Nedensiz kısır' kadınlar da anne oluyor
Yakın zamana kadar tıbbın açıklayamadığı, ilaçların ve tedavilerin çare olamadığı 'Nedensiz kısırlık', sorun olmaktan çıktı. Bu teşhisin konduğu binlerce kadın artık son yöntemler sayesinde anne olabiliyor
kadın Sağlığı Merkezi Direktörü Op. Dr. Seval Taşdemir, hiçbir problemleri olmamasına rağmen yıllarca çocuk sahibi olamayan aileler için soruları yanıtladı:
* Kadında ve erkekte her şey normal olmasına rağmen, çocuk sahibi olamamalarını nasıl açıklıyorsunuz?
Aslında bunlarda yine de tespit edilemeyen tek gen hastalıkları, multi faktöriyel geçiş gösteren, yani kromozom analizleriyle de tespit edilemeyen genetik analizli hastalıklar olabilir.
* Tıp dünyası daha bu hastalıkları belirleyemedi mi?
Özellikle genetik alanda kestirilemeyen birtakım problemler var. Bunlar dölleniyor ama daha ileri aşamaya gidemiyor. Buna 'Nedensiz kısırlık' deniyor. Bahsettiğiniz gibi bir problem yaşayan çiftlerin büyük çoğunluğunda bu durumla karşılaşıyoruz. Ama bu durumdan dönüş mümkün.
* 'Nedensiz kısırlığın' görülme oranı nedir, çok sık mı rastlanıyor?
Kısırlığın yüzde 10'unu teşkil ediyor diyebiliriz.
YÜZDE 10'U ÇÖZÜMSÜZ
* Aileler için zor bir durum mu bu?
Çok değil, çünkü bunların yüzde 80-90'ı kullandığımız teknolojilerle çözümleniyor. 'Nedensiz kısırlığın' çok az bir kısmında çözümsüz kalıyoruz. Bir kısmına lenfosit aşıları yapıyoruz, bir kısmına genetik incelemeler... Sonuçta da büyük bir kısmı çözülüyor. 'Nedensiz kısırlığın' sadece yüzde 10'u çözümsüz kalıyor.
* Bir kadına 'Tüp bebek denemeniz başarısız oldu' derken neler hissedersiniz?
Tedavinin en sıkıntılı noktası bu. Ben herkesle mutlaka birebir görüşmek isterim. Hasta, doğruları doktorunun ağzından duymalı. Hastalar bize yumurtalarını, spremlerini veriyor; bunların ne olduğunu, nasıl sonuç alındığını en ince detayına kadar öğrenmek onların hakkı. Başarısız olsa bile neden başarısız olunduğunun masaya yatırılması gerekli.
BİZDEN DUYMALI
* Hastaların tepkisi nasıl oluyor?
Hastanın kafasında pek çok soru olabilir. Doktor olarak bizler bunların hepsini yanıtlamak durumundayız. Hastaya psikolojik destek vermek için de mutlaka yüz yüze görüşmek gerekli. Devam etmeyecekse de, bunu benden duyması lazım. Bu noktada Türkiye'de zaten yalnızca karı-koca ve doktor değil, akrabalar da devreye giriyor. "Bence devam et ya da etme" diye görüş bildiriyorlar.
* Düşükler nedeniyle kadın korktuysa ve artık deneme yapmak istemiyorsa, doktor olarak onu cesaretlendirir misiniz?
Yaşı gençse ve çocuk sahibi olmak istiyorsa, önünde daha tedavi imkanı olduğunu hatırlatırım. Çünkü düşükler nedeniyle korkan ama sonradan çok pişman olan hastalar oluyor. Sıkıntı çekiyorlar. Ve eminim düşükler nedeniyle çocuk yapmaktan vazgeçenlerin yüzde 90'ından fazlası da pişmanlık duyacaktır. Hiç çocuğu olmayanlara, çocuk yapmalarını öneriyorum. Sağlıklarını tehlikeye atmadan imkanları araştırsınlar derim.
* Hastalarınıza, evlat edinme alternatifini sunar mısınız?
Ben 'Evlat edinin' önerisini fazla kullanmıyorum. Bu aileler tarafından bazen çok ağır şekilde algılanabiliyor. Ailenin ısrarına rağmen artık tedavilerden sonuç alamayacaklarına inanıyorsam, "Tüp bebek tedavisinden netice alamayacağınıza inanıyorum ve inanmadığım bir tedaviye devam etme gibi bir prensibim yok. O yüzden ben tedaviye devam etmek istemiyorum" diyorum. "Bence bekleyin, tıp çok ilerliyor ama bugünkü yöntemlerle devam etmeyin" diye ekliyorum. Direkt "Evlat edinin" gibi bir öneride bulunmuyorum.
|