Burun Tıkanıklığı ve Kanamaları
Burun Tıkanıklığı ve Kanamaları
Normal solunum, burundan yapılır. Kişi, burundan nefes almalı ve vermelidir. Spor yaparken, koşarken alınan hava yetmezse ağız da solunuma katılabilir.
Burun tıkanıklığı, en sık karşılaşılan şikayetlerden biridir. Bir an için burnunuzu elinizle tıkarsanız, bu şikayetin, yaşam kalitesini nasıl azalttığını ve sıkıntı yarattığını anlayabilirsiniz.
Bazı kişiler, burun tıkanıklığından çok rahatsız olmazlar ve önem vermezler. Fakat burunun, solunan havayı temizlemek, nemlendirmek, koku ve tat alımına yardımcı olmak gibi çok önemli görevleri vardır.
Burun, içerisinde bir duvarla tam iki bölmeye ayrılmıştır. Her yüz insandan sekseni aynı anda iki burnundan nefes alamaz. Bu, normal fizyolojik bir olaydır. Burunda "konka" denilen, şişen ve inen yapılar vardır. Bunlar dönüşümlü olarak şişer ve inerler, böylece bir tarafın, bir süre dinlenmesini sağlarlar. Birçok insan, bunun farkına varmaz. Burun solunumuna çok dikkat eden veya bu işlemin abartılı bir şekilde gerçekleştiği kişiler, farkına varırlar.
Burun tıkanıklığının dört ana sebebi vardır. Bunlar tek başlarına burun tıkanıklığı yapabilecekleri gibi aynı insanda, birlikte de bulunabilirler.
Enfeksiyonlar: Her normal insan yılda iki veya üç defa nezle, grip olur; bu sayı, çocuklarda daha fazladır, yaş ilerledikçe, vücut savunması geliştikçe azalırlar. Basit soğuk algınlığı, birçok virüs tarafından oluşturulabilir. Birçoğu, mikrobun, elden buruna geçmesi ile olur, bir kısım havadan da geçer. Virüs, burun içine yerleştikten sonra, burunu döşeyen dokuda şişlik olur, akıntı koyulaşır ve burunda tıkanıklık gelişir.
Bu durumda, olayın kendi kendine geçmesini beklemekten başka çare yoktur; sadece, yardımcı, burun açıcı, burun akıntısını seyreltici ilaçlar kullanılabilir. Fakat nezle, kişinin direncini zayıflattığı için, arkasından bakteriyel, antibiyotiğe ihtiyaç duyulan, ateşli, sarı, yeşil burun akıntılı dönem gelebilir. Bu durumda doktora müracaat etmek gerekir.
Akut sinüs enfeksiyonlarında, burun tıkanıklığı, koyu burun akıntısı olur. İltihaplanan sinüsün yerine göre, yanak, üst dişler, gözlerin arkasında veya arasında, alında ağrı ve hassasiyet hissedilebilir.
Kronik sinüs enfeksiyonlarında, sıklıkla burun tıkanıklığı, burun ve geniz akıntısı olur; ağrıdan ziyade, yüzde basınç hissi görülür. Bazı kişilerde, burunda polipler (et gibi büyümeler) görülebilir; enfeksiyon akciğerlere ilerleyerek kronik öksürük, bronşit ve astım oluşturabilir. Akut sinüzitler, genellikle antibiyotikle iyileşirler; kronik sinüzitlerde operasyon gerekir.
Yapısal Sebepler: Burun içini ikiye ayıran bir duvar olduğundan bahsedilmişti. Gerek bu duvarın eğriliği, gerekse burun yapısının dışarıdan da belli olan eğriliği, burunun bir veya her iki tarafında, hava geçişini azaltabilir. Bu eğrilikler, çoğunlukla çocuklukta olan bir darbe, kaza ile ilgilidir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki, her on çocuktan birinde, doğum esnasında burunda önemli bir hasar meydana gelmektedir. Ayrıca, burun içinde sırayla şişip inen "konka" denilen yapılar da değişik hastalıklarda uzun süreli veya sürekli şişerek veya yapıları bozularak burun tıkanıklığına yol açabilirler. Bu durumlar, burun tıkanıklığının yanında, burun akıntısının yönünü etkileyerek, hastalıkların uzun sürmesi veya süreklilik kazanmasına sebep olabilirler. Kronik sinüzitin bir sebebi de budur.
Bu mekanik olayların tedavisi cerrahidir. Burun içinden yapılan operasyonlarla, bu eğrilikler düzeltilir.
Çocuklarda sık görülen "geniz etleri"nin büyük olması da burun tıkanıklığına yol açar. Geniz eti, aynen bademcik yapısında olup, çocuğun burnunun arkasında yer alır. Şayet bu doku, normalden büyükse veyahut çocuğun geniz yapısı dar ve küçükse, geniz eti, burun arkasını tıkayarak, havayolunu kapatır. Enfeksiyonlarda, burun eti aynen bademcik gibi şişerek, çocuğun burnunu tıkar, ağzından nefes almasına yol açar. Ağızdan nefes almak çocukta, horlamaya, sıkıntılı ve terli uyumaya, diş çürüklerine, ağız ve çene yapısının bozuk gelişmesine sebep olur. Çocuktaki burun tıkanıklığının sebebi geniz eti ise ve bu tıkanıklık sürekli bir hâl almış veyahut çocuğun kulak problemlerine yol açmışsa, çıkartılması gerekir. Operasyon, ağız içerisinden, ameliyathanede gerçekleştirilir. Daha geniş ameliyat bilgileri için ilgili formlarımıza başvurmanız gerekmektedir.
Burun tümörleri ve burunda yabancı cisimler de bu kategoride sayılırlar. Çocuklar burunlarına, nohut, bezelye, çekirdek oyuncak, düğme, iğne gibi cisimler sokabilirler. Tek taraflı, kötü kokulu akıntılara bu açıdan dikkat edilmesi gerekir. Kulak, burun, boğaz uzmanına gösterilmelidir.
Alerji: Alerji, vücudun yabancı cisimlere karşı normalden fazla reaksiyon göstermesidir. Burun, alerjik şikayetlerin ortaya çıktığı en önemli organlardan biridir. Kişi, alerjik olduğu maddelerle karşılaştığı zaman, burun akıntısı, burunda tıkanıklık, hapşırma, burun kaşıntısı gibi birçok rahatsızlık olur. Alerjik maddeler, havada bulunan, gözle görülemeyen maddelerden, yiyeceklere kadar çok geniş bir yelpaze içerisinde olabilirler. Bu rahatsızlığın en etkili tedavisi, alerjik olunan maddeden uzak durmaktır. Fakat bu, bazen mümkün değildir. Böyle durumlarda, ilaç ve aşı, tedavi seçenekleridir.
"Antihistaminik"ler, burundaki şişliği önleyici "dekonjestan" ilaçlar ve kortizonlar kullanılır. Hamilelerde, bütün bu ilaç kullanımlarında, hekime danışılmalıdır.
Antihistaminik ilaçlar, kişiye uyku hissi verir ve reflekslerini azaltır. Onun için bu ilaçları kullanmadan önce, özellikleri hekime sorulmalı ve uyku veriyorsa araba veya dikkat gerektiren makineler kullanılmamalıdır.
Dekonjestan ilaçlar kullanılırken, kişinin yüksek tansiyonu, göz tansiyonu, düzensiz kalp atışları, idrar yapmada zorluğu olmamasına dikkat edilmelidir.
Kortizon, gerek burun spreyi, gerekse ağızdan veya enjeksiyon şeklinde kullanılır. Değişik yan etkileri olan bu ilaçların, nasıl kullanılacağı hekimler tarafından detaylı şekilde tarif edilir ve kullananlar, mutlaka düzenli olarak hekim kontrolünde olmalıdırlar.
Alerji aşıları da uygun ve düzenli olarak uygulanırsa, yüksek oranda başarılı olurlar.
Alerjik hastalar, daha sık sinüzit olurlar. Bu rahatsızlık da uygun şekilde tedavi edilir.
Vazomotor Rinit: "Rinit", burun ve içini döşeyen dokunun şişmesi, akıntının artmasına verilen tıbbi isimdir. Burun içerisinde, çok zengin damarsal yapılar içeren ve gün boyunca şişip inerek burundan nefes almayı düzenleyen "konka" denilen yapılar vardır. Halk arasında bunlara "burun eti" denir. Her iki burun tarafında üçer adet bulunurlar. Alerji ve enfeksiyon durumlarında, kanla dolarak şişerler ve burun tıkanıklığına yol açarlar.
Alerjik yapıya sahip olmayan ve enfeksiyon geçirmeyen kişilerde bile, hava ısısının değişmesiyle, uçucu gaz olarak boya, sigara, kimyasal maddeler (benzin gibi), soğuk havada, hava kirliliğinde, parfüm etkisinde ve burun duvarının eğriliğinde, psikolojik streslerde, yetersiz tiroid bezi fonksiyonunda, hamilelikte, bazı tansiyon ilaçlarının, burun açıcı damlaların fazla veya uzun süreli kullanımında burun tıkanıklığı olur. Sebebe bağlı olarak, ilaç ve cerrahi tedavi yolları mevcuttur.
Rahatsızlığın erken evrelerinde, burun tıkanıklığı geçici ve geri dönüşümlüdür. Yani, tıkanıklığa sebep olan rahatsızlık düzeltilirse, durum düzelir. Mamafih, bu durum, damarların elastikiyetini bozacak kadar uzun sürebilir. Bu yapılar, varisteki damarlar gibidirler. Sırtüstü uzanıldığında şişerler, kişi hangi tarafının üzerine yatarsa, o taraf burnu tıkanır. Tıkanıklık, çoğunlukla uykuyu bozar. Bu yüzden hastalar, birkaç yastıkta, yüksekte yatmayı tercih ederler. Operasyon, uzun süren, belirli bir rahatlık sağlar.
Burun Kanamaları
Burun, kanlanması bol bir organdır. Burun kanamaları, birkaç damla ile kısa süren kanamalardan, ciddi boyutlarda, bol ve uzun kanamalara kadar geniş bir yelpaze içerisinde olabilirler. Bu yüzden, her burun kanaması çok iyi değerlendirilmelidir.
Burun kanamalarının birçok sebebi vardır. En sık karşılaştığımız burun kanaması, burunun hemen girişinde bulunan yüzeyel damarların çatlaması ile oluşan kanamalardır. Bu kanamaların sebebi, "buruna darbe, hava kuruluğu, tansiyon yükselmesi, sıcak ve kuru hava" gibidir. Bütün burun kanamalarının yaklaşık %90'ı bu tür kanamalardır. Bu durumda yapılacak şey, hastanın, burnunu soğuk su ile temizlemesi, burun içerisindeki pıhtıları sümkürmesi ve burun kanatlarının beş, on dakika iyice sıkılmasıdır. Hastanın yatırılması, yarar yerine zarar getirir. Yatırılacaksa bile baş yukarıda tutulmalıdır. Böyle bir müdahale ile bu tür kanamalar çoğunlukla durur. Çatlayan damar iyileşene kadar kanamalar tekrarlayabilir. Kanamalar durmaz ve sık olursa mutlaka bir kulak, burun, boğaz hekimince değerlendirilmelidir. Sık sık kanayarak kişinin yatağını kirletiyor, iş yapmasını, araba kullanmasını engelliyorsa, burun tamponlanabilir, damarlar koterize edilebilir (yakılabilir).
Burun içerisinde, diğer damarlarda da çatlamalar olabilir ve daha şiddetli kanamalar görülebilir. Bu kanamalar, genellikle müdahale gerektirirler. Burun kanatlarını elle sıkmakla durmayacakları gibi daha geniş çaplı damar kanamaları oldukları için çok kan kaybına sebep olabilirler. Özellikle yaşlı insanlarda tansiyon yükselmesi ile oluşan kanamalar, damar çeperlerinin kireçlenmiş olmasından dolayı kolay kolay durmazlar. Kişinin hem tansiyonu hem de kanaması kontrol altına alınmalıdır.
Burun iltihapları, sinüzitler, nadir görülen burun tümörleri de kanamaya yol açabilirler, hatta bazen ilk bulgudurlar.
Kanamaya meyil yaratan bazı hastalıklar ve kan sulandırıcı ilaç kullanan kişilerde de burun kanamaları görülebilir.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|