Sahipsiz Cuma
Mukaddes olarak nitelendirdiğimiz ne varsa zamanla kutsiyetini yitirdi. Suiniyetini bir türlü anlayamadığımız İslam düşmanı dış mihraklar gecesini gündüzüne katarak çalışıp bizi biz yapan bütün dinamiklerimizin kodlarıyla oynadılar.
Reklam arası kıldığımız namazlar, on çeşit iftarlıkla açtığımız oruçlar, canlı yayın yaptığımız tavaflar, sosyal medyada paylaştığımız zekâtlar, dondurucuya istiflediğimiz kurbanlar, modaya, markaya ve renk uyumuna kurban giden tesettür ilk aklıma gelen ruhunu yitirmiş ibadetlerden bazıları… Kala kala elimizde bir tek “Cuma günü” kalmıştı. Maalesef o da hedef tahtasında…
Gerek TV’de gerekse diğer kitle iletişim araçlarında hemen hemen her reklamda "Cuma" gününün sıfatı değiştirilip değiştirilip takdim ediliyor dinleyicilere. Bir haftadır düşünüyorum. İşin içinden çıkamıyorum. Geçen yıllarda "Kara Cuma" sözüne ne büyük tepki vermiştik oysa. Cuma bizim kutsalımızdı. O güne nasıl "kara" denilebilirdi ki? Şimdi geldiğimiz noktaya bakıyorum da içim lime lime oluyor. Meğer o kadar öfke sadece "kara" sözcüğüne imiş.
Bunu fark eden kapitalist düzen hemen ufak bir manevra ile o sözcüğü güzelleştiriverdi. Ne oldu? "Efsane Cuma" oldu. Yetmedi mi? E o zaman "Şahane Cuma" olsun. O da mı tatmin etmedi? "Bereketli Cuma" da olabilir. Canım sen de hiçbir şeyi beğenmiyorsun. "Olağanüstü Cuma" olsun o zaman. Bu da mı hoşuna gitmedi? "Muhteşem Cuma" nasıl? Sen yeter ki harca, sıfatın lafı mı olur? Dükkân senin, sen yeter ki tüket! Ben senin için sözlükteki bütün güzel kelimeleri bulur, sıfat diye sol tarafa yapıştırıveririm. Canın sağ olsun.
E bu kadar ısrara hangi yürek dayanabilir ki? Emek var sonuçta... Hem Cuma günümüz de artık “kara” olmaktan çıktı nasıl olsa! Ne güzel sıfatlar geldi sol yanına. Hem unutulmuş bir gün, bir haftadır dillerde. Fena mı? E canım zaten alışveriş yapmıyor muyuz? İndirimdeyken yapmanın ne zararı olabilir? Para israfına karşıyım ondan yapıyorum alışverişi. Yoksa ben kim, kapitalizme çanak tutmak kim?
İroni bir tarafa, bu konuda sadece kendimizi kandırıyor ve avutuyoruz zannımca. Ha "Kara Cuma" olmuş, ha "Efsane Cuma"... Ha "Şahane Cuma" olmuş, ha "Bereketli Cuma"... Oyun aynı oyun, tuzak aynı tuzak olduktan sonra... Bindirimi "indirim" zannedip kapitalist düzene ayak uydurduktan sonra... Cuma hayatımızda sadece mesaj atılması gereken bir gün olarak kaldıktan sonra... Giysilerimizi her yıl eskimeden değiştirip bir fakire verdiğimizde sadaka sevabı aldığımızı zannederek rahatça uyuduktan sonra... Namaz kılarken ayakları şişen bir peygamberin AVM'lerde dolaşırken ayakları şişen ümmeti olduktan sonra... Evde 20 liraya yiyebileceği en lezzetli yemeğe, restoranda 300 lira vermeyi medenilik zannedip israf ettikten sonra... Sadece Instagram’da paylaşmak için kafelerde 20 liraya kahve içtikten sonra... Hasır üzerinde yatarken hasır vücudunda iz bırakan, "Yâ Resulallah! Sizin için bir döşek alsak…" diyen sahabeye: “Benim dünya ile ilgim ne kadar ki? Ben bu dünyada bir ağacın altında gölgelenen, sonra da oradan kalkıp giden binitli bir yolcu gibiyim.” buyuran bir Peygamber’in, "vehn" hastalığına tutulmuş ümmeti olduktan sonra... Açlıktan ölen insanların yaşadığı bir dünyada diyet listelerine servet harcadıktan sonra... "Akarsu kenarında da abdest alacak olsan suyu israf etme!" buyuran bir Peygamber’in, otellerde tabağını tepeleme doldurup iki didikledikten sonra çöpe gönderen ümmeti olduktan sonra... Bir köyü gezmeyi banal, bir gece otelde tam pansiyon konaklamayı çağdaşlık olarak gördükten sonra... Markasız eşarp örtmeyi ar sayıp, yirmi eşarp fiyatına alınan eşarbın markasını arkaya getirmeyi zenginlik göstergesi olarak algıladıktan sonra... Eski sezon giyinmeyi fakirlik emaresi, yeni sezon takibini görgü olarak algılayıp "görgüsüzlüğün" dibine vurduktan sonra... Cuma hayatımıza bir şey katmadıktan sonra... Kâfir, müşrik, her kazılan çukura düştüğümüzü zevkle izleyip arkamızdan katıla katıla güldükten sonra... Âdem olamadıktan sonra... Cumanın sıfatının değişmesi bir şey ifade eder mi? Sizce?
|