Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Teril Cr 200 Mg 20 Tablet
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 12.02.17, 02:16
SiLence SiLence isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,484
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Teril Cr 200 Mg 20 Tablet

Formülü:



Her tablet 200-400 mg karbamazepin içerir.

Farmakolojik özellikleri:



Endikasyonları:



• Epilepsi :

- Parsiyel nöbetler (kompleks veya basit belirtilerle seyreden)

- Birincil jeneralize epilepsi veya jeneralize tonik-klonik nöbetler.

• Tek başına lityum veya nöroleptikler ile tedaviye yanıt vermeyen veya böyle bir tedaviyi tolere edemeyen hastalarda, tek başına veya başka ilaçlarla kombine olarak bipolar bozuklukların profilaksi ve tedavisi.

• Alkolü bırakma (alkol yoksunluk) sendromu.

• İdiyopatik trigeminal nevralji ve multipl skleroza bağlı nevralji.

• İdiyopatik glossofarenjiyal nevralji.

• Diabetes Insipidus sentralis.

• Ağrılı diyabetik periferik nöropati'de kullanılır.

Kontrendikasyonları:



Teril CR tabletin kullanımı şu hastalarda kontrendikedir:

- karbamazepine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda,

- karbamazepine yapısal olarak benzerlik gösteren amitriptilin, desipramin ve benzeri trisiklik antidepresanlara karşı aşırı duyarlılığı olanlarda,

- mono-amin oksidaz inhibitörleri (MAOİ'ler) ile tedavi edilmekte olanlarda,

- kemik iliği baskılanması öyküsü olanlarda,

- intermitan porfiri öyküsü olanlarda,

- atriyoventriküler blok bulunanlarda.

Uyarılar/Önlemler:



Karbamazepin kullanımı ile ilişkili olarak aplastik anemi ve agranülositoz bildirilmiştir, ancak bu hastalıkların görülme sıklığının çok düşük olması nedeniyle, anlamlı risk tahminleri yapmak güçtür. Tedavi görmemiş topluluklar söz konusu olduğunda, agranülositoz risk oranı yılda yaklaşık milyonda 4,7 kişi, aplastik anemi risk oranı ise yılda yaklaşık milyonda 2 kişi olarak tahmin edilmektedir.



Bazen karbamazepin kullanımı ile ilişkili olarak trombosit veya lökosit sayısında azalma oluşur. Tedaviye başlamadan önce ve tedavi başladıktan sonra periyodik olarak trombosit, retikülosit ve serum demirini de içeren tam kan sayımı yapılmalıdır.



Hastalar ve yakınları hematolojik sorunların yanı sıra cilt ve karaciğerde toksik reaksiyonların belirtileri ve bulguları konusunda bilgilendirilmelidir. Eğer ateş, boğaz ağrısı, döküntü, ağızda ülserler, kolay çürük oluşumu, peteşi veya hemorajik purpura gibi reaksiyonlar oluşursa hemen doktora başvurmaları önerilmelidir.



Tedavi sırasında lökosit veya trombosit sayılarının düşük veya azalmakta olduğu gözlenirse, hasta ve tam kan sayısı yakından izlenmelidir. Hastada ciddi, ilerleyici ve ateş-boğaz ağrısı gibi klinik belirtileri olan lökopeni veya belirgin kemik iliği baskılanmasına ilişkin herhangi bir kanıt gözlenirse tedavi sonlandırılmalıdır.

Özellikle öyküsünde karaciğer hastalığı olanlarda ve yaşlı hastalarda tedaviye başlarken ve sonrasında periyodik olarak karaciğer işlev testleri uygulanmalıdır. Karaciğer işlev bozukluğunun veya akut karaciğer hastalığının alevlenmesi durumunda tedavi sonlandırılmalıdır.

Karbamazepin kullananlarda, olasılıkla karaciğer enzim indüksiyonuna bağlı olarak, bazı karaciğer işlev testleri (özellikle gama glutamil transferaz) anormal bulunabilir. Enzim indüksiyonu, alkalen fosfataz düzeylerinde orta düzeyde artışlara da neden olabilir. Karaciğer metabolizasyon kapasitesindeki bu artışlar karbamazepin tedavisinin sonlandırılmasını gerektirmez.



Karbamazepine karşı karaciğer reaksiyonları çok nadir oluşur. Karaciğer işlev bozukluğunun veya aktif karaciğer hastalığının belirtileri acilen değerlendirilmeli ve değerlendirmeye bağlı olarak, gerekirse tedavi sonlandırılmalıdır.

İzole maküler veya makülopapüler ekzantem gibi hafif deri reaksiyonları çoğunlukla geçici ve tehlikesizdir; genellikle tedavinin sürdürülmesi veya ilaç dozunun düşürülmesini izleyen birkaç gün veya hafta içerisinde ortadan kalkarlar. Buna rağmen, hastalar yakından izlenmeli ve döküntülerin ağırlaşması veya eşlik eden başka belirtilerin ortaya çıkması durumunda tedavi sonlandırılmalıdır.



Eğer Stevens-Johnson sendromu, Lyell sendromu (toksik epidermal nekroliz) gibi ciddi cilt reaksiyonlarını düşündürtecek belirti ve bulgular ortaya çıkarsa karbamazepin tedavisi derhal sonlandırılmalıdır.



Karbamazepin, ister tipik ister atipik olsun, yoksunluk nöbetlerini de içeren karışık nöbetleri olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Bu hastalarda, karbamazepin nöbetleri alevlendirebilir. Nöbetlerin alevlenmesi durumunda tedavi sonlandırılmalıdır.

Oral formlardan supozituvar formlarına geçiş sırasında nöbet sıklığında artış gözlenebilir.

Karbamazepin tedavisinin aniden sonlandırılması nöbetleri başlatabilir. Karbamazepin tedavisinin aniden sonlandırılması zorunlu ise, yeni antiepileptik ilaçlara geçiş (I.V. veya rektal diazepam veya I.V. fenitoin gibi) uygun bir ilaç kullanılarak yapılmalıdır.



Hastaların % 25-30'unda karbamazepin ile okskarbazepin arasında çapraz aşırı duyarlılık oluşabilir.



Karbamazepin ile fenitoin arasında çapraz aşırı duyarlılık oluşabilir.



Nedensel bir ilişki saptanmamış olmasına karşın, erkek doğurganlığının bozulduğuna ve/veya anormal sperm oluşumuna ilişkin vakalar izole olarak bildirilmiştir.



Karaciğerde enzim indüksiyonu nedeniyle, karbamazepin östrojen ve/veya progestojen içeren ilaçların tedavi edici etkilerinin ortadan kalkmasına neden olabilir. Bu durum kontrasepsiyonun yetersizliği, belirtilerin tekrarlaması veya çekilme kanamaları veya lekelenmelerle sonuçlanabilir. Karbamazepin kullanmakta olan ve oral kontrasepsiyon gereksinimi olan hastalar 50 μg'dan daha fazla östrojen içeren bir ürün kullanmalı veya hormonal olmayan başka bir kontrasepsiyon yöntemi düşünülmelidir.



Karbamazepin dozu ile plazma düzeyleri ve plazma düzeyleri ile klinik etkinlik veya tolerabilite arasındaki ilişki önemsiz olmasına karşın, şu durumlarda plazma düzeylerinin izlenmesi yararlı olabilir: Nöbet sıklığında artış/hasta uyumunun kontrolü, gebelik, çocukların ve ergenlerin tedavisi, emilim bozukluğundan şüphelenilen durumlar, birden fazla ilaç kullanıldığında zehirlenme şüphesi.



Karbamazepin ile birlikte diğer antiepileptik ilaçları kullanmakta olan annelerin bebeklerinde neonatal nöbetler ve/veya solunum baskılanması gözlenen birkaç vaka bildirilmiştir. Neonatal kusma, ishal ve/veya beslenmede azalma da bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar neonatal çekilme sendromunun bir göstergesi olabilir.

Kalp, karaciğer ve böbrek hasarı öyküsü olan kişilerde, diğer ilaçlara karşı advers hematolojik reaksiyonlar gözlenen kişilerde ve daha önce aralıklarla karbamazepin uygulanmış hastalarda karbamazepin kullanımına karar verilirken yarar-zarar oranı dikkatlice değerlendirilmeli ve bu kişiler yakından izlenmelidir.



Başlangıçta ve tedavi sırasında periyodik olarak tam idrar ve BUN tetkiklerinin yapılması önerilir.



Karbamazepinin hafif antikolinerjik etkileri gözlendiğinden, göz içi basıncı artmış olan hastalar uyarılmalı ve bu hastalara olası risklerle ilgili bilgi verilmelidir.



Latent psikozun ve yaşlı hastalarda konfüzyon veya ajitasyonun etkinleşebileceği akıldan çıkarılmamalıdır.



Karbamazepin kullanımına bağlı olarak tiroid işlev testlerinin değerlerinde düşüş görüldüğü bildirilmiştir.



Tek başına ya da diğer ilaçlarla birlikte karbamazepin kullanımına bağlı olarak hiponatremi gelişebildiği bildirilmiştir.







Çocuklarda kullanım:



Teril CR tabletin 5 yaş altı çocuklarda kullanımı önerilmez.







Gebelik ve emzirme döneminde kullanımı:



Gebelik kategorisi: D



Epileptik gebelerin özel bir dikkatle tedavi edilmeleri gerekir.



Antiepileptik ilaçlarla kombine tedavi görmekte olan gebelerin bebeklerinde gözlenen konjenital anomali sıklığı monoterapi görmekte olan gebelerin bebeklerindeki anomali sıklığından daha yüksek olduğundan, doğurganlık yaşındaki kadınlarda karbamazepin mümkünse monoterapi şeklinde uygulanmalıdır.



Karbamazepin kullanmakta olan bir kadın hamile kaldığında veya hamile bir kadında karbamazepin tedavisine başlanması gereken durumlarda, özellikle hamileliğin ilk üç ayı içerisinde, yarar ve fötus açısından zarar oranı dikkatle değerlendirilmelidir. Etkili olan minimum dozlar verilmelidir ve plazma değerlerinin izlenmesi önerilir.



Epileptik annelerin bebeklerinde,

malformasyonlar dahil, gelişim bozukluklarının ortaya çıkması olasılığı daha yüksektir. Bütün ana antiepileptik ilaçlarda olduğu gibi karbamazepinin de bu riski artırabileceği bildirilmekle birlikte, tek başına verildiğinde karbamazepinin riski artırdığına ilişkin kesin kanıt bulunmamaktadır. Ama karbamazepin kullanımı ile ilişkili olarak spina bifida gibi gelişimsel bozukluklar ve malformasyonların yanı sıra kraniyofasiyal kusurlar, kardiyovasküler malformasyonlar ve diğer vücut bölümlerini ilgilendiren konjenital anomaliler bildirilmiştir. Hastalara malformasyon riski konusunda bilgi verilmeli ve antenatal izlem olanağı sağlanmalıdır.



Gebelik sırasında folik asit eksikliğinin oluşabildiği bilinmektedir. Antiepileptik ilaçların, folik asit eksikliğini artırarak tedavi edilen epileptik annelerin bebeklerinde doğum anomalilerinin gelişmesine katkıda bulunmaları olasıdır. Gebelikten önce ve gebelik sırasında folik asit verilmesi önerilir.

Yenidoğan'da kanama bozukluklarını önlemek için, anneye gebeliğin son haftalarında ve yenidoğana K1 vitamini verilmesi önerilir.







Karbamazepin plazma derişiminin % 25 ila 60'ı oranında anne sütüne geçer. Anne sütünün yararları ile sütteki karbamazepine bağlı olarak bebekte ortaya çıkabilecek yan advers olaylar değerlendirilmelidir. Karbamazepin kullanan anneler bebeklerini -(aşırı uyku, alerjik cilt reaksiyonları gibi) olası advers reaksiyonların izlenmesi kaydıyla- emzirebilirler.







Araba ve makine kullanma yeteneğine etkisi:



Özellikle de tedavinin erken evrelerinde ve doz ayarlama dönemlerinde, karbamazepinin yol açtığı baş dönmesi ve sersemlik nedeniyle hastaların reaksiyonları zayıflayabilir. Hastalar motorlu araç ya da makine kullanmakla ilişkili olası tehlikeler konusunda uyarılmalıdır.



Yan etkiler/Advers etkiler:



Tedavinin başlangıcında veya ilk dozun çok yüksek olması durumunda veya yaşlı hastaların tedavisi sırasında belirli tipte, örneğin merkezi sinir sistemi (uyuşukluk, baş ağrısı, ataksi, sersemlik, halsizlik, çift görme), gastro-intestinal (bulantı, kusma) ve alerjik deri reaksiyonları gibi yan etkiler sık veya sık sık ortaya çıkabilir.

Dozla ilişkili yan etkiler genellikle bir kaç gün içinde kendiliğinden veya dozun geçici bir süre azaltılmasından sonra ortadan kalkar.

Merkezi sinir sistemi ile ilgili yan etkiler doz yüksekliğine veya plazma düzeylerindeki düzensizliğe bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda plazma düzeylerinin izlenmesi ve günlük dozun azaltılması ve/veya ilacın 3-4'e bölünmüş dozlar şeklinde uygulanması önerilir.

Farklı organ sistemlerinde sık sık (≥ % 10), sık (≥ % 1- < % 10), ara sıra (≥ % 0,1- < % 1), nadir (≥ % 0,01- < % 0,1), çok nadir (< % 0,01) gözlenen advers reaksiyonlar şu şekildedir:

Merkezi sinir sistemi(MSS):

Nörolojik:

Sık sık : baş dönmesi, ataksi, uyuklama, bitkinlik.

Sık : baş ağrısı, çift görme, uyum bozuklukları (örn. bulanık görme).

Ara sıra : anormal istem dışı hareketler (örn. tremor, kas seyirmesi, distoni, tikler), nistagmus.

Nadir : okülomotor bozukluklar, orofasiyal diskinezi, konuşma bozuklukları (örn. disartri ya da telaffuz bozukluğu), periferik nevrit, parestezi, kas zayıflığı ve paretik belirtiler.

Özellikle nöroleptikler ile birlikte kullanıldığında, nöroleptik malign sendrom gelişimine katkısı ve başlatıp başlatmadığı açık olmasa da, nöroleptik malign sendrom vakaları bildirilmiştir.

Psikiyatrik:

Nadir : görsel ya da işitsel halüsinasyonlar, depresyon, iştah kaybı, dinlenememe, agresif davranışlar, ajitasyon, konfüzyon.

Çok nadir : psikoz aktivasyonu.

Deri ve ekleri:

Sık sık : alerjik cilt reaksiyonları, şiddetli olabilen ürtiker.

Ara sıra : eksfoliyatif dermatit ve eritroderma.

Nadir : lupus eritematosus benzeri sendrom, pruritus.

Çok nadir : Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz, ışığa duyarlılık, eritema multiforme ve nodosum, cilt pigmentasyonunda değişiklikler, purpura, akne, terleme, saç dökülmesi.

Nedensel bir ilişki bilinmemekle birlikte, çok nadir hirsutism vakaları bildirilmiştir.

Kan:

Sık sık : lökopeni.

Sık : eozinofili, trombositopeni.

Nadir : lökositoz, lenfadenopati, folik asit eksikliği.

Çok nadir: agranülositoz, aplastik anemi, saf alyuvar aplazisi, megaloblastik anemi, akut intermitan porfiri, retikülositoz, hemolitik anemi.

Karaciğer:

Sık sık : karaciğerde enzim indüksiyonu nedeniyle ortaya çıkan ve genellikle klinik açıdananlamlı olmayan gama-GT artışı.

Sık : alkalen fosfataz yüksekliği

Ara sıra : transaminazların yüksekliği.

Nadir : kolestatik, parenkimal (hepatoselüler) ya da karma tip hepatit, sarılık.

Çok nadir : granülomatöz hepatit, karaciğer yetmezliği.

Gastro-intestinal sistem:

Sık sık : bulantı, kusma.

Sık : ağız kuruluğu.

Ara sıra: diyare ya da konstipasyon.

Nadir : karın ağrısı.

Çok nadir : glosit, stomatit, pankreatit.

Aşırı duyarlılık reaksiyonları:

Nadir : ateş, cilt döküntüleri, vaskülit, lenfadenopati, lenfomayı taklit eden bozukluklar, artralji, lökopeni, eozinofili, hepato-splenomegali ve karaciğer işlev testlerindeki bozuklukların farklı birlikteliklerle gözlenebildiği bir gecikmiş aşırı duyarlılık reaksiyonu (karaciğer, akciğer, böbrekler, pankreas, miyokard ve kolon gibi başka organlar da etkilenebilir).





Hiçbir ilacı doktor tavsiyesi olmadan kullanmayınız

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147