Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Hastalığın tedavisi kadar önemli kanser psikolojisi
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 13.02.17, 03:09
☆Tuana Tuana isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Güvenilir
 
Üyelik tarihi: 07.01.15
Bulunduğu yer: Adana
Mesajlar: 4,687
Etiketlendiği Mesaj: 131 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Hastalığın tedavisi kadar önemli kanser psikolojisi

Tıp teknolojisi, kanseri yok edemedi ama birçok türünü, yeni tedavilerle kronik hale getirmeyi başardı. Önceden adından bile korktuğumuz bu hastalıkla başa çıkabilmek için psikolojisini de iyi tanımak gerekiyor.



Neredeyse hastalık hastası bir toplum haline geldik. Özellikle kanser konusunda bu takıntılarımız üst düzeyde seyrediyor. Öyle bir ortam yaratıldı ki sanki kanserin tek sorumlusu, neyi yiyip neyi yemediğimizmiş gibi algılanıyor. Bunun böyle olmadığına dair trajikomik bir uyarı da, Mehmet Öz’ün kanser olma hikayesi değil mi? Siz de herkesin diline düşen şu cümleyi duymuş olabilirsiniz; “Brokoli kanseri önleseydi, Mehmet Öz’ü kurtarırdı…” Tabii, bu demek değil ki; her şeyi boş verelim, canımızın istediğini yiyip içelim. Uzmanlar, sağlıklı bir yaşam için beslenmeden spora dek tüm önerilere kulak verilmesini ancak genetik ve çevresel faktörlerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini söylüyorlar. Demek ki, çok sık duyduğumuz ve duymaya devam edeceğimiz kanser hakkında biraz daha bilgilenmemiz gerekiyor. Bunun için işe kanser psikoloji ile tanışmakla başlamaya ne dersiniz? Bu alanda uzun yıllar Belçika’da çalışan ve sene başında döndüğü ülkemizde çalışmalarına devam eden Uzman Psikolog Pelin Erbil’e kulak vermek gerekiyor.



Tanı safhasında yaşananlar



Kanser tanısını takiben, hastalar hayatları ve sağlıkları üzerinde tehdit hissi yaşıyorlar. Kanser, genel toplum psikolojisinde ölümü çağrıştıran bir hastalık ancak teknolojik ilerlemelerle bu hastalık bir şekilde kronik hale getirildi. Bunda, hastalığa hangi evrede tanı konulduğu, tümörün bulunduğu organ, uygulanan cerrahi yöntemler, radyoterapi ve kemoterapi gibi unsurlar da önemli rol oynuyor. Ve görülüyor ki, erken tanıyla birlikte meme, prostat, testis kanseri gibi birçok kanser türünde, kişiye özel tedaviler ve kontrollerle birlikte hastalar çok uzun süre yaşamlarına devam edebiliyorlar. Fakat özellikle tanı safhasında, kanser kişide büyük bir üzüntü yaratıyor. ‘Kanser oldum. Ölecek miyim, tedavi olabilecek miyim, ne kadar sürem kaldı?’ gibi sorular ortaya çıkıyor.





Baş etmek için bu yollar kullanılıyor



Kanser tanısını takip eden dönem şok, kaygı, endişe, öfke, depresyon, inkar, suçluluk, belirsizlik, kontrolü kaybetme, isyan gibi duyguları da beraberinde getiriyor. Kanser hastalarında, hastalığa uyum döneminde 5 savunma mekanizması görülüyor.



1- İnkar: Kişi, hastalığını inkar eder. “Kanser olduğuma inanamıyorum veya bu kanser değil, bir kist” gibi cümleler kurar. Hasta bunu kanser olarak algılarsa, sıkıntı ve kaygısıyla başa çıkamayacağını düşündüğünden inkar mekanizmasını kullanıyor.

2- Savunma/mücadele: “Ben bu hastalığı yeneceğim, üzerinden geleceğim” yaklaşımı.

3- Kabullenme: Hastanın reaksiyon şekli, “Durum bu. Her şeyi olduğu gibi kabul ediyorum. Bu çerçevede yapabileceğim başka bir şey yok” tarzında oluyor.

4- Umutsuzluk/ çaresizlik: “Bu, benim hayatımın sonu olacak. Yapabileceğim bir şey yok” şeklindeki düşünce tarzı.

5- Kaygılı düşünceler: “Her sabah uyandığımda vücudumu kontrol ediyorum. Bulduğum bir beni veya şişliği eşime gösterip, ‘acaba bu bir tümor mü?’ diye soruyorum” gibi kaygılı düşünceler üretme.



Psikolojik destek almak ya da almamak

Kanser psikolojisi, onkolojinin bir alt dalı. ABD gibi ülkelerde kanser tedavi ekibi içinde onkologlar, radyoterapi uzmanları gibi uzmanların yanı sıra psikiyatrist ve psikologlar da görev alıyor. Yapılan çalışmalar; psikolojik destek alan kanser hastalarında, kaygı ve depresyon seviyesinin düştüğünü, bununla birlikte başka faydalar da alındığını gösteriyor. Çünkü hastalık ve tedavi süreciyle birlikte, tedavinin yan etkilerinin (vücut algılanmasında değişiklik, iştah kaybı, libidonun azalması, uyku bozuklukları gibi) yanı sıra, hastalar psikolojik değişimlere de maruz kalıyor (aile ve toplum içinde rol değişikliği, profesyonel yaşama ara verme, uzaklaşma, hayata bakışın değişmesi gibi). Araştırmalar, psikolojik destek alan hastaların tedaviye uyumlarının ve tedavi başarısının yükseldiğini gösteriyor. Buna rağmen, ülkemizde çok kısıtlı bir ölçekte ve yeni yeni uygulanmaya başlanan kanser psikolojisi alanında büyük bir eksiklik söz konusu. Yoğun hasta yükü ve kültürel faktörler gibi etkenlerle çoğu zaman hastalık tanısı bile hastaya doğru bir yöntemle söylenemiyor. Hastanın tedavisinin planlanması, takibi aşamasında da çoğunlukla psikolojisi göz ardı ediliyor.







Pelin Erbil



UZMAN GÖRÜŞÜ

Pelin Erbil

Uzman Psikolog

Yalnızca hasta değil, yakınları da kanserden etkilenir



Kanser psikolojisi, sadece hastayla sınırlı bir konu değil. Kanserden, hasta gibi yakın çevresi de etkileniyor. Bu sebeple psiko onkoloji hem kanser hastası hem yakınları için de kullanılabilir. Bazen hastanın çocukları, eşi, anne ve babasının da psikolojik destek alması gerekebilir. Bu çalışma hastaya verilecek desteğin nasıl olması gerektiğinden, yakın çevrenin yeni duruma adapte olma yollarına, hastayla ilgilenecek kişilerin, hastalığı hakkında devamlı soru soran hastaya nasıl bir cevap vereceklerine dek, geniş bir çerçevede olabilir.

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147