Kitabı şifa olarak, rahmet, hikmet ve öğüt olarak, hidayet rehberi olarak, kutlu bir müjdeci olarak, haber-i sadık olarak, sözlerin en güzeli, gözleri yaşlarla dolduran, yürekleri ürperten bir zikir olarak, nur olarak, bir Furkan olarak görenler...
Onu derin bir huşu içinde dinleyen, üzerinde derin derin düşünen, Kur'an coşkusuyla secdelere kapanan, tefekkür gözyaşlarıyla toprağı ıslatan, Rabbin kendisine sunduğu hikmetleri, yol bilgilerini öğrenmeye çalışanlar...
Ona sımsıkı sarılanlar...
Gökten salınmış bir sağlam ipe tutunur gibi tutunanlar...
İşte onlar Kur’an’ı anlayanlar ve yaşayanlardır.
|