Kanser Ve İroni
Sigara içme, içki içme, haftada 3 gün yarımşar saat egzersiz yap. Kanser olmak istemiyorsan bu söylediklerimi harfiyen yerine getir. Damla Çeliktaban'ın yazısı
Kanser ve ironi
Erken yat, erken kalk, sağlıklı yaşa... Kafayı detaylara takıp da kendini çok üzme; bilmediğin işlere burnunu sokma. Haftada bir tane avokado, bir enginar, iki kere balık ye mutlaka. Her gün bir avuç ceviz, fındık, badem ye. Mümkünse organik pazardan almış ol. Evini temizlerken çamaşır suyu kullanma, karbonat kullan. Karbonat hem kimyasal atık bırakmıyor arkasında, hem de şahane temizliyor; dene ve gör. Mısır, soya ürünleri tüketme. Genetiğiyle oynanmış organizmalar onlar. Salatalarını sirkeli suda beklet. Üzerlerindeki tarım ilacı kalıntıları belki hafifler böylece. Kanser olmak istemiyorsan bu söylediklerimi harfiyen yerine getir...
Arısını tanımıyorsan balından yeme. Sadece bal mı; pekmez, zeytinyağı, armut, peynir... Kaz Dağları’nın tepesinde yaşamıyorsan ve bunları kendin yetiştirmiyorsan hiçbirini satın almasan daha iyi...
Havayla, suyla beslen sadece. Çünkü yediğin içtiğin paketli, paketsiz, marketlerde satılan onlarca markanın içinde ne var bilmiyorsun. Bilmiyoruz. Biz. Bilenler var tabii. Tarım Bakanlığı biliyor. Ama açıklamıyor. Bursalı Avukat Erol Çiçek de biliyor. O da açıklayamıyor.
Çünkü Ticaret Rekabeti Kanunu’na göre açıklanması yasak. Çünkü ticaret, insan sağlığından daha önemli. Markaların isimlerini vermeden şunları söylüyor Erol Çiçek: “İki margarinde benzoik ve sorbik asit, tuzda potasyum iyodat, bir firmanın rakılarında metil alkol tespit edilmiş. Armut, çilek, domates, elma, erik, ıspanak, kabak, kavun ve yoğun olarak biber, hıyar ve domateslerde zirai ilaç kalıntısına rastlanmış.
Kurutulmuş meyvelerde kükürt dioksit, fındık, kuru incir, antepfıstığı, lokum ve helvada aflatoksin çıkmış.” Bu markaları öğrenmek istersen Tarım Bakanlığı’nı mahkemeye ver. O zaman liste eline geçiyor. Ama sen de başkasına söyleyemiyorsun. Yasak. Türkiye’de her yıl 140 bin kişi kanserden ölüyor ve yeni 150 bin kişi kansere yakalanıyor. Tarım Bakanlığı listesini açıklamıyor. Çevre Bakanlığı çevreyi korumuyor. Domatesler ilaçlı, nehirlerden zehir akıyor (Ergene), annelerin sütlerinde ağır metale rastlanan bir ilçemiz bile var (Dilovası)...
Hadi bunları atlattık diyelim, o zaman dünyanın herhangi bir yerindeki nükleer reaktörün arızalanması ihtimali var... Hem yakında pek uzaklara gitmeye de gerek kalmayacak; İğneada, Sinop ve Mersin’e kurulacak santralların radyasyonları da işimizi görür... Diyeceğim o ki sevgili cumartesi, sen sigaranı da iç, içkini de iç, sabahlara kadar da eğlen sağlığın yettiği müddetçe... Ne de olsa sakınan göze çöp batar! Sen sakınsan da seni sakınan kimse olmadığı için yolun sonunda kanserden kaçış yok. Bari tepe tepe yaşa.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|