ZAFRAN Nickli Üyeden Alıntı

Biz izole bir hayat yaşamıyoruz ki. Kendi evinde ne kadar yaşarsan yaşa fakat bir de yaşadığın ülkenin yaşadığın coğrafyanın pariteleri var.

Bunlar benim ekmeği kaç liradan alacağımı belirliyor. Kaç lira kira vereceğimi belirliyor, et alıp alamayacağımı belirliyor. Yaşam kalitemi direkt etkiliyor. Sen beğen veya beğenme bunlar ülkenin realiteleri.

Ekonomik etkileri dışında daha bir yığın etki eden unsuru var. Saymakla bitiremem.

Sen şimdi bunlara hiç dahil olma, karar verme diyorsun. Çünkü "şirk" imiş. Şeriat devleti olmadan olmaz imiş.

Senin "ideal"indeki Şeriat devleti kalmadı. Öyle bir ülke yer yüzünde yok. Asr-ı saadet zamanlarıydı onlar. Onu bile muaviyenin nasıl kanlı bir şekilde bitirdiğini biliyorsundur. Siyaset her zaman kirliydi yani.

Gelelim Şeriat'ı yaşadığını iddia eden ülkelere. Şu an dünyanın en fakir 50 ülkesinin 20 tanesi islam ülkesi. İranda daha geçenlerde kadınların tek başına araba kullanılmasına izin verilsin mi verilmesin mi tartışılıyordu. Pakistanda kadın mezalarının üstüne adamlar demir kapı yapıp kilit vuruyor ölülere tecavüz edilmesin diye.

Bizim düşündüğümüz gibi Kuran'dan ayrılmadan adil bir hükumet gelip de hiç bir ülkeyi yönetmez. "Kendi dinini" yaşatır en fazla.

Ve ilginçtir islam veya başka bir din fark etmez, en rahat en güvenilir bir şekilde ibadetlerini edebileceğin ülkeler yine o "gavur" avrupa ülkeleri.



Ez cümle, bir düzenin içine doğduk. Kur'an elbette yaşamın her alanında yaşanılması gereken bir tebliğ. Bunu yaşadığımız hayata/çağa adapte etmeliyiz.

Kuran'ın topluma bakan yüzü adalettir. Senin arzuladığın şeriatla yönetilen ülkelerin hiç biri "gavur" Almanya, Danimarka, Norveç kadar adil değildir. Yine söylüyorum bu insanların yüzünden böyledir gene. Ama gerçekleri de değiştirmez. O yüzden şirk gibi vebali yüksek bir ithamda bulunma. Doğrusunu Allah bilir.