Alıntı:
sancar1979 Nickli Üyeden Alıntı
Bedir de yardim eden melekleri cennetle müjdelenen sahabe görememis, onlar gökteki yildizlar gibi iltifat almis , hic bir sahabe ben gördüm demiyor ,bir kaynak yok sen sorla göstermeye calisiyorsun ,
Hic bir hoca gördüm demez , gördüm derse arkasindan kendini Mehdi ilan eder, her sene birtane cikiyor öyle tipler
|
Sen imanını tazelesen iyi olur.
Biriniz de çıkıp var işte kaynak demiyor. Nerede in cin sorusu var hemen oraya ilgi oraya.
Kardeşim şeriat temeldir. Temel sağlam olmazsa bina çöker. Temele bazen bakmak kontrol etmek de gerekiyor.
Kardeş ayet de var hadisde başka kaynaklarda var. Dahası da yazılabilir bunlar kâfi dir.
Meryem suresi 17
(Melek, Meryem Validemiz'e) "tastamam bir insan şeklinde temessül etti.
Tekvir suresinde 22 23 24
Sizin arkadaşınız Muhammed, kesinlikle deli değildir. O, meleği apaçık ufukta görmüştü. O, gaypten gelen bilgileri sizden esirgeyemez.
Buyrulur.
Ammar b. Ebi Ammar olayı -özetle- şöyle anlatıyor:
“Hamza b. Abdu’l-Muttalib Hz. Peygamber (asm)'den Cebrail’i asıl suretinde kendisine göstermesini istedi. Hz. Peygamber ‘Onu görmeye dayanmazsın.’ dedi. Hamza: ‘Dayanırım!' deyince, Hz. Peygamber: ‘Olduğun yerde otur.’ dedi. O da oturdu.
Derken, Cebrail, müşriklerin Kâbe'yi tevaf edecekleri zaman elbiselerini üzerine koymayı âdet edindikleri ağaç kütüğünün üzerine indi. Resulullah (asm): ‘Başını kaldır ve bak.’ deyince, Hamza, Cebrail (a.s) 'in zebercedden yeşil cevhere benzeyen ayaklarını gördü ve bayıldı.” (İbn Sad, et-Tabakatu’l-Kübra, Beyrut, 1410/1990, 3/8; Kadı Iyaz, eş-Şifa, Amman, 1407, 1/711; Beyhaki, Delailu’Nübüvve, Daru’l-Kütübi’l-İlmiye, 1408/1988, 7/81; Suyutî, el-Hasaisu’l-Kübra, Beyrut, ts. 1/208).
Resulullah (asm) Cebrail’i (as) altı yüz kanadıyla fıtrî suretinde ancak iki defa görmüştür: Bir defasında Sidretü'l-Müntehâ'da, bir defesında da (Mekke'nin aşağısında) Ciyâd denilen yerde, ufku (her cihetiyle semayı) kaplamış vaziyette." (Tirmizî, Buharî, Müslim)
Cebrâil (a.s.) İsrâ ve Mirâc hadîsesinde Rasûlullah (s.a.s.)'a Mekke'den Kudüs'e ve oradan Sidretü'l-Münteha'ya kadar eşlik etmiştir. (Buhârî, Bed'u'l-Halk 6; Salât 1)
Cebrâil (a.s.) her şekle girebilir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) onu biri vahyin başlangıcında Hıra'dan Mekke'ye gelirken, diğeri Mirâc'dan dönüşte Sidretü'l-Münteha'da olmak üzere iki defa kendi aslî şekliyle görmüştür. (es-Saâtî, el-Fethu'r-Rabbânî, VIII, 5).
Cebrâil (a.s.) bazan da insan kılığına girerek Rasülullah (s.a.s.)'a vahiy getirirdi. Bu durumda çoğu kez yakışıklı ve genç bir sahabî olan Dıhye el-Kelbî (ra)'nin sûretinde görünürdü. (Tecrid-i Sarîh Tercümesi, IX / 35).