Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Anksiyete - Kaygı
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 10.02.17, 19:21
SiLence SiLence isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,468
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Anksiyete - Kaygı

Kaygı, genellikle nesnesi bilinen bir duruma ya da kişiye karşı duyulan merak, tasalanma ve endişe duygusudur. İnsanın günlük davranışında en sık gözlenebilen durumlardan biridir. Herkeste değişik derecelerde kaygı vardır ve hiç kaygısı olmayan hemen hemen hiç kimse yoktur. Fakat kaygının türü ve derecesi önemlidir. Kaygı bireyin günlük yaşamının merkezi olur ve birey kaygı üzerinde odaklaşırsa, o zaman kişi yaşamını normal bir şekilde sürdüremez. Ve değişik davranış bozukluklarının gelişmesine neden olur.



Kaygı – Bunaltı, korkuya benzeyen bir duygudur. Kişi bunu içinde sanki kötü bir şey olacakmış, kötü bir haber alacakmış, bir felaket olacakmış gibi nedeni belli olmayan bir sıkıntı, endişe duygusu olarak algılar ve tanımlar.



Kaygı kişinin yeni koşullara uyumunu sağladığı gibi kişinin ruhsal gelişiminin daha üst basamaklara çıkmasında itici bir işlev görebilir. Ama bunun yanında engelleyici, kilitleyici işlev de görebilir. Mesela, sınav insanlarda kaygı yaratır, sınavı başarmak, bir engeli aşmak olumlu bir işlevdir. Ama sınavda donakalmak, bildiğini unutmak ya da sınavı kazanamama kaygısından dolayı hiç çalışmamak gibi durumlar kaygının olumsuz yönlerini ortaya koyar. Bu durumda kaygı kavramının nerede patolojik, nerede normal bir duygu olduğunun açıklanması önemlidir.



Bir kişinin verimini düşüren, kişiler arası ilişkilerde kopukluklara neden olan, sıklıkla titreme, çarpıntı, ağız kuruluğu, kas gerginliği gibi fiziksel belirtilerin de eşlik ettiği kaygı durumları patolojik olarak değerlendirilir.



Biraz önce söylediğim gibi çok hafif tedirginlik ve gerginlik duygusundan panik derecesine varan değişik yoğunlukta olabilir. Ağır derecelerinde kişinin benliği bu ruhsal acı altında ezilir ve en güçlüsü fiziksel ağrının bile bu denli rahatsız edici olmadığı bunu yaşayanlar tarafından söylenir. Bunun daha iyi anlaşılması için size bir örnek vermek istiyorum. Çocukken ya da yetişkin yaşta şiddetli, korkulu bir düşle uykudan uyarınca, kısa bir süre, bu yoğun korku ile yüreğin göğüs kafesinden fırlarcasına çarptığını anımsayabilirsiniz. Bunun bir düş olduğunu anlayınca rahatlarız ve yeniden uykuya geçebiliriz. İşte, kaygı-bunaltı kişinin gündüz, uyanıkken yaşadığı daha uzun süren ve kaynağı kişi tarafından açıklanamayan böyle bir durumdur.Kişide

Genel bir huzursuzluk

Endişeli yüz

Gergin bir duruş

Hareketlerinde tedirginlik

Çabuk irkilme

Çabuk kızma


Sabırsızlık

Yerinde duramama vardır. Bunlar, genel görünüm ve dışa vuran davranışlardır.Kişinin;Sesinde heyecanlı bir titreklik, zor konuşma olabilir. Fakat konuşma düzgündür, huzursuz ve gergindir.Kişi, İçinde korkuya benzeyen bir duygusu olduğunu, sanki kötü bir haber alacakmış gibi hissettiğini anlatır. Fakat korkusunun nedeni ve nesnesini bilmez. Halk arasında “bun bastı, korkutuyorlar, karabasan bastı” gibi sözcüklerle anlatılmaya çalışılır. Bazen, özellikle uzun sürdüğünde, bunaltı durumu kişide yılgınlığa neden olduğundan depresyon belirtileri de birlikte bulunabilir.KişininBilişsel yetilerinde temelde bir bozukluk yoktur. Aşırı yorucu olan sıkıntı nedeniyle kişinin dikkati çabuk dağılır. Bu nedenle de geçici unutkanlıklar olabilir.
Kalp basıncı yükselir

Kalp atımı hızlanır

Çarpıntı, kaslarda gerginlik

Tüylerin diken diken olması

Gözbebeklerinde genişleme

Ağız kuruması

Yüzde solgunluk ya da kızarma

Terleme

Sık sık idrara çıkma

Boğazda düğümlenme

Soluk almada güçlük

Hava açlığı

Ellerde ayaklarda soğukluk karıncalanmalar. [/li][/list]Bu tür belirtiler, bu davranış bozukluğunun fizyolojik boyutunu gösterir.



Bu kişilerde genellikle, yaşam olayları karşısında ve ilişkilerde çabuk kaygılanma, meraklanma, gerginlik, tedirginlik, aşırı terlemeler, sıcak-soğuk basmaları, çabuk irkilme, dikkat dağınıklığı, uyku bozukluğu, çabuk kızma ve huysuzluk görülür.



Anksiyete bozuklukları arasında: Panik atak bozukluğu, fobik bozukluk, obsesif-kompulsif bozukluklarını sayabiliriz. Bugün sadece obsesif-kompulsif bozukluktan bahsetmek istiyorum.



Obsesyonlar bireyin zihninden uzaklaştıramadığı, iradesi ve kontrolü dışında zihnine hücum eden, rahatsız edici, çoğu zaman tehdit edici ve ısrarcı ve tekrarlayıcı düşüncelerdir. Bu düşünceler çoğu zaman kişinin kendisine de saça ve anlamsız gelir. Obsesyonlar, gerçeğe yakın ve gerçekleşebilecek düşünceler olduğu gibi gerçekten oldukça uzak ve sanrısal olabilir.

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147