24.01.23, 14:02
|
|
Vefali
|
|
Üyelik tarihi: 07.08.22
Bulunduğu yer: bir çok yerde
Mesajlar: 4,181
Etiketlendiği Mesaj: 223 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Alıntı:
filibeli Nickli Üyeden Alıntı
Selam, okumadan sonraki tecrübemi paylaşacağımı söylemiştim. Geçtiğimiz pazartesi gecesi otobüste 16.641 Ya Latif’e niyetlenip 3500 küsürde uyuyakaldığım için çarşamba günü ikindi ezanı ile birlikte niyetlenebildim. İlgili okuma, dilek kabulü için yapıldığından ve çok sıkışmadıkça dünyalık bir şey dilemek artık içimden gelmediği için yalnızca: “Bir hafta içinde gülümseyebilecek bir sebep” dileyebilmiştim. Çok ucu açık ve belki de biraz havada kalan bir dilek olduğu için kabul edildi mi bilemiyorum. Duadan 1 gün sonra elime beklemediğim ufak bir miktarda para geçti. Galiba gülümsedim o zaman tam hatırlamıyorum
Aslında gülümsemek isteyen için görebildiği ve hissedebildiği birçok şeyde sebep bulmak mümkün ama ben biraz şaşırmalı bir gülümseme beklemiştim. Zikir ile ilgisi var mı bilemiyorum, gülümseme yaratmasa da biraz şaşkınlık yarattığı için ve duam ile ilgili verdiğim süre içinde gerçekleştiğinden paylaşmak istediğim başka bir hadise var:
Rahmetli anneannemin çok eski bir altın yüzüğü var. Yüzük, yaklaşık 20 yıldır annemde ve son 5 yıldır parmağında hiç görmedim. Öyle gösterişli, albenisi olan bir yüzük de değil ama benim için bir arzu nesnesine dönüştü. Üstelik annemin ve anneannemin yüzük parmağına uygun iken benim orta parmağıma bile büyük gelen bir yüzük. Her neyse annemin eski evine gittik geçtiğimiz pazar günü. Bir baktım yüzük etajerin üstünde duruyor. “Dileğim için dua kapım açıksa bu yüzük benim olsun da gülümseyeyim,” diye geçirdim içimden ama niyetim tertemiz değil. İçimde minik bir Gollum’un kıpraştığını hissedebiliyorum.
Sonra diğer yatak odasındaki çekmecelerde bir poşeti bulmam gerekti ve açtığım ilk çekmecede daha önce hiç görmediğim kırık beyaz, sade bir kazakla karşılaştım. Çok beğendim ve: “Aa ne kadar güzelmiş, güle güle giysin,” deyip açtığımdan daha muntazam şekilde katlayıp çekmeceyi kapattım. 3-5 dakika sonra annem odaya girip hem aradığım poşeti buldu hem de: “Burada yıllar önce aldığım bir kazak var, giydim bir kez ama çok genç işi olduğu için içime sinmiyor. Versem giyer misin?” dedi
Bir de insanlar: “Sırdır, paylaşırsanız kaybedersiniz,” diyor ama sırrı veren de alan da Allah olduğu için paylaşmakta bir sakınca görmüyorum. Zikir çekerken 5000- 6000 arasında gözlerimi kapatma ihtiyacı hissettim. (Normalde zikir çekerken gözlerimi yumma huyum yoktur.) Gözlerimin önünde bir zat belirdi. Gözlerimi açıp 1000 civarı daha okuduktan sonra yine gözlerimi yumdum ve aynı sıfatla yeniden karşılaştım.
Sonra şüpheye kapıldım. 90lı yıllarda birkaç noktadan oluşan bir şekle 30 saniye kadar baktıktan sonra gözlerimizi kapattığımızda İsa as’ye benzeyen bir sıfat ortaya çıkardı “Acaba” dedim, “Ben de seccadeye bakarak okuyorum, oradaki şekillerden ötürü mü böyle biriyle karşılaştığım yanılgısına kapıldım,”. Bu tereddüt beni seccadeye dikkat kesilip kesilip gözlerimi yummaya götürürken, karşılaştığım sıfatı da benden alıp götürdü.
1 saat 45 dakika sonra okunacak ikindi ezanı ile 1 haftalık süre dolmuş olacak, başka bir gelişme yaşanacağını sanmadığım için paylaşmak istedim. Sevgiler.
|
güzel bir deneyim olmuş paylaştığın için sağol hacet lerini bu tertiple yapamya devam etmeniz mantıklı olur veya vird edinmeniz de güzel oalbilir
__________________
- Kul ne der Mevla ne der acep
|