizliğe özen göstermek gibi basit tedbirler ile gripten korunabilirsiniz.
Düzenli uyuyun
Bir gece uykusuz kalındığında, virüslere karşı savaşan vücut hücreleri yarı yarıya azalmaktadır.
Aşırı sıcak ortamlardan kaçının
Özellikle kış mevsiminde daha çok kapalı ve sıcak ortamlarda bulunmak , solunum mukoza hücre zarlarının kurumasına neden olacağından virüslerin vücuda girişini kolaylaştırabilir.
Gribi önlemek için hijyen şart
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Topbaş, gribal enfeksiyonları önlemenin mümkün olmadığını ama sıklığının ve şiddetinin azaltılabileceğini belirterek, bu tür hastalıklardan korunmada mutlaka kişisel hijyen kurallarına uyulması gerektiğini söyledi.
Doç. Dr. Topbaş, havanın soğuması ve okulların açılmasıyla toplu yaşam ve insanların birbirlerini etkilemesinin büyük oranda arttığını, sadece 15 milyon çocuğun okullarda bir arada bulunduğunu belirtti.
Isı farkının hissedilir oranda arttığını, insanların seyahat etmesinin gribal enfeksiyonlara neden olan mikroorganizmaların bir anda ABD'den Türkiye'ye, Türkiye'den Çin'e gitmesine neden olabileceğini ifade eden Topbaş, şöyle konuştu:
''Bulaşıcı hastalıklar, sıklığı ve sonuçları açısından gözardı edilemez. Bunlardan biri solunum sistemiyle bulaşan hastalıklar. Bunların da aslında yelpazesi çok geniş. İki temel etken var, normal sağlıklı bireylerde. Biri bakteriler, diğeri virüsler. Bunların değişik türleri, bu değişik türlerin de türleri var. Dolayısıyla karşımızda yüzlerce mikroorganizma bulunuyor. Bu hastalıkların ortak belirtisi kırgınlık, bitkinlik, yorgunluk, halsizlikle birlikte şiddetli baş ağrısı, ateşin 38.5 derecenin üzerinde olması, kas ve eklem ağrıları. Bunlar bizi grip tanısına götüren önemli belirtilerden ancak bunun teşhis edilebilmesi için mutlaka kan tahlili yapılması gerekiyor. Yüzlerce mikroorganizma, gribal enfeksiyon adını verdiğimiz durumlara neden olabiliyor.''
Grip mevsimine girildiğine dikkati çeken Topbaş, ''Sıkça rastlanan bu hastalık grubu, kişinin okul başarısından okula devamına, işe devamına kadar birçok durumu etkileyerek ekonomik kayıpları beraberinde getirebiliyor. Bu hastalıkları tamamen önlemek mümkün değil ama sıklığını ve şiddetini azaltmak mümkün'' dedi.
Topbaş, bu tür hastalıklardan korunmada mutlaka kişisel hijyen kurallarına uyulması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
''Kişisel hijyen, bütün hastalıkları önlemede temel noktamızdır. Ellerimizi birbirimize temastan önce, temastan sonra, yemekten önce ve sonra, çoğu zaman ihmal ediyoruz ama tuvalete girmeden önce, çıktıktan sonra mutlaka bol sabunlu suyla tamamen, iyi bir şekilde yıkamamız gerekiyor. Yüz temizliği de çok önemli. Sabah ve akşam olmak üzere en az iki defa yüzümüzü yıkamamız, dişlerimizi fırçalamamız gerekiyor. Ortak havluların özellikle toplu yaşanan yerlerde kullanılmaması daha uygun olacaktır. Ortak kullanılan bardaklar, tabaklar, kaşıklar, çatalların mutlaka çok iyi şekilde, uygun makinelerde, uygun deterjanlarla belirli sürelerde yıkanması gerekiyor.''
''ÖNEMSİZDİR, ATLATIRIZ DİYE İHMAL EDİYORUZ''
Hastalık belirtisi taşıyan kişilerin başka insanları da düşünerek mutlaka doktor kontrolünden geçmesi gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Topbaş, ''En çok ihmal ettiğimiz noktalardan biri 'Nasıl olsa gribal enfeksiyondur, önemsizdir, atlatırız' diye bakılması. Ama değişimler nedeniyle gribal enfeksiyonlar oldukça etkili olabilir ve başka insanlara da bulaşabilir. Özellikle okul çağı ve öncesi çocuklarla süt çağındaki çocukluk döneminde bu tür enfeksiyonlar ölümlere neden olabilmektedir'' diye konuştu.
Topbaş, 65 yaşın üzerindeki kişilerde astım ve kronik akciğer hastalığı olanlar ile bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullanan insanlarda bu hastalıkların ölümle sonuçlanabileceğine dikkati çekerek, ''Grip olduğumuzda sadece kendimizi değil çevremizdekileri de düşünmeliyiz. Ülkemizde 65 yaş üzerindeki insanlara astım ve kronik akciğer hastalığı olanlara grip aşısı ücretsiz yapılabiliyor. Bu aydan itibaren aşı olunabilir, tam zamanıdır'' dedi.
''SİGARA KULLANIMINI AZALTMAMIZ GEREKİYOR''
Bu tür enfeksiyonların artmasına neden olan etkenlerden birinin de sigara kullanımı olduğunu söyleyen Topbaş, ''Sigara kullanımını azaltmamız gerekiyor. Çünkü sigara kullananlarda bu tür enfeksiyonlar daha ağır seyredebiliyor. Akciğer hastalığına zemin hazırlama ve tedavilerinde başarısızlıklara zemin hazırlaması nedeniyle sigaranın mutlaka bırakılması gerekiyor. Son çıkarılan yasa, toplumun ve sigara kullanmayanların korunması açısından çok önemli bir işlev görüyor'' diye konuştu.
Doç. Dr. Topbaş, hem önlem hem de hastalığa yakalandıktan sonraki süreçte beslenmeye de dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Aşırı beslenmeden çok, sıvı alımını düzenlememiz gerekiyor. Hasta olsak da olmasak da bol sıvı, su, çay, süt, meyve suları, ada çayı ve karanfil çayı gibi bitkisel çayların bol miktarda tüketilmesi gerekir. Çünkü virüsün akciğerden ve solunum sistemimizden atılabilmesi için su alınması şarttır.''
|