Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Sağlık Bilim Teknoloji
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 13.02.17, 23:12
SiLence SiLence isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,484
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Sağlık Bilim Teknoloji

Aspirin, prostat kanseri tedavisini sınırlayabiliyor
Prostat kanseri olan erkeklere, kanseri hızlandıran erkeklik hormonlarını baskılamak için Eulexin gibi hormonlar verilir. Eulexin, karaciğere zararlı olabileceğinden, hastanın karaciğer fonksiyon testleri anormal ise, Eulexin tedavisi kesilir. Dana-Farber Kanser Enstitüsü’nde 206 prostat kanseri hastası üzerinde yapılan bir çalışmada, aspirin alan hastaların % 37’sinin, almayan hastaların sadece % 16’sının Eulexin tedavisini bıraktığı gösterildi. Eulexin tedavisi alan prostat kanserli hastaların, almayan hastalara göre hayatta kalma süreleri daha uzun olduğundan, Eulexin tedavisi uygulanacak hastaların aspirin kullanıp kullanmadıklarına dikkat edilmelidir. Çalışmanın neticeleri New England Journal of Medicine’de yayımlandı. (WebMD 26.12.2007)

Şişmanların, hastalık sebebiyle işe gidemediği gün sayısı daha fazla
Cornell Üniversitesi araştırmacıları 2000–2004 yılları arasındaki Amerikan verilerini incelediklerinde, hastalık sebebiyle bir kadının yılda ortalama 2,2; bir erkeğin de 1,75 gün işe gidemediğini fark ettiler. Kişi şişmansa, şişmanlığın derecesine bağlı olarak bu süre kadınlarda 5; erkeklerde ise 2 güne kadar daha uzun olabilmekteydi. Bu ekstra sürelerin 2004 yılında ABD’de 4,3 milyar dolara mal olduğu düşünülmektedir. Çalışmanın neticeleri Journal of Occupational and Environmental Medicine’da yayımlandı. (WebMD 21.12.2007)



Kaygı, kalbe zarar verebiliyor
Neticeleri Journal of the American College of Cardiology’de yayımlanan bir çalışmaya göre, müzmin kaygı (anksiyete) en azından erkeklerde kalb krizi riskini artırıyor. Amerikan Kalb Cemiyeti’nden Dr. Goldberg: “Bu çok önemli bir çalışma. Çünkü hekimler olarak kolesterolü ve kan basıncını düşürmeye, şeker hastalığını tedavi etmeye çok fazla odaklandık, maalesef hastanın psikolojik durumu ile fazla ilgilenmiyoruz.” demektedir. Söz konusu araştırmada, 1986 yılından beri takip edilen 735 erkeğin verileri kullanıldı. Erkeklerin tamamı, çalışmanın başlangıcında sağlıklıydı. Muayeneleri yapılan erkeklere üç yılda bir, tafsilâtlı psikolojik testler uygulandı. 2004 yılına kadar takip edilen kişilerin 75’inde kalb krizi meydana geldi. Müzmin kaygısı bulunan erkeklerde kalb krizi geçirme riskinin, kaygısı bulunmayanlara göre % 30–40 daha fazla olduğu görüldü. Bu fark, standart kalb hastalığı risk faktörleri dikkate alındıktan sonra da devam etti. (InteliHealth 08.01.2008)

Doğmadan alkolle tanışanlar
Fareler üzerinde yapılan deneylerde, anne karnında alkole mâruz kalmanın, yavrunun alkole düşkün olmasına yol açtığı görülmüştür. Alkolle anne karnında tanışan ve sinirleri, alkolün tat ve kokusuna âşina hâle gelen cenin, alkol tüketmeye meyilli olarak dünyaya gelmektedir. New York Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, ceninin gelişmekte olan sinir sistemi, annenin yiyip içtiklerinden müteessir olmaktadır. Deneylerde, anne karnında alkole mâruz kalmış genç farelerin, annesi alkol almayanlara göre, alkol ihtiva eden gıdalara daha fazla yöneldiği görülmüştür.

Amerikan Fizyoloji Derneği’nin (APA) Davranış Sinirbilim (Behavioral Neuroscience) dergisinde yayımlanan çalışma, ailesinde alkol içilen gençlerin, neden daha fazla içki tükettiğine dâir çok önemli bir biyolojik bilgiyi ortaya çıkardı. Bilindiği gibi, ceninin alkole mâruz kalması, o safhada gelişmekte olan sinirlerin anormalleşmesine ve bebekte zihnî geriliğin ortaya çıkmasına, yani Cenin Alkol Sendromu’na yol açmaktadır. Fakat alkolle anne karnında tanışan canlılarda, önemli başka bir tesir daha söz konusu. Bebek gelişirken, annenin beslenmesine bağlı olarak ne yiyip içmenin faydalı olduğunu da öğrenir; buna, annenin hamilelik süresince yedikleri vesile olur. Bu yolla hamilelik ve emzirme süresince önemli miktarda bilginin yavruya geçirildiğini belirten araştırmacı Youngentob: “Bu işleyiş organizmalar için önemli bir nimettir ve insanlarda da benzer bir işleyişin hâkim olduğunu söyleyebiliriz.” demektedir.

Çalışmanın hipotezine göre sinirler, etanolun koku ve tadına duyarlı olarak gelişmekte, cenin bu sırada -annenin hatasına bağlı olarak- etanolun yenmek için iyi bir şey olduğunu öğrenmektedir.

Anne karnında alkole mâruz kalmış farelerin, gençken alkole düşkünlük göstermesine rağmen, yetişkinliğe doğru bu yatkınlıklarının kaybolması çalışmada dikkat çekici hususlardan biridir. Bu durum, yetişme çağında alkol alınmadığı takdirde, doğum öncesinden gelen alkole yatkınlığın zamanla kaybolduğunu göstermektedir.

Çalışmaları yapan araştırmacı: “Hamilelikte kesinlikle içki içilmemeli ve özellikle gençler, alkolden tamamen uzak tutulmalıdır.” tavsiyesinde bulunmaktadır. Bu sebeple hamile annelerin yiyecek ve içeceklerine her zamankinden daha fazla dikkat etmeleri; nesillerin sıhhati, sâfiyeti ve nezihliği için önem arz etmektedir. Bize bahşedilen yavruları, emanet şuuruyla yetiştirebilmemiz için fiilî ve kavlî duada bulunmalıyız.

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147