Stres hemen herkesin yaşadığı bir durumdur, zira iş, ev, eş ve çocukları ile kişi bunu sürekli yaşar. Stres sürekli yaşanmasına rağmen bunun ne olduğu ve buna karşı ne gibi tetbirler alınabileceği bilinmemektedir. Walter B. Cannon yaptığı araştırmalarda beynin beyin sapı (pons ve medullaoblogata kısımlarından oluşan kısım) tarafından her türlü yeniliğe karşı tavır alındığı ve böylece kişinin kişinin duruma karşı hareket etiği tesbitedilmiştir. Yeni duruma karşı beyin sapı hemen hareket etmemeizi sağlar, buna reflektif hareket veya ani tepki denir.



Reflektif hareketle kişi karşılaştığı yeni duruma karşı ya karşı kor veya kaçar. Kişinin eli yanınca elini çekmeside bu merkezin uyarısı ile olur. Örneğin kişi ormanda veya mezarlıkta bir gölge görünce bunun ne olduğunu anlamadan hemen koşar, çünkü buna benzer olaylar hafızasında kayıtlıdır. Bu gün ise araba sürerken önünüze bir çocuk çıkınca düşünmeden hemen frene basarsınız.



Stres vücut reaksiyonlarına sebep olur.



Beyin tarafından tehlikeli olarak alğılanan duruma karşı stres oluşur. Stresle birlikte kişinin tansiyonu yükselir, nabız atışları hızlanır ve kalp atışları artar. El ve ayaklardaki kan kaslara gönderilir, hızlı koşabilmek için bu nedenle ellerde ve ayaklarda üşüme görülür. Görme ve duyma hisleri artar, kandaki adrenalin yükselir ve vücudun yenilenmesi ve gelişmesi için gerekli olan enerji azalır vede bütün enerji tehlikeden uzaklaşmak için harcanır. Tehlikenin çok büyük olması halinde kişi bağırsaklarını boşaltarak hafifleme gereği hisseder. Bunedenle bazılar çok korkunca altına yapar. Tehlike söz konusu olmadığı zamanlarda kişi strese girer, şayet ne yapacağını bilemiyorsa veya yaptığı işi beceremeyeceğini hissederse stres oluşur.



Kronik stres:



Stres şayet geçici bir süre içinde olur ve geçerse bu hayat kurtarıcı olur, fakat stresin sürekli olması tehlikeli olabilir. İnsanların çoğu karşılaştıkları problemleri çözememeleri ve bu kronik strese dönüşür. Kişinin hayatını düzene koyamaması, işinde başarısız olması stresin sürekli olmasına sebep olur.



Kronik stresin belirtileri:



1-) Karar vermede zorlanma



2-) Sürekli her konuda evhamlı (kuruntulu) olma



3-) Sinirlilik



4-) Depresyon



5-) Hayali korkular



6-) Alkol ve uyuşturucu kulanımı



Stresin kötü etkileri:



1-) Dağınıklık ve unutkanlık



2-) Yorgunluk



3-) İştahsızlık veya aşırı iştah



4-) Cinsel isteksizlik



5-) Ruhi ve bedeni hastalıklar



6-) Uyku rahatsızlıkları



Stres komplikasyonları:



Stres bir çok hastalığa sebep olabilir. Şayet vücudu dinlendirmez ve rahatlanmazsanız bir çok problem ortaya çıkabilir.



1-) Mide ağrısı



2-) Başağrısı



3-) Kulak çınlaması



4-) Kalp ve kandolaşımı rahatsızlıkları



5-) İshal



6-) Kusma



7-) Şişkinlik



Sık sık idrar yapma



9-) Bel ve sırt ağrıları



10-) Dudaklarda uçuk



11-) Allerji



12-) Depresyon



13-) Konsentre olamama



Stresin sebepleri:



1-) İş yerindeki ve maddi problemlerini aşamamaktan korkma



2-) Çevre faktörleri: Gürültü, hava kirliliği, kötü havalar, trafik



3-) İnsanlarla münasebetlerinde problemler



4-) Hastalıklar, hormon anormalikleri, beslenme yetersizlikleri



5-) Kişinin yaşam tarzı, fikiri vb. sebeplerden dolayı ailesi ve çevresi ile olan sağlıksız münasebetler.



Stresin kaynakları:



Kişi streslidir, fakat bunun nedenini genelikle bilinememektedir. Bu nedenle öncelikle bu ana sebepi teşhisetmek gerekir. Bunun içinde oturup bir yılda neler yaptığınızı not ederek bunu tesbite çalışılır. Bu stresin bir çok faktörü olabilir. Bunları sırası ile ve ağırlığınıda belirterek yazmak gerekir. Liste ne kadar detaylı olursa stresin kaynaklarına inme ve buna karşı tetbir almakta o ölçüde kolay olur. Prof. Dr. Thomas Holmes Richard Rahe stresin sebepleri ve kaynakları üzerine araştırmalar yapmışlar ve bu kaynakları (faktörler) derecelendirerek stresi az, orta ve yüksek olarak derecelendirmişlerdir. Öreğin taşınmak biri için büyük bir stres sebebi olurken diğeri için eğlence kaynağı olabilir.



Stresi konturol etmek:



Stresin psikolojik ve organik oarak tahribata sebep olmaması için onu konturol etmek gerekir. Stresi konturol edebilmenin yolları:



1-) Ne yapmak istediğinizi tesbitedip o yönde çalışmalı ve gereksiz olan diğer işleri bırakmalısınız



2-) Zamanınızı ayarlamalı çalışma ve görevlerinizi planlamanız, yani hayatınıza düzen ve disiplin altına almalı ve planlı yaşamalı



3-) Dinlenmeye zaman ayarlamalısınız zira dinlenmek enerji toplamaktır. Sürekli stres enerjiyi bitirir.



4-) Stresin gerekli olduğu kabule dilmeli, stresle birlikte kişi bir şeyle yapabilir, önemli olan stresin aşırı olmamasıdır



5-) Hedef belirlerken çok büyük hedef seçilirse buna ulaşmak için düzenli ve planlı çalışmalı, hemen olmuyor diye endişeye kapılmamalı



6-) Problemleri olduğundan fazla abartmamalı, kişi stresli zamanda problem çözmeye zorlanmamalıdır.



7-) Stres spor yaparkak veya gezinti yaparak konturol edilebilir.



Stresden kurtulmak:



1-) Hedef: Her insanın kendine has hedefleri ve hobileri vardır. Ne yapmak istediğinizi belirleyip o yönde konsentre olmalı, çalışmalı ve zamanınızı ona göre ayarlamalısınız.



2-) Zaman: Kişinin hedefinin olması önemlidir, fakat hedefe ulaşabilmek için zamanını planlamalı ve çalışmalarını bu plana göre yapmalıdır. Örneğin şifalı bitkiler üzerine araştırmalar yapan birinin bu konuya konsentre olmalı düzenli ve hergün çalışmalıdır.



3-) Dinlenme: Sürekli çalışırken dinlenmemeyi unutmamalı, arada bir kişi rahatlamak için izin yapmalı veya haftasonu hoş sohbet edebileceği toplantılara katılmalıdır. Bu toplantının büyük veya küçük çaplı olması önemli değildir, önemli olan kişinin kendini orada huzurlu hissetmesidir.



4-) Hormon: Stresin oluşmasında en önemli faktörlerinden biride vücudun salğıladığı serotonin hormonunun bağırsaklar tarafından yeniden absorbe edilerek yeniden değerlendirilmesidir.. Bu nedenle bağırsakları tahrip olanların Gökçek İksiri ve ZYE kulanmaları.



5-) Sinirlilik: Kişide aşırı sinirlilik varsa ZYE-, Kediotkökü-, kılıçotu-, oğulotu-, çarkıfelek preparatları, Gökçek Tonik veya Gökçek iksirini kulanılmalıdır.



Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.