Bir arazi satın almaya karar verdiğinizi düşünelim. Bunun için araştırma yapıyor olun. Bakacağınız ilk kriterler ne olurdu? Muhtemelen cevabınız güzel bir manzara, verimli topraklar ve suya kolaylıkla erişim olacaktır. Ancak diyelim ki suya erişim konusunda sıkıntı var. O zaman yeraltı sularını bulmaya ne dersiniz? Belki de bunun için çubukla su bulma yöntemlerini öğrenmelisiniz.
Yazının devamını okumaya zamanı olmayanlar için baştan söyleyelim. Dowsing tekniği olarak da isimlendirilen çubukla su arama tekniği bu konuda uzman olduklarını iddia edenlerin dışındaki uzmanlar tarafından sözde bilim alanı olarak sınıflandırır.
Geçen yüzyıl boyunca yapılan çeşitli araştırmalar, eline çubuk alıp su arayan herhangi bir kişinin suyun yerini tahmin etmede herkesten daha iyi olmadığını göstermiştir. Konuyla ilgili hiçbir araştırma ve deneyde gerçekten işe yaradığına dair bir kanıta rastlanmamıştır.
Çubukla su bulma için size gereken belki de L şeklinde iki adet ya da Y şeklinde bir adet tahta veya metal çubuktur. Filmlerde ya da fotoğraflarda elinde bu tarz çubuklar ile değerli maden ya da su arayan insanları görmüş olmanız da olasıdır.
Aslında İnsanlar Binlerce Yıldır Çubukla Su Bulmaya Çalışıyorlar
Aslında çubukla su bulma dendiği zamanlarda üç olasılıktan bir tanesinin geçerli olduğu kabul edilmektedir. 1- Su arayan kişilerin özel bir yeteneği vardır. 2- Su aramada kullanılan çubukların özel bir yeteneği vardır. 3- Olan biten her şey temelinde bir aldatmacadır.
Öncelikle şunu unutmamak gerekir. Dünya yüzeyinin altında neredeyse her yerde su bulunur. Burada önemli olan suyu bulmak değildir. Önemli olan kullanıma uygun su bulmaktır. Tüm bunlar için de hidroloji, jeoloji ve jeofizik gibi alanların kullandığı teknikleri bilmek gerekecektir.
Çubukla su aramanın en eski kaydına, Cezayir’de bulunan Tassili n’Ajjer’deki bir mağarada rastlanmıştır. Yaklaşık MÖ 6000’e tarihlenen bir mağara resmi, elinde kıvrık bir sopa tutan bir insan figürünü göstermektedir. Bir asır sonra, Yunan tarihçi Herodot da benzer uygulamalardan bahsetmiştir. Çubukla su aramanın ortaçağ döneminde de popüler olduğu bilinmektedir.
Ancak unutmayalım. Bütün bunlar uzun zaman önceydi. Modern tarım ve sulama anlayışı su bulmayı bir bilim haline getirdi. Ayrıca bir uygulamanın yüzlerce yıldır devam etmesi, onun geçerli olduğu anlamına gelmez. Bilim, ilerlemesi, düzeltmesi ve kendi üzerine inşa etmesiyle New Age ve paranormal inançtan farklıdır.
Araçlar ve yöntemler büyük farklılıklar gösterse de, su arayanların çoğu hala çeşitli ağaçlardan yapılmış çatallı çubuğu kullanır. Ancak bunun yerine tel elbise askıları, sarkaçlar veya elektrikli aletler kullananlara da rastlanmaktadır.
Çatallı bir sopa kullanmanın klasik yönteminde, avuç içleri yukarı bakacak şekilde her elde bir çatal tutulur. “Y” harfinin alt ucu, yaklaşık 45 derecelik bir açıyla gökyüzüne dönüktür. Kişi daha sonra test edilecek alan üzerinde ileri geri yürür. Bir su kaynağının üzerinden geçtiğinde, çubuğun dip ucunun hareket etmesi gerekir. Radyestezi sayesinde yapılabildiği iddia edilen bu ilginç tekniği sadece özel yeteneği olan kişilerin uygulayabilir.
Çubuğun Hareketini Nasıl Açıklayabiliriz?
Su arayanların vaka öyküleri ve gösterileri ikna edici gibi görünmektedir. Ancak su arama bilimsel incelemeye tabi tutulduğunda çok farklı bir tablo sunar. Çubukla olsun ya da olmasın bir su kaynağına ulaşmanın doğal açıklaması, birçok bölgede yeraltı suyunun kara yüzeyine oldukça yakın olmasıdır. Sonucunda yeterli yağış ve uygun jeolojiye sahip bir bölgede, sondaj yapıp su bulmamak zordur!
Yeraltı su kaynakları çok fazla yerde bulunur, sadece yeterince derine kazmak önemlidir. Ayrıca çiftçiler arazileri tanıma konusunda yeteneklidirler ve ister istemez bu noktalara yönelirler. Toprağın daha nemli olması, bitki sıklığının fazla olması gibi işaretler onları bu noktalara çeker.
Ancak çubukların hareket etmesi, yer altındaki suya tepki olarak hareket ettikleri anlamına gelmez. Su bulma konusunda uzman olduğunu iddia eden kişiler ile bugüne kadar bir çok deney yapıldı. Ancak deney bulguları bu kişilerin herhangi bir özel yeteneği olmadığını defalarca kanıtladı.
Sonuç Olarak;
Sonucunda çubukla su bulma ile bir fincan ya da Ouija tahtası aracılığı ile ruh çağırma aynı mantıkla ilerler. İkisi de ideomotor eylem bilinçsiz bir eylem türüdür. Bu, kaslarımızın bilinçsiz bir şekilde aklımızdaki bir düşünceye gösterdiği tepkinin sonucu ortaya çıkan eylemdir. Genellikle zihnimizin bilinçaltı yansımasıdır. Yani kişi yaptığı şeyin gerçek olduğuna inandığında ister istemez vücudu o farkında olmasa da bu hareketi yansıtacaktır.
Bu durumda gevşek durumda tutulan bir çubuğun hareket etmesi de oldukça kolaydır. Ancak kesin olan bir şey vardır ki bu su arayıcıları doğanın izlerini takip etme konusunda oldukça başarılıdır. Dediğimiz gibi nereye bakacağınızı biliyorsanız, su kaynağına ulaşmanız her zaman mümkün olacaktır.