Alıntı:
ata103 Nickli Üyeden Alıntı
Ben tarikat ehliydim diye bir şey söylediğimi hatırlamıyorum "Tarikatcıydım" demişim orda kastettiğim şey onların içinde olduğum değil onların tarafında olduğumdur orada kendimi yanlış anlatmış olabilirim ortada yalan gibi bir durum yok
Fethu’r-Rabbani” adlı eserinde Şeyh Abdulkadir Geylani r.a şunları söylemektedir:
Ey Müsibetlerini Mahluka şikayet eden kişi!
Seni mahluka şikayet etseler bile hangi şey sana fayda verir ?
Azza ve Celle’nin hakkı hususunda onlara itimat edip şirk koştuğunda, sana ne fayda ne de zarar verebilirler, senden uzaklaşırlar. Seni onun öfkesine düşürürler.
Yazıklar olsun sana ki, Allah sana başkasından daha yakın olduğu halde, O’ndan başkasından bir şey istemekten utanmıyorsun!?
Allah ile beraber bir başkasına dua etme! Şu buyruğunda olduğu gibi: “Allah ile beraber bir başkasına dua etme!”(Cin:18)
Ölümüne vesile olan hastalığı esnasında oğluna şöyle demiştir:
“Kimseden ne kork nede ümit var ol! İhtiyaçlarının hepsini Allah’a havele et! Ondan talep et! Allah Azze ve Celle’den başka bir kimseye güvenme! O Subhan olandan, tevhid’den ve tevhidin bütününden başkasına dayanma!”(Feth’ur-Rabbani ve Feyd’ur-Rahmani)
Tabi olun; bid'atçılık yapmayın, itaat edin; sapmayın, birleyin şirk koşmayın, Hakk'ı tenzih edin O'nu itham etmeyin, doğrulayın şüpheye düşmeyin
(Abdulkadir Geylani - Fütûhu'l Gayb s: 16)
Şirk; sadece putlara ibadet etmek demek değildir. Hevâna tâbi olmandır, Rabbin'le birlikte O'ndan gayrı dünya ve dünyadakileri, ahiret ve ahirettekileri tercih etmendir. O'nun dışındakiler O'ndan başkasıdır. O'ndan başkasına temâyül gösterdiğinde de Allah Azze ve Celle'ye şirk koşmuş olursun." (Abdulkadir Geylânî - Fütûhu'l Gayb s: 26)
|
Bir leyin demek ne anlama geliyor.
Ve şu sözü iyi anlamak lazım: Rabbin'le birlikte O'ndan gayrı dünya ve dünyadakileri, ahiret ve ahirettekileri tercih etmendir.
Biz O ndan gayrı mıyız yani. Bu düşüncede şirk dir bilesin.
Ayette Ben O na kendi ruhumdan ruh üfledim diye ifade buyrulur.
Başka ayette Allah'tan geldik Allah'a döneceğiz
İnna lillahi ayeti... hani kişi ölünce yakınları okur birbirine.
Bu O ndan gayrı olmadığımızın en mühim delillerindendir.
Kâinat daki her bir zerrede O nun Nuru var.
Abdulkadir Geylani hazretleri der ki bir sözünde
Sözünü öyle izah et ki avam dan havasa herkes anlasın.
Biz eserleri okuyoruz ama tefekkür edip derin derin manasını düşünmüyoruz. Ardındaki esrar , sır nedir düşünmüyoruz. Bu da Onun dilemesi ile öğrenilir gerçi. Ama üstün körü okuyup geçiyoruz. Sadece zahirde kalıyoruz. İyi bilmek gerekir ki zahirî ilimler, batıni ilimlere perdedir. Zahire saplı kalmamak lazım. Bunun için Zahirî İlmin bi mikdarından feragat etmeli. Ve her ne hâl içine girerse girsin kişi Asla Allah'a ve Resulüne karşı asla kötü düşünce halinde olmamalı. Sui zann olmamalı. Dünya hali insan çeşitli hallere gelebilir fakat Böyle düşünce olmaz ise er geç kurtarırlar.
Sebebler âlemindeyiz.
Sebebler kalmadıkça sebebsiz şeyleri beklemek ve sebebler kalktıktan sonra sebebleri beklemenin de akıllı olmadığını söylerler.
Sebebler olmadan olan şey ise tamamen tevekkül ehli olan kimselerin hâlidir. Bu hususta ayet de var. Bazen böyle olmadan da lütuf verilir mi Allah dilerse elbette.
Bazı zamanlar hâl bazı zamanlarda da makamdır.
Hâl gelir geçer makam hâle göre daha kalıcıdır. Makamdan düşme ihtimali hangi durumlarda vardır veya yoktur o ayrı bir şey.
Hz İbrahim a.s. değil kimse ve ayağının tozu olamayız hatta kıyas da etmek faydalı olmayabilir. fakat maksad kıyas dan ziyade onun durumunu hatırlamak... demek istediğim şu ki bu durum vasıta olmadan olmaz.
O na yaklaşmak için sebebler aramak zorundayız.
Bu hususta ayet de var hadis de.
Elektrik tesisatının misali gibi. yüksek volt elektrik gibi tıpkı. Nasıl ki araya düşürücü kullanma ihtiyacı vardır bu da böyledir. Şayet direk yüksek elektriği almaya kalkışırsa kablo da yanabilir tüm tesisat devresi de.