Sen benim şeyhimsin benim bu halimin hesabını sor
Şeyh Ahmed er-Rufai (k.s) hazretlerinin talebelerinden Siirtli Molla Halil şöyle naklediyor: ”Bir gün hocamla ders yapıyorduk. Dışarıda birisi belirdi. Pencerenin önüne gelip Hocama ”Seyyid Ahmed, acele durma gel” diye seslendi. Hocam hemen kalkıp ayakkabısını giyerek dışarı çıktı. Aradan bir müddet geçti tahminen on-onbeş dakika kadar. Hocam Şeyh Ahmed er-Rufai döndü.
Ben:”Seyda, nereye gittim böyle?” diye sordum.
Bana cevaben:”Beni çağıranı görmedin mi?” dedi.
“Hayır, vallahi tanıyamadım” dedim.
Hocam:”O Şeyh Abdülkadir Geylani idi. Geldi beni çağırdı” dedi.
Ben tekrar sordum:”Sizi niçin çağırdı? Nereye gittiniz?” diye
Şöyle cevap verdi:”Beni çağırdı, onunla beraber Arap şehirlerine gittik. Ağalarını bana gösterdi, abdest bozuyordu. Dedi ki:”Ben bunu vurup öldüreceğim ama olmuyor. Çünkü ben maneviyattayım. Sen vur öldür onu” dedi. Bende kılıcımla vurup öldürdüm ve döndüm.”
Molla Halil devamla:”Hocamın bu sözlerine pek inanmadım. Bir şeyde diyemedim tabii. Fakat dersim bitince hemen not aldım. Gününü saatini yazdım, bu işi tetkik etmeye karar verdim. Bu işin haşa yalan olup olmadığını öğrenmek istiyordum. Aradan yirmi gün bir ay geçti. Hocamdan gideceğim diye izin istedim. İznimi aldım. Doğruca bahsetmiş olduğu Arap şehrinin yolunu tuttum. Artık bir kaç gün kaç konak yol aldıktan sonra o Arap şehrine vardım. Bir defa aslını öğrenmeye azmetmiştim. O şehrin halkına sordum:”Hani ağanız nerededir?” dedim “Vallahi ağamız öldürüldü” dediler.
“Nasıl oldu? Sebep nedir ki?” diye üsteledim. Şöyle anlattılar:
“Bahar mevsiminde ağamızla bir kabilenin üzerine vardık. Kuvvetliydik, vergi istedik, aldık. Seyyide olan bir kadın da vardı. Onu da çağırıp vergi istedi ağamız. Kadın “Vallahi ben fakirim. Verecek param yok. Üstelik yetimlerim de var. Ancak onların idaresini zorlukla yapabilmekteyim” diye yakındı. Kadının bu sözlerine hiç aldırış etmeyen ağa kadına edebe mugayir davranışta bulununca kadın çok utandı ve yüzünü Bağdat’a Şeyh Abdülkadir’i Geylani’nin türbesine doğru çevirip ”Sen benim şeyhimsin benim bu halimin hesabını sor” dedi ve uzaklaştı.
Arkasından da ağamız ibriğini alarak abdest bozmaya gitti. Bekledik, bekledik gelmedi. Gidip baktığımızda ağayı öldürülmüş olduklarını gördük. Yerde yatıyordu. Kimin neden dolayı öldürdüğünü bilmiyoruz ve öğrenmedik de…”
__________________
Ne senle yaşanıyor
Ne de sensiz oluyor
Şu garip bomboş dünyada..
|