Larenks Kanseri
-Larenks kanseri malign hücrelerin larenks dokusunda oluşması ile oluşur.
-Sigara kullanımı ve fazla alkol alımı larenks kanseri gelişim riskini etkiler.
-Boğaz ağrısı ve kulak ağrısı görülebilen semptomlardır.
-Boğaz ve boyunu inceleyen testler tanı ve evrelemede kullanılır.
-Bazı faktörler tedavi ve prognozu etkiler.
-Larenks kanseri malign hücrelerin larenks dokusunda oluşması ile oluşur.Larenks farenksin hemen altında boyuna yerleşmiştir. Hava geçiçi sırasında titreşen ve ses çıkaran vokal kordları içerir. Ses farenks, ağız ve burunda eko alarak insan sesine dönüşür.
Çoğu larenks kanseri larenks içini döşeyen ince hücrelerden oluşan squamöz hücrelerden oluşur.
Larenkste üç kısım vardır.
-supraglottis: Kord vokal üstündeki epiglotu içeren kısım
-glottis: Kord vokali içeren orta kısım
-Subglottis: kord vokal ilke trakea arasındaki kısım
-Sigara kullanınımı ve fazla alkol alımı larenks kanseri gelişim riskini etkiler.
-Boğaz ağrısı ve kulak ağrısı görülebilen semptomlardır.
Bu ve başka semptomlar larenks kanseri ve başka nedenlerle oluşabilir. Bir doktor aşağıdaki problemler olduğunda hastayı konsulte etmelidir.
-Geçmeyen soğuk algınlığı ve öksürük
-Solunum zorluğu
-Kulak ağrısı
-Boğaz veya boyunda şişlik
-Ses değişikliği
-Boğaz ve boyunu inceleyen testler tanı ve evrelemede kullanılır.
-Boyun ve boğazın muayenesi: Boyundaki şiş lenf nodu için muayene ve küçük bir ayna ile boğazın incelenmesi
-Larengoskopi: ayna veya larengoskop ile larenks muayenesi
-Endoskopi: Vücud içindeki organları görmek için kullanılır. Endoskop bir kesi veya ağız gibi vücuttaki açıklıktan sokularak yapılır. Doku biyopsisi alınabilir.
-BT: Vücud içindeki alanların değişik açılarla detaylı resmini almaktır. Kompitüre bağlı x-ray cihazı ile yapılır. Dokuları daha iyi görmek için ilaç verilebilir. Komputerize tomografi denir.
-MRI: magnetik rezonans görüntüleme: magnet., radyo frekansı ve bilgisayar kullanılarak Vücud içindeki alanların değişik açılarla detaylı resmini almaktır.
-Biyopsi: Mikroskop altında incelemek ve kanser araştırmak için alınan doku parçası
-Baryum yutumu: Özefagus ve mide için baryum içeren sıvı içilerek x-ray ile çekim yapılırr. Üst GI serisi de denir.
---------- Post added 13.02.17 at 21:41 ----------
Malign Mezotelyoma
Kanserin nadir bir çeşidi olan Malign Mezotelyoma göğüs veya periton zarında(plevra,periton) bulunan hücrelerde oluşan bir kanser hastalığıdır. Malign mezotelyomalı çok insan asbestos soluyan yerlerdeki işlerde çalışanlardır.
Bir şahısta kısa solunum, göğüs ağrısı veya karında ağrı veya şişlikk olduğunda doktor bunları değerlendirmelidir. Şikayetler mevcutsa doktor karın veya göğüs filmi isteyebilir.
Doktor torakoskop (thoracoscope) diye adlandırılan özel bir aletle göğüs boşluğu içine bakabilir. Göğüs duvarı boyunca bir kesi yapılacak ve torakoskop iki kot arasından içeri sokulacak. Torakoskopi (Thoracoscopy) olarak adlandırılan bu test hastanede yapılır. Testten önce hastaya lokal anestezikler verilecektir ( bu ilaçlar kısa bir zaman peryodunda duyu kaybına sebep olur). Bazı basınç hissedilebilinir, fakat genellikle ağrı yoktur. Doktor Peritoneskop ( peritoneoscope) diye adland?ırılan özel bir aletle karın içine(peritoneoscopy) de bakabilmelidir. Peritoneoscope karında açılan yere yerleştirilir. Bu işlem de hastanede yapılır. Testen önce lokal anestezik verilir. Doku normal bulunmazsa herhangi bir kanser hücresi için mikroskop altında incelenecek küçük bir doku parçası kesilebilecek. Buna biyopsi denir. Biyopsi torakoskopi veya peritonoskopi esnasında yapılır. Düzelme şansı (Prognoz) kanserin çapına, kanserin bulunduğu yere, kanserin ne kadar uzaklığa yayıldığına, kanser hücrelerinin mikroskop altında nasıl göründüğüne, kanserin tedaviye nasıl cevap verdiğine, hastanın yaşına bağlıdır.
Malign mezotelyoma evreleri
Malign mezotelyoma bulunduğunda kanser hücrelerinin vücudun diğer bölgelerine yayılıp yayılmadığını bulmak için daha çok test yapılacaktır. Bu evreleme (staging) olarak adlandırılır. Tedavi planı yapmak için doktor evreyi bilme ihtiyacı vardır.
---------- Post added 13.02.17 at 21:41 ----------
Mesane Kanseri
Erkek mesane kanseri olması riski kadınlardan üç kat daha fazladır. Amerika da her yıl yaklaşık kırk bin yeni mesane kanseri olayı teşhis edilir ve onbeş binden fazla ölümün nedeni bu hastalıktır. Mesane kanseri kırk yaşın altındakilerde nadiren görülür. Bunun en azından çevresel faktörlerle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Bu hastalık sigara içenlerde boya, kimya ve lastik sanayiinde çalışan işçilerde daha fazla görülür.
Belirtiler -
İdrarda kan;
-Pelvik sancı (ön ve yanlardaki kalça kemiklerinde sancı);
-İdrar yapmada zorluk;
Teşhis
En sık görülen ilk belirti, ağrı ya da başka bir rahatsızlık olmaksızın, idrarda kan bulunmasıdır. Sık yapılan bir teşhis hatası, idrardaki bu kanın mesane iltihabına bağlanmasıdır. Eğer mesane kanserini düşündüren şikayetleriniz varsa, doktorunuz kanserli hücreleri saptamak üzere idrar tahlili yaptıracaktır. IVP denilen özel bir böbrek röntgeni çekilebilir ve doktorun mesanenin içini görebilmesi için, sistoskopi yapılacaktır. Sistoskopi sırasında, habis hücreler açısından mikroskop altında incelenmek üzere, mesane duvarından parça alınır.
Eğer kanser saptanırsa, doktorunuz kanserin hangi evrede olduğunu saptamak için, karın ya da pelvis tomografisi isteyebilir. Kanserin mesane dışına yayılıp yayılmadığını anlamak için yapılan testler, göğüs röntgeni ve kan tahlilleridir.
Eğer mesanedeki tümör küçükse ve mesaneyi kaplamamışsa, iyileşme şansı yüksektir. Bu türden mesane kanseri olan insanların yaklaşık %50si ile 70i arasında kalan kısmı üç yıllık bir süre içerisinde iyileşme gösterecektir. Ancak kanser yine de önemli olacaktır.
Kanseri kaslara ve yağ dokusuna yayılan şahısların yaklaşık %45i radyasyon tedavisinin yapılmış olması koşuluyla en azından 5 yıl süreyle yaşarlar.
Mesane kanseri diğer organlara da sıçrayan insanların büyük bir çoğunluğu tedavi görse de 2 yıldan fazla yaşayamaz.
Tedavi
Yüzeysel mesane kanserindeki tedavi genellikle tümörün kendisinin alınması şeklindedir. Bunun için büyük bir ameliyat gerekmez, çünkü cerrah tümörü bir sistoskop aracılığıyla alınabilir. Yüzeysel tümörün alınmasından sonra biyopsiyi ihtiva eden sistoskopik değerlendirme her 3 ile 6 ayda bir kanserin yeniden oluşup oluşmadığını belirlemek için yapılır. Eğer bu olay yinelenirse, tümör yeniden sistoskopi ile alınabilir. Ancak bu sefer gelecekteki mesane kanseri olasılığını azaltmak için kanserle mücadele edici ilaçlar verilir.
Eğer hastalık mesane kasları ve yağ dokusunu kaplarsa mesanenin kendisinin, erkeklerde de prostat bezinin de birlikte olmak üzere, alınması gerekir. İlerlemiş mesane kanseri olan kadınlarda da yumurtalıkların, rahmin ve vajinanın bir kısmının alınması gerekir.
Mesanenin alınması, idrarın geçeceği bir açıklığın yaratılmasını gerektirir. Bunu yapmanın değişik yolları vardır. En başarılı olan tekniklerden birinde üreterler, bir parça bağırsaktan yapılmış yapay bir mesaneye bağlanırlar. Yani mesane göbeğin yan tarafından vücudun iç kısmına tutturulur. Daha sonra idrarı giysilerin altından vücut üzerinde bir torbaya boşaltmak üzere karın duvarından bir delik açılır. Buna ileal kanal işlemi denir.
Bazı hekimler, invazif (yayılma gösteren) mesane kanseri için bu operasyondan sonra radyasyon terapisi ve kemoterapi önerirler. Tümör lenf ise kemoterapi kullanılabilir. Metastatik hastalığı (diğer organlara yayılan kanser) olan şahısların %30 ile 70 i arasındaki kısmında kemoterapi kanserin yayılmasını kontrol altına almak ve ağrıyı hafifletmek açısından yararlıdır. Ancak bunun yararı 6 aydan daha fazla sürmez ve kanser bu süreden sonra ilerlemeye devam eder. Mesanenin ameliyat ile alınması veya radyasyon terapisi ile devam eden kemoterapinin bir kombinasyonu yayılma gösteren (invasiv) hastalığı olan şahısların bazılarında yaşamı uzatır.
Merkel Hücreli Karsinom
Merkel hücreli karsinom, cildin nöroendokrin kanseri olarakda bilinen, malign (kanser) hücrelerin cildin hemen üzeri veya yanında ve kıl folikülleri içinde bulunan nadir bir hastalıktır. Merkel hücreli karsinom genellikle ciltte ağrısız, katı parlak kitleler şeklinde fark edilir. Bu tümörler kırmızı,mpembe veya mavi olabilir ve çeyrek inçden küçükten 2 inçten büyüğe değişen boyutlarda görülür. Merkel hücreli karsinom genellikle güneşe maruz kalan baş, boyun, kol ve bacakta bulunur. Genellikle 60-80 yaş arası, beyaz tenlilerde bulunur, ancak başka ırk ve farklı yaşlarda da görülebilir.
Merkel hücreli karsinom hızlı büyür ve sıklıkla vücudun başka kısımlarına metastaz (yayılma) yapar. Küçük tümörlerin bile metastaz yapabilme yeteneği vardır. Hastalık yayıldığı zaman genellikle bölgesel (komşu) lenf bezlerine yayılır ayrıca, karaciğer, kemik, akciğer ve beyinede yayılabilir. Lenf bezleri küçük, fasulye şeklinde yapılar olup, tüm vücutta bulunur. Bu bezler enfeksiyonla savaşan hücreler üretip depolarlar.
Merkel hücreli karsinomun tedavisi hastalığın evresine, hastanın yaşına ve genel durumuna bağlıdır..
---------- Post added 13.02.17 at 21:42 ----------
Mide Kanseri
Mide, sindirim sisteminin bir parçasıdır ve karnın üst sol kısmında diyaframın altında bulunur. Üst ucu yemek borusu ile bağlantılıdır, alt ucu ise, adına kapıcı dediğimiz, halka şeklindeki kapama kasları ile onikiparmak bağırsana bağlıdır.
Midedeki kötü huylu tümörler genellikle mukoza zarında gelişir ve % 95 oranında bez epitelinden (adenokarsinom) yola çıkar. Skuamöz epitel karsinomlar, lenfomlar – yani lenf dokusunda gelişen kanserler – ve kas yapısında gelişen sarkomlar daha ender görülür. Hastalığa yeni yakalananların yılda toplam olarak yaklaşık 20.000 kişiyi bulduğu mide karsinomu, erkeklerde en sık görülen beşinci, kadınlarda ise en sık görülen dördüncü kötü huylu tümördür.
Mide Kanserinin nedenleri:
• Mide kanserinin oluşumunda beslenme alışkanlıkları önemli bir rol oynamaktadır.
• Beslenmeye dayalı iyi bilinen risk faktörleri; çok tuzlu yemeklerin sıklıkla yenilmesi ve taze meyve ve sebzenin az tüketilmesidir.
• Izgarada pişirilmiş, tütsülenmiş ve tuzlu salamura gıdaların sıklıkla yenmesi de riskli olabilmektedir. Izgara ve tütsüleme esnasında tam olmayan yanma sonucu kanseri tetikleyen maddeler oluşmaktadır (kanserojenler). Et ürünlerinin salamurası (tuzlama) yapılırken nitrat tuzları ve nitrit tuzları kullanılmaktadır. Bunlar, ısıtma esnasında veya mide içinde Nitrosaminleri oluştururlar ki, bunlarda kuvvetli birer kanserojendir. Nitrosaminler gıdaların bakteri veya mantarlarla teması esnasında da oluşabilmektedir. Yukarıda bahsi edilen mide karsinomu vakalarındaki gerilemenin nedeni, soğutucu ve dondurucu araç ve gereçlerin (buzdolabı, derin dondurucu) genel olarak daha sık kullanılmaya başlanması ve taze meyve ve sebzenin daha kolay tedarik edilebilmesine dayandırılabilir. Tuzlamak gibi konservasyon metodları (yiyeceklerin bozulmasını önlemek) son on yıllarda dondurucu ve soğutucular ve/veya vakumlu steril ambalajlar sayesinde geri planda kalmıştır.
• Mide kanseri, kronik bir mide mukozası iltihabı şekli olan ve mide ülserinde sıklıkla ortaya çıkan helicobacter pylori bakterisinin sebep olabileceği atrofik gastritis ile bağlantılı olabilmektedir. Helicobacter enfeksiyonu ile mide kanseri arasında yakın bir bağlantı olasılığının çok olduğu kabul edilmektedir. Büyük bir olasılıkla midenin helicobacter ile uzun süreli bir istilası (enfeksiyonun çocuk yaşta gerçekleşmesi) daha yüksek bir risk oluşturmaktadır, bu nedenle yetişkin yaşta bu bakterinin ortadan kaldırılması rizikonun azaldığı anlamına gelmemektedir.
• Sigara ve aşırı alkol tüketimi risk faktörü olarak kabul edilmektedir, çünkü bunların tüketimi büyük bir olasılıkla mide mukozası iltihabına yani gastrite neden olabilmektedir. Adenomatöz mide polipleri de (mukoza bezlerinde başlangıçta iyi huylu oluşumlar) mide kanseri hastalığı için risk faktörleri arasındadır.
Örneğin bir ülser hastalığı nedeniyle midenin kısmen alınması da (günümüzde ender olarak uygulanmaktadır) mide kanseri riskini arttırmaktadır.
• Kalıtım yoluyla alınan genler de mide kanserinin oluşmasını destekleyebilir. Ancak burada iki tür mide karsinomu biribirinden ayrı tutulmalıdır: Biri, öncelikle sınırlı olarak büyüyen intestinal tür, diğeri ise difüz tür olanıdır ki, bu türü daha kötü huylu olup hızla çevredeki dokuları sarar. İntestinal türde daha çok beslenme faktörleri ön planda olurken, difüz türde genetik faktörler sorumlu tutulmaktadır.
Belirtiler
En sıklıkla,
• Hazımsızlık
• İştahsızlık
• Yemeklerden sonra şişkinlik hissi
• Kusma
• Yorgunluk
• Bağırsak işlevinde kan yada siyah dışkı
• Kilo kaybı Teşhis
En emniyetli ve kesin sonuç veren muayene şekli, mikroskop (Histoloji) ile ayrıntılı incelemenin yapılması için doku örneklerinin de alınmasını sağlayan, daha önce bahsi edilen, mide içinin gözetlenmesidir (gastroskopi). Kuşkulu bölgenin derinlerinden ve kenarlarından alınan örnekler, olası kanserin mide duvarına ne kadar yayıldığını tespit etmeye yarar. Kontrast maddelerle mide ve bağırsaklara uygulanacak ilave bir röntgen muayenesi, mide duvarının geniş alanlarını da inceleme imkanı verir.
Tedavi
Mide kanserinde ameliyat, en önemli ve en belirleyici tedavi önlemidir. Buna ilave olarak kemoterapi ve bazı durumlarda ışın tedavisi (Radyoterapi) de uygulanmaktadır.
Tedaviden sonra ne oluyor?
Tedavinin tamamlanmasından sonra, yani ameliyattan sonra, erişilebilecek en iyi netice olarak, hastalar tümörlerinden tamamen kurtulmuş olurlar. Bundan sonraki tıbbi kontrolün amacı, tedavinin istenmeyen sonuçları ile olası bir geri dönüşü yani hastalığın olası yeniden nüksetme halini tespit etmektir. Genelde tedavi sonrası kontroller ilk zamanlar 3 ayda bir yapılır, 2 yıldan sonra ise 6 ayda bir gereklidir. Muayene normalde vücudun incelenmesini, laboratuar testlerini, röntgen ve ultrason muayenesini ve midenin bir bölümü alınmış ise bir de gastroskopiyi kapsar.
Mikozis Fungoides ve Sezary Sendromu
Mikozis Fungoides ve Sezary Sendromu hastalığı, lenf sisteminde (T-lenfosit adı verilen) bazı hücrelerde görülen ve cildi etkileyen (malign/habis) bir kanser türüdür. Lenfositler kemik iliği ve lenf sistemindeki diğer organlar tarafından üretilen, enfeksiyonlarla savaşan beyaz kan hücreleridir. T-hücreleri vücutta bulunan bakteriler ile diğer zararlı organizmaların yok edilmesi görevinde vücudun bağışıklık sistemine yardımcı olan özel lenfositlerdir.
Lenf sistemi bağııklık sisteminin bir parçası olup bu sistem, deri dahil vücudun tüm bölümlerinde bulunan kan damarları gibi, vücudun tamamına yayılan ince tüpçüklerden oluşmaktadır. Lenf damarları, lenfosit içeren renksiz bir sıvı olan lenf sıısı taşır. İnce tüp altı boyunca sıras sı?ra dizili şekilde, fasulye tanesi şeklinde lenf düğümü adı verilen organlar bulunmaktadır. Lenf düğümü kümeleri oltukaltında, pelvis, boyun ve abdomen bölgesinde bulunmaktadır. (Üst abdomen bölgesinde bulunan, lenfosit üreten ve eski kan hücrelerini kandan süzen bir organ olan) dalak, (göğüs kafesi altında bulunan küçük bir organ olan) timüs ile (boğazda yerleşik bir organ olan) bademcikler de lenf sisteminin parçasıdır.
Çeşitli lenfoma türleri bulunmaktadır. En yaygın görülen lenfoma türü Hodgkin hastalığı ile Non-Hodgkin hastalığıdır.
Bu lenfoma türlerinin başlangıcı genellikle lenf düğümlerinde ve dalakta olmaktadır.
Mikozis Fungoides ve Sezary Sendromu genellikle, yıllar içerisinde yavaş gelişim göstermektedir. Hastalığın başlangıç evrelerinde deride batma ve kuruluk hissedilecek ve deri yüzeyinde koyu renkli bölgeler oluşacaktır. Hastalık daha da ilerledikçe, Mikozis Fungoides adı verilen bir durum olan deri üzerinde tümör oluşumu meydana gelecektir. Hastalıktan etkilenen deri bölgesi artıkça deri efekte olacaktır. Hastalık lenf bezleri ile dalak, akciğer ya da karaciğer gibi vücudun diğer organlarına da yayılabilir. Kanda yüksek miktarda tümörlü hücre tespit edildiğinde ise bu duruma Sezary Sendromu adı verilmektedir.
Kütanöz lenfoma semptomları bulunmakta ise doktor derinin üzerinde oluşan lenfomadan bir parça alarak bunu mikroskop altında inceleyecektir. Deride başlayan diğer kanser türleri bulunmaktadır. En yaygın olan türleri ise bazal hücreli kanser ile skuamöz hücreli kanserdir.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|