Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - kanser çeşitleri...
Tekil Mesaj gösterimi
  #6  
Alt 13.02.17, 21:09
SiLence SiLence isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,466
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Tekrarlayan (nükseden) Karaciger disi Safra Yollari Kanseri Nükseden karaciger disi safra yolari kanseri, tedavi edildikten sonra tekrarlamis (geri gelmis) kanserdir. Kanser, safra kanalinda veya vücudun baska herhangi bir yerinde tekrarlayabilir.
Tedavi Seçenekleri Genel Degerlendirme
Karaciger disi safra yollari kanseri olan hastalara degisik tedaviler uygulanabilir.
Iki standart tedavi yöntemi uygulanmaktadir.
Cerrahi Radyasyon tedavisi
Klinik çalismalarda baska tedavi yöntemleri denenmektedir. Bunlar;
Radyasyon duyarlilastiricilar
Kemoterapi
Biyolojik tedavi

Karaciger disi safra yollari kanseri olan hastalara degisik tedaviler uygulanabilir.
Karaciger disi safra yollari kanserli hastalara farkli tedaviler saglanabilir. Bazi tedaviler standarttir (su anda kullanilan yöntemler), bazilari ise klinik arastirmalarla denenmektedir. Tedaviye baslamadan önce hasta, bir klinik arastirmada yer almak isteyebilir. Bir tedavi klinik arastirmasi, mevcut tedavi yöntemlerini gelistirmek ve kanserli hastalarin tedavisinde yeni bilgiler edinmek için yapilan arastirma çalismasidir. Bir klinik arastirma, uygulanan yeni yöntemin standart tedavilerden daha iyi oldugunu gösterirse, bu yeni tedavi yöntemi standart tedavi haline gelebilir.
Iki tip standart tedavi uygulanmaktadir:
Cerrahi
Safra kanalinin çikarilmasi: Tümör küçük ve sadece safra yolunda sinirli ise, tüm kanal çikarilabilir. Bu durumda karacigerdeki safra kanali agizlari ile ince barsak birlestirilerek yeni bir kanal olusturulur. Bu islemde çevredeki lenf bezleri de çikarilir ve kanserli hücreler içerip içermemesi açisindan mikroskop altinda incelenir.
Kismi hepatektomi: Kanserin bulundugu karaciger bölümünün çikarilmasi islemidir. Çikarilan parça etrafinda saglam bir doku kismi bulunan, bir karaciger kismi, karacigerin bir lobu veya daha genis bir kismi olabilir.
Whipple islemi: Pankreasin basi, safra kesesi, midenin bir kismi, ince barsagin bir kismi ve safra kanalinin çevresel lenf bezleri ile çikarilmasi islemidir. Gerekli sindirim salgilari ve Insülin yapmaya yetecek kadar pankreas dokusu birakilir.
Cerrahi olarak safranin köprülenmesi (baypas): Tümör tamamen çikarilamiyor, barsagi tikiyor ve safranin kese içinde birikmesine neden oluyorsa, bir köprüleme islemi yapilabilir. Bu islemde, safra kesesi veya safra kanali, tikanikligi asacak sekilde kesilerek baska bir yol olusturmak üzere ince barsakla birlestirilir. Bu islem tikanikliga bagli gelisen sariligin düzeltilmesine yardim eder.
Radyasyon tedavisi
Radyasyon tedavisi yüksek enerjili X-isinlari veya diger tip radyasyon kullanilarak kanser hücrelerini öldüren tedavi yöntemidir. Iki tip radyasyon tedavisi vardir. Eksternal (dis) radyasyon tedavisinde vücudun disindan kanserli bölgeye radyasyon gönderen bir cihaz kullanilir. Internal (iç) radyasyon tedavisinde kanserin içine veya hemen yakinina yerlestirilen igne, kateter veya tel gibi malzemelere tutturulmus radyoaktif maddeler kullanilir. Radyasyon tedavisinin uygulama seklinin seçimi, tedavi edilecek kanserin tip ve evresine bagimlidir.

---------- Post added 13.02.17 at 21:39 ----------

Kolon Kanseri

• Kolon kanseri kolon dokusunun malign (kanser) hücrelerinden kaynaklanan bir hastaliktir.
• Yas ve anamnez kolon kanseri gelisim riskini etkiler.
• Kolon kanserinin olasi belirtileri bagirsak aliskanliklarinda degisiklik veya diskida kan varligidir.
• Rektum, rektal doku ve kan testleri ile kolon kanserinin tespiti ve tedavisi yapilir.
• Bazi faktörler prognoz ve tedavi seçeneklerini etkiler.

Kolon kanseri kolon dokusunun malign (kanser)
hücrelerinden kaynaklanan bir hastaliktir.
Kolon vücut sindirim sisteminin bir parçasidir. Sindirim sistemi besinlerin hareketi, emilimi (vitaminler, mineraller, karbonhidratlar, yaglar, proteinler ve su) ve vücut disina atilimindan sorumludur. Sindirim sistemi özofagus, mide, ince ve kalin barsaktan olusur. Kalin barsagin ilk 6 feet'i kolon olarak adlandirilir. Son 6 inç ise rektum ve anal kanaldan olusur. Anal kanal anüste (kalin bagirsagin vücut disina açildigi yer) sonlanir.
Yas ve anamnez kolon kanseri gelisim riskini etkiler.
Risk faktörleri:
• Yasin 50 ve üzeri olmasi
• Ailede kolon veya rektum kanseri hikayesi
• Kiside daha önce kolon, rektum, over, endometrium veya meme kanseri gelismis olmasi
• Kolonda poliplerin varligi
• Ülseratif kolit (kalin barsakta ülserler) veya crohn hastaligi hikayesi
• Ailesel adenomatöz polipozis ve herediter nonpolipoz kolon kanseri (Lynch sendromu) gibi herediter durumlar
Kolon kanserinin olasi belirtileri bagirsak aliskanliklarinda degisiklik veya diskida kan varligidir.
Bu ve diger semptomlar kolon kanseri ve diger durumlar tarafindan olusturulur. Asagidaki problemlerden birisi ortaya çikarsa hasta doktor tarafindan degerlendirilmelidir:
• Barsak aliskanliklarinda degisiklikler
• Diskida (parlak kirmizi veya siyah) kan varligi
• Ishal, kabizlik, veya barsagin tam olarak bosalmadigi hissi
• Normalden daha sik tuvalete çikma
• Genel karin rahatsizliklari (sik gaz agrilari, siskinlik, dolgunluk, veya kramplar)
• Bilinen bir neden olmadan kilo kaybi
• Devamli yorgunluk
• Bulanti
Rektum, rektal doku ve kan testleri ile kolon kanserinin tespiti ve tedavisi yapilir.
Asagidaki test ve prosedürler kullanilabilir:

• Fizik muayene ve anamnez: Vücudun genel olarak degerlendirilmesi ile saglik durumu, anormal olabilecek hastalik belirtilerinin tespitidir. Ayrica hastanin saglik aliskanliklari ve geçirmis oldugu hastaliklar ve tedavileri de alinir.
• Diskida gizli kan testleri: Diskida sadece mikroskopla görülebilecek kani tespit eden testtir. Diski örnekleri özel kartlar üzerine konarak test amaciyla doktor veya laboratuara götürülür.
• Dijital rektal muayene: Rektumun degerlendirilmesidir. Doktor veya hemsire, kaydirici sürülmüs eldivenli parmagi ile rektumu veya anormal bölgelerin muayenesini yapar.
• Baryum enema: Alt sindirim sisteminin seri X-ray filmlerle degerlendirilmesidir. Baryum içeren sivi (gümüs-beyaz metalik içerikli) rektuma verilir. Baryum alt sindirim sistemini kaplar ve grafiler çekilir. Bu isleme alt sindirim sisteminin görüntülenmesi denir.
• Sigmoidoskopi: Polipler, anormal alanlar veya kanserin tespiti amaciyla rektum ve sigmoid (alt) kolona bakilmasi islemidir. Sigmoidoskop (ince bir tüp) rektumdan sigmoid kolona sokulur. Poliplerden veya dokudan örnekleme amaciyla biopsiler alinabilir.
• Kolonoskopi: Polipler, anormal alanlar veya kanserin tespiti amaciyla rektum ve kolona bakilmasi islemidir. Kolonoskop (ince bir tüp) rektumdan kolona sokulur. Poliplerden veya dokudan örnekleme amaciyla biopsiler alinabilir.
• Biopsi: Mikroskop altinda degerlendirme amaciyla hücre veya dokularin alinmasi islemidir.
• Sanal kolonoskopi: Bilgisayarli tomografi ile seri filmler alinarak kolonun bir dizi filminin çekilmesi islemidir. Bilgisayar filmleri birlestirerek poliplerin ve kolon yüzeyinde anormal olabilecek yapilarin ayrintili görüntülenmesini saglar.
Bazi faktörler prognoz ve tedavi seçeneklerini etkiler.
Prognoz asagidakilere baglidir:
• Kanserin evresi ( kanserin sadece kolonda olmasi, veya tüm kolonda olmasi veya vücudun diger yerlerine yayilmis olmasina baglidir)
• Kanser kolonda tikanikliga veya delige neden olmussa
• Tedaviye baslamadan önce kandaki karsinoembriyonik antijen düzeyleri (CEA: kanser varliginda kanda düzeyi yükselebilecek bir madde)
• Kanserin tekrari
• Hastanin genel durumu
Tedavi asagidakilere baglidir:
• Kanserin evresi
• Kanserin tekrari
• Hastanin genel durumu
Kolon kanseri teshis edildikten sonra, kanser hücrelerinin kolon veya vücudun diger bölgelerine yayilimin tespiti amaciyla testler yapilir.
Kanserin kolon veya vücudun diger bölgelerine yayiliminin tespiti amaciyla yapilan isleme evrelendirme denir. Evrelendirme islemi ile hastaligin evresi hakkinda bilgi edinilir. Tedavinin planlanmasi açisindan evrenin bilinmesi önemlidir. Evrelendirme amaciyla asagidaki testler ve prosedürler kullanilir:
• BT (bilgisayarli tomografi ile tarama) Vücut içinin farkli açilardan ayrintili görüntülenmesine dayanan bir islemdir. Bu filmler bilgisayara bagli X-ray cihazi ile alinir. Kontrast madde (boya) vene verilerek veya yutularak organ veya dokularin daha ayrintili görüntülenmesi saglanabilir. Tedavinin planlanmasi için evrenin bilinmesi önemlidir. Bu islem bilgisayarli aksial tomografi olarak ta adlandirilir.
• Lenf nodu biopsisi: Lenf nodunun bir kisminin veya tamaminin çikarilmasidir. Patolog mikroskop ile kanser hücreleri arar.
• Tam kan sayimi: Kan örneginin alinarak asagidakiler için degerlendirilmesi:
- Kirmizi kan hücreleri, beyaz kan hücreleri, ve plateletlerin sayisi.
- Kirmizi kan hücrelerinde hemoglobin (oksijen tasiyan protein) miktari
- Kirmizi kan hücrelerinin kana orani
- Karsinoembriyojenik antijen (CEA) sayimi: Kandaki CEA düzeyini belirleyen testtir.
CEA hem kanser hücrelerinden, hem de normal hücrelerden kan akimina salinir.
Normal düzeylerin üzerinde oldugunda, kolon kanseri veya baska durumlarin isareti olabilir.
• MRI ( Magnetik rezonans görüntüleme): Miknatis, radyo dalgalari ve bilgisayar kullanilarak kolon içinin ayrintili görüntülenmesini saglayan bir islemdir. Gadolinyum adi verilen bir madde damar içine verilir. Gadolinyum kanser hücrelerinin çevresinde toplanir, ve parlak bir görüntü olusturulur. Bu isleme Nükleer magnetik rezonans görüntüleme de denir.
• Gögüs röntgeni: Gögüs kafesindeki organ ve kemiklerin röntgen görüntülenmesidir. X isinlari bir çesit enerji olup, vücuttan geçerek filmin üzerine düser ve vücudun içinin görüntülenmesi saglanir.
• Cerrahi: Tümörün çikarilmasi ve kolon içindeki yayilimin görülebilmesini saglayan islemdir.
Nüks kolon kanseri
Nüks kolon kanseri tedavi sonrasi tekrar ortaya çikan kolon kanseridir. Kolon kanseri kolonda veya karaciger, akciger gibi vücudun diger bölgelerinde tekrarlayabilir.
Kolon kanserli hastalarda farkli tip tedavi yöntemleri vardir.
• 3 standart tedavi yöntemi kullanilir. Bunlar:- Cerrahi
- Kemoterapi
- Radyoterapi
- Diger tedavi yöntemleri klinik çalismalarla test asamasindadir. Bunlar:
- Biyolojik terapi
- Kontrol muayeneleri nüks kolon kanserinin tespitine yardimci olur.

---------- Post added 13.02.17 at 21:40 ----------

Küçük Hücre Dışı Akciğer Kanseri


Küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastaların tedavisindeki ilk amaç hastaların operasyon durumlarını değerlendirmektir. Hastaların operabiliteleri a) rutin kardiyovasküler değerlendirme b) basit spirometri ve c) arteryal kan gazlarıyla değerlendirilir. Sınırda pulmoner rezervi olan hastalarda Ventilasyon / Perfüzyon sintigrafisi ve egzersiz testiyle ilave bulgular elde edilecektir.
Ventilasyon / Perfüzyon sintigrafisi postoperatif pulmoner fonksiyonlarla ilgili bilgi verecektir.
Hastaların cerrahi rezektabiliteleri hastalığın evresine göre değerlendirilir. Evre I ve II hastalar rezektable hastalardır ve olanak varsa cerrahi olarak tedavi edilmelidirler. Evre III
heterojen bir gruptur. Bulky hastalık ve multinodal tutulumlu N2 hastalık cerrahiye zayıf cevap verir ve primer olarak cerrahi tedavi denenmemelidir.Mediastinoskopisi negatif olan ancak torakotomide tek bir nodal mikrometastazı çıkan hastalarda sadece cerrahi tedaviyle 5 yıllık sağ kalım %25-30 dolaylarındadır. Evre IIIB ve IV cerrahi rezeksiyona uygun hastalık grubu olmayıp diğer tedavi modaliteleri denenmelidir.
Kemoterapi ve radyoterapi preoperatif ( neoadjuvan) , postoperatif ( adjuvan) ve ayrı ayrı ( ardışık) veya beraber ( kombine ) olarak uygulanabilir.
Neoadjuvan tedavi evre I- II- III hastalarda araştırma aşamasındadır. Evre IIIA hastalarda neoadjuvan tedavi umut verici olmakla beraber halen sadece akademik araştırmalar için önerilmektedir.
Adjuvan kemoterapi rezeke edilen evre I-II- III hastalarda hastalıksız yaşam süresini uzatmakla beraber genel sağkalıma fazla etki etmediğinden araştırmalar dışında önerilmemektedir.
Adjuvan radyoterapi evre I ve II hastalarda önerilmemektedir. Rezeke edilen evre III hastalarda lokal nüksü azaltmakta, bir miktar sağkalıma etkisi olmaktadır.

Evre IIIA ve IIIB hastalarda kombine ve multimodal tedavi önerilmektedir. Sadece radyoterapi ile bu grupta 5 yıllık sağkalım %10’dan azdır. İndüksiyon kemoterapisiyle beraber radyoterapi bu oranı %17’e yükseltmiştir.
Evre IV hastalarda sistemik kemoterapi bir yıllık sağkalım üzerine olumlu etkiler yapmaktadır.

CERRAHİ TEDAVİ


Akciğer kanserinin başarılı rezeksiyonu en iyi tedavi yöntemi olarak görünmektedir. Son yıllarda cerrahi müdahelelerdeki teknik gelişmeler , postoperatif bakım şartlarında gelişmeler
sonucunda hastaların yaşam süreleri ve yaşam kaliteleri daha da artmıştır. Sınırlı ve erken dönemdeki lezyonlarda cerrahi rezeksiyon sonucunda 5 yıllık sağkalım %80’dir. Oysa genel olarak akciğer rezeksiyonlarından sonra 5 yıllık sağkalım %40-50 dir.
Bundan 2-3 dekat önce akciğer kanseri evrelemeleri klinik bulgular, rijid bronkoskopi, akciğer grafisi ve tomografi, bazı merkezlerde ise mediastinoskopiyle yapılmaktaydı.
Torakotomilerin %25-30’unda rezeksiyon olanağı kalmıyordu. Şimdilerde kemik sintigrafisi, yeni bilgisayarlı tomografiler, fiberoptif ronkoskopideki gelişmeler, torakoskopi kullanımı, ve son olarak PET kullanımıyla rezeksiyonu gereksiz kılan torakotomi %2’den daha az orandadır. Bu
oranlarada genellikle sol atrium tutulumu, pulmoner arter veya özofagus invazyonu nedeniyledir.
Hastaların cerrahi müdaheleye uygun olup olmadığı da önemli bir konudur. Hastaların fonksiyonel değerlendirilmeleri yapılmalıdır. Kardiyak durum, FEV1, DLCO, egzersizde maksimal oksijen tutulumu (VO2max ) ve akciğer perfüzyon sintigrafisi bu konuda mutlaka gözden
geçirilmelidir.
Ancak aşağıdaki koşullarda kesin inoperabilite söz konusudur.
3 ay içinde geçirilen MI FEV1’in 1 Litrenin altında olması ( beklenenin %50 sinden daha az olması )
VO 2max 10 mLkg/dk dan az olması
TLCO nun %40 altında olması
Ayrıca sigara içimi, obezite, hipertansiyon, diabetes mekllitus, araya giren bir hastalık, kardiyak
hastalıklar operabiliteyi etkileyen önemli faktörlerdir.
Cerrahi için hazırlanan hastalarda
Sigara kesilmelidir.
Araya giren bir infeksiyon tedavi edilmelidir.
Atriyal fibrillasyon, iskemik kalb hastalığı, gibi kardiyak durumlar kontrol altına alınmalıdır.
Aynı güne ait PA akciğer grafisi ve son 1 ayda çekilen CT olmalıdır.
Cerrahi rezeksiyonda iki hedef vardır. Tam rezeksiyon ve optimal fonksiyonel kapasiteyi korumak. Segmentektomi ve wedge rezeksiyonlar önerilmekle beraber lobektomi genel kuraldır.
Bazı durumlarda bilobektomi ve pnömonektomiye kadar giden cerrahiler olabilir. Unutulmamalıdır ki, pnömonektomi kendi başına bir hastalıktır. Bu nedenle rezeksiyonlarda daha ihtimamlı olmak gereği vardır.
Postoperatif morbidite;
Ağrı
Bronşiyal sekresyonlar
Atrial fibrillasyon
Hava kaçağı olması
Bronkoplevral fistül
Pulmoner emboli
Miyokard infarktüsü
ARDS

RADYOTERAPi
Radyoterapi küratif veya palliyatif olarak akciğer kanseri tedavisinde önemli bir yer tutmaktadır. Son yıllarda teknik gelişmeler bu tedavi modalitesinde de ciddi ilerlemeler ortaya çıkmasına neden olmuştur. Küçük hücreli dışı akciğer kanseri tedavisinde cerrahi temel küratif

tedavi şeklidir. Ancak hastaların sadece %20-30’u cerrahiye adaydırlar. Geriye kalan 2/3 olgu rezeksiyona uygun değildir. Bu koşullarda radyoterapi lokorejionel tedavide lokal kontrol sağlamada oldukça etkindir. Radyoterapide tümör büyüklüğü önemli prognostik faktördür. T2N0 büyük bir tümör kitlesini gösterir ve lokal kontrol zordur. Oysa T3 veya T4 tümör küçük olabilir ve daha iyi kontrol sağlayabilir. Erken dönem tümörlerde ( T1 , 2 ve N0 , 1 ) tek başına radyoterapinin
sonuçları tartışmalıdır.Bu hastaların seçiminde bias vardır ( medikal olarak operable olmadıkları için ) ve 5 yıl sağkalım %6-32 dir. Bu sonuçlar cerrahi olarak tedavi edilen hastaların sonuçlarından daha kötüdür. Ancak radyoterapi dozları düşük ve genel durumu daha bozuk
hastalardır. Son yıllarda daha yüksek dozlarla tedavi edilenlerde iyi sonuçlar elde edilmiştir.Ancak lokal kontrol gene de cerrahiden iyi değildir ve erken lokal nüks radyoterapiyle tedavi edilen grupta
daha sıktır. Sonuç olarak radyoterapi medikal olarak cerrahiye kontrendikasyon varlığında gündeme gelmektedir. Lokal ilerlemiş hastalıkda dozlar 45-60 Gy arasında değişir. Tümör çapı, lenf bezlerinin durumu ve total radyasyon dozuna bağlı olarak sağkalım süreleri değişir. Standart olarak ışınlanan saha primer tümör sahası ve muhtemel lenfatik drenaj bölgesidir. İpsilateral, hiler, mediastinal ve supraklaviküler lenf drenaj bölgeleri radyoterapi sahasına alınır. Toraks ışınmasında en önemli kısıtlayıcı faktörler normal akciğerin kendisi, spinal kord problemi ve kalb doku toleransıdır. Dozun sınırlarını taşması radyasyon pnömonitisine yol açacaktır. Bu durumun morbiditesi ciddidir. Son yıllarda gündeme gelen üç boyutlu konformal radyoterapi tümöre daha yüksek doz vererek diğer normal dokulara verilen dozu minimuma indirmektedir.

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147