Tevbe ve istiğfar Arasındaki Fark!
İstiğfar ve tevbe farzdır. İstiğfar amel defterini günahlardan, tevbe kalbi günah kirlerinden temizler. Biri dille, diğeri kalple olur. İstiğfar kolay, tevbe zordur. İstiğfar, Yüce Allah'a dönüşün başı, tevbe ise sonudur. Tevbenin kabulü de, kulun ilâhi dostluğa alınmasıdır.
İnsan, işlemiş olduğu günahların ahiret gününde karşısına çıkmaması için Allah'tan mağfiret diler, yani istiğfar eder. Aynı günahları tekrar işlememek için de kalben tevbe eder ve bir daha yapmamaya azmeder. Bunun için gösterdiği gayret de kalbinin temizlenmesine sebep olur.
Temizlenmeyi isteyen, bu isteğin gereklerini yerine getirmek zorundadır. Bu iş, Yüce Allah'tan hayırlı rızık, ilim ve şifa istemeye benzer.
Bir kimse, Allahım, senden hayırlı rızık istiyorum diye dua ediyor. Ardından rızkın gelmesini beklemiyor, rızık için meşakkatlere katlanıyor, yol arıyor, sebeplere yapışıyor, yoruluyor ve sonuçta nasibine ulaşıyor. Yüce Allah'tan ilim ve sıhhat isteyen kimse için de durum aynı. Bunun gibi isteyen talep eder, talep eden peşine düşer, arayan bulur...
Yüce Allah, Şüphesiz nefsini temizleyen kurtulmuş, onu günah kirleri içinde bırakan ise helâk olmuştur. (Şems, 9-10) buyurarak ebedi saadeti tevbe ve temizliğe bağlamıştır.
Tevbe isteyen kul da terbiye yoluna girer. Terbiyenin sebeplerine yapışır, sıfatlarını güzelleştirme derdine düşer. Yüce Allah'tan yardım ister, kendisine yardım edilir, yol açılır.
Tövbe, bir büyük suçtan sonra; ortaya konulan fiîlden duyulan pişmanlık ve geri dönüş dolayısıyla yapılır.
İstiğfar ise, günlük olaylar içinde, varoluş gayemizin hakkını şuûrlu bir biçimde edâ edememekten dolayı yapılan hatalı hareketlerin ardısıra özür dilemektir.
Gelecekte dahi yapılabilecek hatalar sebebi ile arınma temennisidir. Yapılabilecek hataların önüne geçilebilmesi için edilen bir duadır da.
|