Bronz olmak - Nasıl bronz olurum?
Bronz olmak istiyorum Ten renginiz ne olursa olsun, özellikle de yaz aylarında herkeste bir bronz görünme hevesi başlıyor. Çoğunluk soluğu solaryum salonlarında alırken, buna hala şüpheyle yaklaşanlar da var. Güneş altında yatacak kadar sabrınız, ya da zamanınız yoksa, geriye tek bir çare kalıyor, o da bronzlaştırıcılar. Bronzlaştırıcıların kötü bir şöhreti de yok değil. Turuncu bacaklar, ya da eşit dağılmamış renk, bronzlaştırıcılarla ilgili en sık karşılaşılan sorunlardan. Ancak şunu söylemekte fayda var: Teknoloji bu konuda da hızla ilerliyor. Bronzlaştırıcıların verdiği o çirkin turuncu renk artık geçmişte kaldı denebilir. Ayrıca kremi iyice yaydığınız sürece, hiçbir sorun çıkmayacağından da emin olabilirsiniz. Nereden mi biliyorum? Kişisel tecrübelerimden tabii ki Hazırlık aşaması Bu konuda bilmeniz gereken şey, doğru ürünü seçmeniz gerektiği. Doğru ürün, en pahalı ürün demek değildir. Hemen her bronzlaştırıcı da yaklaşık aynı maddeler bulunur. Farklılığı yaratan maddeler genellikle kremin daha eşit oranda dağılmasını ve iğrenç kokmamasını sağlamakla yükümlü olanlardır. Doğru ürünü bulmanın en yolu ise denemektir. Kozmetik satan mağazalara gidip, test ürünlerini kolunuzun iç kısmında küçük bölgelere uygularsanız, hangi üründen daha memnun kaldığınızı bulabilirsiniz. Kullanacağınız ürüne karar verdiğinizde, işleme hazırsınız demektir. Yalnız, eğer önceden başka bir bronzlaştırıcı kullandıysanız, bunun etkilerini cildinizden iyice temizlemek için 3-4 gün boyunca bir peeling ürünü kullanın. Bundan sonra dikkat etmeniz gereken şeyse, seçtiğiniz bronzlaştırıcının kuruma süresidir. Bazı ürünler anında kururken, diğer bazı ürünlerde bu süre 15 ila 60 dakika arasında değişebilmekte. Bu nedenle mutlaka kutunun üzerini okuyun. Ayrıca tüylerinizi aldığınız günle bronzlaştırıcıyı kullandığınız gün arasından en az bir gün bırakın. Kurallar Peeling işlemini baştan savmayın. Dirsek, dizler, ayaklarınız ve elleriniz üzerindeki sertleşmiş ve kuru bölgelere özellikle itina gösterin. Nemlendirici kullanmayı asla ihmal etmeyin. İlla pahalı bir ürün kullanmanız da gerekmez. Kokusuz bir ürünü tercih etmeniz iyi olacaktır. Çünkü nemlendirici ve bronzlaştırıcının kokularının karışması hoş olmayabilir. Cildiniz yeterli derecede nemliyse, bronzlaştırıcı daha iyi emilir. Bacakları gövdeniz ve göğüsleriniz izlesin. Kremi gene aşağıdan yukarı doğru sürün. Şimdi işin can alıcı noktasına geldik: Kremi bölge bölge uygulayın. Önce ayak bileklerinizden dize kadar olan kısımla başlayıp, kremi iyice yayarak yukarı doğru çıkın. Dize geldiğinizde, bu bölgeyi atlayın ve doğrudan bacaklarınızın üst kısmına kremi sürmeye başlayın. Eğer daha kolay olacaksa, bacağınızın önünü ayrı, arkasını ayrı olarak bronzlaştırıcınızla kremleyin. Bacağınızı kremlemeyi bitirdiğinizde, diz ve ayaklarınıza elinizde kalan kremi sürün. Bronzlaştırıcı sürdüğünüzü özellikle belli eden bölgeler bunlar olduğundan, en az miktarı burada kullanmalısınız. Daha sonra diğer bacağa geçin. Bronzlaştırıcıyı kollarınıza sürerken, bu kez de dirseklerinize sürmekten kaçının. Kollarınız bittikten sonra, elinizde kalan fazla kremi bu bölgeye iyice dağıtın. eğer sırtınıza da bronzlaştırıcı sürmek istiyorsanız, bunun için birini bulmanız en iyisi olacaktır. İşiniz bittikten sonra, nemlendiricinizi diz, dirsek ve ayaklarınızın üstlerine tekrar sürün. Bu bronzlaştırıcının emilimini artırır. Bazıları nemlendiriciyi tüm vücutlarına sürseler de, bu herkeste iyi sonuç vermeyebilir. Her bronzlaştırıcı yüze uygulanmıyor. Yüz için ayrı bronzlaştırıcılar da var. Bu nedenle satın aldığınız bronzlaştırıcıyı nerelerde kullanabildiğinizi kontrol edin. Bronzlaştırıcıyı yüze uygularken gene nemlendiricinin üzerine sürmek daha iyi sonuç verir. Yapabileceğiniz bir diğer şey de Clarins Radiance Plus gibi pratik bir ürün denemek olabilir. Bu krem, içinde çok az bronzlaştırıcı içeren bir gece kremidir. İstediğiniz rengi elde edene kadar her gece sürüp, istediğiniz rengi elde ettikten sonra da, gün aşırı kullanabilirsiniz. Böylece renk korunmuş olur. Ellerinizi yıkamayı sakın unutmayın! Elleriniz yüzde 40 daha fazla gözenek içerdiğinden, onları hemen yıkamazsanız, komik turuncu avuçlarla gezmek zorunda kalırsınız. Bir diğer alternatif de, bir kağıt havluyu ıslatıp avuç içlerinizi iyice silerek temizlemektir. Böylece ellerinizin üstündeki kremi korumuş olursunuz. Bu kadar uğraştıktan sonra, peeling, kese gibi uygulamaları aza indirgemek iyi olacaktır. Bronzlaştırıcıların ömrü zaten kısadır ve yaz sıcaklarında suyla temasınızın daha fazla olduğu düşünülecek olursa, peeling gibi uygulamalarla bronzlaştırıcınızın ömrünü iyice azaltmanın alemi yoktur. Unutmayın ki bronzlaştırıcınız sizi güneşten korumaz. Ancak bazı bronzlaştırıcılar güneşe karşı koruma faktörü de içerirler. Güneşlenirken bunları kullandığınız takdirde daha iyi yandığınızı göreceksiniz ama dikkatli olun Turuncu oldum, biri beni kurtarsın! Hemen panik yapmayın. Kremin vücudunun her yerine eşit olarak dağılmaması sık rastlanan bir durumdur, özellikle de bronzlaştırıcıyı ilk kez kullanıyorsanız. Peki kendinizi uzun kollular ve pantalonlar içine hapsetmeden yapabileceğiniz ne var? Öncelikle bronzlaştırıcının etkisi maksimum 5 gün olacaktır. Bunun için en kötü ihtimal 5 gün sabredip, rengin atmasını bekleyebilirsiniz. Beş gün bekleyemem diyorsanız, o zaman exfoliator, peeling ve kese gibi uygulamalardan birini deneyin. Renk daha çabuk kaybolacaktır. Ancak illa da renkten o an kurtulmak istiyorsanız, pek çok ünlünün kullandığı bir bronzlaştırıcı olan St Tropez markasının St Tropez Self Tan Remover'ını (bronzlaştırıcı çıkarıcı) deneyebilirsiniz. Bunu losyon sürer gibi sürüp, rengin çıkmasını beklemekten başka bir şey yapmanıza gerek yok. Eğer bronzlaştırıcının uygulanmasından sonraki 3-4 saat içinde sürülürse sonuç daha da iyi oluyor, ama bronzlaştırıcıyı sürdükten birkaç gün sonra da kullanabilirsiniz.
---------- Post added 11.02.17 at 23:25 ----------
Bronzlaşma
Yaz mevsimi ile birlikte tüm cilvesiyle baştan çıkaran güneş, yakıcı oyunlarıyla bizi kandırmaya çalışıyor. Ama tatilcilere uyarı; herşeyin olduğu gibi güneşin de "çoğu zarar, azı karar".
Mutluluk hormonlarını harekete geçiren, mutlu olmamızı sağlayan güneş ışınları, bağışıklık sistemimizi güçlendirirken, kemiklerimiz için de gerekli olan D vitaminini sağlar. Ancak güneşin, hayatımızı zehir edebilen yönleri de var. Bunların arasında güneş çarpması, deri lekeleri, güneş alerjisi, cilt kanserlerini sayılabilir. Güneş ışınları: Ultraviyole (UV) radyasyon, güneşten gelen radyant enerjinin bir şeklidir. Güneş elektromagnetik spektrum diye bilinen bir dizi enerji yayar.
Ultraviyole (UV) radyasyon, dünya yüzeyine erişen güneş enerjisinin doğal bir parçasıdır, fakat daima zararlıdır. UV radyasyonu ne görebiliriz ne de hissedebiliriz, fakat o vücudumuzdaki etkilerini hissederiz. UV ışınları dalga boylarına göre sınıflandırılırlar.</SPAN>
UV-A, UV radyasyonun en az zararlı şeklidir ve dünyaya büyük miktarlarda erişir. Çoğu UV-A ışınları ozon tabakasının içersinden doğrudan geçer.
UV-B radyasyon potansiyel olarak çok zararlıdır. UV-B radyasyonunun çoğu stratosferde ozon tarafından yutulur.
UV-C radyasyon çok enerjik olduğundan potansiyel olarak en fazla zararlıdır. Stratosferde oksijen ve ozon tarafından yutulur ve asla dünya yüzeyine erişmez.
Özetle, UV radyasyondan zararın esas olarak spektrumun UV-B sınıfından gelmesine rağmen eğer yeterli miktarlarda maruz kalınırsa UV-A da bazı riskler ortaya çıkarır. Işınların vücudumuzda etkiledikleri alanların sınıfalndırılmasında:
Güneş ışınları uzun (infrared) ve kısa dalgalardan (UV-A, UV-B ve UV-C) oluşmaktadır.
UV-A ışınının dalga boyu 320-380 nm' dir ve derinin derin tabakalarına (dermis) ulaşır ve yayılır.
UV-A ışını yıl boyunca ve gün içinde değişik saatlerde, mevsimlerde veya hava koşullarında değismeksizin etkili olmaktadır.
UV-B ışının dalga boyu 290-320 nm 'dir ve derinin üst tabakasını (epidermis) etkiler.
UV-B ışını yaz aylarında ve yüksek rakımlı yerlerde daha yoğundur.
Gelen UV radyasyon dünya üzerinde yüzeylerden yansır. Yansıyan UV; eğer maruz kalınma süresi uzunsa direkt UV gibi insanlara, bitkilere ve hayvanlara zarar verebilir. Çoğu yüzeyler UV radyasyonu farklı derecelerde yansıtır. Kar UV radyasyonun %85'in üstünde bir miktarla en yüksek bölümünü yansıtır ve UV radyasyon yükseklikle artar, bu nedenlerle de kayakçılar ve dağa tırmananlar dikkat etmelidirler. Kuru kum ve beton %12'nin üzerinde yansıtabilir. Su ise sadece %5'ini yansıtabilir.
Kumlu sahillerde güneş banyosu yapanlar, bir parkta yeşil çimenler üzerinde güneşe maruz kalanlardan %10'un üzerinde daha fazla UV-B alırlar.
Güneşli bir günde hafif bir rüzgar sizin serinlemenize neden olabilir, fakat bu sizin cildinize etki eden UV miktarını değiştirmez. Sıcaklığı UV radyasyonla karıştırmayın.
Güneşlenirken dikkat edilmesi gereken bazı konuları sırladığımızda:
Güneş ışınlarının en şiddetli olduğu öğlen saatlerinde (11.00 ile 15.00 arasında) güneşe çıkmamaya özen gösterilmelidir.
Gölgede oturulmalıdır.
Şemsiye, şapka kullanılmalı; açık renk giysiler giyilmelidir.
Güneşten koruyan ürünler bilinçli kullanılmalıdır.
Erişkinler deri tiplerine göre farklı koruyan faktör içeren ürünler kullanırlar, ancak çocuklarda deri tipine bakılmaksızın yüksek faktörlü ürünler kullanılmalıdır.
Güneşten koruyan ürünler, güneşe çıkmadan yarım saat önce deriye uygulanmalıdır.
Deriye yeterli miktarda ve kalınlıkta sürülmelidir. Güneşten koruyan ürünler deriye eşit miktarda yedirilerek ve gerekirse; sık havuza veya denize girmek, havlu ile kurulanmak ve terlemek gibi durumlarda gün boyunca uygulanmalıdır.
Yüz, omuz, ense ve boyun gibi daha yoğun olarak güneş ışınlarından etkilenen bölgeler sürekli güneşten koruyan ürünler kullanılarak korunmalıdır.
Tedavi amacı ile doktor tarafından verilen kimi ilaçlar (antibiyotikler, doğum kontrol ilaçları vb.) derinin güneş ışınlarına karşı duyarlılığını artırmaktadır. Bu durumda kişi doktorun önerileri doğrultusunda güneşten korunmalıdır.
Son yapılan bilimsel araştırmalar, bronzlaşma ile cilt kanseri arasında doğrudan bir ilişki olduğunu ortaya koydu. Bu bağlamda yaz aylarında sağlıklı bronzlaşma yöntemleri konusunda kamuoyunu uyaran sağlık örgütleri, çocukların ve açık tenli kişilerin güneş ışığından korunması gerektiğine dikkat çekiyor. Kanser riski yanında güneş cildde erken yaşlanmaya neden olmaktadır. Uzun süren güneş banyoları, deride zaman içerisinde incelme, elastikiyetin bozulması (kırışıklık), kuruluk, pigmentasyon değişikliği, kılcal damarların belirginleşmesi, fotoyaşlanma ve deri kanserinin oluşma riskinin artmasındaki mekanizmadır.
Deri kanserine yakalanan hastaların geçmişlerinde, özellikle çocukluk dönemlerinde iki veya üç kez ciddi güneş yanıklarına maruz kaldıkları görülmüştür. Körpe ciltlerin yüksek koruma faktörlü kremlerle, şapka ve giysilerle korunmaları şarttır.
Dermatologlar cilt kanserine yakalanma riski açısından cilt tiplerini 6 veya 7 kategoride ele alıyor:
° Keltlere özgü solgun, çilli cilt; mavi veya yeşil gözler; sarı veya kızıl saçlar. Bu kişiler bronzlaşamaz, yalnızca kızarırlar. Cilt kanseri riski: Yüksek.
° Sarışınlara özgü açık ten; çil görülebilir; açık renk saçlar ve açık renk gözler. Cilt hafifçe bronzlaşabilmekle birlikte çok çabuk kızarır. Risk: Yüksek.
° Üçüncü kategoriye Avrupa'nın çoğunluğu girer. Bunların tenleri Keltlerden bir ton koyudur. Gözler herhangi bir renk olabilir. Saçlar kumraldan koyu kahverengiye uzanan bir renk skalası izler. Bu gruptakiler bronzlaşmadan önce çoğunlukla kızarırlar. Ancak bronzlaştıklarında ciltleri kahverengiye döner. Risk: Orta.
° Dördüncü grubu Akdenizli tipi oluşturur. Bazı Asyalılar ve Hintliler de bu gruba girer. Bunların gözleri ve saçları koyu kahverengidir. Risk: Düşük.
° 5.gruba Hintliler, Uzak Doğulular ve Pasifik Adalarında yaşayanlar girer. Risk: Çok düşük.
° 6.ve 7. kategoridekileri Afrikalılar, Afro-Karaipliler ve Avustralya yerlileri oluşturur.
UV-A ışının derinin derin tabakalarına kadar ulaşıp yayılarak deri kanserine neden olabilir. Güneş yanığını oluşturan UV-B ışını ise daha az etkilidir. Bu nedenle güneş ışınlarından koruyan ürünler UV-A ve UV-B filtreleri içermelidir. Yanıksız –sağlıklı günler dileği ile...
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
|